Soma katliamının ceza alan sanığı bilirkişi yapıldı

301 işçinin öldüğü Soma Maden Katliamı'yla ilgili açılan davada 8 yıl 4 ay hapis cezası alan Fuat Ünal Aydın, Muğla'da 3 maden işçisinin ölümüyle ilgili açılan davada bilirkişi heyetinde yer aldı. Avukatlar Can atalay ve Ayvaz Demircan'ın mahkemeye verdiği itiraz dilekçesinde aynı bilirkişi heyetinde yer alan ikinci bir kişinin de Soma katliamı nedeniyle yargılanma ihtimali olduğu belirtildi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Muğla’nın Milas ilçesi Sakarya Mahallesi Yumrataş mevkiinde, feldspat madeni çıkarılan ocakta, 18 Şubat günü meydana gelen göçükte 3 işçi ölmüştü. İşçilerden Şükrü Otlak'ın ailesi dava açmıştı. Davanın görüldüğü Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi, Maden Fakültesi bulunan İstanbul Teknik Üniversitesi'nden bilirkişi talep etti. Üniversiteden "Bilirkişilik yapacak bölümümüzde öğretim üyesi bulunmamaktadır” yanıtı geldi. Mahkeme, bunun üzerine 301 işçinin can verdiği Soma katliamı davasında 8 yıl 4 ay hapis cezası alan sanık mühendis Fuat Ünal Aydın’ın arasında bulunduğu 7 kişiyi davada bilirkişi olarak görevlendirdi.

Cumhuriyet'ten Alican Uludağ'ın haberine göre Şükrü Otlak’ın eşi Hatice Otlak, kızları Ceren ve Saibe ile oğlu İzzet Otlak’ın avukatları Can Atalay ve Ayvaz Demircan, dün mahkemeye dilekçe vererek, kendilerinden habersiz oluşturulan bilirkişi heyetine itiraz etti. Mahkemenin, 4 Mayıs’ta Soma Asliye Ceza Mahkemesi’ne yazdığı talimatta, Urungu Erdal Özer, Serkan Kılınç, İlhan Çolak, Bilal İpekçi, Ahmet Haşim Demirler, Fuat Ünal Aydın ve Engin Kibar’ı bilirkişi olarak tayin ettiğini öğrendikleri anlatılan dilekçede, anılan kişilerin bu dosya kapsamında bilirkişilik yapmasının hukuken kabul edilemez olduğu ifade edildi.

8 YIL HAPİS ALMIŞ

Dilekçede, bilirkişi olarak tayin edilen kişilerden Fuat Ünal Aydın’ın, kamuoyunda Soma Maden Katliamı olarak bilinen ve 301 maden işçisinin hayatını kaybettiği Eynez Ocağı’nda gerçekleşen faciaya ilişkin gerçekleştirilen yargılamanın sanığı olduğu ve yargılama sonucunda 8 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldığına dikkat çekildi. Bu kişinin, bir başka maden kazası dosyasında bilirkişi olarak tayin edilmesinin, hukuka aykırılığının ötesinde hukuk devleti ilkesini de temelinden sarstığı ifade edilen dilekçede, diğer bilirkişilere ilişkin de şu itirazlarda bulunuldu:

“Yaptığımız araştırma sonucunda öğrenebildiğimiz kadarıyla, diğer bilirkişilerden, Urungu Erdal Özer, Ege Linyit İşletmeleri Baş Mühendisi, Ahmet Haşim Demirler ise İmbat Madencilik Enerji Tur. San ve Tic. A.Ş’nin Satınalma ve Materyal Müdürü’dür. Ege Linyitleri İşletmesi Baş Mühendisi olan bilirkişinin ise yukarıda söz ettiğimiz ve 301 işçinin ölümü ile sonuçlanan Soma Maden Katliamı davasının sanığı olarak yargılanma ihtimali bulunmaktadır. Soma Maden Katliamı nedeniyle sorumluluğu bulunan kamu görevlileri hakkında soruşturma izni verilmemesi üzerine açılan davada, soruşturma izni verilmemesine ilişkin karar Danıştay tarafından kaldırılmıştır. Bu durumda Türkiye Kömür İşletmeleri ve Ege Linyitleri İşletmesi’ne bağlı sorumlu kamu görevlilerinin sanık haline geleceği açıktır. Anılan bilirkişinin sorumluluğunun bulunup bulunmadığı henüz belirsizdir.”

İmbat Madencilik şirketinin, 10 Nisan’da meydana gelen göçük sonucunda 3 işinin ölümü ve bir işçinin yaralanması ile gündeme geldiği vurgulanan dilekçede, şöyle devam edildi: “Bilirkişi olarak tayin edilen kişilerden İlhan Çolak da İmbat Madencilik’in denetleme kurulunda bulunmaktadır. Bilirkişilerden Serkan Kılınç, Yeni Anadolu Madencilik’te mühendis olarak çalışmaktadır. Çalıştığı ocak, 301 işçinin hayatını kaybettiği Eynez Ocağı’dır. Diğer yandan, Sayın mahkemece tayin edilen bilirkişilerin hiçbirisi akademik unvana sahip olmadıkları gibi, tümü ‘maden sektöründe çalışan’ kişilerdir. Bu nedenle belirlenen bilirkişilerin objektif ve hükme esas alınabilecek nitelikte bir rapor hazırlamalarının mümkün olmadığı kanaatindeyiz.”

'KAMU GÖREVİNDEN KAÇTILAR'

Bu bilirkişi heyetinin oluşturulmadan önce mahkemenin, rapor alınması için bilirkişi görevlendirmesi amacıyla yazı yazdığı İstanbul Teknik Üniversitesi’nin 7 ay boyunca yanıt vermediği anlatılan dilekçede, İTÜ’nün ancak 17 Mart’ta mahkemeye yazı gönderdiği ve “bilirkişilik yapacak bölümümüzde öğretim üyesi bulunmamaktadır” dediği belirtildi. Dilekçede, Türkiye’nin en yetkin teknik üniversitelerinden birisi olan ve bünyesinde Maden Fakültesi bulunan İstanbul Teknik Üniversitesi’nin Maden Fakültesi’nde bu hususta bilirkişilik yapacak hiç kimsenin bulunmadığına inanmak mümkün değildir. Sayın mahkemece de açıkça görüleceği üzere, anılan husus, İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörlüğü ya da Maden Fakültesi Dekanlığı yetkililerinin ‘kamu görevinden kaçtıkları’ anlamına gelmektedir” denildi. Dilekçede, bu nedenle İTÜ Rektörlüğü hakkında suç duyurusunda bulunulması ve akademik yeterliliğe sahip yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulması talep edildi.