Günebakanlar Kadın Kooperatifi: Başka bir dünya mümkün
Ekonomik krizle birlikte derinleşen yoksulluk, işsizlik en fazla kadınları etkiliyor. Günebakanlar Kadın Kooperatifi'nde bir araya gelen kadınlar toplumsal dayanışmayı da yeniden canlandırıyor.
Nur Kaplan
ANKARA - Ankara Batıkent’te kendi imkânlarıyla ev ekonomisine destek olmak isteyen on iki gönüllü kadın 2018 yılında bir araya gelerek Günebakanlar Kadın Kooperatifi’ni kurdu. Kadınlar burada ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel alanlarda çeşitli etkinlikler düzenliyor. Pandemide kadınların evde artan iş yüküne karşı kooperatif kadın emeği pazarı kurulması için çağrıda bulundu. Yaklaşık dört yüz kadının karşılık verdiği bu çağrının ardından bölgenin çeşitli park ve pazarlarında kadınlar kendi ürettikleri ürünleri satmaya başladı.
Her hafta kurulan pazarda ürünlerini satan kadınlarla hem kooperatif çalışmalarını hem de artan ekonomik zorluklarla nasıl baş ettiklerini konuştuk.
'PARA HARCAYACAĞIM DİYE DIŞARI ÇIKMIYORUM'
Emeklilikte yaşa takılanlar arasında olan Özgün Elibol yirmi yıllık iş hayatının sona ermesinin ardından maddi olarak zorlandığını belirtti. Kadın emeği pazarıyla kazanç elde ettiğini söyleyen Elibol, şunları kaydetti:
“Yirmi yıllık iş hayatımdan ayrılmak zorunda kaldım. Pandemiyle birlikte yeni bir işe de giremedim. EYT’li olduğum için emekli olamıyorum. Birkaç yere başvurdum ama 46 yaşında olduğum için istemiyorlar. Tecrübeli olmama rağmen çayı da getirirsin, telefonlara da bakarsın deniyor. Belli bir yaştan sonra bunları yapamıyorsun. Ailemle kalıyorum, bizimkiler çiftçilikle uğraşıyor, bu sene babam gübreyi dahi atmadı, arabasını bile kullanamıyor. Hayatım boyunca hiç yaşamadığım bir dönemin içerisindeyiz. Geçen gün bir dilim peynir aldım. Para harcayacağım diye inanın dışarı çıkmıyorum. Evde yaptığım takılar ile buradan gelir elde etmeye çalışıyorum” dedi.
'DÖRT SENEDİR KENDİME YENİ KIYAFET ALMADIM'
Tiyatroyla ilgilenen Ekin ise sigortasının ve gelirinin olmaması dolayısıyla pazarda yaptığı takıları satarak geçinmeye çalıştığını ifade etti. Zorunlu ihtiyaçlarını karşılarken dahi çeşitli güçlükler çektiğini söyleyen Ekin yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Bu işe bir arkadaşımın yanında ufak bir tezgâhla başlamıştım. Ne düzenli bir gelirim ne sigortam ne de emeklilik hayalim var. Buradan kazandığım parayla bir de verdiğim drama dersleri ile geçinmeye çalışıyorum. Neredeyse dört senedir kendime yeni bir kıyafet almadım, en son ne zaman bir makyaj malzemesi aldım hatırlamıyorum. Daha minimal bir hayat yaşamak zorunda kalıyorum. Bizler artık hak etmediğimiz bir dönemde yaşıyoruz. Bilgilisiniz, donanımlısınız, çok tecrübelisiniz ama açsınız. Buna daha ne kadar tahammül edeceğiz bilmiyorum” dedi.
'KADIN EMEĞİ PAZARI KENDİMİ GÜVENDE HİSSETMEMİ SAĞLIYOR'
Tek gelir kaynağının kadın emeği pazarı olduğunu söyleyen Çiğdem Avcı ise, “43 yaşındayım. Düzenli gelir kaynağım ne yazık ki yok. Ailemle yaşıyorum üç kişilik bir aileyiz, babamın emekli maaşı zar zor evi geçindiriyor. Kötü giden ekonomik koşullar bizleri yüklü miktarda faturalara maruz bırakıyor. Emekli de olamıyorum. Burası bizim hayat gelirimizi sağlayıp ayakta durmamız için çok önemli bir alan oldu. Kadın emeği pazarının olması kendimi güvende hissetmemi sağlıyor” ifadelerini kullandı.
'EMEĞİMİN KAZANCA DÖNÜŞMESİ BENİ MUTLU EDİYOR'
Meme kanseriyle mücadele ederken el emeğiyle takılar yapan Mehtap da ürettiklerini kadın emeği pazarında satarak gelir elde ediyor. Mehtap, “Kanser olduğum süreçte ağabeyim bir koli boncuk yollamıştı. Onlarla çeşitli kolye, bileklik yaparak bu süreci atlatmaya çalıştım, bana tedavi gibi gelmişti. Kooperatif ile tanışmak bana çok iyi geldi. Buradakiler bizim için çok uğraşıyor. Emeğimin kazanca dönüşmesi beni mutlu ediyor” ifadelerini kullandı.
'BAŞKA BİR DÜNYANIN MÜMKÜN OLDUĞUNU GÖRDÜK'
Gazeteci kökenli Necla Zeren ise hobisini kadın emeği pazarında kazanca dönüştürenler arasında. Zeren, Günebakanlar Kadın Kooperatifi’nin kadınların hayatını dönüştürme hikâyesini şu sözlerle anlattı:
“Kadın, yıllardır evli, hayatında hiç takdir edilmemiş, bir kere bile birisi ona teşekkür etmemiş, insan yerine konulmamış ama buraya geliyor ve ‘ben değerliyim, benim yaptığım iş değerli’ diyor. Başka bir dünyanın mümkün olduğunu görüyor, üretiyor, satıyor, kazanıyor... Biz aslında burada kadınların ne kadar güçlü olduğunu kanıtladık. Kadınlar yalnız değil biz bunu göstermek istiyoruz. Pazarda hiç siftah yapmamış arkadaşlarımız oluyor hemen toplanıp ona destek oluyoruz ya da sipariş geldiğinde o kazansın diye iş paslanan arkadaşlarımız var. Kadının ‘benim elim para tutuyor’ demesi işte bu çok büyük bir kazanç.”
'KOOPERATİFİ DERİN YARALAR ALAN KADINLAR İÇİN KURDUK'
Günebakanlar Kadın Kooperatifi Başkanı Hülya Kılıç, kadınlara ait bir mekâna ihtiyaç olduğunu belirterek yola çıktıklarını ifade etti. Kılıç, “Ülkede yaşanan çeşitli problemler, Ankara’daki patlamalar, 10 Ekim ve pandemiyle birlikte insanlar evlerine kapandı. Biz, hem bu korku iklimini dağıtmak hem de pandemide derin yaralar alan kadınları tekrar bir araya getirmek ve dayanışmayı sağlamak amacıyla kooperatifi kurduk. Kadınların birçoğu ev hanımı, düzenli bir gelirleri ve işleri yok. Burada onlar için çeşitli eğitim atölyeleri, film gösterimleri, kadın sağlığı için paneller ve ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulunduğumuz etkinlikler yapıyoruz” şeklinde konuştu.
'HİÇ SOKAĞA ÇIKMAMIŞ KADINLAR ARTIK YANINDA BİRİNİ ÖRGÜTLÜYOR'
Kadınların kooperatif ile hayatlarında kimi ilkleri de yaşadıklarına dikkat çeken Hülya Kılıç şöyle devam etti:
“Burada 67 yaşında bir teyzemiz var. Kendisi daha önce neredeyse hiç sokağa çıkmamış, markete dahi gitmemiş. Kooperatif ile ilişki kurmasını sağladık. Şimdi bütün etkinliklerimize geliyor. Pazarda satışını yapıyor. Matineye komşusunu da getirmeye başladı. Yani yanında birini dahi örgütlüyor. Hiç sokağa çıkmamış daha önce eyleme gitmemiş kadınlar var. Onlarla 8 Mart ve 1 Mayıs’a katılarak ayrı pankart açtık. Orada ilk defa çok farklı pankartlar gördüler. Bakın ben de feminist oldum diyenler var.”
'KADINLAR DAYANIŞMAYLA ÖZGÜRLEŞİYOR'
Günebakanlar Kadın Kooperatifi Yönetim Kurulu Üyesi Sedef Gürkök de kadınların dayanışmayla güçlendiklerini ifade ederek, “Biz kadınlarla bir yıldır beraberiz. Onlar burada dayanışmayı öğrendiler, arkadaşlık, dostluk kurdular. Artık kendilerini buraya ait hissediyorlar. Öneriler sunuyorlar, neler yapabiliriz diye kafa yoruyorlar. Kadınlar kötü giden ekonomik koşullar sebebiyle ateş içinde yaşıyorlar. Kooperatif artan hayat pahalılığı nedeniyle kadınlar için çok önemli bir hal aldı. Yalnızca üretimlerini sattıkları değil, bir sorunları olduğunda hızla biraraya gelebildikleri ve dayanışmaya özgürleştikleri bir alan burası” dedi.