Hacettepe Üniversitesi’nde 4 akademisyene 'öğrenciye destek' soruşturması
Üniversitedeki iki öğrencinin ölümü sonrası Okumaya Geldik. Ölmeye Değil!’ çağrısıyla eylem yapan öğrencilere destek veren 4 akademisyen, 1 idari personele soruşturma açtı.
ANKARA - Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğü, iki öğrencinin ölümü sonrası ‘Okumaya Geldik. Ölmeye Değil!’ çağrısıyla eylem yapan öğrencilere destek veren 4 akademisyen, 1 idari personele soruşturma açtı. Akademik personelin demokratik hakkını kullandığına dikkat çeken Eğitim-Sen” “Halkın çıkarlarını üniversitede savunmanın, öğrencilerin “Yaşamak İstiyoruz” taleplerine sahip çıkmaktan geçtiğini biliyoruz; buna dayanarak, öğrencilerin hak taleplerini destekliyoruz” açıklaması yaptı.
Üniversitesi öğrencisi Zeren Ertaş, Güzelhisar Kız Öğrenci Yurdu’nda asansörün düşmesi sonucu hayatını kaybetti. Bu olaydan bir süre sonra Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Elif İzzah Zamir intihar etti. Arka arkaya iki öğrencinin ölümü üzerine üniversite öğrencileri ‘Okumaya Geldik. Ölmeye Değil!’ çağrısıyla eylem düzenledi. Açıklamaya katılan 4 akademisyen, 1 idari personele üniversite rektörlüğü tarafından soruşturma açıldı. Soruşturmaların öğrencileri de kapsayacak şekilde genişletileceği kaydediliyor.
Edinilen bilgiye göre açılan disiplin soruşturmasına gerekçe olarak ‘rektörlükten izinsiz eylem yapmak” gösterildi. Eğitim Sen Ankara 5 No’lu Üniversiteler Şubesi ve Hacettepe İş Yeri Temsilciliği bu soruşturmaya karşı açıklama yaptı.
Öğrencilerin eyleminin ‘ülke halkının içinden geçtiği olağanüstü yoksulluk koşullarının üniversitelere yansımasının doğal bir sonucu’ olduğu belirtilen açıklamada, “Öğrencilerin içinden geçtiği yoksulluk koşulları maddi unsurların fazlaca ötesine geçmiş, depresyon ve intiharlara varan biçimler almıştır. Bugün hâlâ depresyona giren öğrencilerin, intihara meyilli olduklarını açıkça belirterek bölümlerine başvurduklarına dair duyumlar almaya devam etmekteyiz. Demokratik haklarını kullanan öğrencilerin hâlâ saldırı tehdidiyle karşı karşıya kaldıklarını, bu tehditleri sona erdirecek bir atmosferin oluşturulmasında yeterli adımların atılmadığını görüyoruz. Tüm bu basın açıklamalarının ardından geçen süre zarfında, yemekhanenin ve yurtların ucuzlatılmadığını; atıl durumdaki yemekhanenin kullanıma açılarak bezdirici kuyrukların önüne geçilmediğini; psikolojik olarak zor günler geçiren öğrencilerin tespitine ve tedavilerine ilişkin güçlü önlemlerin hâlâ yetersiz kaldığını görüyoruz” denildi.
Açıklamaya destek veren akademik ve idari personele açılan soruşturmanın demokratik üniversite ve “Yaşamak İstiyoruz” taleplerini sindirme girişiminin ölçeğini büyütme çabası olarak değerlendiren Eğitim Sen’in açıklamasında şöyle denildi:
“Hacettepe Üniversitesi akademik ve idari personellerinin, ayrıca Eğitim-Sen’in bu girişimi dayanışmayla göğüsleyeceğini açıkça ifade ediyoruz. Hacettepe Üniversitesi’nin dördü Eğitim-Senli olmak üzere 4 akademik, 1 idari personeline ve onlarca öğrenciye açtığı disiplin soruşturması, personelin ve öğrencilerin anayasal hakkının hiçe sayıldığı anlamını taşımaktadır. Dahası, üniversite yönetimi, öğrencilerin haklı taleplerini yönetime aktaracakları organik diyalog kanalları açmak yerine bu sesleri susturmayı ve “Yaşamak İstiyoruz” taleplerine ilişkin her türlü sürecin yürütmesini katılımcı olmayan seçeneklerle tekeline almayı tercih etmiştir.
Öğrencilerin basın açıklamasına katılmak, insan, toplum ve doğa yararına üniversite perspektifini yol haritası kabul eden başta Eğitim-Sen olmak üzere Hacettepe Üniversitesi'nin akademik ve idari personelinin demokratik hakkıdır. Eğitim-sen olarak, halkın çıkarlarını üniversitede savunmanın, öğrencilerin “Yaşamak İstiyoruz” taleplerine sahip çıkmaktan geçtiğini biliyoruz; buna dayanarak, öğrencilerin hak taleplerini destekliyoruz.
Üniversite öğrencilerinin içinden geçtiği olağanüstü yoksulluk koşullarında üniversite yönetimine düşen sorumluluğun ise anayasal haklarına dayanarak beslenme, barınma ve psikolojik destek talep eden öğrencileri soruşturmaya tabi tutmak değil, bu talepleri karşılamak üzere somut adımlar atmak olduğunu üniversite yönetimine hatırlatıyoruz.”