Cumartesi Anneleri: Mücadelemiz hukuk devleti mücadelesi
Cumartesi Anneleri 808'nci haftada kayıplar için adalet istedi. 1980'de gözaltında kaybedilen Hüseyin Morsümbül için açıklama yapan Cumartesi Anneleri, "Bizim mücadelemiz aynı zamanda herkes için adaletin sağlandığı bir hukuk devleti mücadelesidir" dedi.
DUVAR - Cumartesi Anneleri 808 haftadır kayıplarını sormaya devam ediyor. 808 haftadır, "Gözaltında kaybedilen insanlarımızın akıbetlerinin açıklanması, faillerinin yargılanarak cezalandırılması için Türkiye’nin en uzun barışçıl mücadelesini yürütüyoruz" diyen Cumartesi Anneleri, 1980 askeri darbe döneminde gözaltında kaybedilen Hüseyin Morsümbül için adalet talep etti.
Cumartesi Anneleri, kayıplarına ulaşamama nedenlerini şöyle anlattı: "Kaybedilenlerin akıbetlerini açığa çıkartacak, faillerini yargılayıp cezalandıracak siyasi bir irade olmadığı için tüm yasal yolları kullandığımız halde etkili bir başvuru yolu bulamıyor; kayıplarımıza ve adalete ulaşamıyoruz. 808 haftadır ısrarla hatırlatıyoruz: Hukukun üstünlüğü hak ve özgürlüklerin korunmasında temel bir ilkedir. Yürütmenin etkisine kapalı, bağımsız ve tarafsız bir yargı yapılanması, hukukun üstünlüğünün sağlanabilmesi için şarttır. Kayıp yakınlarının adalete ulaşması ancak Türkiye’nin bir hukuk devletine dönüşmesi ile mümkündür. Bu yüzden bizim mücadelemiz aynı zamanda herkes için adaletin sağlandığı bir hukuk devleti mücadelesidir."
Cumartesi Anneleri, Morsümbül'ün kayıp hikayesine geçmeden önce şunları hatırlattı: "808. haftamızda 36 yıl boyunca oğlunu arayan ama oğluna ve adalete ulaşamadan aramızdan ayrılan Fatma Morsümbül’ün Galatasaray’dan yükselen 'Siz hiç Cumartesi Annesi oldunuz mu.? Olmayın… Siz Cumartesi Annesi olmayın diye biz mücadele ediyoruz' diyen sesini bugüne taşıyoruz."
İŞKENCEYLE ÖLÜM...
Cumartesi Anneleri şöyle devam etti: "12 Eylül Askeri Darbesinin ardından 18 Eylül 1980 akşamı Morsümbül Ailesi’nin Bingöl’deki evi asker ve polisler tarafından basıldı. Bingöl Lisesi’nde öğrenci olan çocukları Hüseyin gözaltına alındı. 'Oğlumu nereye götürüyorsunuz' diyen annesine 'ifadesi alınacak, kısa bir süre sonra gelir' denildi.
Hüseyin geri gelmeyince ailesi Bingöl Askeri Tugay Komutanlığına gitti. Ancak kendilerine 'Bizde yok' cevabı verildi. Aile arayışını sürdürünce Hüseyin’in yüksek güvenlik önlemleri ile korunan taburdan kaçtığı söylendi. Oğullarını aramaya devam eden anne ve baba gözaltına alındı, ağır işkence gördü.
Fatma ve Hanefi Morsümbül askeri savcılığa giderek ifade verdi, sorumlular hakkında şikayetçi oldu. Ama Hüseyin’in kaybedilmesiyle ilgili hiçbir işlem yapılmadı.
İstanbul’a taşınan aile, İnsan Hakları Derneği'ne başvurdu. İHD avukatları ilgili makamlara başvurarak yazışmalar gerçekleştirdi. 2011 yılında Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı yeni bir soruşturma başlattı. Hüseyin Morsümbül’ün gözaltında kaybedildiği dönemde görevli dokuz personelin listesi, adresleri ve irtibat bilgileri savcılığa ulaştı.
Soruşturma kapsamında savcıya ifade veren dönemin Bingöl İl Merkez Jandarma Bölük Komutanı Durmuş Çoşkun Kıvrak, olay tarihinde izinli olduğunu, izin dönüşü masasına isimsiz bir ihbar mektubu bırakıldığını, mektupta Hüseyin Morsümbül’ün gözaltında astsubaylarca dövülerek öldürüldükten sonra alay komutanı ve astsubaylar tarafından arabaya konularak götürüldüğünün yazılı olduğunu söyledi.
Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturmayı derinleştirme görevini yerine getirmedi. Olayın üzerinden uzun zaman geçmesi nedeniyle dava açmayı gerektirecek yeterli delil elde edilemeyeceği gerekçesi ile ‘ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar’ verdi. 20 Ekim 2015 tarihinde bu karar için Bingöl Sulh Ceza Hakimliğine yapılan itiraz ise henüz sonuçlanmadı."
'YETKİLİLERİ GÖREVE ÇAĞIRIYORUZ'
Cumartesi Anneleri, Morsümbül ve diğer kayıpları için yetkililere şu çağrıda bulundu: "808. haftamızda 40 yıldır akıbeti gizlenen, failleri cezasızlıkla korunan Hüseyin Morsümbül dosyasında etkili bir soruşturma ve kovuşturma faaliyetinin gerçekleşmesi için yargı makamlarını göreve çağırıyoruz. Savcılık dosyasında isimleri yazılı şüphelilerin yargılanmasını ve hakkaniyete uygun bir biçimde cezalandırılmalarını istiyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin Hüseyin Morsümbül için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz! 109 haftadır hukuksuz bir biçimde bize kapatılan kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz." (HABER MERKEZİ)