İmamoğlu: Ayasofya’da 30 yıldır 5 vakit ezan okunuyor
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, ibadete açılma kararı alınan Ayasofya ile ilgili açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, "Eğer Ayasofya’daki değişiklik; milyonlarca işsizin derdine derman, üniversite mezunu milyonlarca gencime iş imkânı yaratacaksa sonuna kadar arkasındayım" dedi.
DUVAR - İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Ayasofya, benim aklımda ve vicdanımda 1453’den beri cami. Konuyla çok ilgiliymiş gibi davrananlar Ayasofya Camii’nin statüsünden bile habersiz. ‘İlk ezan okundu, ilk namaz 24 Temmuz’da kılınacak’ diyor. Oysa 30 yıldır Ayasofya’da 5 vakit ezan okunuyor. İçindeki Abdülmecit mescidinde namaz da kılınıyor” dedi.
İmamoğlu, daha bir yıl önce Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Ayasofya’nın tamamının cami olarak ibadete açılmasının bir götürüsü olduğuna dikkat çekildiğini, “Dünyanın çok çeşitli ülkelerinde bizim binlerce camimiz var. Ayasofya’nın cami olarak ibadete açılmasını söyleyenler, bu camilerin başına ne gelir bunu düşünüyor mu?” diye sorulduğunu da hatırlattı.
Ekrem İmamoğlu’nun açıklaması şöyle:
ÇOK İLGİLİYMİŞ GİBİ GÖRÜNENLER HABERSİZ: Ayasofya, benim aklımda ve vicdanımda 1453’den beri cami. Aynı zamanda İstanbul medeniyetinin dünyaya mal olmuş bir değeri. Benim tüm konuşmalarımdaki ifadem ‘Ayasofya Camii’dir’. Herkes tarayabilir. Danıştay’ın Ayasofya Camii kararının ardından gördük ki, aslında bu konuyla çok ilgiliymiş gibi davrananlar Ayasofya Camii’nin statüsünden bile habersiz. Kendisine muhafazakâr diyen TV kanalları ‘ilk ezan okundu’ ‘ilk namaz 24 Temmuz’da kılınacak’ diyor. Oysa 30 yıldır Ayasofya’da 5 vakit ezan okunuyor. İçindeki Abdülmecit Mescidi’nde namaz da kılınıyor. 1991’den beri kapısında tabela var. Bu konuda hassasiyetiniz varsa ve‘ilk ezan okundu’ ‘ilk namaz 24 Temmuz’da’ diyorsanız çok vahim. Ben çok şaşırdım.
Hukuk kovasındaki siyasi taş: Ayasofya
BİR YILDA NE DEĞİŞTİ DE KARAR DEĞİŞTİ? Öte yandan, üzerine çokça kafa yormamız gereken bir unsur daha var. İnsana Allah tarafından akıl bahşedilmiş. Düşünsün, muhakeme yeteneğini ortaya koysun ve doğruya ulaşsın diye. Türkiye’de hep sonucu konuşuyoruz ama hiç bu sonuca neden olan gelişmeleri konuşmuyoruz. Unutuyoruz. Ayasofya kararı iyi mi kötü mü sorgulamak yerine, sorgulanması gereken şey şu; sadece 1 yıl önce, ‘Bu kararın getirisi götürüsü nedir? Burada bunu açıklamam doğru olmaz. Bunun bir götürüsü var. Bizim için faturası çok daha ağırdır, unutmayalım. Şu anda dünyanın çok çeşitli ülkelerinde bizim binlerce camimiz var. Acaba bunu söyleyenler (Ayasofya’nın Cami olarak ibadete açılması) bu camilerin başına ne gelir bunu düşünüyor mu? Bunu söyleyenler dünyayı tanımıyorlar, muhataplarını bilmiyorlar. Onun için ben bir siyasi lider olarak bu oyuna gelecek kadar istikametimi kaybetmedim’ denilirken, 1 yılda ne değişti?
MİLLETİMİZ AKLISELİM İLE BUNU TARTACAKTIR: Şimdi ben sormak isterim; dünyanın çeşitli yerlerindeki camilerimiz bu kararla riskli bir duruma düşmüş müdür? On binlerce Müslüman’ın, gurbetçi kardeşlerimin huzur içinde ibadetlerini yaptığı bu camilerin başına bir şey gelir mi? O ülkelerin yöneticileri böyle adım atarsa ve ‘camilerle ilgili kararımıza yönelik ithamları, doğrudan egemenlik haklarımıza saldırı sayarız’derse ne olacak? Sadece 1 yıl arayla doğan bu zıtlığın nedenlerini muhakeme etmeyeceğiz. Ama Danıştay’ın sonuç kararına siyah ya da beyaz diyeceğiz. Bu olmaz… Bu olanlar, milletimizce aklıselim ile mutlaka muhakeme edilecektir. Ben insanların bunu tartmasını çok isterim ve tartacaklardır da. Eğer Ayasofya’daki bu değişiklik; benim ülkeme, milletime hem maddi hem manevi zenginlik katacaksa, milyonlarca işsizin derdine derman, üniversite mezunu milyonlarca gencime iş imkânı yaratacaksa ve dünyada ülkeme saygınlık ve muhabbet kazandıracaksa ben bu kararın sonuna kadar arkasındayım.
KANAL İSTANBUL İÇİN BAKANLIĞA İTİRAZ EDECEK
Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed el-Sani’nin annesi Şeyha Moza bint Nasır el-Missned, 8 Kasım 2018'de 100 bin lira sermaye ile Triple M Gayrimenkul Turizm Ticaret Anonim Şirketi'ni kurmuştu. Şirket kurulduktan 1.5 ay sonra Kanal İstanbul güzergahında yer alan 44 bin 702 metrekare tarla statüsündeki araziyi satın aldı. Çevre ve Şehirlik Bakanlığı'nın hazırladığı yeni planlarda Katar Emiri'nin annesinin şirketinin satın aldığı arazi yapılaşmaya açıldı. Turizm + ticaret alanı olarak olarak belirlenen 44 dönüm arazide emsale dahil 22 bin metrekare inşaat yapılabilecek. Yüksekliği en çok zemin + iki kat ile sınırlandırılan arazinin tamamında turistik yapılar inşa edilirse, iki bodrum katı iskan edilebilecek. Toplam emsal inşaat alanının en çok yüzde 30’u ticaret alanı olarak ayrılabilecek.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, söz konusu bölgenin yapılaşmaya açılmasına tepki göstererek şöyle konuştu: “Türkiye’de, Türk halkının gündemi; işsizlik, ekonomi. İstanbul’daki halkın gündemi; işsizlik, ekonomi. İlave edebiliriz; deprem. Yani (Kanal İstanbul) zihninde bile yok; zinhar karşı ama acele var. Demek ki acele etmelerinin sebepleri var. Ben hep diyorum; o bir avuç insan. Onlar için çok kıymetli. Ben de santim santim takip ediyorum. Yarın saat 10.00’da Şehircilik Bakanlığı’na gideceğim, o işte ama Katarlıdır ama şu ülkelidir ama bu ülkelidir… Kim bu yatırımı yapmışsa, bu planların bir avuç insan için hazırlandığını, İstanbul’un katli anlamına geldiğini, İstanbul’a bugüne kadar yapılan ihanetlerden milyonlarca kat daha fazlası olduğunu iddia ederek itirazımı yapacağım. Hukuksal zeminde İstanbul halkının bu ihanete uğramasına asla izin vermeyeceğiz.” (HABER MERKEZİ)