Tehlikeli kışkırtmanın arkasında kimler var?
İzmir'deki cami hoparlörlerinden korsan yayınla şarkı çalınmasıyla birlikte ortaya çıkan gerilimi değerlendiren gazeteci Murat Yetkin devlet görevlilerinin, açıklamalarına dikkat etmesi gerektiğine vurgu yaptı.
DUVAR - Gazeteci Murat Yetkin, 'İzmir’deki tehlikeli kışkırtma: arkasında kimler var?' başlıklı yazısında İzmir'deki bazı camilerden yapılan korsan müzik yayınının ardından yaşanan gelişmeleri analiz etti. Yetkin'in yazısından bir bölüm şöyle:
İzmir’de 20 Mayıs’ta bazı cami hoparlörlerinden korsan yayınla şarkı çalınması, bunun ertesi gün tekrarlanması geniş tepkilere yol açtı. Bırakın başka zamanı, Ramazan’ın bitmesine, Bayram’a birkaç gün kala yapılan bu eyleme sadece dindarların, muhafazakârların değil, aklı başında herkesin tepki duyacağı açıktı. Açık bir kışkırtma görünümündeydi.
Çalınan şarkı, İkinci Dünya Savaşında faşist Mussolini rejimine karşı savaşan İtalyan komünist direnişçilerin “partizan marşı” olarak da bilinen “Ciao bella” (Elveda) idi. Zamanla dünyada solcuların ortak şarkısı haline gelmişti. Tesadüfe bakın ki CHP’li Belediye Başkanı Tunç Soyer’in seçildiği akşam arkadaşlarıyla kutlama yaparken çalınan şarkılardandı. Ertesi gün de yine bazı cami hoparlörlerinden Âşık Mahzûni Şerif’in “Yuh, yuh” türküsü, Selda Bağcan’ın sesinden duyuldu. Soyer de, Bağcan da hemen şiddetle kınadılar eylemi; Bağcan yine birileri ülkeyi karıştırıyor diye yakındı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bu konuya girdi 22 Mayıs konuşmasında ama doğrudan CHP’liler yapıyor demedi, “Bunların hayallerinde cami minarelerinde ezan dışında başka bir ses duymak vardır. Saygısızlar yayın yapıyor, CHP yetkilileri zevk alıyor” dedi yine de.
En ilginç tepkilerden birisini veren, kıdemli hukuk profesörü Hüseyin Hatemi idi. Dindar kimliğiyle de tanınan Hatemi, Twitter hesabında “Çav bella, bonjour (iyi günler) bela” diye sözcük oyunu yaptıktan sonra, “CHP işi olduğunu zannetmiyorum, hangi görünümde olursa olsun bir fitneci ajandır” diyordu. Eylemi provokasyon, kışkırtma olarak niteleyenler arasında Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş da vardı.
Oysa Cumhurbaşkanı İletişim Başkanı Fahrettin Altun onlar gibi düşünmüyordu, her kesimden tepkilere yol açan eylemi kışkırtma olmanın ötesinde görüyordu. Şahsi Twitter hesabından toplumsal barışa saldırı niteliğindeki eylem hakkında yayınladığı bir mesaj dizindeki şu ifadeler dikkat çekiciydi: “Bu olay basit bir provokasyonun çok ötesinde, milletimizin kutsallarıyla savaş halinde olan bir zihniyetin yeniden filizlenme çabalarıdır. (…) Dinimize, ezanımıza, kutsalımıza yapılan bu saldırılara karşı bazı kesimlerin sessiz kalmaları da oldukça manidardır. Kendi toplumunun dinine, inancına ve kutsalına sahip çıkmaktan imtina edenler, tarihin sayfalarında daima utançla hatırlanmışlardır. Zira, sükût ikrardan gelir.”
Altun’un tam olarak kimi eleştirdiği belli değil. Eğer kasıt CHP’lilerse, CHP yetkilileri suçlunun yakalanması için sürekli çağrıda bulunuyorlar.