'Virüsle mücadele sona ermiş gibi bir hava estirildi'

1 Haziran'dan itibaren ilan edilen 'normalleşme' süreciyle birlikte sokaklar eski görünümüne dönerken birçok uzman ve sağlıkçı risklere işaret ediyor. SES İzmir Şube Başkanı Erkan Batmaz "Alınan tüm önlemlerin ve yasakların bir anda kalkması halk sağlığı ve sağlık emekçilerinin sağlığı açısından riskler barındırmaktadır" uyarısında bulundu.

Google Haberlere Abone ol

İZMİR - Türkiye’de korona virüsü salgını nedeniyle yürürlüğe konan kısıtlamaların önemli bölümü 1 Haziran tarihi itibariyle kaldırıldı. Söz konusu “normalleşme” adımlarıyla birlikte salgınla mücadelede alınması gereken tedbirleri ve bizi bekleyen riskleri Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şubesi Eş Başkanı Erkan Batmaz’la konuştuk.

Türkiye'de 11 Mart’ ta ilan edilen pandemi süreci ile alınan yasak ve önlemlerin normalleşme takvimi ile başka bir sürece dönüştüğünü ifade eden Batmaz, şöyle konuştu: “'Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak' derken 1 Haziran itibari ile gördüklerimiz eskiyi aratmayacak şekilde olmuştur. Salgın ile beraber toplumda oluşan işten çıkarmalar, ücretsiz izinler, kepenk kapatan esnaflar, işsizlik, yoksulluk ile yüz üstü bırakılan milyonlarca emekçinin, hastalık veya açlık ile sınandığı zorlu bir süreçle baş etmesi de isteniyor. Toplumun fiziksel ve ruhsal durumu da göz önüne alındığında dayanacak gücünün kalmadığı anlaşılıyor. Tüm bu veriler eşliğinde 'normalleşme' beklentisi, eskiye dönmek istenmesi, kısıtlamaların kalkması isteği önem kazanıyor. Fakat virüs ile mücadele esnasında hala vaka sayıları belli oranda seyrederken, alınan tüm önlemlerin ve yasakların bir anda kalkması halk sağlığı ve sağlık emekçilerinin sağlığı açısından riskler barındırmaktadır."

'HÜKÜMETİN ADIMLARI BELLİ RİSKLER DOĞURUYOR'

Batmaz, vaka sayılarının en yüksek seviyelerde olduğu dönemde sadece hafta sonu sokağa çıkma yasaklarının olmasını da eleştirdi. Hafta içinin normalleşmesiyle birlikte toplumda ekonomik kaygıların insan yaşamından daha önemli kılındığı havası yaratıldığını belirten Batmaz, şöyle devam etti:

“O dönemde özellikle zorunlu, acil hizmet üreten işler dışında tüm sektörlerde çalışmanın durdurulması ve salgın süresince işten çıkarmaların yasaklanması gerektiğini savunmuştuk. Çalışanlara ücretli izin verilerek, işsizler için koşulsuz işsizlik maaşı ödenmesi, özetle hükümetin vatandaşları hem sosyal hem de ekonomik açıdan desteklemesi gerektiğini belirtmiştik. Şimdi dönüp arkamıza baktığımızda, işçilerin ve emekçilerin kalabalık fabrikalarda, şantiyelerde önlemsiz çalıştırılması, halka ulaştırılamayan maskeler, test sayılarının yetersizliği, testlerin güvenilirliği göz önüne alındığında, hükümetin normalleşme adımlarının belli riskler doğurduğunu görüyoruz.”

VAKALARDA ARTIŞ OLASILIĞI

Normalleşme takviminin bilimsel ve epidemiyolojik veriler ışığında belirlenmesi ve adım adım kaldırılması gereken kısıtlamalar olduğunun altını çizen Batmaz, şöyle devam etti:

“1 Haziran ertesi kafe, restoran, otel ve birçok işletmenin iş başı yapması, toplu taşımada uygulanan tedbirlerin kalkması ile iş giriş-çıkışlarında yaşanan kalabalık görüntülerle, hafta sonunda sahiller ve mesire alanları fiziksel mesafeden ve koruyucu önlemlerden yoksun bir şekilde ekranlara yansıdı. Ayrıca asker uğurlamalarında yaşanan kontrolsüzlük, uygulanan normalleşme programı maalesef ki vakalarda artış olasılığını doğurmuştur. Bu görüntülerin sebebi; Toplum olarak ruhsal, ekonomik bunalımlar yaşarken önlemlerin ve yasakların bir anda kaldırılarak sanki virüs ile mücadele son bulmuş gibi bir havanın estirilmesidir.”

'REHAVET YARATACAK AÇIKLAMALARDAN UZAK DURMAK GEREKİYOR'

SES İzmir Şubesi Eş Başkanı Erkan Batmaz, Normalleşme süreciyle birlikte test ve izolasyon süresi uygulanmayan sağlık emekçilerinin Covid-19 servislerinden eski normal birimlerine döndürmesine de tepki gösterdi. Pandemi sürecinde biriken kronik hastaların hastanelerde yığılmalara neden olduğunu, diş hastanelerinde yaşanan birikmenin vaka artış riskini yükseltirken, çalışanların koşullarını kötüleştirdiğini anlattı. Batmaz, son olarak şunları söyledi:

“Açıklanan rakamlardaki azalma sevindirici ve umut vericidir. Ancak, Covid-19 salgınının, riskli denemelerin yapılabileceği bir konu olmadığını, yayılma hızı, bulaşıcılığı ve ölümcül etkisi kırılmadan rehavete kapılmamak gerektiğini birçok ülke deneyiminde acı biçimlerde göstermiştir. En başından beri yaygın test uygulanması talebini haykırmamıza rağmen bunun es geçilmesi artık hayati riskler taşımaktadır. Normalleşme ile işlerine geri çağrılan 60 yaş üstü çalışanlar, kronik rahatsızlığı olanlar, engelli çalışanlar, gebeler, süt izinde olan anneler bu süreçte daha büyük bir risk altına atılmıştır. Kişisel koruyucu ekipmanlardaki standartlara uygunsuzluk bunun tuzu biberi olmuştur. Kaldı ki geçen bir hafta içinde vaka sayılarında gözle görülür bir artış saptanmasının sebepleri ortadadır. Normalleşme sürecinin selameti için şeffaf bir şekilde normalleşme takviminin ardından oluşan değerlendirme verileri paylaşılmalıdır. Uzun süredir ekonomik, psikolojik ve sosyal baskı altında olan halkımıza bu süreçte kişisel koruyucu önlemlerin uygulanmamasının daha zor bir dönemi doğuracağını anlatmak ve rehavet yaratacak açıklamalardan uzak durmak gerekiyor. Dolayısıyla sağlık emekçilerine 5 günde 1 yaygın test uygulanması artık daha hayati bir süreç. Halk sağlığı ve sağlık emekçilerinin sağlığı şakaya gelmez. Bu nedenle test sayıları konusunda artışın hızlıca programlanması ve ikinci dalga riskinin her geçen gün daha büyük bir tehdit oluşturmasına izin vermeden gerekli önlemlerin alınması gerekiyor.”