Ahmet Şık: Yasak kaosunu TRT başlattı
HDP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, 10 Nisan'da alınan sokağa çıkma yasağı kararının İçişleri Bakanlığı'ndan önce TRT tarafından açıklandığını söyledi. Yasak için hazırlıklar sürerken yapılan bu açıklama kaosu başlattı. Ahmet şık, yasak kararının açıklanmasının arkasında Pelikan ekibi olduğunu da ileri sürdü.
DUVAR - HDP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, 10 Nisan'da alınan sokağa çıkma yasağı kararının İçişleri Bakanlığı'ndan önce TRT tarafından açıklandığını belirtti. Birartıbir.org'a konuyla ilgili yazan Ahmet Şık, yasağın alındığı gece yaşananları ve Soylu'yu istifa kararı almasına götüren süreci de anlattı.
'İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun istifasının perde önü ve arkası: Al takke yok küllah' başlıklı yazının bir bölümü şöyle:
"İçişleri Bakanı Soylu, yardımcısı Muhterem İnce ile birlikte, 10 Nisan akşamı 20:00 sıralarında Emniyet Genel Müdürlüğü’nün Dikmen binasında 81 ilin emniyet müdürüyle video konferans yöntemiyle bir toplantı gerçekleştirdi. Polis Bayramı dolayısıyla emniyet müdürlerini kutlayan Soylu’nun toplantı gündemi koronavirüs salgınıyla ilgili tedbirlerdi. Anadolu Ajansı’nın haberine göre, Soylu toplantıda yaptığı konuşmada virüsün kontrol altına alınması için yurttaşların hafta sonunu evde geçirmesinin önemli olduğunu söyledi. Devamını AA’nın haberinden okuyalım:
“İnsanların iki gün eve girmesi ve sosyal teması sıfırlamasının salgına önemli bir darbe vuracağını, bunun fırsat olduğunu belirten Soylu, havanın güzel olması halinde vatandaşların bağa, bahçeye gitmek, piknik yapmak gibi etkinliklerde bulunma, sokağa çıkma isteklerinin artacağını, bunun da temas ve bulaşının artması yönünden tehdit olduğuna dikkati çekti: ‘Bu sebeple bu hafta sonu, yani yarın ve pazar gününü, Bakanlık olarak kendimize kritik bir eşik olarak belirlediğimizi ifade etmem lâzım. Bütün personelimiz yarın ve pazar günü dışarıda gördüğü herkesi nezaket sınırlarında kalarak bir şekilde sıkıştırmalıdır… Gerçekten acil, önemli bir işi olmayan, eczaneden ilaç almak için çıkmamış olan herkesi muhakkak ikaz edelim ve sokaklarda gezinmelerine mani olalım. Yani bu iki gün sizlerden sıkı bir saha çalışması istiyoruz. Dışarıda gördüğümüz hiç kimseyi ikazsız bırakmayalım. Meselenin vahametini anlatarak vatandaşımızı bir şekilde evlerine gitmeye ikna edelim.”
TRT'den yalanlama: Karar bakanlıktan geldi
Soylu kimsenin AKP dönemi yetkililerinden duymaya alışık olmadığı sözlerle, “Eleştirileri de aldım kabul ettim. Hakaretleri de kabul ettim” dedi. Ancak Soylu, satır arasında yasak kararının alınmasının faili olmadığını “Karar zamanlaması açısından bakanlığımıza aittir” cümlesinin içine gizliyordu.
AA’nın internet sitesinde haberin yayına girdiği saat belirtilmemiş, ancak ajansın abonelerinden TRT Haber’in internet sitesinde haberin giriş saati 21:19 olarak belirtilmiş. Haberde Soylu’nun 81 ilin emniyet müdürüne verdiği hafta sonu sokaklarda yoğunluk olmasını engellemeye yönelik talimat dikkatinizden kaçmamıştır. Bir saat içinde sokağa çıkma yasağına ilişkin genelge açıklayacak bir içişleri bakanının yapacağı konuşmaya benzemiyor, değil mi? Çünkü Soylu da yasak kararından bu toplantı sırasında haberdar oldu.
İddiaya göre, saat 21:15 sıralarında önce Soylu’ya, kısa süre sonra da yardımcısı Muhterem İnce’ye ayrı ayrı telefon gelince toplantıya ara verildi. Zaten Soylu salgınla ilgili tedbirlere dair talimatlarını emniyet müdürlerine iletmiş, konuyla ilgili bakanlık basın bürosunca hazırlanan açıklama da AA’ya servis edilmişti. En yüksek mevkiden telefon geldiği sırada, Soylu 10 Nisan Polis Bayramı vesilesiyle müdürlere kutlama konuşması yapıyordu. Yaklaşık 15 dakika süren görüşmenin ardından yüzü asık bir şekilde toplantıya dönen Soylu telefonu masaya attıktan sonra, emniyet müdürlerine gece yarısından geçerli olmak üzere hafta sonu sokağa çıkma yasağı ilan edilmesi için talimat geldiğini söyledi. Yasak kararına ilişkin genelgenin hızlıca hazırlanarak kendilerine gönderileceğini belirten Soylu 21:30 sularında toplantıyı sonlandırdı.
YASAĞIN HAZIRLIKLARI SÜRERKEN TRT DUYURU YAPTI
Buradan sonra yaşananlar gerçekten ilginç. Soylu ve ekibi gece yarısı başlayacak olan ve bir an önce duyurulması gereken karara ilişkin genelgeyi hazırladığı sırada, sokağa çıkma yasağı TRT Haber tarafından “Son Dakika” anonsuyla duyuruldu. Kurumun internet sitesinde yer alan “Sokağa çıkma yasağı başladı” başlıklı haberin giriş saati ise 21:45 olarak görülüyor.
Henüz genelgeye son şekli bile verilmemişken uygulamayı duyuran, İçişleri Bakanı Soylu ya da yetkilendirdiği birileri değil, TRT Haber olmuştu. Yasak haberi dört dakika sonra, 21:49’da TRT Haber’in twitter hesabından da 3 milyon 372 binden fazla takipçisiyle paylaşıldı.
KÖSTEBEK KİM?
Bilgi veren kaynaklar, sokağa çıkma yasağından o an için sadece dört kişinin haberi olduğunu söylüyor: Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İçişleri Bakanı Soylu ve yardımcısı Muhterem İnce. TRT Haber’e bilgiyi sızdıranın bakanlıktan olmadığını belirten kaynakların bu tezini doğrulayan ve Soylu’yu istifaya sürükleyen sürece hep birlikte tanık olduk. Zaten İçişleri Bakanlığı’nın twitter hesabından yapılan konuyla ilgili ilk paylaşımın saati 22:08.
TRT Haber’den sonra, ancak bakanlıktan önce konuyla ilgili twitter’dan açıklama yapan kişi ise saat 21:59’daki paylaşımıyla İstanbul Valisi Ali Yerlikaya oldu.
Kısa süre sonra da panik halinde hazırlanan yasak kararına ilişkin genelge il emniyet müdürlüklerine gönderildi. 10 Nisan gecesi duyurulan yasakla ilgili genelgede bir gün öncesinin tarihinin bulunmasının nedeni de yaşanan telaştı.
KARTAL İMAM HATİP'TEN TRT'YE UZANAN YOL
TRT Haber’e bilgiyi kimin sızdırdığı da paniğe yol açan haberin “Son dakika” anonsuyla yayına sokulması talimatının kimden gittiği de şimdilik herkesin bildiği bir sır olarak fısıltıyla konuşuluyor. Kesin bir isim vermekten kaçınılsa da, TRT’nin başındaki 1 ve 2 numaralı yöneticilerin Bilal Erdoğan’ın Kartal İmam Hatip Lisesi’nden yakın arkadaşları olduğuna vurgu yapılıyor. 2017’den bu yana TRT Genel Müdürlüğü görevini yürüten İbrahim Eren, mesleki kariyerine 2008’de Turkuvaz Medya Grubu bünyesindeki ATV’de başlamıştı. ATV İngiltere Temsilciliği’nin ardından, 2010’dan itibaren önce ATV Avrupa Genel Müdürlüğü, ardından ATV Genel Müdür Yardımcılığı görevlerini üstlendi. 2013 Temmuz’unda TRT Genel Müdür Yardımcısı yapılan Eren, 2017’deki atamayla TRT'nin 17. genel müdürü olmuştu.
Tablo şu: Erdoğan’ı putlaştıran kitle, cumhurbaşkanının haberinin olmaması mümkün olmayan ve bizzat hanedanlık fertlerince düzenlenen bir Saray komplosuna küfürler ederek karşı çıkıyor. Damadının değil, rakibinin yanında durmak zorunda kalan cumhurbaşkanı yüceltilip alkışlanırken muhalefete de “birlik beraberliğimizi bozamazsınız” sloganıyla küfürler ediliyor.
Bilal Erdoğan’ın Kartal İmam Hatip Lisesi’nden en yakın arkadaşlarından olan Uluslararası Yayınlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Serdar Karagöz de TRT’ye atanana kadar iş ve mesleki kariyerinin tümünü Berat Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak’ın Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve CEO olarak görev yaptığı Turkuvaz Grubu’nda geçirdi. Turkuvaz Grubu’nun İngilizce gazetesi Daily Sabah’ın kurucu genel yayın yönetmeni olan Karagöz, 2018 Ekim'inde TRT Uluslararası Haber Kanalları Genel Yayın Yönetmeni olarak atanmıştı.
Erdoğan’ın uçağına binecek gazeteciler listesini onunla birlikte hazırlayacak kadar Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un da yakın arkadaşı olan Karagöz, bu yılın başında TRT Uluslararası Yayınlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı’na getirilmişti. Karagöz’ün kurucusu olduğu Daily Sabah’ın Soylu’nun istifa haberini duyururken sokağa çıkma yasağının ilan edilme şeklini “beceriksizce, şişirme, acemice” anlamlarına gelen “botched” ifadesiyle duyurduğunu anımsatmakta fayda var.
Gazetenin twitter hesabından yayınlanan “Son dakika” görselli paylaşımda, “İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 250 bin kişinin dükkânları ve fırınları doldurduğu Cuma gecesi beceriksizce yaptığı sokağa çıkma yasağı ilânı sebebiyle istifa etti” yazıyordu.
Gazetenin yayın yönetmeni İbrahim Altay konuyla ilgili olarak yine twitter’dan yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Daily Sabah’ın aşağıdaki haberi herhangi bir yorum içermemekte, bütünüyle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kendi açıkladığı istifa gerekçesine dayanmaktadır. Linke tıklayıp haberi okursanız DS’nin yalnızca olanları olduğu gibi aktardığını görebilirsiniz.”
Kısa süre sonra gazetenin twitter hesabından ilk tweet’le ilgili yayınlanan açıklamada, kullanılan ifadelerin Soylu’nun “açıklamasında belirtilenleri yansıttığı” vurgulandı. Açıklamanın devamında, “Daily Sabah devamlı olarak bakanın terör ve uyuşturucuyla mücadele gibi konulardaki pozitif çalışmalarını haberleştiriyor. Gazetenin hiçbir bireye karşı negatif ve subjektif bir tutumu yoktur” dendi.
TEPKİLER SOYLU'YA
Salgınla mücadelede sokağa çıkma yasağının doğru uygulama olduğunu savunanlar ve bunu dile getirenler iktidar tetikçileri tarafından sıklıkla “FETÖ’cü” olmakla itham edilmişti. Tüm muhalefet partisi liderlerinin ve CHP’li belediye başkanlarının çeşitli biçimlerde dile getirilen bu doğru talebi, “ekonominin çarkları dönsün” istendiği için duymazdan gelindi. Muhalefetin önerisini yerine getirme görüntüsü iktidarın tüm hücrelerine sinmiş olan kibri de sarsacağı için bu karara hep uzak duruldu. Acele edilmedi.
Halbuki merkezi iktidarın toplum çıkarına uyarak attığı tüm adımlar muhalif belediyelerin uygulamalarının kopyasıydı. Ancak, medyaya hakimiyetiyle iktidar bu zaaflarını görünmez kılmayı başardı. Yasak kararı isteyenlere “FETÖ’cü” diyen, onları aşağılamakla kalmayıp “iç savaş isteyenler” diye suçlayan yazılar yazanlar, 10 Nisan gecesi ortaya çıkan rezaletten de telaşla sokaklara dökülen halkı sorumlu tuttular.
Günlerdir uygulanan sosyal izolasyonu ortadan kaldıran ve yeni vakalara yol açması muhtemel izdiham görüntüleri, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca başkanlığında oluşturulan Bilim Kurulu üyeleri başta olmak üzere, birçok kesim tarafından da tepkiyle karşılandı. Yasağın duyurulmasından uygulanma şekline kadar birçok konuda eleştirilerin hedefi olan Soylu aynı gece bir TV kanalına telefonla bağlanmış, telaş edilmemesi gerektiğini belirterek ortaya çıkan görüntülerin büyütülmemesini istemişti. Yasağın daha doğru bir zamanlamayla önceden duyurulması gerektiğine dair eleştirilere karşı şu açıklamayı yapmıştı:
“Önden duyurmak bizim de düşündüğümüz bir şeydi. Burada acil meseleleri olanlar için bir duyuru yapmayı biz de değerlendirdik. Ancak yarım saat öncesinde duyurmakta bir zarar ziyan yoktur. Birkaç gün önce söylenseydi sanki daha çok telaş olurdu…” Soylu kendisini istifa noktasına getiren krizi başlatan cümleleri de bu yayında sarfetti: “İşin başından itibaren sayın cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla gerçekleşen bir süreç yönetimi ortadadır.”
SOYLU'NUN KRİTİK HATASI
İcracısı siyasi iktidar olan uygulamalarda devletin kararı alış ve uygulama biçimi ile yurttaşın buna nasıl tepki verdiği işin doğru yapılıp yapılmadığının belirleyicisidir. Sahibi bile bilinmeyen yazılı açıklamalarla iki gün sürecek bir yasağa yurttaşların hazır olmasını, paniğe kapılmamalarını beklemek akla zarar. Sokağa çıkma yasağı kararının duyulmasıyla birlikte yaşanan rezalet salgınla mücadele konusunda “hükümetin” beceriksizliğini ortaya koyan en önemli kanıt oldu. İç içe geçen yanlışlar silsilesiyle, iktidar cenahında küresel bir felaketle etkili mücadele etmektense günü kurtarmaya çalışan bir anlayışın hâkim olduğu herkesçe görüldü.
Soylu’nun istifasını açıklamasıyla kabul edilmediğinin duyurulduğu sürede geçen yaklaşık iki buçuk saatte, “istifa kabul etmez, kovar” diye bilinen Erdoğan cephesinde neler olduğu büyük önem taşıyor. Söylenen o ki, MHP’nin lideri Bahçeli, iki kez Erdoğan’ı arayarak istifanın kabulüne onay vermediklerini iletmişti.
Aldığı talimatı yerine getiren TRT’deki Pelikan ekibinin halka ilan ettiği yasak kararını öznesi bile olmayan bir açıklamayla duyurmak zorunda kalma sorumluluğu da Soylu’nun olmuş ve böylece ilk yarayı da almıştı. Soylu’nun bu oldubittiyi sahiplenmesi girdiği iktidar içi güç savaşının en kritik “hatalarından” biriydi şüphesiz. İsteyerek ya da istemeyerek, bilerek ya da bilmeyerek. Ciddi bir yara almıştı.
Uzun zamandır AKP’nin klasiği haline dönen bir alışkanlık var. Bakan, milletvekili ya da herhangi bir parti yöneticisi, konuşmasına mutlaka yapılan işin Erdoğan’ın talimatı olduğunu söyleyerek başlamak zorunda. Ve mutlaka konuşmanın sonunda da bu vurgu yapılır ve cumhurbaşkanına teşekkür edilerek bitirilir. Yani, AKP’de artık katı bir kural halini alan geleneğe uygun bir refleksle davranmıştı Soylu. Kurt bir siyasetçi olmasına rağmen Soylu’nun hesap hatası, Erdoğan’ın her şeye karar veren bir muktedir olup yaşanan/yaşanacak hiçbir olumsuzluğun faili olmamasını gözden kaçırmasıydı. Bir başka ihtimal ise şu: Muhalefetin eleştiri kervanına parti içinden ve iktidar medyasından kimi isimlerin de katılması üzerine, Soylu Erdoğan’ı da sorumluluğa dahil eden açıklamasıyla, giderek büyüyeceğini öngördüğü tepkilerin iktidar cenahından gelen kısmını susturma gayesiyle kendince bir plan yapmıştı.