Atilla Kart: Yardıma bloke koymak kanunsuz emirdir
Hukukçu Atilla Kart, İçişleri Bakanlığı genelgesinin toplum sağlığını sabote etmek anlamına geldiğini söyledi. “Belediyeler, toplum sağlığını koruma sorumluluğunu nayasadan alır” diyen Kart, yardım hesaplarına bloke konulmasının kanunsuz emir olduğunu ifade etti.
ANKARA - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun genelgesinin ardından, korona virüsüyle mücadele için CHP’li büyükşehir belediyelerinin açtığı yardım hesaplarına bloke konulmasını değerlendiren hukukçu Atilla Kart, “Bu uygulama kanunsuz emir ve talimattır” dedi.
Eski CHP Milletvekili avukat Atilla Kart, belediyelerin Anayasa’nın kendilerine verdiği yetki kapsamında yardım toplayabileceğini söyledi. Yardımın engellenmesinin toplum sağlığını sabote etmek anlamına geldiğini ifade eden Atilla Kart’ın açıklamaları şöyle:
‘BELEDİYELER YARDIM TOPLAYABİLİR’
2860 Sayılı Yardım Toplama Kanunu, “Kamu yararına uygun olarak, amaçlarını gerçekleştirmek, muhtaç kişilere yardım sağlamak ve kamu hizmetlerinden bir veya birkaçını gerçekleştirmek veya destek olmak üzere gerçek kişiler, dernekler, kurumlar, vakıflar spor kulüpleri, gazete ve dergilerin yardım toplayabilirler” diyor. Bunu da mülki idarenin iznine bağlıyor.
Ankara ve İstanbul'un bağış hesapları bloklandı
Yerel yönetimler yetkisini Anayasadan alır. Yerel yönetimlerin yetkisi Anayasanın 127’inci maddesinde düzenlenmiştir. Yerel yönetimler o beldenin müşterek ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kuruluş esasları kanununda belirtilen kamu tüzel kişileridir. Bu anlamda 2860 Sayılı Yasanın kapsamı dışında kalırlar.
‘BELEDİYELER, TOPLUM SAĞLIĞINI KORUMA SORUMLULUĞUNU ANAYASADAN ALIR’
Seçimle gelen bir yönetim yapılanmasından söz ediyoruz. Bir salgın hastalıktan dolayı o belediyenin yetki, görev ve sorumluluk alanındaki toplum sağlığını korumak o belediyelerin temel sorumluluğudur. Belediyeler bu yetkisini de Anayasadan alır.
İçişleri Bakanlığı’nın genelgesinde, maalesef yine siyasi iktidarın ayrımcı anlayışını, siyasi ve ideolojik takıntısını, seçmen iradesini kabullenmeme noktasındaki antidemokratik, faşizan anlayışını görüyoruz. Vahim olan bu ayrımcı, takıntılı anlayışı, Korona gibi halk sağlığını doğrudan ilgilendiren bir konuda bile sürdürüyor olması. Bunu izah etmek mümkün değil. Bunun ötesinde yasal ve anayasal anlamda bu genelgenin belediyeleri bağlaması söz konusu olmaz.
‘YARDIM HESAPLARINI BLOKE ETMEK, YETKİYİ KÖTÜYE KULLANMAKTIR’
Belediyeler anayasa ve yasalardan aldıkları yetkiyle yaptıkları bu yardım kampanyalarını şeffaf biçimde yürütüyorlar. Amacı dışında kullanılması söz konusu olursa Sayıştay ve İçişleri Bakanlığı aracılıyla belediyeleri denetleme yetkisi mevcuttur.
Belediyelerin yardım hesaplarına bloke konulması, merkezi hükümetin yerel yönetimler üzerinde yaratmak istediği vesayet yapılanmasının ötesinde faşizan bir anlayıştır. Maalesef bunu üzülerek ifade ediyorum toplum sağlığını sabote etmek anlamına gelir. Belediyelerin yardım hesaplarını bloke etmek, çok açık şekilde anayasal, yasal yetkisini kötüye kullanmaktır.
‘BUNUN SUÇ OLDUĞUNU DEĞERLENDİRECEK KURUM KALDI MI?’
Kamu bankalarının maalesef o direnci göstereceklerine ihtimal vermiyorum ama İçişleri Bakanlığı’nın bu yöndeki talimatları uygulama aynı zamanda bir kanunsuz emir ve talimattır, hem Türk Ceza Kanunu hem de anayasal anlamda. Ne yazık ki, bunun suç olduğu değerlendirmesini yapacak bir yargı mekanizması, bir anayasal kurum kaldı mı?