ÇMO, içme ve atık sular için uyardı: Bulaşabilir
Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İstanbul Şubesi tarafından 'Su ve Atıksu Yönetiminde Covid 19 Etkisi Değerlendirmesi' yapıldı. Buna göre merkezi su arıtma sisteminin bulunmadığı yerleşim alanlarında; kaynaktan temin edilen sular mutlaka dezenfekte edilerek kullanılmalı.
İSTANBUL - Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İstanbul Şubesi tarafından 'Su ve Atıksu Yönetiminde COVID-19 Etkisi Değerlendirmesi' yapıldı. Çalışmada; 'İçme ve Kullanma Suyu Arıtma Tesisleri', 'İçme ve Kullanma Suyu Şebekeleri', 'Atıksu ve Yağmur Suyu Kanalizasyon Sistemleri' ile 'Atıksu Arıtma Tesislerindeki' olası etkileri, korunma yöntemleri ve alınması gereken tedbirler için değerlendirmeler de bulunuluyor.
Hollanda Ulusal Halk Sağlığı ve Çevre Enstitüsü araştırmasına göre, COVID-19 vakalarının Hollanda’da ortaya çıkması ile atıksularda Covid-19 tespit edildiği belirtiliyor.
'VİRÜS ARIZALI TUVALETLERDEN YAYILABİLİR'
Koronavirüsün; atıksulardan alınan numunelerde doğru ölçümün oldukça zor olup, bu konuda çok az araştırma yapıldığı belirtililiyor: “Ancak, Korona virüsünün özellikle insan dışkısı ile kanalizasyon sistemine karıştığı bilinmektedir. Yapılan araştırmalar virüsün yaklaşık dört hafta insan dışkısında canlılığını sürdürebildiğini göstermiştir. Hatta iyileşen hastaların bile bir süre sonra dışkılarında yeniden korona virüsü tespit edilmiştir. Bu durumun virüsün insan bağırsak sisteminde tekrar çoğalmasından kaynaklanabileceği tahmin edilmektedir.”
Etki değerlendirmesinde virüsü arızalı tuvaletlerden yayılabileceği de belirtiliyor: “Sıhhi tesisattaki ve havalandırma sistemindeki hatalar nedeni ile 2003 yılında, Hong-Kong da 50 katlı bir binada SARS korona virüsü başka dairelere taşınarak bina içinde yayılmasına ve bunun sonucunda 342 kişinin enfekte olmasına, 42 kişinin de ölümüne yol açmıştır. Bu duruma banyolarda suyu boşalmış sifonlar ve doğru projelendirilmemiş havalandırma sistemlerinin neden olduğu tespit edilmiştir. Covid-19 virüsü için de; apartmanlarda arızalı tuvaletlerden yayılması olası riskler olarak değerlendirilmelidir.”
‘DENİZ CANLILARI ARACILIĞIYLA TAŞINMASI MÜMKÜN’
Değerlendirmede İstanbul için şu uyarılarda bulunuluyor:
“İstanbul’da kentsel atıksuların yaklaşık yüzde 68’i sadece ön arıtma işleminden sonra biyolojik arıtma işlemine tabii tutulmadan deniz deşarjı ile İstanbul Boğazı'na ve Marmara Denizi'ne iletilmektedir. Kentin denize kıyı semtlerinde bazı noktalarda (restaurant, konut vb.) kaçak deşarjlar nedeni ile özellikle düşük sıcaklık koşullarında aktif virüsün özellikle midyeler ve diğer deniz canlılar tarafından taşınması mümkün olacaktır. Bu konuda atıksu yönetimlerinin; kanalizasyon sistemlerinde ve deniz alıcı ortamında dikkatli bir izleme yapması gerekmektedir.”
Covid-19 salgınının halk sağlığı üzerindeki etkisinin azaltılması ve önlenmesi amacı ile “İçme ve İçme ve Kullanma Suyu Kullanımı” hususunda dikkat çekilen uyarılar şunlar:
1- Su; arıtma sistemleri merkezi arıtma sistemlerinden dezenfekte edildikten sonra şebekeye verilmektedir. Merkezi su arıtma sistemleri ve şebekelerin de; suların dezenfeksiyonu ile ilgili kontroller daha fazla yapılmalı, konut girişlerinden alınan su numunelerinde kontroller sürekli yapılarak şebekede meydana gelebilecek mikrobiyolojik kirlenme izlenmeli ve bu doğrultuda gerekli tedbirler alınmalıdır.
2- Merkezi su arıtma sisteminin bulunmadığı yerleşim alanlarında; kaynaktan temin edilen sular mutlaka dezenfekte edilerek kullanılmalıdır.
SU NASIL DEZENFEKTAN EDİLİR?
- Ham içme sularının dezenfeksiyonunda Ultraviole (UV) ile dezenfeksiyon yöntemi kullanılabilir. 254 nm UV-C ultraviyole ışık, bakterileri, virüsleri ve diğer zararlı mikroorganizmaların DNA veya RNA'larına zarar vererek inaktive eder. İçme ve kullanma sularının UV ile dezenfeksiyonda, UV ünitesi depodan sonra direk kullanım hattına monte edilmelidir.
- İçme ve kullanma sularına, sıvı ve gaz kimyasallar ile dezenfeksiyon işlemi yapılabilir.
- Uygun bir dezenfeksiyon yöntemine erişim yoksa; içme veya kullanma suyu kaynatılarak da dezenfekte edilebilir.