Haaland’ın tek rakibi: Dixie Dean
1927-28 sezonunda attığı 60 gol aslında Dixie Dean efsanesinin küçük ve o kadar da önemli olmayan bir parçasıydı…
Son günlerde spor sayfalarında sıkça görülen bir yüz var. Manchester City forması giyen Norveçli insan azmanı Erling Haaland gol rekorlarını kırdıkça yanına hep aynı esmer, kara saçlarını ortadan ayırmış adamın siyah-beyaz fotoğrafı geliyor: İngiltere liginde 1927-28 sezonunu 60 golle tamamlayan William Ralph Dean, ya da bilinen adıyla “Dixie” Dean. Ancak bugün rekoruyla hatırlanan Dean’in hayatı bütün rakamları lafügüzaf mertebesine indirecek kadar zengin…
HAYALLER VE HAYALAR
William Dean dünyaya Haaland’dan 93 yıl önce, 1907 senesinde geldi. İngiltere’nin Galler sınırındaki Birkenhead kasabasının sokaklarında dolaşırken yedi yaşında I. Dünya Savaşı’na rastladı.
Seferberlik kapsamında dört sene boyunca süt sağıp savaştan etkilenen ailelere dağıtacaktı. Aynı günlerde futbola da merak sarmıştı. 1914-15 sezonunda babasının götürdüğü Goodison Park’ta izlediği Everton’a gönlünü kaptırdı. Maviler sezonu şampiyon bitirdi; artık William’ın tek hayali aynı zaferi saha içinde kutlamaktı.
Derdi günü futboldu. Sırf bu yüzden ilkokuldan sonra İngilizlerin “borstal” adını verdiği, suça karışmış çocukların gittiği bir okula yazıldı. Islahevi benzeri bu kurumu tercih etme sebebi sadece bu okullarda top sahası bulunmasıydı. Hatta arkadaşlarıyla kaynaşabilmek için hırsızlık yaparken yakalandığı yalanını uydurmuştu. Futbolu çalasıya seviyordu.
14 yaşında ortaokul bitince tahsili bıraktı. Önce dede mesleği demiryolu işlerine bulaştı. Futbola vakti kalsın diye geceleri çalışıyordu. Demiryolunda motorcu çırağıyken arkadaşlarıyla birlikte etraftaki devasa sıçanlar üzerine bir oyun kurdular. Sıçana gelişine vurup duvara yapıştıran kazanıyordu. Dean rakip tanımadığını anlatıyordu.
Zaten alametifarikası buydu. Hayatıyla ilgili birçok hikâyenin doğru olup olmadığı bilinmez, hatta yalan olduğu bilinir, ama hakkındaki her efsaneyi daha da köpürtürdü. “Dixie” lakabının kaynağı gibi bazı sırlar bugün bile açıklığa kavuşmadı.
Efsanelerin en büyüğü ise – yüzünüze güller – testis şeklinde gelecekti. 16 yaşında Tranmere Rovers kadrosuna katılarak muradına eren Dean, rivayete göre 1925 yılındaki bir maçta oralarına gelen tekme sonrası acıdan bayılmış, sahadan sedyeyle çıkarılırken bir anlığına kendine gelmiş, acısını dindirmek için edep yerini ovuşturan antrenöre, “Ovalamayı bırak, say bakalım kaç tane kalmış?” diye sormuştu. Devamında hasar gören testisi ameliyatla alındı. Ama bu olayın da detayları, zamanı, gerçekten yaşanıp yaşanmadığı hakkında bir sürü söylenti var. Dean’e sorarsanız yıllar sonra bir barda o tekmeyi atan oyuncu kendisine içki ısmarlamış, Dean adamı tanıyınca yumruğu çakıp hastanelik etmiş, böylece ödeşmişlerdi.
ÇELİK KAFA
Neticede sahalara döndü. Oyun olarak Haaland’ı andırmıyor değildi. Bugünkü ebatlara bakınca 1.78’lik boyu uzun görünmeyebilir ancak santrfor Dean’in imzası fiziksel gücü ve özellikle kafa vuruşlarıydı. Hava toplarındaki becerisi dönemin gazetelerine konu oldu: “Sıradan oyuncular topu süsüyor, Dean ise artistik bir şekilde başının yan tarafıyla vuruyor.”
Gerçi neredeyse testisi gibi kafasından da oluyordu…
1925’te henüz 18 yaşındayken transfer rekoru kırarak 3 bin pounda Everton’a transfer olmuştu. Ertesi yaz motosikletle yaptığı kazada kafatası çatladı ve çenesi kırıldı. Hekimler futbola dönemeyeceğini söyledi ama o dönmekle kalmadı, ilk maçında kafa golü attı. Everton taraftarı “kafasında çelik plaka var, o yüzden böyle vurabiliyor” diye dalgasını geçiyordu. Dean kırık kafayla oynamaya ve ağları havalandırmaya devam etti. Futbolu ölesiye seviyordu.
Başında – galiba – plaka yoktu ama içinde golcülük vardı. Her Merseyside derbisinden önce, “karşılıklı oynadığım en iyi kaleci” dediği Liverpool kalecisi Elisha Scott’a bir kutu aspirin yollar, yanına da “Gece iyi uyu, yarın işimiz var” diye not iliştirirdi. Birçok kez sözünün hakkını verdi.
1927-28 sezonunda ligi 60 golle tamamladı ve Everton’ı şampiyonluğa taşıdı. Arada bir sezon alt lige inip çıktılar; dört yıl sonra en üst kümeyi bir kez daha zirvede bitirdiler. 1933 Federasyon Kupası finalinde Dean’in golüyle kupaya uzandılar. 1937’de Everton’dan ayrıldıktan sonra üç takımla toplam yirmi maça çıktı ve futbolu bıraktı.
İYİ-KÖTÜ ŞÖHRET
Dean’in rekoru ve başarıları kitle iletişim araçlarının kısıtlı olduğu günlerde bile epey yankı uyandırdı. Pathé arşivlerindeki 1933 tarihli iki dakikalık videoda üst direğe asılıp akrobatik hareketler yaparken görülüyor. Testis ve çelik plaka anekdotları da ününe ün kattı. Öyle ki II. Dünya Savaşı’nda Mısır’da İngilizlerin eline düşen celalli bir İtalyan askeri, kendisini esir edenlere “Winston Churchill’inizi de s.keyim, Dixie Dean’inize de s.keyim” diye bağıracaktı.
1964 yılında Everton tarafından düzenlenen dostluk maçında İngiliz ve İskoç oyuncular karşılaştı. 34 bin taraftardan gelen 7 bin poundluk hasılat Dean’e verildi.
Bir süre eşiyle bar işlettikten sonra gece bekçiliği yaptı. 65 yaşında emekliye ayrıldı.
Hayatının sonu acılı ama adına yaraşır oldu. 69 yaşındayken pıhtı atması sonucu, onlarca gol attığı sağ bacağını bir ameliyathanede bıraktı. Giderek eve kapandı. Ancak dört yıl sonra bir istisna yapıp dışarı çıkacaktı: 1 Mart 1980 günü oynanan Everton-Liverpool derbisi için tekerlekli sandalyesiyle statta yerini aldı. Maç sırasında kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti.
YAPAY ERLING, DOĞAL DEAN
Dixie Dean sahadaki amansız rekabetçiliğine karşın hep centilmenliğiyle anıldı. Kariyerinde hiç kart görmedi. Bugün Everton’ın resmi internet sitesinde “muhtemelen İngiliz futbolunun en büyük golcüsü, kesinlikle Everton tarihinin en büyük oyuncusu” olarak anılıyor. 2002’de İngiliz Futbolu Şöhretler Müzesi’ne dahil edildi. Mavi formayla 12 sezonda çıktığı 399 maçta 349 gol attı. İngiltere Milli Takımı’yla da 16 maçta 18 golü var.
Yıllar geçtikçe “60 gol” İngiliz futbolunda bir nevi tabuya dönüştü. Dixie Dean, “Günün birinde rekorunu kıran çıkar mı?” diye soranlara her zamanki tutumuyla cevap verecekti: “Bence çıkar. Ama bunu yapabilecek tek kişi var. O da suda yürüyen adam.”
Orası belli değil. Dünya da futbol da çok değişti. Norveçli bir çocuk her ne kadar İsa peygamber gibi mucizeler göstermese de küçüklüğünden beri golle besleniyor ve rekoru kırabilir. Maddi motivasyonu da kuvvetli. Dean kariyerinin en şaşaalı döneminde Everton’dan kışın 8 pound, yazın 6 pound haftalık alıyordu. 1933’teki Federasyon Kupası’nın primi 30 pound bile değildi. Haaland haftada 375 bin pound kazanıyor.
Gerçi fark etmez. Ünlü rekor Dixie Dean efsanesinin küçük ve çok da önemli olmayan bir parçası. Bu mertebeye ulaşmak için goller haricinde bir miras bırakmak gerekiyor. Dixie’den yüz yıl sonra top koşturan ve yapay zeka tarafından yaratılmış gibi görünen Haaland’dan aynı zenginlikte hikayelerin çıkması için Norveçlinin gerçekten de suda yürümesi lazım. Aksi halde zor…