Avukat örgütleri: Erbaş'ın sözleri nefret söylemidir
12 avukatlık örgütünden ortak açıklama: "Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın eşcinsellik, nikahsız beraberlik ve HIV taşıyıcıları için sarfettiği sözler; nefret söylemi niteliğindedir. Adalet Bakanı ve Cumhurbaşkanı tarafından, Ali Erbaş’ın beyanları savunulmuş ve eleştiri yönelten Barolar suçlanmıştır. Cumhurbaşkanı ve Adalet Bakanı'nın aynı söylemi savunmuş olması, temel insan haklarını olduğu kadar, demokratik devletin en önemli temellerinden biri olan laiklik ilkesini de ağır bir şekilde ihlal etmiştir."
DUVAR - Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş 24 Nisan’da Ankara’daki Hacı Bayram Camii’nde okunan cuma hutbesinde şöyle demişti: "İslam zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor. Lutiliği, eşcinselliği lanetliyor. Nedir bunun hikmeti? Hastalıkları beraberinde getirmesi ve nesli çürütmesidir bunun hikmeti. Yılda yüz binlerce insan gayrı meşru ve nikahsız hayatın İslami literatürdeki ismi ‘zina’ olan bu büyük haramın sebep olduğu HIV virüsüne maruz kalıyor. Geliniz bu tür kötülüklerden insanları korumak için birlikte hareket edelim.”
Eli Erbaş'ın ayrımcı söylemine tepki gösteren Ankara ve Diyarbakır barolarına ‘halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri aşağılama’ suçlamasıyla soruşturma açılmıştı.
Avukat örgütleri ortak bir açıklama yaparak Ali Erbaş'ın sözlerine tepki gösterdi. Altında, Avukat Hakları Grubu, Avukat Hareketi, Avukatlar Sendikası, Çağdaş Avukatlar Grubu (ÇAG), ÇHD İstanbul şubesi, Demokrasi İçin Hukukçular, Hukukta Sol Tavır Derneği, Katılımcı Avukatlar (KAV), Kartal Hukukçular Derneği, ÖHD İstanbul Şubesi, Özgürlükçü Demokrat Avukatlar (ÖDAV) ve Sosyal Hukuk'un imzasının bulunduğu açıklamada şöyle dendi:
Alman siyasetçilerden Diyanet’e tepki
“Bütün demokratik devletlerin korumakla zorunlu olduğu asgari insan haklarını tanımlayan Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi gereğince ‘Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. .. Herkes, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal veya başka bir görüş, ulusal veya sosyal köken, mülkiyet, doğuş veya herhangi başka bir ayrım gözetmeksizin bu Bildirge ile ilan olunan bütün haklardan ve bütün özgürlüklerden yararlanabilir.’
Diyarbakır Barosu'na da Diyanet soruşturması
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın eşcinsellik, nikahsız beraberlik ve HIV taşıyıcıları için sarfettiği sözler; bu toplumsal gruplarla ilgili ayrımcılık içermekte ve kötülüklerin kaynağı olarak hedef gösterdiğinden, nefret söylemi niteliğindedir. Adalet Bakanı ve Cumhurbaşkanı tarafından, Ali Erbaş’ın beyanları savunulmuş ve eleştiri yönelten Barolar suçlanmıştır.
İktidar yetkililerinin bu beyanları, yargıya talimat niteliğindedir. Nitekim Ankara ve Diyarbakır Baroları hakkında, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın bu sözlerini, Anayasa ve uluslararası sözleşmeler bağlamında eleştiren açıklamaları nedeniyle soruşturma başlatılmıştır.
Hatırlatmak isteriz ki; Ali Erbaş, söz konusu ifadeleri Diyanet İşleri Başkanı sıfatıyla, bir kamusal gücü kullanarak sarfetmiştir. Bu yanıyla devleti bağlayıcı niteliktedir. Cumhurbaşkanı ve Adalet Bakanının aynı söylemi savunmuş olması, temel insan haklarını olduğu kadar, demokratik devletin en önemli temellerinden biri olan laiklik ilkesini de ağır bir şekilde ihlal etmiştir.
Urfa Barosu: Ali Erbaş'ın açıklaması faşizan
Baroların, Avukatlık Kanunu 76. maddesi uyarınca, insan haklarını ve hukuk devleti ilkesini korumak için her türlü girişimde bulunmaları hem yetkileri, hem de sorumluluklarıdır. Her kurumu bağlayıcı nitelikteki Anayasanın 2, 10 ve 136. maddeleri, AİHS 13. maddesi ve İstanbul Sözleşmesi gereğince, hangi nedenle olursa olsun, devleti temsil eden hiç kimse, kamu gücünü kullanırken; dinsel nedenlerle belirli toplumsal kesimleri suçlayamaz, hedef gösteremez. Baroların bunu hatırlatması, görevleri gereğidir.
Ankara Barosu’nun ‘Diyanet İşleri’ açıklamasına soruşturma
Bağımsız yargının kurucu unsuru olan bağımsız savunma makamının örgütü konumundaki Barolara açılan soruşturmalar, Baroların bağımsızlığına ve dolayısı ile yargı bağımsızlığına da müdahaledir; kabul edilemez. TBB başkanının ise, Ankara Barosunu itham eden cümleler kurması, avukatlık ve demokratik değerlerle en küçük bir bağının kalmadığını gösteren yeni bir adım olmuştur.
İnsan haklarını ve Anayasal ilkeleri her koşul altında savunan Barolarla dayanışma içinde olacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz.
Siyasi iktidarın avukatlık mesleğine ve barolara müdahalesine izin vermeyeceğiz. Hukuksuz soruşturmalara karşı Baroların yanındayız."