Diyarbakır Sağlık Platformu: Kentte Covid-19 tedavisi görenlerin sayısı 200’ü geçti

Diyarbakır Sağlık Platformu adına açıklama yapan Mehmet Şerif Demir, kentte 200'den fazla kişinin hastanelerde korona virüsü tedavisi gördüğünü söyledi. Demir, "1 Haziran itibariyle pandeminin başlangıcından bugüne kadar Diyarbakır’da hastanelerde takip edilen en yüksek hasta sayısına ulaşılmıştır" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DİYARBAKIR - Diyarbakır Sağlık Platformu tarafından, Diyarbakır ve Türkiye’deki korona virüsü (Covid-19) salgını ile ilgili güncel duruma ilişkin bilgilendirme ve talepleri içeren ortak basın toplantısı yapıldı.

İnternet ortamında yapılan toplantıya Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Mehmet Şerif Demir, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey Üyesi Halis Yerlikaya, Diş Hekimleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Arslan Yiğit, SES Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Hemşire Yıldız Orak katıldı. Ortak açıklama Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Mehmet Şerif Demir tarafından okundu.

Diyarbakır’da uyarıların dikkate alınmadığını belirten Mehmet Şerif Demir, "Tüm uyarılara rağmen ilimizde de bunun öneminin yeterince anlaşılamadığı, günlük yaşam içerisinde bu kurallara dikkat edilmediği gözlemlenmektedir. Ülkeyi yönetenlere sosyal devlet anlayışı salgının özel olarak mağdur ettiği bütün yurttaşları gözeten, asgari yaşam ihtiyaçları için maddi olarak desteklenmelerinin salgın ile mücadeledeki önemini bir kez daha hatırlatıyoruz” diye konuştu.

'TOPLUM BAĞIŞIKLIĞINA KARAR VERİLDİ'

"Salgının ülkedeki boyutu hiç kimse tarafından bilinmemektedir ve salgının bilançosu her geçen gün ağırlaşmakta, halen onlarca yurttaşımızı bu hastalık nedeniyle kaybetmekteyiz" diyen Demir, şöyle devam etti:

"1 Haziran itibariyle Diyarbakır’da Covid-19 nedeni ile yatarak tedavi alan hastaların sayısı 200’ü geçmiş, pandeminin başlangıcından bugüne kadar Diyarbakır’da hastanelerde takip edilen en yüksek hasta sayısına ulaşılmıştır. İktidarın ekonomik kaygıları halkın sağlığının önüne geçmiş, ‘normalleşme’ adı altında toplum bağışıklığı kararı verilmiştir, dolayısıyla salgın tehlikesi toplum sağlığını tehdit etmeye devam etmektedir.”

Diyarbakır’da vaka sayısının bilinenden daha fazla olduğunu da söyleyen Demir, “İlimizde de Covid-19 pozitif vakaların artışı göz önüne alındığında maske takılması, kişisel hijyen kurallarına uyulması ve fiziksel mesafenin korunmasının pandemiyi önlemedeki rolünü bir kez daha önemle hatırlatıyoruz" dedi.

''YAZ AYLARINDA HASTALIK BİTMEYECEK''

TTB Merkez Konsey Üyesi Halis Yerlikaya ise, hastalığın etkin tedavi ve aşı olmadığı için tehdit olmaya devam edeceğini belirterek “Normalleşme olduğu dönemde vakalar bu kadar arttı. Yaz aylarında hastalık yok olmayacak. Eylül ekim için kaygılıyız. Etkin tedavi ve aşı olmadığı için tehdit olmaya devam edecek. Çok fazla hastayla karşı karşıya kalabiliriz. Bu hastalığı önlemek mümkünken kötü sonuçla karşılaşıp başa dönebiliriz. Toplumun yaşamını buna göre dizayn etmesinde yarar olduğunu düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.

PLATFORMUN TALEP VE ÖNERİLERİ

Diyarbakır Sağlık Platformu, talep ve önerilerini ise şöyle sıraladı:

  1. Tüm hastalıklarda olduğu gibi yeni koronavirüs enfeksiyonu ile mücadelenin en iyi ve akılcı yolu hastalığın yayılmasına engel olmaktır. Hastalığı engellemenin en iyi yolu kişisel hijyen kurallarına uyulması, kalabalık ortamlarda maske takılması ve fiziksel mesafenin korunmasıdır. Tüm uyarılara rağmen ilimizde de bunun öneminin yeterince anlaşılamadığı, günlük yaşam içerisinde bu kurallara dikkat edilmediği gözlemlenmektedir. İlimizde de Covid-19 pozitif vakaların artışı göz önüne alındığında maske takılması, kişisel hijyen kurallarına uyulması ve fiziksel mesafenin korunmasının pandemiyi önlemedeki rolünü bir kez daha önemle hatırlatıyoruz.
  2. Ülkeyi yönetenlere sosyal devlet anlayışı salgının özel olarak mağdur ettiği bütün yurttaşları gözeten, asgari yaşam ihtiyaçları için maddi olarak desteklenmelerinin salgın ile mücadeledeki önemini bir kez daha hatırlatıyoruz.
  3. 1 Haziran itibariyle koronavirüs hastalarına yönelik tanı, izolasyon ve her temaslı kişiyi izleyebilme ve karantinaya alma gibi koruyucu hizmetler tüm hızıyla devam ederken; salgın sürecinde ertelenmiş, birikmiş olağan sağlık sorunu bulunan, başta kanser olmak üzere birçok kronik hastalığa sahip farklı hasta grubunun sağlık gereksinimi de karşılanacak şekilde planlanma yapılmalıdır. Salgın sürecinde aksayan bağışıklama hizmetlerinin tamamlanması, kronik hastalıklar, koruyucu hizmetlerle ilgili taleplerin karşılanması, artabilecek ruh sağlığı hizmetleri gereksinimlerine hazırlık yapılmalıdır.
  4. Covid-19 testi pozitif gelen hastaların ve klinik+radyolojik olarak Covid-19 olduğundan şüphelenilen olası vakaların temasta olduğu kişilere ulaşımın sağlanması, bilgilendirme yapılması ve bu kişilerin teste tabi tutulması aksatılmadan devam edilmelidir.
  5. Bir kez daha tüm sürecin şeffaf bir biçimde koordinasyon içerisinde yürütülmesi gerektiğine ilişkin talebimizi yeniliyor, il düzeyinde var olan il pandemi kuruluna ve sürecin tüm planlanma aşamalarına sağlık platformunun temsilcileri de alınmasının gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz.
  6. Hastalıkla en ön safta mücadele eden sağlıkçılar en büyük risk grubunu oluşturmaktadır. Toplum sağlığını korumanın ancak sağlık çalışanlarının sağlığının korunmasıyla mümkün olabileceği unutulmadan sağlık çalışanlarının nitelikli ve eksiksiz kişisel koruyucu ekipmanları sağlanmalı, çalışma koşulları uygun bir biçimde düzenlenmelidir.
  7. Ayrımsız ve ayrıcalıksız herkesin yaşam hakkını savunan meslek örgütleri olarak bir kez daha hatırlatıyoruz ki; cezaevlerinde kalanların sağlık ve yaşam hakkı görmezden gelinmemeli,  toplumun adalet talebi karşılıksız kalmamalıdır. Sağlık hizmetlerine erişim ve yaşam hakkı, mahpuslar için de en temel haktır. Cezaevine girmiş bir kişi alıkonulma nedeni ne olursa olsun, sağlık hizmetlerine erişim ve yaşam hakkından mahrum bırakılamayacağını bir kez daha hatırlatıyoruz.
  8. Hastalıkla en ön safta mücadele eden sağlıkçılar arasında yaratılan ek ödeme eşitsizliği giderilmeli, sağlık hizmet sunumunun bir ekip işi olduğu unutulmadan ek ödemelerde adalet sağlanmalıdır.
  9. Açık-kapalı tüm çalışma ve sosyal yaşam alanlarının yeniden açılma dönemine uygun, bilimsel rehberlerin önerileri doğrultusunda düzenlemeli, gerekli planlamalar devlet tarafından yapılmalıdır.