'Saros Körfezi'ne doğalgaz limanı yapılmasın'
Edirne’nin Keşan ilçesine bağlı Sazlıdere ve Gökçetepe köyleri arasına yapılması planlanan FSRU Doğalgaz Limanı ve Kara Boru Hattı Projesi’nin hayata geçmesi durumunda, bölgeye yılda 50-100 arası LNG Gemisi’nin gelmesi bekleniyor. Projeyle birlikte, bölgede yaklaşık 7 bin 200 ağacın yerinden söküleceği ifade edilirken projenin yapılmaması amacıyla 45 bin imza toplandı.
Deniz Çil
EDİRNE - Ege Denizi’nin en temiz bölgelerinden birisi olan ve Kaptan Cousteau tarafından Kızıldeniz’in kuzey versiyonu olarak adlandırılan Saros Körfezi’ndeki Sazlıdere ve Gökçetepe köyleri arasına yapılmak istenen Yüzer Depolama ve Yeniden Gazlaştırma Ünitesi ( FSRU) Doğalgaz Limanı ve Kara Boru Hattı Projesi’yle ilgili bölge halkının tepkileri devam ediyor. Yapılmak istenen projenin hayata geçmemesi için mücadele veren Keşan Kent Konseyi Başkanı Hasan Karagöz, sürecin nasıl başladığı ve ne durumda olduğunu anlattı. Bölgeye gemilerden gelen doğal gaz ve benzinin boru hatlarına aktarılıp depolanacağı bir liman yapılıyor.
SÜREÇ, 31 MAYIS 2018 TARİHİNDE BAŞLADI
Söz konusu projeyle ilgili bilgilendirmede bulunan Karagöz, “31 Mayıs 2018 tarihinde Edirne Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’nün sitesinde ‘ÇED süreci başlatılmıştır’ şeklinde duyuru yapılmasıyla birlikte süreç başladı. Dosyada 10 tane kara boru hattının geçeceği ve iki beyaz ürünün borusunun da yer aldığı yazılıydı. Bu beyaz ürünler gaz, motorin ve benzindir. Bunun limana nasıl geleceği, nasıl boşaltılacağı ve nereye transfer edileceği dosyada yazmıyordu” dedi.
PROJENİN YAPILMAMASI İÇİN 45 BİN İMZA TOPLANDI
Kent Konseyi olarak Edirne, Tekirdağ, Kırklareli ve Çanakkale’deki tüm partilerin milletvekillerine açık mektup yazdıklarını ve projenin yapılmaması amacıyla 45 bin imza topladıklarını belirten Karagöz, “Keşan’da projenin olması gerektiğini söyleyen hiçbir parti, dernek, sendika ve STK yoktur. İktidar partisi dahi çıkıp, ‘Bu bir yatırımdır ve bunu savunuyoruz" şeklinde açık bir beyanda bulunmadı” diye konuştu.
BİLİRKİŞİ HEYETİ VE MAHKEME UYGUN OLMADIĞINA KARAR VERDİ
ÇED toplantısı yapılmadan ÇED olumlu raporu verildiğini söyleyen Karagöz, sonrasında gelişen hukuki süreci şöyle anlattı: “Öncelikle Danıştay’a dava açıldı ve yetkisizlik kararı verilerek, dosya Edirne İdare Mahkemesi’ne gönderildi. Mahkemede, 10 kişilik bilirkişi heyeti belirlendi ve bu heyet, 1 Kasım 2019 tarihinde bölgede keşif yaptı. Keşif heyetinin tamamı, projenin bölgeye yapılmasının bilimsel, hukuksal ve çevresel anlamında uygun olmadığına karar verdi. Bu rapor üzerine, mahkeme FSRU Doğalgaz Limanı ve Kara Boru Hattı Projesi’nin yapılmaması yönünde karar verdi. ÇED olumlu kararı, iptal edildi. BOTAŞ ve Çevre Şehircilik Bakanlığı konuyu Danıştay’a taşıdı. Ama karar beklenmeden ikinci ÇED süreci başlatıldı. Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından çıkarılan genelgede, ‘Bir ya da birkaç bölümü iptal edilmişse de gerekli düzeltmeler yapılarak, ÇED devam ettiriliyor.’ deniliyor. FSRU konusunda, mahkeme sadece birkaç bölümde değil; 14 ana başlık altında oy birliğiyle iptal kararı vermektedir.”
‘YILDA EN AZ 50, EN FAZLA 100 GEMİ BÖLGEYE GAZ BOŞALTACAK’
Mahkeme süreci beklenmeden ihale yapıldığını ve ihalenin kime verildiğinin belli olmadığını belirten Karagöz “BOTAŞ yetkilileri, bizleri ikna etmek amacıyla, yakın zaman içerisinde Marmara Ereğlisi’nde projeyle ilgili sunum yaptı. Yetkililer, yılda 1-2 LNG (sıvılaştırılmış doğal gaz) gemisinin gelip gaz boşaltacağını ifade etti. Ancak raporda yılda en az 50, en fazla 100 geminin bölgeye geleceği belirtiliyor. Yetkililerin söylemleriyle, hazırlanan rapor birbirini tutmamaktadır” dedi.
‘7 BİN 200 AĞAÇ YERİNDEN SÖKÜLECEK’
Boru hattının 17 kilometre olacağının ve hattın büyük çoğunluğunun orman arazisinden geçeceğinin yetkililer tarafından paylaşıldığını söyleyen Karagöz, “Projenin hayata geçirilmesi durumunda, yaklaşık 7 bin 200 ağacın yerinden sökülecek. Bunun karşılığında, 80 bin ağaç dikileceği ifade edildi. Sökülen ağaçların 4 bin tanesinin başka yere nakli yapılacağı dile getirildi. Biz, mahkemeye yürütmeyi durdurma talebiyle yeniden başvuruda bulunduk.” şeklinde konuştu. Ayrıca yetkililerin hedefinin 2020 yılında projeyi hayata geçirmek olduğunu ancak, halkın karşı koymasıyla henüz bir çivi dahi çakılmadığını vurgulayan Karagöz, “Saros’un güzelliklerinin yok olmaması için sonuna kadar direneceğiz ve projeyi hayata geçiremeyecekler” ifadelerini kullandı.
‘DAVA SONUÇLANMADAN İŞE BAŞLANMASI HUKUKSUZLUKTUR’
Saros Gönüllüsü Mehmet Zeybek, projeyle ilgili hukuki süreç halen devam etmesine rağmen iskelenin yapım sürecine geldiğini belirterek, şöyle dedi: “Davalar sonuçlanmadan böyle bir işe başlanması hukuksuzluktur. Zaten görüyorsunuz halk da bunu istemiyor. Mücadelemizi sürdüreceğiz.” dedi. Sazlıdere Köyü Sahili Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği yönetim üyesi Özcan Yıldız ise, “Davalarımız devam ediyor. Devletimizden beklentimiz şu; biraz hukuka saygı duyun. En azından dava süresinin sonuçlanmasını beklesinler. Bu dava da sonuçlansın, mahkeme ne diyecek bunu bir görelim. Mahkeme ‘Karşı taraf haklı’ derse, halk olarak buna da saygı duyarız”
BİLİRKİŞİ HEYETİ YAPILMASIN DİYOR, BOTAŞ ‘İLLE DE YAPACAĞIZ’ DİYOR
Gökçetepe Sahili Turizm Geliştirme ve Kalkındırma Derneği Başkanı Ögmen Öztürk ise, “12 kişilik bilirkişi heyeti, liman projesinin buradaki ekolojik yapıyı mahvedeceği için yapılmamasını söylediler. Buna rağmen bu BOTAŞ yetkilileri ‘İlle de biz bunu buraya yapacağız’ deyip duruyorlar. İnsanlık kazansın diye uğraşıyoruz. İnşallah kazanacağız. Başka bir çaremiz yok, mücadelemize devam edeceğiz” dedi.