Fahrettin Koca: 3 bin 83 yeni hasta tespit edildi, 117 hastamızı kaybettik

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, korona virüsünden ölenlerin sayısının 2 bin 376'ya, vaka sayısının da 98 bin 674'e çıktığını açıkladı. Koca, New York Times gazetesinin "Türkiye'nin salgında gerçek ölü sayılarını gizliyor olabileceğini" iddiasını Türkiye karşıtlığı üzerine özellikle kurgulanmış bir haber" olarak değerlendirdi ve "2019'da 152 bin 289 olan ölüm sayısını baz aldığımızda 2020'de bu ortalama yıllık artış oranıyla beklenen ölüm 156 bin 684. 1 Ocak-20 Nisan arasını söylüyorum. Peki gerçekleşen ölüm sayısı: 153 bin 766. Nerede artış?" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, korona virüsü (Covid-19) salgınıyla ilgili Bilim Kurulu toplantısının ardından açıklama yaptı.

Koca, "Bugün 37 bin 535 yeni testin sonucunu aldık. Bu sonuçlara göre 3 bin 83 yeni hasta tespit edildi. Yani bugün düne göre önemli oranda hasta sayısının düştüğünü görüyoruz. Toplam vaka sayımız 98 bin 674'e ulaştı. Son 24 saat içinde 117 hastamızı kaybettik. Gelmesini en çok umut ettiğimiz günler hiç vefat haberi vermeyeceğimiz günlerdir. Yoğun bakımdaki hasta sayımız bugün 1814. Bunların 985'inin solunumu yapay yolla sağlanıyor. Hem yoğun bakım hastalarımızda hem de entübe hastalarımızda belirgin azalma görülmüştür. Hastalığı yenen 1559 vatandaşımızla birlikte iyileşen hasta sayımız 16 bin 477'ye ulaştı" dedi.

Korona virüsünden ölenlerin sayısı toplam 2 bin 376'ya çıktı.

'HASTANELERDEKİ DOLULUK ORANINI YÜZDE 30'LARA DÜŞÜRDÜK'

Hastanelerdeki yatak doluluk oranları hakkında bilgi veren Koca, "Salgın başlar başlamaz tedavileri daha sonra da yapılması mümkün olan hastalarımız, acil olmayan hastalarımız için söylüyorum, tedavilerini o dönem ertelemiştik. Bu sayede hastanelerimizde ciddi bir rahatlama sağlayarak salgına, yani pandemiye hazırlık yapmıştık. Biz bu dönemde yatak doluluk oranlarımızı yüzde 70'lerden yüzde 30'lara çektik" diye konuştu.

Yoğun bakımlardaki yatak doluluk oranını yaklaşık yüzde 20 düştüğü söyleyen Koca, "Yüzde 80'lere yakın seyreden yoğun bakım yatak doluluk oranlarımızı da şu an yüzde 60'lara indirmiş durumdayız. Pandemiye rağmen, şu anda bile gerek servis, gerek yoğun bakım odalarımız pandemiden önceki kadar bile dolu değildir" ifadelerini kullandı.

"Bu sayısal bilgiler hastanelerimizin salgınla mücadeleye nasıl hazırlandığını ortaya koymaktadır. Avrupa ülkelerinin, Amerika'nın karşılaştığı dramatik sahneleri yaşamamışsak sebebi açıktır" diyen Koca, şöyle devam etti:

"Türkiye'de hiçbir sonuç arka planı bilen için sürpriz değildir. Dünyanın pek çok ülkelerinde hastaların stadyumlarda, AVM'lerde, fuar alanlarında tedavi edilmeye çalışıldığını gördük. Bizim bu dönemde yatak sayımız OECD ortalamasının neredeyse yarısına yakın olmasına rağmen halen yüzde 30 dolulukla hizmeti sürdürüyoruz. Avrupa'daki yoğun bakım yatak doluluğu ile Türkiye'yi karşılaştırmak ilginç bir sonuç ortaya koymaktadır. Ülkemiz çok iyi durumda. Yani Türkiye'de her üç yataktan, servis yatağından bahsediyorum, sadece bir tanesi doludur, iki tanesi boştur. Avrupa'da bütün yatakların dolu halde olduğunu düşünüldüğünde aradaki fark çok net görüşmüş olacaktır."

'VAKALARIN ZATÜRRE OLMA ORANI AZALDI'

Vakaların zatürreye dönüşme oranının azaldığını aktaran Fahrettin Koca, "Türkiye'de vakaların pnömoni yani zatürre olma oranı her geçen gün azaldı. Yüzde 60'tan yüzde 12'ye kadar vakaların zatürreye dönüşüm olanı düştü. Hastalarımızdaki tablo artık çok daha az oranda pnömoniye dönüşmektedir. Burada kritik durum pnömoninin gelişmesidir. Pnömoni oranı yani zatürre oranı ne kadar düşürülürse ölüm oranı o derece azalmaktadır. Yoğun bakım geçen, entübe edilen hasta sayısı o oranda azalmaktadır" dedi.

Türkiye'de zatürreye bağlı oranların dünya ortalamasının altında olduğunu söyleyen Koca, "Zatürre ile ilişkili ölüm oranlarında Türkiye'nin yüzde 2.3 ile en düşük ölüm oranına sahip olan ülkelerden biri olduğunu görüyoruz. Bu bizim hastalığı belirtiler ilerlemeden kontrol altına aldığımızı ve etkili bir tedavi uyguladığımız kanıtlamaktadır. Bizim Çin'e benzer bir seyir izlediğimiz görülmektedir. Ölüm oranlarının stabilleştiğini bir tabloyu çok net görüyoruz. İlk 1-2 hafta içinde bizde de yükselişi görüyorsunuz, tedaviyi erken dönemde devreye soktuğumuzda ölüm oranlarının giderek nasıl azaldığını gösteren bir tablo var" şeklinde konuştu.

'NORMALLEŞMEYE GEÇİŞ TEDBİRLERE UYULMASINA BAĞLI'

Erken teşhis ve tedavinin önemine vurgu yapan Koca, "Erken teşhis ve tedavideki başarımız sayesinde her geçen gün vefat oranlarının düştüğünü görüyorsunuz. Yoğun bakımdaki hasta sayımızda son günlerde düşüş olmakta. Eğer bu derecede hazırlıklı olmasaydık riskli gruplardan çok ciddi vefat oranları olurdu. Bugünkü tablomuz Avrupa ve ABD'dekinden pek farklı olmazdı" dedi.

Önlemlere uyma çağrısı yapan Koca, "Bu salgında kimse 'Bana bir şey olmaz' deme gücüne sahip değildir. Hayatını kaybedenlerin yüzde 8'i 60 yaşından küçük ve başka herhangi hastalığı bulunmayan kişilerdir. Koronavirüs bu sağlıklı bünyeleri de yenmiştir. Dolayısıyla tedbiri her yaş grubunda elden bırakmamak gerekiyor. Kurallara uymamız ve bilinçli hareket etmemiz ölçüsünde normalleşme takvimi gecikmeyecektir. Bayram ve sonrasında kademeli olarak normalleşme sürecine geçebilmemiz ilan edilen tedbirleri sıkı uygulamamıza bağlıdır. İzolasyondan, sosyal mesafe kuralından taviz vermemeliyiz. Sokağa çıkma yasağını harfiyen uygulamalıyız. Bu yasak değil fırsattır" ifadelerini kullandı.

'KALABALIK İFTARLARI GELECEK YILA ERTELEYELİM'

Cuma günü Ramazan ayının başlayacağını hatırlana Bakan Koca, şunları söyledi:

"Ramazan kendine has canlılığı ve sosyal yaşantıları beraberinde getirir. Oruç tutanlar açısından Ramazan günlerinin önerdiğimiz tedbirlere çok daha sıkı bir şekilde önerilerimize uyma konusunda eğitici olacağına inanıyorum. Ramazanı tedbirleri gevşetmenin bahanesi olarak görmemeliyiz. Kalabalık iftarları, sosyal ortamları, Ramazan sohbetlerini lütfen gelecek yıla erteleyelim. Bu rahmet ayı hastalıklarla sonuçlanmasın."

'FARKLI MUTASYONLARIN OLDUĞUNU BİLİYORUZ'

Korona virüsün mutasyona uğradığı ve her ülkede farklılık gösterdiğine dair Çin'de yapılan araştırmayla ilgili soru üzerine Koca, "Özellikle mutasyonla ilgili yapılan birçok çalışmalar var. Türkiye'de de benzer şekilde virüsün izole edildiğini birkaç merkezde söylemiştim. Farklı mutasyonların farklı bölgelerde olduğunu biliyoruz. Ama şu an bizim bildiğimiz bilgi bu mutasyonun virülansını ve bulaşıcılığını şu an çok etkilemediği şeklinde. Önümüzdeki günler mutasyonla ilgili daha detaylı çalışmalar önümüze gelmiş olur. Şu an için endişe edilecek bir durum olmadığını, hastalığın kliniğini çok ciddi anlamda farklılaştırmadığını şimdiki bilgilerle söyleyebiliriz" yanıtını verdi.

'3 MERKEZİMİZDE VİRÜSÜN İZOLASYONU SAĞLANDI'

Yabancı ülkelerdeki aşı geliştirme çalışmalarını ve deneme yapılacağı açıklamalarını nasıl değerlendirdiği sorulan Fahrettin Koca, şu yanıtı verdi:

"Türkiye'deki aşı çalışmaları, daha önce de söylediğim şekliyle, şu an 6 merkezde devam ediyor. 3 merkezimizde virüsün izolasyonu sağlandı. Bu noktadaki gelişmeler oldukça da zaten bilgilendirmiş olacağız. Dünyadaki gelişmeler ki bu anlamda insanlara uygulanma noktasında yol aldığını söyleyen İngiltere oldu. Bugün İngiltere Sağlık Bakanı ile görüştüm, uzun bir görüşme oldu. Özellikle hem İngiltere'deki genel durumu, bizim geldiğimiz noktayı, bilgi paylaşımı, tecrübeleri aktarma durumu, özellikle tedavideki yaklaşımımızı dahil olmak üzere detaylı konuştuk. Özellikle bu dönemde birtakım koruyucu ekipmanla ilgili talepleri olmuştu. Biz zaten dün o konuyla ilgili izni vermiştik. O anlamda da Türkiye, İngiltere'ye ikinci kez yardım etme noktasında bir adım atmış oldu. Bundan sonraki süreçte de hem İngiltere'nin hem bizim bilim insanlarımızın karşılıklı bilgi alışverişi ve özellikle tecrübe paylaşımı içinde yaklaşımları olacak. Aşı ile ilgili konuyu sorduğumuzda, yarın için uygulanacağını ama bu aşının hemen genel anlamda, her şey iyi giderse ne zaman kullanılacağını sorduğumuzda da, her şey iyi giderse eylülden önce kullanımının söz konusu olmadığını da ifade ettiler."

'TEDBİRLERE UYULURSA YENİ BİR DALGA BEKLEMİYORUZ'

Soru üzerine bazı ülkelerde ikinci salgın yaşandığı haberlerini değerlendiren Koca, "Ramazan'ın kendine has hareketliliğini fırsata çevirerek bu dönemi özellikle kurallara, tedbirler uyma noktasında gayret içinde geçirelim diye söylüyoruz. Eğer bu çerçevede olmaya devam ederse yeni bir dalgayı beklemiyoruz. Yeni dalga tedbirlere uymamızla doğru orantılı olan bir durum. Bazı illerimizin yer yer daha riskli olduğunu biliyoruz. Bu nedenle önümüzdeki dönemde bazı illerimizle ilgili farklı uygulamalar içinde olabiliriz. Bu da tamamen o illerdeki, bölgelerdeki vaka sayısının dağılımı ile doğru orantılı yapacaklarımızı belirlemiş olabiliriz" diye konuştu.

'ÖLÜM SAYILARI GİZLENİYOR' İDDİASI: TÜRKİYE KARŞITLIĞI ÜZERİNE KURGULANMIŞ BİR HABER

ABD'de yayın yapan New York Times gazetesinin, Türkiye'nin korona virüsüyle ilgili ölüm sayılarını gizliyor olabileceğini iddia edilen haberini sorulması üzerine Koca, "Söz konusu haber Türkiye karşıtlığı üzerine özellikle kurgulanmış bir haber. Ve biz bugüne kadar şeffaf bir şekilde bütün bilgilendirmeleri Dünya Sağlık Örgütü'ne, korona koduyla bu bilgilendirmeyi yapıyorduk. 2 hafta öncesinde niye bir değişiklik oldu? PCR testini yapamayan ülkelerin olduğunu dolayısıyla bu ülkelerin, giderek yayıldığı için, bu ülkelerin bu bildirimi nasıl yapacağı sorusu gündeme geldi. PCR testinin yapılamadığı yerler için ikinci bir kod tanımlaması yapıldı. PCR testini yapamayan ülkeler için diğer kodu açmış oldu" dedi.

NYT: Türkiye ölü sayısını gizliyor olabilirNYT: Türkiye ölü sayısını gizliyor olabilir

Ölüm oranlarıyla ilgili de bilgi veren Koca, şöyle devam etti:

"İstanbul özelinde ise bildiğiniz gibi hıfzısıha kurulu ve iller idaresi bir karar almıştı. Bundan böyle il dışında vefat edenlerin bulaşıcı hastalık olan ölüm raporu olanların il dışına defnedilmemesi kararını aldı. Daha önce vefat edenler kendi memleketlerinde bu defni yapar iken bu tarihlerden sonra buna izin verilmiyor. Dolayısıyla İstanbul'da vefat eden herkes İstanbul'da defnediliyor. O yüzden yer yer bazı mezarlıklarda kalabalıklar olmuş olabilir. Burada bakılması gereken Türkiye'deki toplam ölüm oranlarının ne olduğu.

2009 yılında toplam Türkiye'de ölüm sayısı 152 bin 289. Son 5 yıl içinde yıllık ölümde artış oranı ise 2.89. 2019'da 152 bin 289 olan ölüm sayısını baz aldığımızda 2020'de bu ortalama yıllık artış oranıyla baktığımızda 156 bin 684 beklenen ölüm. Hangi dönemde, 1 Ocak-20 Nisan arasını söylüyorum. Peki gerçekleşen ölüm sayısı: 153 bin 766. Beklenen 156 bin 684, gerçekleşen 153 bin 766. Nerede artış? Lütfen bu ölüm belgesini düzenleyen yani tanıyı koyan bulaşıcı hastalık veya mevsimsel grip veya korona olduğunu tanısını koyan kişi o kurumda çalışan ekip. Bakanlık buradan o tanıyı koymuyor. O ölüm belgesini düzenleyen kişi hepimizin güveneceği hekimlerimiz.

100 bine yakın vakamız var ama ölüm sayılarımızı görüyorsunuz, dünyada yatak sayısı boyutuyla Avrupa bizim iki katımıza yakın yatağa sahip ve bu yataklarında şu an yer bulamıyor. Fuarlarda, AVM'lerde, stadyumlarda hasta takip ediyor. Huzurevlerindeki hastalarını hastanelere yatırmıyor. Biz ise hem huzurevlerindeki hastalarımızı hastanelerimizde takip ediyoruz ve yatak doluluk oranımız yüzde 30. Altıda bir oranında yatak doluluğumuz var demektir. Yatak doluluk oranı bu kadar düşük olan bir Türkiye'de ölüm oranlarını nasıl yüksek bekliyorsunuz? Bu, Türkiye'deki gerçekten sağlık sisteminin, ve gerçekten 1 milyon 100 bin sağlık çalışanımızın başarısı olduğuna emin olun. 1 milyon 100 sağlık çalışanımıza lütfen güvenelim."

'GENÇLERİMİZ VE BÜYÜKLERİMİZ HAKLI AMA BİRAZ DAHA SABIR DİYORUZ'

Aile sağlığı hekimlerinin uzun süredir sokağa çıkamayan 65 yaş üstü ile 20 yaş altındaki kişilerin psikolojilerinin olumsuz etkilediği uyarısını sorulan Koca, "Gençlerimiz haklı, büyüklerimiz haklı ve gerçekten bu dönemde çok büyük fedakarlıkta bulundular. Geçen de söylemiştim: 65 yaş üzeri yasak öncesi pozitif oranı yüzde 38'lerden yüzde 17'ye kadar düştü. Bu ne kadar başarılı olduğunu ve büyüklerimizi ne kadar koruduğumuzu gösteren önemli bir sonuç. Bugün Bilim Kurulu'nda da dediğiniz tarzda gündem oldu. Özellikle önemli bir döneme girdiğimizi, vakanın azalış döneminde olduğunu, yoğun bakım, hastane yatış, entübe edilen hastalarımızın giderek azaldığını, o nedenle şu önümüzdeki birkaç haftayı sabırla geçirelim diye genel anlamda düşünüldü. Büyüklerimizden ve gençlerimizden bu anlamda biraz daha sabır diyoruz. İnşallah yakın zamanda, bahara hızla geçmiş oluruz diye düşünüyorum" şeklinde yanıt verdi. (HABER MERKEZİ)