S-400 ve tıbbi yardım ABD ile SWAP anlaşması getirir mi?
Gazeteci Murat Yetkin, ABD’nin önemli düşünce kuruluşlarından Atlantic Council'in 30 Nisan'da düzenlediği ve İbrahim Kalın'ın yanı sıra ABD’nin Ankara Büyükelçisi David Satterfield ile ABD Dışişlerinin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey'nin de katıldığı toplantıda konuşulanları yazdı.
DUVAR - Gazeteci Murat Yetkin, web sitesi YetkinReport'ta Türkiye'nin S-400 füzelerini hizmete almayı ertelemesi ve ABD'ye yaptığı tıbbi malzeme yardımın Washington'la ilişkilere etkisi üzerine bir yazı yazdı. 'S-400 ve tıbbi yardım ABD ile SWAP anlaşması getirir mi?' başlıklı yazıda 30 Nisan'da Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın da katıldığı bir toplantıda konuşulanlar aktarıldı. Yazının bir kısmı şöyle:
ABD’nin önemli düşünce kuruluşlarından Atlantic Council 30 Nisan’da sadece ABD ile ilişkiler bakımından değil, Türkiye’deki ekonomik gidişi bakımından da dikkat çekici bir video toplantı düzenledi. Toplantı dikkat çekiciydi çünkü hükümetin ekonomiye döviz girişini rahatlatmak için ABD’nin SWAP (takas) kolaylığı sağlanacak ülkeler listesine girmek istediği de biliniyordu, ABD’nin Türkiye’yi Rusya yaptırımlarının dışında tutmak ve F-35 programında tutmak için S-400 füzelerini hizmete almamasını istediği de.
Toplantıya katılanlar arasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Güvenlik ve Dış Politikalar Baş Danışmanı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, ABD’nin Ankara Büyükelçisi David Satterfield ve ABD Dışişlerinin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey de vardı. Kalın video-konferansa 40 dakika kadar geç katılınca konuşmalar daha çok Jeffrey’nin Suriye’deki durum açıklamaları üzerinde dönüp dolaşmaya başladı. Notlarıma göre burada söylediklerinden arasında öne çıkan üç konu vardı:
1- Jeffrey ABD’nin Suriye’den de Ortadoğu’dan da bütünüyle çekilme niyeti olmadığını söylemesiydi. Çünkü, Jeffrey’e göre, burası ABD için temel rekabet alanlarından birisiydi; Rusya, İran ve Çin etkisi vardı. Ve ABD’nin NATO müttefiki Türkiye ile ABD’nin uzun zamandır ortağı İsrail bu bölgedeydi.
2- Jeffrey (PKK’nın Suriye kolu olan PYD ve YPG’nin oluşturduğu) Suriye Demokratik Güçleriyle (SDG), IŞİD’e karşı mücadele dışında hiçbir anlaşmaları olmadığını söylemesiydi. 17 Ekim’de ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ile Erdoğan arasında Ankara’da varılan anlaşmaya atıfta bulundu ve SDG ile ilgili her konuda (dağıtılan silahların da dahil olduğunu var sayıyoruz) Türkiye’nin bilgilendirildiğini söyledi.
3- Astana Süreci sorulduğunda, Jeffrey’nin yanıtı, bu sürecin tek iyi yanının, “ABD’nin müttefiki Türkiye’nin” içinde bulunması olduğuydu. Bu ilginçti, çünkü hem Batı’da hem Türkiye’de şimdiye dek oluşturulan kamuoyu algısı, Türkiye’nin Astana Sürecine ABD’ye rağmen katıldığıydı.
Toplantının bu minvalde giden akışı, Türkiye’nin SWAP anlaşması talebiyle ilgili sorulan bir soruyla değişti.