Parayla röportaj iddiasına Faruk Bildirici'den tepki: Artık çığırından çıkmış

Aracı bir kurumdan iş verenlere giden ve ücret karşılığında, Hürriyet'te röportajlarının yayınlanabileceği teklifi yapılan mail tepki çekti. Hürriyet'in eski ombudsmanı, gazeteci Faruk Bildirici bu tür uygulamaların Hürriyet dışındaki yayın organlarında da yapıldığını belirterek şöyle dedi: "Ben Hürriyet gazetesindeyken de bu tarz sorunlarla hep karşılaştım. Hep itiraz ettim, mücadele ettim. Ama maalesef gazetenin patronajıyla reklam servisinin işbirliğini önlemek mümkün olmadı. Fakat giderek bu işin çığırından çıktığını anlıyorum."

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Can Yayınları'nın sahibi Can Öz, dün kendisine gelen bir maili "Şimdi gelen emaile bak. Hürriyet Gazetesi'nde "Türkiye'nin en iyi işverenleri" arasında anılmak için parayla satılan röportaj tarifesi. Buna para veren ne olsun. Üstelik "Bu bir ilandır" ibaresi de olmayacakmış. Pes." notuyla paylaştı. Bir aracı şirketten gelen maile göre Hürriyet Gazetesi'nde 'Türkiye'nin En İyi İş Verenleri' başlıklı bir çalışma yapılacaktı. Ücretini veren şirketlerle yapılan paralı röportajlar, üzerinde 'Bu bir ilandır' ibaresi olmadan sanki bir habermiş gibi  30 Nisan'da gazetede yayınlanacaktı.

Can Öz'e gönderilen mailde özetle şu ifadeler yer aldı: "Hürriyet ana gazetede 30 Nisan Perşembe günü ekonomi sayfaları sonrası yer alan Türkiye baskısı sayfalarda 'Türkiye'nin en iyi işverenleri incelemesi yayımlanacaktır. Bu çalışmamızda en iyi işveren olabilme teması çerçevesinde özel röportajlara yer verilirken herhangi bir liste yayımlanmayacaktır. Firmaların görünürlükleri kendi satın alacakları alanlardaki kullanacakları özel haber-röportajlarıyla ve/veya ilanlarıyla söz konusu olabilecektir. Advertorial katılımınızda editörlerimizin paylaşacakları sorulara vereceğeniz yanıtlara veya hazır göndereceğiniz metne ilgili yetkilinizin görseli ve kurum logonuzla birlikte yer verilecektir. (advertorial çalışmanızın herhangi bir yerinde 'Bu bir ilandır' veya 'Advertorial' gibi bir ibare bulunmayacaktır. Katılımcı şirketlerimize ilan tarifesi üzerinden yüzde 45-yüzde 55 indirim uygulanacaktır."

Hürriyet'te yayımlanacak 'haber görünümündeki' reklamların fiyat tarifesi.

Can Öz, Twitter hesabından attığı bir başka mesajda söz konusu mailin aracı bir şirketten geldiğine vurgu yaparak "Gazeteler bu taşeron ajansların 'İlan, advertorial ibaresi yer almayacaktır' gibi sözlerle ilan toplamasına karşı kayıtsız davranamazlar" diye yazdı.

Can Öz'ün mesajının altına yanıt yazan Baran Adanır, "Söz konusu gönderiyi yapan firmanın sahibiyim. Bu konu ile ilgili size cevap vermek isterim. Öncelikle bu duyurunun Hürriyet Gazetesi ile hiçbir ilgisi yoktur. Ajansımızın özel bir çalışmasıdır. Ayrıca tüm advertorialler bu bir ilandır ibaresi ile yayınlanır" dedi. Baran Adanır, şirketlere gönderdiği mailde yer alan "Advertorial çalışmanızın herhangi bir yerinde 'Bu bir ilandır' veya 'Advertorial' gibi bir ibare bulunmayacaktır" ifadesine ise herhangi bir açıklık getirmedi.

Hürriyet gazetesinin parayla satılan röportaj tarifesi tepkilere neden oldu. Hürriyet'in eski ombudsmanı olan ve işten çıkartılmadan önce de köşesinde gazetede çıkan 'haber kılığındaki reklam metinlerini' eleştiren Faruk Bildirici, bu durumun sadece Hürriyet'e özgü olmadığını özellikle yaygın medyada parayla söyleşi ve haber yapılmasının artık daha da açık bir şekilde yürütüldüğünü söyledi.

'İKİSİNİN ARASINDA BÜYÜK BİR FARK VAR'

Bildirici haberin parayla satılmasını medya etiği açısından şöyle değerlendirdi: “Gazetecilikte temel olan reklam/ilan ve habercilikle ilgili içeriklerin tümünün bibirinden ayrılmasıdır. Reklam ve tanıtım metinleriyle gazetecilik içeriği arasında bir duvar olması gerekir. Çünkü reklam; okuru, izleyiciyi herhangi bir ürünü satın almaya yönlendirmek için yapılır. Oysa haber yazarken ya da herhangi bir bilgiyi okura aktarırken gazetecilikteki temel amaç sadece gerçeğin aktarılmasıdır. Burada herhangi bir firmanın veya şirketin çıkarları değil sadece kamunun yararı gözetilir. İkisinin arasında büyük bir fark var. Gazetecinin herhangi bir reklamda, tanıtımda yer almaması, herhangi bir reklam metnini yazmaması, hiçbir şekilde reklam, tanıtım, halkla iletişim şirketlerinden bir tavsiye, telkin almaması ve onlarla bir ilişkide olmaması gerekiyor.”

'SADECE HÜRRİYET GAZETESİ DEĞİL...'

Gazetecilerin reklam faaliyetlerinden arınmış olmaları gerektiğini belirten Bildirici sözlerini şöyle sürdürdü: “Gazeteci, gazetelerde dergilerde internette ya da herhangi bir medya kuruluşundaki haberlerin, röportajların, fotoğrafların karikatürlerin bütün gazetecilik içeriklerinin reklamdan ve tanıtımdan arınmış olması gerekiyor. Son zamanlarda gazetelerde özellikle geleneksel medyada bir reklam kaybı var. Bunu değişik yollarla kapatmaya çalışıyorlar. Maalesef bunun sonucu olarak da reklam-tanıtım amacıyla habercilik amacı birbirine girmeye çalışıyor. Parayla röportajlar yapılıyor, reklam metinleri örtülerek reklam yapılıyor. Yazıların, haberlerin içerisine reklam bilgileri karıştırılıyor. Bunlar artık iyice birbirinin içine girmeye başladı. Son zamanlarda geleneksel medyada sadece Hürriyet gazetesi değil, yaygın medyanın çoğunda değil sponsorlu sayfalar, reklam içeriğiyle haber içeriği iyice birbirinin içine girdi. Reklamlar, tanıtımlar okurun bu içeriğin reklam ve tanıtım olacağını anlayamayacağı bir şekilde veriliyor.”

Bildirici şöyle bir uyarıda da bulunuyor: “Türkiye'de Rekabet Kurulu'nun yönetmeliğine göre ve gazetecilik etiğine göre temel reklam tanıtım metinleriyle habercilik metinlerinin birbirinden rahatlıkla farkedilir biçimde olması lazım.”

Hürriyet gazetesinde çalışırken yine bu tarz işlerin yapıldığını söyleyen Bildirici, “Bu kadar fazla değildi” diyor ve ekliyor: “Ben Hürriyet gazetesindeyken de bu tarz sorunlarla hep karşılaştım. Hep itiraz ettim, mücadele ettim. Ama maalesef gazetenin patronajıyla reklam servisinin işbirliğini önlemek mümkün olmadı. Fakat giderek bu işin giderek çığırından çıktığını anlıyorum. Eskiden yazıyla 'Parayla metinlerinizi yayınlayacağız' denilmiyordu. Bu iş artık bayağı açıktan yapılmaya başlamış. Gelinen nokta çok üzücü.”

'MERAKLA BEKLİYORUM'

Tepkilerin ardından gazetenin 30 Nisan'da 'Türkiye'nin en iyi işverenleri' söyleşilerini yayınlayıp yayınlamayacağı da merak konusu. Bildirici, “Merakla bekliyorum... Gazete 30 Nisan'da bu en iyi işveren söyleşileri yayınlanacak mı?” dedi.