Güneş Sistemi'nde ikinci bir yörünge düzlemi keşfedildi
Kuyruklu yıldızların iki yörünge düzleminde hareket ettiği keşfedildi. İkinci yörüngeyi galaktik gelgitlerin yarattığı düşünülüyor.
Michelle Starr
Eğer biraz uzaklaşıp Güneş Sistemi’ne uzaktan bakabilseydiniz, astronomik çizimlerin en az bir şeyi doğru gösterdiğini görürdünüz: Gezegenler neredeyse düz bir düzlemde, Güneş’in ekvatoruna doğru hizalanmış haldedir.
Buna ‘ekliptik’ denir ve Güneş Sistemi’nin oluşum döneminin bir kalıntısı olduğu düşünülmektedir; o dönemde, Güneş’in etrafında dönerek yavaş yavaş gezegenlere, asteroitlere ve diğer kaya yığınlarına doğru evrilen düz bir toz diski mevcuttur.
KUYRUKLU YILDIZLAR İÇİN İKİNCİ BİR YÖRÜNGE TESPİT EDİLDİ
Bununla birlikte, esas olarak Güneş Sistemi’nin en uzak noktalarında, buzlu cisimlerin oluşturduğu Oort Bulutu’nda dönen, yüzlerce ilâ on binlerce yıllık yörüngeleri olan uzun ömürlü kuyruklu yıldızlar gibi bu düzlemin dışında hareket eden bir miktar gökcismi de söz konusudur.
Artık, onların tuhaf yörüngelerini anlayabiliriz. Yeni araştırmaların aktardığı kadarıyla, bu uzun ömürlü kuyruklu yıldızlardan bazıları farklı bir yörünge düzlemi boyunca hizalanmış gibi görünüyor; bu, galaktik kutba göre 180 derece dönmüş halde duran ve kaşiflerinin 'boş ekliptik' diye adlandırdıkları şeydir.
Bu bulgu, Güneş Sistemi’ndeki kuyruklu yıldızların başlangıçtaki oluşum süreci üzerine yeni bir ışık tutabilir.
Aslında, uzun periyodlu kuyruklu yıldızların sahip oldukları yörüngelerinin tamamını gözlemleyemeyiz. Onlar küçük ve soluklardır ve belirli bir noktadan sonra onları takip edebilecek teknolojiye sahip değiliz; ayrıca, yörüngelerinin bir insan yaşamından çok daha uzun olduğundan bahsetmiyorum bile. Bununla birlikte, yörüngelerinin tamamını tespit etmek için, Güneş’e yeterince yaklaştıkları zamanki yönlerini ve hızlarını kullanabiliriz.
Meslek ve Çevre Sağlığı Üniversitesi ve Japonya Ulusal Astronomi Gözlemevi’nden astronom Arika Higuchi ve meslektaşları, bir süredir uzun periyodlu kuyruklu yıldızların yörüngelerini hesaplamak amacıyla çalışıyorlar. Bunu yaparken, Güneş’ten en uzak yörüngeler üzerindeki bir nokta hakkında ilginç bir şey fark ettiler.
Bu noktaya ‘apoapsis’ denir ve yörüngeleri o düzlemde ortaya çıkan cisimler için ekliptiğe oldukça yakın kalmalıdır. Uzun periyodlu kuyruklu yıldızların bazıları için durum böyleydi.
GİZEMLİ 'BOŞ EKLİPTİK' ALANI
Öte yandan, tahminlerin ekliptik ile tutarlı bir ‘apoapsis’ göstermediği ikinci bir uzun periyodlu kuyruklu yıldız grubu vardı. Ancak onların apoapsisleri de rastgele dağılmıyordu; bundan ziyade, başka cisimlerce doldurulmamış ikinci bir yörünge düzlemi boyunca hizalanmış gibi görünüyorlardı.
Ekliptik, galaktik düzleme göre 60 derece açıyla konumlanmıştır. Yeni ve boş olan ekliptik de galaktik düzleme göre 60 derece açıyla konumlanmış ama aksi istikamette. Ve bu durum, boş ekliptiğin nasıl ortaya çıktığına dair bir ipucu barındırıyor olabilir.
Araştırmacılar, bunun galaktik gelgitlerle, yani galaksinin çekim alanıyla oluşmuş olabileceğini ifade ediyorlar. Zaman içerisinde, bu gelgitler, uzun periyodlu kuyruklu yıldızların bir kısmının yörüngesini çarpıtmış olabilir.
Bu nedenle, araştırma ekibi ikinci ekliptiği ‘boş’ diye adlandırıyor; başlangıçta bu şekilde ortaya çıkmıştı, ta ki milyarlarca yıl boyunca galaktik gelgit onu kuyruklu yıldızlarla doldurana kadar.
Bu bilinmeyen bir kavram değildi; zira onlarca yıldan beridir, astronomlar, galaktik gelgitlerin Oort Bulutu’ndaki kuyruklu yıldızlar üzerinde bir etki yarattığını tahmin ediyorlardı.
BULGULAR HESAPLARLA UYUŞUYOR
Yine de, bu, desteklenmek için daha fazla kanıta ihtiyacı olan bir fikir ve bu nedenle Higuchi ve ekibi, galaktik gelgitin uzun periyodlu kuyruklu yıldızları nasıl etkileyebileceğini modellemek amacıyla analitik hesaplamalar yaptı. Tam olarak öngördükleri üzere, aphelionların dağılımında, ekliptik ve boş ekliptiğin yakınında iki farklı zirve mevcuttu.
Bu çok güçlü bir kanıt ama bulguları doğrulama yolunda yapılacak daha çok iş var. Higuchi, “Keskin zirveler tam olarak ekliptik ya da boş ekliptik düzlemlerde değil, onların yakınındalar” diyor.
“Gözlemlenen küçük cisimlerin dağılımının araştırılması pek çok faktörü barındırmalı. Gelecekteki çalışmalarımızı, uzun periyodlu kuyruklu yıldızlarının dağılımının ayrıntılı biçimde incelenmesi oluşturacak.”
Yazının orjinali Science Alert sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)