Adalet İçin Dayanışma Platformu: Ölüm orucundakilerin talebi kabul edilsin

Adalet İçin Dayanışma Platformu, ölüm orucundaki Ebru Timtik, Aytaç Ünsal, Didem Akman ve Özgür Karakaya için çağrı yaptı: Talepleri geç olmadan kabul edilsin.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Adalet İçin Dayanışma Platformu, ölüm orucundaki Aytaç Ünsal, Ebru Timtik, Didem Akman ve Özgür Karakaya için basın açıklaması gerçekleştirdi. Platform yaptığı açıklama Ünsal ve Timtik'in geç olmadan taleplerinin kabul edilmesi için çağrı yaptı.

'ADİL YARGILAMA HAKKININ İHLALİ GÜNDELİK BİR İŞ HALİNİ ALDI'

Adil yargılanma talebiyle 5 Şubat’ta başladıkları açlık grevini 5 Nisan’da ölüm orucuna çeviren tutuklu avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın sağlık durumu kötüye gidiyor. Ebru Timtik 197, Aytaç Ünsal ise ölüm orucunun 166 gününü geride bıraktı. Adalet İçin Dayanışma Platformu, iki avukat için yaptığı açıklamada, “Direnişin başından bu yana 30'un üzerinde kilo kaybeden Ebru Timtik'in boğazından aşağıya doğru yaralar yaygınlaşmış ve bu yüzden konuşmakta ve sıvı alımında ciddi zorluklar yaşamakta. Aytaç Ünsal da 60 kilonun altına düşmüş ve ağız içinde yaralar oluşmuştur. Adil yargılanma hakkının ihlali ülkemizde gündelik bir iş halini almıştır” dedi.

Platform açlık grevindeki Özgür Karakaya ve Didem Akman'ın sağlık durumuyla ilgili de şu bilgileri paylaştı: “Özgür Karakaya da adil yargılanma talebiyle 160 günü aşkın süredir ölüm orucunda. Özgür, tek bir iftiracı ifadesi nedeniyle tutuklu, hakkındaki 8 yıllık hapis cezası kararı istinaf mahkemesinde. Didem Akman; adalet taleplerini sahiplenerek ve kendi cephesinden bir adaletsizliğin giderilmesini isteyerek ölüm orucunda. Didem, ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü. 8 metrekarelik, mutfağı bile olmayan bir hücrede ölene kadar tek başına yaşaması dayatılan Didem Akman, ağırlaştırılmış müebbet infaz rejiminin iptali için ölüm orucunda. Ülkemizdeki adaletsizlikler silsilesi artarak devam etmekte, insanların bu adaletsizlikleri kanıksaması sağlanmaya çalışılmaktadır.”

'TALEPLERİ KABUL EDİLSİN'

“Bugün Aytaç, Ebru, Didem ve Özgür'ün uğrunda ölüme yattığı adalet; binlerce yıldır ezilen, sömürülen halkların ortak talebidir” açıklamasında bulunan platform şöyle devam etti: “Onların hücre hücre eriyen bedenlerine, vücutlarındaki her bir yaraya söz olsun; bu topraklara adaleti getirene kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Bizler, Adalet için Dayanışma Platformu olarak direnişçileri selamlıyor ve direnişlerinin zaferle sonuçlanması için tüm gücümüzle çalışacağımızı kamuoyuna ilan ediyoruz. Bugün süren ölüm orucu direnişlerinin, hepimiz için bir adalet mücadelesi olduğunun altını çizerek, başta devrimci/demokrat kurumları, aydın ve sanatçıları ve bu topraklarda faşizme, adaletsizliğe ve sömürüye karşı duran herkesi; Aytaç, Ebru, Didem ve Özgür'ün sesine ses olacak bir mücadelenin asli bir parçası olmaya çağırıyoruz. Aytaç, Ebru, Didem ve Özgür'ün talepleri kabul edilsin.”

Açıklamanın okunmasının ardından, Didem Akman’ın annesi Zülfiye Akman konuştu. Akman kızıyla son olarak yapıldığı telefon görüşmesini paylaştı. Didem Akman’ın durumunun her geçen gün kötüye gittiğini aktaran anne Akman, şunları ifade etti:

“Morali gayet iyiydi ama çok fazla kilo vermişti. Bir deri, bir kemik kalmıştı. Kızım dedim ne yapıyorsun, annecim dedi ağrılardan uyuyamıyorum. Kemiklerim batıyor. Yatak istiyorum, havalı yatağı vermiyorlar. Yatak vermek için yaraların oluşmasını bekliyorlar. 2016’dan bu yana havalandırma saati 1 saate indirildi, arkadaş sohbeti yok. Bunlarla ilgili dilekçe verdi ama sonuç yok. Dün müdürlerle görüşmek istedim ama hiçbiri çıkmadı karşıma. Müdür yok, bekleyemezsiniz dediler. Ben de bugün faks çektim. İstekleri kabul olsun. İstediği zaten çok zor bir şey değil.”

“Kızımın mektuplarına bile sansür koydular. Bana gönderdiği mektuplarla ‘örgüt propagandası’ yapıyorsun’ demişler. Anneye gönderilen mektupla örgüt propagandası olur mu?” diyen anne Akman, kızının kaldığı Şakran Hapishanesi’nin de sık sık işkencelerle anıldığını hatırlattı. Akman son olarak şunları söyledi:

“Hasta tutsaklar kafes içinde doktora götürülüyor. Onlar da gitmek istemiyorlar, bu sefer de tedavi olamıyorlar. Çocuklarımız da hasta tutsaklar tedavi olsun, herkes adil yargılansın diye bedenini ölüme yatırdılar. Kızım haksızlıklara karşı çok çalıştı ama maalesef hiç kimsenin ruhu duymadı. Lütfen herkese sesleniyorum, herkes elini taşın altına koysun, çocuklarımızın talepleri kabul edilsin. Üç gencin ölümüne göz yumdular, bunlara da böyle göz yumulmasın.”

(HABER MERKEZİ)