ERG raporu: Uzaktan eğitim öğrencileri nasıl etkiledi?
Eğitim alanında birçok rapor ve araştırma yapan ERG, yeni raporunu yayımladı. Bu sene önceki senelere göre eğitimde birçok avantaj ve dezavantaj ortaya çıktı. En büyük dezavantaj ise eğitimde fırsat eşitliğinin pandemi süreciyle birlikte daha da görülebilir olması oldu. ERG raporunda buna örnek olarak Mardin'in Mazıdağı ilçesi gösterildi.
DUVAR- ERG (Eğitim Reformu Girişimi) 'Eğitim İzleme Raporu 2020: Eğitimin İçeriği' adlı raporunu yayımladı. Raporda pandemi sürecinde eğitime ulaşamayan öğrenciler, eğitimde fırsat eşitliği, öneri ve çözüm gibi pek çok araştırmaya yer verildi.
Raporun öne çıkan bölümlerinden biri de eğitimde fırsat eşitliği oldu. Raporda buna bir örnek ise şöyle yer aldı: “Mardin’e bağlı Mazıdağı ilçesinde EBA’yı aktif kullanan öğretmenlerin oranı %84,3’tür. Öğrenciler için bu oran %15,5’tir. Mardin ili genelinde EBA’yı aktif kullanan öğretmenlerin oranı ise %80,9, öğrencilerin oranı ise %22,2’dir.
KONUŞMACILAR ANLATIYOR: DAHA FAZLA SORGULANMALI
ERG Eğitim Gözlemevi Koordinatörü Burcu Meltem Arık rapora geçmeden önce, “Pandemi sürecinde yaşanan deneyim, öğrencilerin hangi becerileri edinmeye ihtiyacı olduğunu tartışmak için hepimize iyi bir fırsat sunuyor” dedi.
Yeditepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yelkin Diker Coşkun raporun temel bulgularını sundu. Coşkun, özellikle uzaktan eğitim döneminde eğitimin içeriği ve yöntemleri bağlamında yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Uzaktan eğitim döneminde okul içi sosyal öğrenmenin ve sınıf içi iletişime dayalı akran etkileşiminin kaybolduğuna dikkat çeken Coşkun, “Okul temelli politikaların ve öğretmenlerin bağımsızlığının öneminin anlaşıldığı bir süreç yaşıyoruz” ifadelerini kullandı. Eğitimin içeriğinde güncel içerik düzenleme ihtiyacının belirginleştiğini söyleyen Coşkun, “Evde geçirilen sürenin uzaması ve sağlık kaygılarının artması, ‘psikolojik sağlamlık’ konusunun öğretim programlarının bir parçası olması ihtiyacını ortaya çıkardı" diye konuştu.
ERG araştırmacısı Umay Aktaş Salman ise “Pandemiyle birlikte eğitimin sürdürülebilir yaşam için ne kadar kritik bir role sahip olduğu daha iyi anlaşıldı. Salgın, bildiğimiz anlamda okulun, okulda öğrenilen becerilerin daha fazla sorgulanması ve değişmesi gerekliliğini gösterdi” değerlendirmesinde bulundu.
Eğitim uzmanı Şebnem Feriver Gezer de krizlerin eğitimin içeriğine nasıl yansıtılacağının okul öncesinden itibaren sistem düzeyinde ele alınması gerektiğini ifade etti ve “İnsanlık olarak tek evimiz gezegenimizin varlığını sürdürme çabasında bizim görevimiz ne? Eğitim kurguları bizi bu soruyla asla buluşturmuyor. Biz bu çok hayati, çok öz, çok yön değiştirici soruyu nasıl olur da eğitim süreçlerimizin bir yerinde sormuyoruz. Bu soruyu eğitim süreçlerinin merkezine yerleştirmeyen bir eğitim tasarımının içinden geçtik ve geçmeye devam ediyoruz” dedi.
PANDEMİ SÜRECİNDE EN ÇOK NEYE İHTİYAÇ DUYULDU?
Milyonlarca öğrenci pandemi sürecinde eve kapanarak dersleri internet ortamında ya da televizyonlardan takip etmek zorunda kaldı. Haliyle bu durum da birçok yeni ihtiyacı ortaya çıkardı. ERG raporunda pandemi döneminde ortaya çıkan ihtiyaçlar için şunları söyledi:
“Pandemi sürecinde güncel içerik düzenlemelerine ihtiyaç duyuldu. Evde geçirilen sürenin uzaması ve sağlık kaygılarının artması, “psikolojik sağlamlık” konusunun öğretim programlarının bir parçası olması ihtiyacını ortaya çıkardı. “Psikolojik sağlamlık”, bireyin, önemli sıkıntılara veya kişisel bir krize maruz kaldığında, zihinsel dengeyi ve normal işleyişi kurtarma, adapte etme ve sürdürme kapasitesini ifade eder. İnsanların değişen koşullara uyum sağlamasına ve yeni zorluklarla başa çıkmasına yardımcı olan tutum, davranış ve dış faktörlerin toplamıdır. Türkçede eşanlamlı olarak psikolojik sağlamlık, psikolojik dayanıklılık ve psikolojik yılmazlık kavramları kullanılıyor. Sağlık tedbirleri çerçevesinde hayata geçirilen uzaktan eğitim sürecinin etkilerini anlamak için, bu rapor kapsamında farklı kademelerde görev yapan öğretmenlerle yapılan görüşmelerde, teknoloji okuryazarlığı öne çıkan ihtiyaçlardan biri oldu. Öğretim programlarının içeriğinde yapılacak düzenlemelerin teknoloji okuryazarlığını kapsaması gerekiyor. Pandemide öğretmenlerin büyük çoğunluğu, öğrencileriyle eşzamanlı deneyimledikleri bir sistemi kullanarak öğretimi sürdürmeye çalıştılar. Öğretmenler, dijital platformları etkili bir biçimde kullanabilmeye başlamalarının yaklaşık iki hafta aldığını, gerçekleştirilecek öğretmen eğitimlerinin alışma süresinin de dikkate alınarak planlanmasının önemli olduğunu belirtiyorlar.”
'EBA'DA YAPILAN DÜZENLEMELER ETKİLİ KULLANILMASINA YARDIMCI OLABİLİR'
Raporda öğrencilerin en çok kullandığı EBA'yla ilgili de ayrıntılara yer verildi: “EBA’da yapılan düzenlemeler öğrenci ve öğretmenlerin EBA’yı etkili kullanmasına yardımcı olabilir. Ancak özellikle pandemi sürecinde EBA’nın öğretmenler tarafından neden daha etkili kullanılmadığının ortaya konması gerekiyor. Bu rapor için görüşü alınan öğretmenler EBA’nın içerik düzenlemeyle ilgili problemlerinin devam ettiğini, sade ve kullanımı kolay bir arayüz olmamasının kullanımı zorlaştırdığını ifade ettiler. EBA’nın öğrenciler tarafından kullanımını teşvik eden eklemelerin sayısının da artırılması gerekiyor.”
UZAKTAN EĞİTİM...
Uzaktan eğitime ilgili de raporda detaylı açıklamalar yer aldı. Bunlardan biri de uzaktan eğitime ulaşmada en çok ilkokul ve anaokulu öğrencileri old: “Soyut düşünme süreçleri gelişme sürecinde olan küçük yaş grubundaki çocukların uzaktan eğitimde verimli süreçler geçiremediği düşünülüyor.”
Uzaktan eğitimde yaşanan sorunlardan birine çözüm olarak da şu öneri sunuldu: “COVID-19 salgını sürecinde uzaktan eğitimin hangi ders ve alanda daha fazla öğrenme kaybına neden olduğunu belirleyen okul temelli çalışmalar yapılmalı ve telafi programları bu çalışmalara dayalı olarak geliştirilmelidir.”
EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİ
Salgın sürecinde en çok tartışılan konulardan biri de eğitimde fırsat eşitliği olduğu. İnternete ulaşamama, dijital materyal eksikliği en büyük sorunlardan biri oldu. Raporda bu konuya dair de şu tespitlere yer verildi: “Öğrencilerin ekonomik nedenlerle dijital araçlara, internete ulaşımındaki engeller öğrenme sürecini kesintiye uğrattı. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD), COVID-19 Salgınında Eğitim 2020 başlıklı raporu, ülkelerde giderek derinleşen fırsat eşitsizliğinin eğitim alanındaki yıkıcı etkisini gösteren verilere sahiptir. Bu konuda görüşü alınan öğretmenlerin ortak belirttiği konu dijital araçlara erişimde yaşanan sorunlardır. Öğrencilerin sosyoekonomik özelliklerinin uzaktan erişimi doğrudan etkilediği konusunda hemfikir olan öğretmenler, olası uzaktan eğitim düzenlemelerinin buna göre planlanması gerektiğini ifade ediyorlar. Öğretmenlerin EBA’yı aktif olarak kullandığı ancak öğrencilerin önemli bir kısmının çeşitli nedenlerle erişim sağlayamadığı durumlar da yaşandı.”
Peki ülkemizde fırsat eşitsizliğinin yaşandığın bölgeler neresi oldu? Raporda buna bir örnek de verildi: “Örneğin, Mardin’e bağlı Mazıdağı ilçesinde EBA’yı aktif kullanan öğretmenlerin oranı %84,3’tür. Öğrenciler için bu oran %15,5’tir. Mardin ili genelinde EBA’yı aktif kullanan öğretmenlerin oranı ise %80,9, öğrencilerin oranı ise %22,2’dir. Bu oranların eğitimde fırsat eşitliği ve etkili öğretimin eksikliği açılarından iyi analiz edilmesi gerekiyor.”
SONUÇ
Raporun sonuç bölümünde önemli öneriler de yer aldı. Bu önerilerden bazıları şöyle: “Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de eğitimi en çok etkileyen olgu pandemi olduğu için bu süreçle ilgili ülkemizde yapılan TRT EBA TV’nin yayına başlaması başta olmak üzere çeşitli düzenlemeler incelendi. Eğitimin içeriği açısından uzaktan öğretim programlarının ne kadar yeterli ve esnek olduğu tartışmalıdır. Sürecin en görünür öğesi olan TRT EBA TV’de ilk günden itibaren derslere dilbilgisi ve dört işlemle başlandı. Ancak içerik aktarma çabasının yerine öğrencilerin süreçteki temel ihtiyaçları olan bilgi ve güven duygusunu geliştirmeye dönük, pandemiyle ilgili kısa ve etkili etkinliklerle öğretime geçiş yapılması daha etkili olabilirdi. Pandemi süreci özellikle fırsat eşitliği açısından eğitim sistemimizdeki sorunları daha görünür kıldı. Sosyoekonomik özelliklerin uzaktan eğitime erişimi doğrudan etkilemesini engelleyecek, çocuğun üstün yararını gözeten düzenlemeler yapılmalı. Eğitimin içeriğinde ele alınan tüm sorunların, gelişme ve ilerlemelerin eğitim paydaşları tarafından izlenmesi ve çözüm süreçlerine katkıda bulunulması geleceğin sağlıklı toplumunun bir gerekliliği olarak görülmelidir.”