Havai fişek fabrikası sahipleri çalışanları ve yakınlarını suçladı

Havai fişek fabrikasındaki patlamanın ardından gözaltına alınan fabrikanın ortaklarından Ali Rıza Ergenç Coşkun adli kontrol şartıyla salıverilirken, oğlu Yaşar Coşkun tutuklandı. Baba ve oğul, savcılıkta verdikleri ifadelerde patlamanın sorumluluğunu fabrika yöneticilerine ve işçilere yıkmaya çalıştı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Sakarya’nın Hendek ilçesindeki Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası'nın sahipleri, 3 Temmuz günü yaşanan ve 7 kişinin ölümüne 126 kişinin de yaralanmasına neden olan patlama ile ilgili olarak yönetici olarak çalışanları ve işçileri suçladı. Fabrikanın ortaklarından Yaşar Coşkun, “Cenazeyi almadan tazminat peşine düştüler” diyerek ölen işçilerin yakınlarını suçladı.

“Cenazeyi almadan tazminat peşine düştüler” diyen Yaşar Coşkun, ifadesinde patlamaya barutun stok yapılmasının neden olduğu yönündeki açıklamalara değinerek, “Barutu stoklama şansımız yoktur. Kanuni sınırlaması vardır. Stok yapma durumumuz söz konusu değildir” dedi.

'DEVLETİN MİLLETİN YANINDA OLMAK İÇİN ZOR ŞARTLARDA ÜRETİM YAPTIK'

Korona virüsü sürecinde faaliyete devam ettiklerini belirten Coşkun, “Üretim durmadı ancak düştü. Devletimizin, milletimizin yanında olmak için zor şartlar içerisinde üretime devam ettik. Ürünler depolara konuldu. Bu süreçte üretilen malzemenin hangi depoya konulduğunu depocular bilir. Hangi depoda ne kadar iyi mal, malzeme vardı, bunu ben bilmiyorum. Ne kadar ürün stoklandığını da bilmiyorum. Ancak çok aşırı bir yığılma olmamıştır” diye konuştu.

'İDDİALARI AVUKATLAR VE SİGORTA ŞİRKETLERİ VERDİRİYOR'

Müştekilerin ve iş güvenliği uzmanı Aslı Bozkurt’un, işçilerin daha fazla üretim yapması için baskı yapıldığı yönündeki beyanlarına da değinen Coşkun, “İşçilere baskı yapılmaz. Herkesin üreteceği mal standarttır. Bu iddialar, medyanın veya müştekilere tazminat davalarında vekillik etmek isteyen avukatların ve sigorta şirketlerinin yönlendirmesi sonucu verdikleri ifadelerdir. Kulağımıza vefat eden Ramazan Kor’un ailesinin daha cenazeyi almadan tazminat peşine düştüğü duyumları geldi” dedi.

Cumhuriyet'ten Seyhan Avşar'ın haberine göre Coşkun, işçilerin yanlarında mevzuat gereği 'bulundurması gerektiği kadar malzeme bulundurduklarını' savundu ve, “Bunun, belirlenmesinin sorumluları ise kimya mühendisleri ve iş güvenliği uzmanıdır. Uyarılara rağmen işçiler fazla malzeme getirmeye devam ediyorsa işçiler de sorumludur. Bunun kontrolü ve sorumluluğu bende değildir" dedi.

'MÜSİAD BAŞKANIYIM, ÇOK YOĞUNDUM'

İş güvenliği uzmanları ve sorumlu müdürün bu durumu deftere yazsalar da kendisine iletmediklerini söyleyen Yaşar Coşkun, "Gelseydi zaten imzam olurdu. Yapılan iş güvenliği toplantısına en son 4-5 sene kadar önce katılmıştım. Bundan sonra toplantılara katılmadım çünkü fabrikanın işveren vekili Asiye Hanım’dır. İmza yetkisi ondadır. MÜSİAD Başkanı olduğum için çok yoğunum. Yaklaşık 3-4 yıldır fabrikaya nadiren gelirim. İş güvenliği uzmanı Aslı Bozkurt’un tespitleri varsa çalışmaya neden devam etti ya da neden durumu deftere yazmadı. Çalıştığı sürece de bana herhangi bir eksiklik bildirmemiştir. Ayrıca fabrikada yılda 3-4 denetim yapılırdı. Kesinlikle bize denetimden önce haber gelmezdi.”

Patlamaya gelen MÜSİAD'dan 'yemek' fotoğrafıPatlamaya gelen MÜSİAD'dan 'yemek' fotoğrafı

'ÖNCEDEN BİR İKİ GÜN KAPATILDIĞIMIZ OLDU'

Ali Rıza Ergenç Coşkun da işçilere daha fazla malzeme üretmeleri için baskı yapılmadığını ve kendi bilgisi olmadan ve talimatı olmadan da baskı yapılmasının söz konusu olamayacağını söyledi. Coşkun, "Ben asla böyle bir talimat vermedim. Bugüne kadar işçilerin yanlarında bulundurdukları malzeme nedeniyle sıkıntı yaşamadım. Toplantılara iş güvenliği uzmanları katılır. Evrakı ise Yaşar Coşkun’a imzalatırlar. Denetimleri önceden haber almamız söz konusu değildir. Denetimlerde eksiklerle ilgili para cezası kesildiğini kesinlikle hatırlamıyorum. Birkaç kez meydana gelen iş kazalarından dolayı bir iki gün işyerinin kapatıldığı olmuştur” dedi.

İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI ASLI B.: UYARDIM 'BİR ŞEY OLMAZ' DENİLDİ 

Patlama sonrası tutuklanan iş güvenliği uzmanı Aslı B. ise fabrikada gördüklerine ilişkin ifadesinde fabrikada aşırı üretim talimatının Yaşar Coşkun tarafından verildiğini söylemişti. Fabrikada 3 tane patlama çukurunun bulunduğu yerin, çalışanlar tarafından "Çin mahallesi" olarak adlandırıldığını anlatan Aslı B., “Çin mahallesi denilmesinin nedeni Çin'den getirilen malzemelerin bulunması ve işlenip üretime verilmesidir” şeklinde konuşmuştu.

İfadesinde bu bölümde ve diğer bölümlerde aksaklıklar gördüğünü anlatan iş güvenliği uzmanı Aslı B., en önemli eksikliğin ‘üretim alanında işçilerin yanlarına yönetmelik kapsamında bulunması gerekenden fazla malzeme almasıdır' dedi.

Bu konuda işçilere ve sorumlulara genel uyarılarda bulunduğunu ancak herhangi bir tespit tutanağı tutmadığını belirten Aslı B., işçilerin daha fazla üretim yapmaları için fabrika müdürü Hasan Ali V., ile ustabaşı Erşan Ö.'nün baskı yaptığını iddia etti. İşçileri her uyardığında, ‘Biz ne yapalım, bizden sayı istiyorlar, biz sayıyı yetiştirmek zorundayız' dediklerini söyleyen Aslı B., her işçinin mevzuat gereği yanına alması gereken malzeme miktarının en fazla 1 kg. olduğunu ancak yanlarında bundan daha fazla miktarda patlayıcı bulundurduklarını söyledi.

Patlamada hayatını kaybeden işçilerden Havva Çelik'in çalıştığı laboratuvarda günlük 40-50 tabak üretilmesi gerekirken 3 katına çıkılarak 120-150 tabak üretildiğini anlatan Aslı B., “İşçiler bu talimatı iş yeri sahibi Yaşar Coşkun'un emirleri üzerine fabrika müdürü Hasan Ali V.,'den alıyordu” dedi.

Aslı B., bu konuda neden tutanak tutmamış olması konusunda ise şunları söylemişti: "Bu yapmış olduğum incelemeler sonucunda her şeyi İSG kurul toplantı tutanaklarına yazmama izin verilmiyordu. Çünkü benim çalıştığım işletme de özel işletme ve bu şirketle çalışmaya devam ediyordu. Benim gücüm de bir yere kadardı. Bu işletmeyi inceleme ve denetlemeye geldiğimde hem fabrika müdürü hem de diğerleri üzerinde yaptırım gücüm yoktu."

Aslı B., ifadesinde fabrikadaki ihmalleri şöyle sıralamıştı:

  • 6-7 ay önce torpil makinesi üzerinde yangın çıktı. Elleri yananlar oldu ancak olay SGK veya adliyeye bildirilmedi.
  • Normalde aynı alanda ve aynı oda içerisinde bulunmamaması gereken ilaç ve kimyasal maddeler aynı oda içerisine koyulabiliyordu.
  • Koronadan dolayı düğünler olmaması nedeniyle depolarda fazla mal birikmesine neden oldu.
  • Ana barut deposunun (yeşil renkli depo) depo olduğunu dahi bilmiyordum. Kimse bana buranın depo olduğunu söylemedi.
  • İşçiler kişisel koruyucu donanım kullanmıyorlardı. Hiçbir şekilde özel ayakkabı antistatik kıyafet ve diğer başlıca donanım üzerlerinde görmedim. Torpil bölümünde terlikle çalışan işçiler görüyordum.

.

Sitesinde personeli övüyordu

Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası'nın internet sitesinde patlama sonrası herhangi bir bilgilendirme ya da açıklama yer almadı. Ancak, "Hakkımızda" bölümünde çalışanların övüldüğü şu bölüm yer almaya devam ediyor: "Alanında uzman olan nitelikli teknikerlerimiz ve deneyimli personelimiz ile müşterilerin talep ve istekleri doğrultusunda hazırlanan ürünlerimiz sahip oldukları yüksek kalite ve uygun fiyatlarından dolayı tercih sebebi olmuştur. Güvenilirlik ve kalitenin ön planda tutulduğu ürünlerimiz, üretim sonrasında uzman kadromuz tarafından test edilip siz müşterilerimize sunulmaktadır."

Önergeye AK Parti ve MHP oylarıyla ret

CHP’nin patlamaya ilişkin Meclis’e verdiği önerge dün yapılan oylamada AK Parti ve MHP’nin oylarıyla reddedildi. Meclis Genel Kurulu’nda konuşan CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, İçişleri Bakanı’nın açıklamasına göre, fabrikanın 3 ay önce denetlendiğini hatırlatarak, İçişleri Bakanı’na “Denetim yapanları tutuklayın” çağrısı yaptı.

AK Parti adına söz alan Sakarya Milletvekili Çiğdem Erdoğan Atabek ise muhalefetin eleştirilerine yanıt vermeyerek, patlamadan sonra yapılan çalışmalar hakkında, “Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 11 kişilik alanında uzman olan profesörler ve hocalara tarafından bilirkişi heyeti oluşturulmuştur; soruşturma büyük bir hassasiyetle ve titizlikle yürütülmektedir. Şu ana kadar, olaydan sorumlu olduğu düşünülen işletme sahibi dahil 5 kişi tutuklanmıştır. Bilirkişi heyeti sahada incelemelere ve çalışmaya devam etmektedir" diye konuştu.

Atabek’in sözlerinin ardından konuşan Özkoç ise şu ifadeleri kullandı:

“Burada ikimiz de Sakarya milletvekiliyiz, ikimiz de Sakarya’nın iyiliği için uğraşıyoruz, daha iyi olsun diye. Ama kayıtlara geçmesi için söylüyorum: Mesele, kaza olduktan sonra yaptıklarımız değil, kaza olmadan önce yapacaklarımızdır. Burada 7 kez aynı fabrika sahibi, defalarca fabrika patlıyorsa ve defalarca insanlarımız ölüyorsa yönetmelik durduğu hâlde, tüzük olduğu hâlde, 'denetim yapıldı' dendiği halde bu fabrika sahipleri buna hiç uymuyorsa demek ki bir yerde bir eksiklik vardır; hep beraber onun üzerine gitmeliyiz, mağdurları ve masumları koruyup neden olanları cezalandırmalıyız.” (HABER MERKEZİ)