Akşener: O keneleri Erdoğan'ın sırtından atın
İYİ Parti lideri Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kullandığı dilin, halk ile arasını açtığını ve bu nedenle 2023'te yeniden Cumhurbaşkanı seçilemeyeceğini söyledi. Akşener "Her konunun sayın Erdoğan'ın kararına bırakıldığı bir sistem bu. Sayın Erdoğan her şeyi bilmek mecburiyetinde olan bir insan haline döndü. Dolayısıyla bunun Türkiye'yi çöküşe götürdüğüne inanıyoruz" dedi. Akşener, iktidarı savunan bazı isimlerin sosyal medyada attığı tehdit mesajlarını hatırlatarak "AK Partili yöneticilere sesleniyorum; Erdoğan’ın sırtına yapışmış bu kenelerin atılmasında tutum alın" diye konuştu.
DUVAR - Memleket Masası kurulması önerisiyle gündeme gelen İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "Ben Sayın Erdoğan'ı hep gerçekçi bir politikacı olarak tanımışımdır. Rasyonalitesini kaybetti. Saray kaybettirdi, sarayın içine girmemiş olsaydı o keneler sırtına yapışmazdı,o kanamalı kırım kongo keneleri yapışamazdı. Bu keneler hoşgörülü bir ortam göremezlerdi" diye konuştu.
Tele1 TV’de Uğur Dündar’ın sunduğu Demokrasi Arenası’na katılan Meral akşener şu mesajları verdi:
KENELERİN ATILMASI İÇİN TUTUM ALIN: Söyledikleriyle yaptıkları birbirini tutmuyor. AK Parti’ye oy veren, yönetici olarak çalışan dindar, muhafazakar insanlara o geleneği iyi bilen bir insan olarak seslenmek istiyorum. Bizim dinimizde kadının çocuğun tehdit edildiği bir söylem eylem olamaz, insanların birbirine düşmanlaştırılması olamaz. Sayın AK Parti yöneticileri sizlere sesleniyorum, Erdoğan’ın sırtına yapışmış bu kenelerin atılmasında tutum alın. Küçük bir eleştiri, küçük bir önerinin karşılığı olarak insanların ismen tehdit edilmesine göz yumulmasının Türkiye’de hayra alamet olmadığına inanıyorum. Bu dilin çevrilmesi için AK Parti seçmenine, özellikle dindar muhafazakar kesimden gelen seçmen ve yöneticilere sesleniyorum, bu keneler artık kanamalı kırım Kongo kenesine dönüştüler. Erdoğan’ı cumhurbaşkanı olarak hanginiz eleştirdiniz? Tamamen siyasi argümanlar eşliğinde bu adım yanlıştır şu adımı atmanız daha doğrudur denildi. 15 Temmuz öncesi bu keneler yoktu. Orada gazi olan insanlara ayıptır.
DİYANET TARTIŞMASI: Diyanet İşleri Başkanı, devletin Diyanet İşleri Başkanı olmak yerine bir partinin Diyanet İşleri Başkanı olmayı tercih etti. RTÜK Başkanı’nın açıklamasını dinledim. O katliam çağrısı yapan, komşularının listesinin elinde olduğunu iddia eden hanımla ilgili olarak da darbe heveslerini sevindirmek için ceza vermenin doğru olmayacağına inandığını söyledi. RTÜK Başkanı da bir partinin başkanı olduğunu şerefle ifade edebiliyor. Çünkü Türkiye'nin geldiği nokta bu. Ben Ankara barosunun 'Çağlar ötesinden gelen bir ses' diyerek inanmış insanları rencide eden, o sizin de içeriğine katılmadığınız ifadeye hiç katılmadığımı ifade etmek istiyorum. Her Ramazan ayında veya benzer zamanlarda birbirini besleyen gruplar bunları yapıyor. Ama kutuplaştırıcı o yapının karşısında da Ankara Barosu’nun bu derece inanan insanları da rencide eder bir tavırla itiraz etmesini de hiç doğru bulmadığını ifade etmek isterim.
ERDOĞAN 2023'TE CUMHURBAŞKANI SEÇİLEMEZ: Şimdi buradan seslenmek isterim sizin aracılığınızla tarihe not düşüyorum: Sayın Erdoğan 2023'te Cumhurbaşkanı seçilemez. Çünkü, bu kadar insanların maneviyatına hücum ederek, saldırarak herkesi bir darbe sevdalısı, FETÖ'CÜ, PKK’lı ilan ederek bu ülke yönetilemez. Benim korkum, yarın pandemi bittiğinde ekonomide yeterli adımlar atılamadığı takdirde işsizlik o kadar artacak ki, o masa kurulmuş olsaydı işsizlik konusunda şöyle olsa iyi olur diyecektik. En büyük endişen vicdansızlarla cüzdansızlar arasında çıkabilecek problemdir. Cüzdansızlar, yani işsiz, aç, açıkta kalmış insanlarla yediği önünde yemediği ardında şımarık, çirkin ve katliam çağrısı yapan, iç savaş çağrısı yapan keneler de vicdansızlardır, bunların arasındaki problemden endişeliyim.
RASYONALİTESİNİ KAYBETTİ: İstanbul Belediyesi, Ankara Belediyesi gitti vah vah vah ben bunların nasıl yok ederim? Nasıl ben bu insanları tekrar kazanamaz hale getiririm?” mantığı ile yol yürürseniz; yol yürüyemezsiniz. Vatandaş bunu görür; milletimiz nitekim görüyor. Ben Sayın Erdoğan'ı hep gerçekçi bir politikacı olarak tanımışımdır. Rasyonalitesini kaybetti. Saray kaybettirdi sarayın içine girmemiş olsaydı o keneler sırtına yapışmazdı kendisine o kanamalı kırım kongo keneleri yapışamazdı. Bu keneler hoşgörülü bir ortam göremezlerdi. Hukuk işletilirdi. Çünkü seçmene hakarettir böyle bir pozisyonda tam tersine vatandaş bunu görüyor.
HER KONU ERDOĞAN'A BIRAKILIYOR: Bilim Kurulu’nun ortaya koyduğu şöyle yapılmalıdır kanaatini tavsiye değil bakın kanaatini hükmünü Sağlık Bakanlığı'nın şahsına bırakılsa muhtemelen uygulardı. Ama onun bunu uygulamaya da bu konuda karar verme Partili Cumhurbaşkanlığı sebebiyle hakkı yok. Böyle bir imkanı yok, bir yetkisi yok ve sonuç olarak her bir konunun Sayın Erdoğan'ın kararına bırakıldığı bir sistem bu. Şimdi Sayın Erdoğan tıp hakkında karar verdi. Ekonomi hakkında karar verdi. Hukuk hakkında karar veriyor yani Sayın Erdoğan her şeyi bilmek mecburiyetinde olan bir insan haline döndü. Dolayısıyla bunun Türkiye'yi çöküşe götürdüğüne inanıyoruz. O nedenle iyileştirilmiş güçlendirilmiş parlamenter sistem önerisini yapan Genel Başkan benim. Sayın Kılıçdaroğlu bu fikrime destek verdi; diğer siyasi partilerin Genel Başkanları da parlamenter sisteme dönüşle ilgili bulundular. Bizim kırmızı çizgimiz herhangi bir yapı ile yan yana gelmenin yolu bu ucube sistemden yani Partili Cumhurbaşkanlığı sisteminden vazgeçmek üzerinedir. Onun için tavrı sözü davranışı eylemi en net siyasi parti biziz.
SEÇİME DAİR ÖNGÖRÜM YOK: Seçime dair bir öngörüm yok çünkü seçimin kararını ya Sayın Erdoğan kendisi verecek ya da ortağı ile beraber mecliste verecekler. Dolayısıyla buna yönelik bir öngörüm yok. Ama bu kutuplaştırmanın ekonominin çok kırılgan ve sıkıntılı bir döneminde yaşadıklarımız, Damat Bakan’ın gerçekten bu konuyu bilmemesi yani bildiğim kadarıyla 9 ya da 10 paket açıkladı içinde hiçbir şey yok. Hiçbir başarı yok. Dolayısıyla belki ekonominin daha fazla derinleşmesi için bir seçim kararı alabilirler. Bu mantıklı ama benim olacak veya olmayacak diye bir öngörüm an itibariyle yok olduğu zaman söylerim.