Güneşin zararlı etkilerinden nasıl korunmalı?
Prof. Dr. Ayşe Serap Karadağ, "Güneş alerjisinden kaçınmak için en az 30 SPF'li, UVA,UVB ve mavi ışık koruması olan geniş spektrumlu bir güneş koruyucu kullanılmalı" dedi.
DUVAR - Havanın ısınmasıyla birlikte güneş ışınlarına maruz kalma süremiz de artıyor. Bu durum hem cildiniz hem de genel sağlığınız için bazı riskleri de beraberinde getiriyor. Bunların başında da güneş alerjisi geliyor. Bu durumun cildimizin güneşe karşı bir isyanı olarak gerçekleştiğini belirten Türk Dermatoloji Derneği Akne ve Rozase Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Ayşe Serap Karadağ, "Her yaştan bireyi etkileyebilen bu alerjik reaksiyon kadınlarda erkeklere göre daha fazla görülebiliyor. Ayrıca çocukların cildi yetişkinlere göre daha ince ve hassastır. Bu nedenle güneş alerjisine yakalanma riskleri daha yüksektir. Özellikle bu mevsimlerde açık havaya çıkarken yüksek koruma faktörlü güneş kremlerinin kullanılması gerekiyor" dedi.
Güneş alerjisinin cildin güneş ışığına veya yapay ultraviyole (UV) ışınlara (bronzlaşma yatakları gibi) karşı aşırı duyarlı reaksiyonu olarak ortaya çıktığının altını çizen Prof. Dr. Ayşe Serap Karadağ, "Güneş ışığında vakit geçirdiğinizde, bağışıklık sisteminiz UV ışınlarını bir tehdit olarak algılar ve vücudu korumak için inflamatuvar maddeler salgılar. Salgılanan bu inflamatuvar maddeler ciltte kızarıklık, kaşıntı, su dolu kabarıklık ve diğer güneş alerjisi semptomlarına yol açar" dedi.
Güneş ışınlarının etkisinde kalan ciltte belirtilerin güneşe maruz kaldıktan kısa bir süre sonra ya da birkaç saat içinde kendini gösterebileceğini belirten Prof. Dr. Karadağ, sözlerine şöyle devam etti:
"Son yıllarda daha da yaygın hale gelen bu sağlık sorunu, önlem alınmadığı taktirde kötü sonuçlar ortaya çıkarırken birçok insanın da bahar ve yaz aylarını kısıtlayabiliyor.
Bu alerji türü güneş ışınlarına maruz kaldıktan sonra kaşıntı, kızarıklık ve ciltte kabarcık gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Bu sorun, bazı kişilerde genetik yatkınlıktan dolayı bazı kişilerde ise kullanılan ilaç, sürülen kalitesiz kremler gibi birçok faktöre bağlı gelişebilir. Ortaya çıkan belirtiler kişilerin günlük aktivitelerini ve yaşam kalitelerini ciddi şekilde etkileyebilir.
Güneş ışığına maruz kaldıktan sonra ciltte değişiklik fark edilmesi durumunda mutlaka bir dermatoloğa görünülmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Karadağ, "Bu sorundan kaçınmak için en az 30 SPF'li, UVA,UVB ve mavi ışık koruması olan geniş spektrumlu bir güneş koruyucu kullanılmalı. Ani güneş ışığına maruz kalmaktan kaçınılmalı. Cilt hücrelerinin güneş ışığına uyum sağlaması için dışarıda geçirilen süre yavaş yavaş arttırılabilir.
'UV KORUMALI GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ KULLANIN'
Sabah 10 ile akşam 4 arasında dik ve yoğun olan güneş ışığından korunulması gerekiyor. UV koruması sunan güneş gözlüğü, geniş kenarlı şapkalar ve uzun kollu gömlekler de kullanılabilir.
Güneş hassasiyeti çok olan ve güneşe bağlı lekelenmesi artan hastalarda polypodium leucomotas (eğrelti oto ekstresi) gibi takviyeler güneşe bağlı DNA hasarını engelleyebilir, o nedenle dışarı çıkmadan içilebilir.
Ayrıca ciltte reaksiyona neden olan herhangi bir maddenin (ilaç, parfüm veya diğer kimyasallar) olup olmadığını anlamak için dikkatli olunmalı Bazı parfümler, kolonya, sürülen kozmetik ürünler, makyaj malzemeleri güneşe maruz kalırsa etkileşime girerek deride lekelenme ve döküntülere neden olabilir. O nedenle mümkün oldukça bu tarz ürünleri kullandıktan sonra direk güneşe çıkılmamalı, mutlaka üzerinde güneşten koruyucu sürülmeli."