Cumartesi Anneleri: Cezasızlık uygulamasına son verin

Cumartesi Anneleri, adalet taleplerini 795'inci kez yineledi. 30 yıl önce gözaltında kaybedilen Adnan Bağça'nın faillerinin ortaya çıkartılmasını isteyen Cumartesi Anneleri, “Cezasızlık uygulamasına son verin” dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR -  Cumartesi Anneleri 795'nci hafta basın açıklamalarında kayıplar için bir kez daha adalet istedi. 30 yıl önce gözaltında kaybedilen Adnan Bağça'nın faillerinin ortaya çıkartılmasını isteyen Cumartesi Anneleri, “Kaybedilen sevdiklerimizin dosyalarındaki cezasızlık uygulamasına son verilmesi hukukun ve demokrasinin gereğidir” dedi.

'ISRAR EDİYORUZ...'

Cumartesi Anneleri, “795 haftadır, belge ve delilleri yok ederek sorumlulara yargısal bağışıklık sağlamayı, korku salarak toplumu sindirmeyi, kaybedilenleri isimsiz, mezarsız bırakarak bir dönemi belleklerden silmeyi amaçlayan gözaltında kaybetmelere karşı hakikat ve adalet talebimizde ısrar ediyoruz” dedi.

Cumartesi Anneleri, şöyle devam etti: “Kamuoyunun yargıya olan güvenini korumak, yasadışı eylemlere karşı her türlü hoşgörü izleniminden kaçınmak adli makamların öncelikli görevidir. Kaybedilen sevdiklerimizin dosyalarındaki cezasızlık uygulamasına son verilmesi hukukun ve demokrasinin gereğidir.”

Cumartesi Anneleri, 30 yıl önce gözaltında kaybedilen 4 çocuk babası Adnan Bağça dosyasını kamuoyuyla paylaştı: “Adnan Bağça Siverek’te taksicilik yapıyordu. 11 Haziran 1990 tarihinde kendisini yolcu olarak tanıtan bir kişiyi 56 DA 423 plakalı otomobili ile götürmek üzere taksi durağından ayrıldı. Akşam eve dönmeyince ailesi her yerde onu aradı. Siverek Emniyet Müdürlüğü’ne başvuran ağabeyine 'Kardeşin elimizde, başka bir şey sorma' denildi. Ertesi gün tekrar gittiğinde ise 'Sana yanlış bilgi verilmiş. Kardeşinin akıbeti hakkında bilgimiz yok' denildi.

Aile, İçişleri ve Adalet Bakanlığı başta olmak üzere ilgili tüm kurumlara başvurularda bulundu. Dönemin Urfa Milletvekili ve Devlet Bakanı olan Cenap Gülpınar, kendisiyle görüşen aileye “Bazı kurumlar bizi de aşıyor. Devlet içinde devlet mi var diyeceksiniz ama maalesef öyle” dedi.

Israrlı arayışını sürdüren aile, kamu görevlileri tarafından 'Bu olayı araştırmaktan vazgeçmezseniz başınıza geleceklerden kendiniz sorumlusunuz' diye tehdit edildi. Evlatlarından bir iz bulamaya çalışan Bağça Ailesi olaydan 1,5 yıl sonra Adnan’ın otomobiline Batman’da ulaştı. Otomobil sahte evrakla bir kişiye satılmıştı. Satışı yapan kişileri tespit eden aile savcılığa suç duyurusunda bulundu ve olayla ilgili 4 kişi gözaltına alındı. Ancak araya JİTEM komutanı Cem Ersever girince bu kişiler serbest bırakıldı. Otomobil ise aileye teslim edilmedi.

AYHAN ÇARKIN KONUŞTU

2011 yılında Eski Özel Harekât polislerden Ayhan Çarkın’ın itirafları basına yansıdı. Çarkın, içerisinde yer aldığı ekibin bölgede görev yaptığı dönemde gerçekleşen katliamlar ve cinayetler hakkında açıklamalarda bulundu. Açıklamalarında Adnan Bağça’nın kaybedilmesi de vardı. Tüm başvurulara rağmen Adnan Bağça dosyasında bugüne kadar etkin bir soruşturma yürütülmedi. Sürüncemede bırakılan dosya zaman aşımı devreye sokularak kapatıldı. İç hukuktan sonuç alamayan aile, 2011 yılında AİHM’e başvurdu."

Cumartesi Anneleri son olarak şöyle devam etti: “Gözaltında kaybedilen kişinin akıbetine ilişkin belirsizlik devam ettiği sürece devletin bu suçla ilgili sorumluluğu da devam eder. Devlet zaman aşımını gerekçe göstererek bu yükümlülükten kaçınamaz. Gözaltında kaybedilişinin 30. yılında Adnan Bağça dosyasında maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasını ve suçun faillerinin hakkaniyete uygun cezalandırılmasını istiyoruz. Etkin bir soruşturma başlatılması için adli makamları göreve çağırıyoruz. Adnan Bağça için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz! 96 haftadır hukuksuz bir biçimde bize kapatılan (kayıplarımızla) buluşma mekanımız olan Galatasaray'dan vazgeçmeyeceğiz.” (HABER MERKEZİ)