Yetkin: Darbe tehdidi varsa Erdoğan yine yanlış yere bakıyor

İktidarın darbe tehdidi olduğu yönündeki açıklamalarını değerlendiren gazeteci Murat Yetkin, "Böyle bir tehlike, işin propaganda boyutunun ötesinde gerçekten varsa bile, Erdoğan yine yanlış yere bakıyor. Erdoğan 2007-2012 sürecinde darbeyi ordu içindeki Kemalistlerden bekliyordu. Darbe girişimi, Ergenekon sürecinde ordu Kemalistleri hedef göstererek yükselen Fethullahçılardan geldi. Erdoğan bu defa da darbeci olmakla CHP’yi suçluyor gibi görünüyor" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Gazeteci Murat Yetkin, son dönemde İstanbul'da bir kiliseye yönelik saldırı, Hrant Dink Vakfı ve Dink'in eşi Rakel Dink’e yönelik ölüm tehdidi, İzmir’de bazı camilerin ses sistemlerinden şarkı çalınması gibi kutuplaşmayı artıran gelişmeleri değerlendirdi.

Ergenekon davası sürecinin de kutuplaşmanın yükseldiğini bir dönemde başladığını belirten Yetkin'in, "Endişe verici gelişmeler: İkinci Ergenekon süreci mi?" başlıklı yazısının bir bölümü şöyle:

Son haftalarda muhalif seslerin bastırılması, sosyal medya hamleleri, kadınlara yönelik saldırılar ve gayrimüslimlere yönelik saldırılar paralel bir şekilde artışta. Bu artış, Türkiye’nin demokratik hak ve özgürlükler bakımından örnek aldığı Batı’daki değer kaybı, yeni deyimle “Batısızlık” ile paralel gidiyor. Benzeri bir süreci Avrupa Birliğinin (AB) Türkiye’nin üyelik umutlarını kırdığı 2005-2007 sürecinde de yaşamıştık. O zaman da Türkiye’nin Batı’ya yakınlaşmasını istemeyen çevreler devreye girmiş, o zaman da toplumda şiddet tırmanmış, gayrimüslim vatandaşlara yönelik saldırılar artmıştı. O sürecin en acı noktalarından birisi 19 Ocak 2007’de gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesi olmuştu. Siyasi kutuplaşma, Cumhuriyet Mitingleri ve 27 Nisan 2007’de Genelkurmay’ın Cumhurbaşkanlığı seçimi nedeniyle yayınladığı e-muhtıra ile zirveye çıkmıştı. Türkiye, Ergenekon Sürecine böyle girmişti.

Gelişmeler adeta yeni bir sürecin başladığı kuşkusuna yol açıyor. Ülkenin Cumhurbaşkanı her gün çıkıp kendisini devirme amaçlı bir darbe ihtimalinden söz ediyor, vatandaşları uyanık olmaya çağırıyorsa, gözardı etmek mümkün değil. Ama böyle bir tehlike, işin propaganda boyutunun ötesinde gerçekten varsa bile, Erdoğan yine yanlış yere bakıyor. Erdoğan 2007-2012 sürecinde (dönemin MİT Müsteşarı Hakan Fidan sorgulanmak istenene kadar) darbeyi ordu içindeki Kemalistlerden bekliyordu. Darbe girişimi, Ergenekon sürecinde ordu (ve devlet içinde) Kemalistleri hedef göstererek yükselen Fethullahçılardan geldi. Erdoğan bu defa da darbeci olmakla CHP’yi suçluyor gibi görünüyor.

Şimdilerde ekonomi ciddi sıkışma içinde. Covid-19 nedeniyle dünyada yaşanan belirsizliğin Türkiye’yi nasıl etkileyeceği belli değil ve Batı ile ilişkiler yine bir yol ayrımında. Bunun anlamı, AB ile ilişkilerin yepyeni bir eksene oturarak gelişme ihtimalinin de bulunması. Böyle bir dönemeçte yine gayrimüslim vatandaşlara saldırılar, tehditler artıyor. Daha 9-10 Mayıs tarihlerinde Rum Ortodoks ve Ermeni kiliseleriyle Yahudi Cemaati hükümeti kendilerine karşı tehditler ve muhtemel saldırılara karşı uyarmıştı. Ardından 23 Mayıs’ta İstanbul, Kuzguncuk’taki Ermeni kilisesine saldırı ve 29 Mayıs’ta Hrant Dink Vakfı ve eşi Rakel Dink’e ölüm tehdidi haberi çıktı.

YAZININ TAMAMI