Hakan Fidan'ın Kiev ziyaretinin ana gündemi tahıl anlaşması

Dışişleri Bakanı Fidan'ın Kiev'in ardından Moskova'ya gitmesi bekleniyor. Uzmanlara göre tahıl anlaşmasının yeniden canlandırılmasını isteyen Ankara tarafları bir araya getirmek için de çabalayabilir.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ukrayna savaşının sürdüğü ve Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması ile ilgili belirsizliklerin olduğu bir dönemde Cuma günü Kiev'e gidecek. Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba, Fidan'ı Dışişleri Bakanı olarak atanmasının hemen ardından tebrik için aradığında Kiev'e davet etmişti.

DW Türkçe'nin haberine göre Fidan'ın bu ziyaretinin ardından Rusya'ya da gitmesi bekleniyor. İki ülke ile görüşmelerde tahıl anlaşmasının uzatılmasına yönelik çabanın ağır basacağı yönünde değerlendirmeler yapılıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ne zaman görüşeceği ile ilgili soruya karşılık "Eylül'de Hindistan'da G-20 toplantısı, ABD'de BM Genel Kurulu var. Bu yoğunluk içinde fırsat bulursak Sayın Putin ile yüz yüze bir araya gelip konuşacağız. Yakında Dışişleri Bakanım bir Rusya seyahati yapabilir. Çünkü bu işin yüz yüze olması büyük önem arz ediyor ve bu şekilde neticeyi almak çok daha isabetli olacaktır" demişti.

Peki Fidan'ın savaş halindeki iki başkente yapacağı ziyaretler tahıl krizinin sonlanması ve belki de ateşkese bir umut olması açısından bir fırsat olabilir mi?

TAHIL ANLAŞMASI MASADAKİ EN ÖNEMLİ KONU

Fidan'ın Kiev'deki temaslarının ardından olası Moskova ziyaretinde masadaki en önemli konu başlığı tahıl anlaşmasının yenilenip yenilenmeyeceği olacak.

Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin ardından savaşın küresel gıda fiyatları üzerindeki etkisini azaltmak için Birleşmiş Milletler (BM) ve Türkiye'nin girişimiyle 22 Temmuz 2022'de İstanbul'da Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması imzalanmıştı. Ukrayna'dan tahıl ihracatının güvenli bir şekilde sürdürülmesini öngören anlaşma kapsamında Ukrayna'dan sadece Karadeniz üzerinden en az 30 milyon ton tahıl dış piyasalara gönderilmişti. Ancak en son 17 Temmuz'da Rusya taleplerinin karşılanmadığını söyleyerek uzlaşıyı askıya almıştı.

İstanbul Gelişim Üniversitesi Öğretim Üyesi, ODAP Direktörü Dr. Ali Semin Fidan'ın Kiev ve arkasından olası Moskova ziyaretlerinin en önemli önceliklerinden birisinin Tahıl Koridoru Anlaşması'na geri dönüş olacağını söyleyerek, iki başkentle yapılacak görüşmelerin bir diğer önemli ayağının ise "ateşkes ve barış görüşmeleri" olabileceğini belirtiyor.

Semin, iki tarafın da farklı alternatifler aramasına karşılık Karadeniz'in şu an için yine en iyi güzergâh olarak belirdiğini söyleyerek, şöyle konuşuyor:

"Gözlemim; Türkiye artık iki seçenekle masaya oturmak istiyor. Yani bir taraftan Tahıl Koridoru Anlaşması'nı uzatmak ve aynı zamanda bu uzlaşının sağlanması ile birlikte bir ateşkes sağlanması. Şu anda kimsenin bir an önce bu savaş bitsin, barış masası kurulsun gibi bir önceliği yok. Bu da Türkiye için bir fırsat yaratıyor."

Güney Afrika'daki 15'inci BRICS Zirvesi'ndeki video mesajında anlaşma kapsamında Rusya'nın hiçbir şartının yerine getirilmediğini söyleyen Putin'in "Rus tarafına karşı tüm yükümlülükler gerçekten yerine getirilirse anlaşmaya geri dönmeye hazır olacağız" sözleri Ankara'da umutları biraz artırmış görünüyor. Rusya, tahıl ve gübre ihracatına yönelik kısıtlamaların tamamen kaldırılmasını istiyor.

Semin, aslında tahıl anlaşmasının Rusya için de en güvenilir yol olduğunu, çünkü oradan geçen gemilerin sıkı kontrol edildiğini ve silah taşınmadığını belirterek, Rusya'nın bazı taleplerinin karşılanıp karşılanmayacağını zamanın göstereceğini ancak Batılı ülkeler için savaşı sürdürerek Rusya'yı yıpratmak niyetinin şu an için daha ağır bastığını söylüyor.

FİDAN MEKİK DİPLOMASİSİ Mİ UYGULAYACAK?

Fidan'ın önce Kiev ardından muhtemelen Moskova'ya yapacağı ziyaretler uzmanlarca bir çeşit "mekik diplomasisi" olarak da görülüyor.

Tahıl anlaşmasının yeniden devreye girmesi için Türkiye Rusya üstünde etkili olma çabalarını Temmuz'un ortasından beri sürdürüyor. Ancak son dönemde Ankara'nın Moskova üzerindeki etkisi eskisine kıyasla daha sınırlı görülüyor.

Bu nedenle Fidan'ın temaslarının sürece yeni bir ivme katıp katmayacağı, Moskova ile buzların çözülüp çözülmeyeceğini görmek açısından önemli olduğu belirtiliyor. NATO'nun 11-12 Temmuz'daki Vilnius zirvesi öncesinde Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'nin Türkiye ziyareti, İsveç'in üyeliğine Ankara'nın verdiği ilkesel onay, Ukrayna'nın NATO üyesi olabileceği açıklaması ve son olarak Şükrü Okan gemisine Rusya'nın uyarı ateşi açması gibi gelişmeler Ankara ile Moskova arasında son dönemde sıkıntı yaratan konular arasında bulunuyor.

Akademisyen ve Avrasya uzmanı Dr. Barış Adıbelli ziyaretler sırasında özelde tahıl koridoru ve genel olarak savaşla ilgili nasıl bir süreçte olunduğuna ilişkin resmin ortaya çıkabileceğini belirterek, Fidan'ın tarafların talep ve tekliflerini alarak bir çeşit mekik diplomasisi uygulayabileceğini kaydediyor.

Adıbelli, temaslar ve ziyaretler sonrasında Tahıl Koridoru Anlaşması'nın uzamasıyla da eş zamanlı olarak sonbahar ayları için ortaya somut bir sonuç çıkabileceğini ifade ederek, ancak bunun için sadece Ankara'nın çabasının yeterli olmayacağını, Batı başkentlerinin de istekli olması gerektiğini belirtiyor.

TAHIL ANLAŞMASI YUMUŞAMA GETİRİR Mİ?

Rusya ve Avrasya uzmanı Dr. Sabir Askeroğlu Fidan'ın ziyaretlerinde ana gündem maddesi tahıl anlaşması olmakla birlikte iki tarafın bir araya gelmesi için zemin de aranacağı görüşünde.

Ankara'nın asıl amacının Rusya'nın tahıl anlaşmasına geri dönüşünü sağlamak olduğunu ve bunu başarması durumunda birkaç amaca ulaşacağını belirterek, bunları şöyle sıralıyor:

"Birincisi; Odessa-İstanbul tahıl koridoru yeniden işlevsel olacak. Aksi durumda Ukrayna tahıllarının ihracatı için Doğu Avrupa gibi alternatif yollar aranacak. Ama Türkiye bunu istemiyor. Koridorun Türkiye üzerinden geçmesi Ankara'nın çıkarına. İkincisi; Rusya ile Ukrayna'yı tekrar bir araya getirmek. Bu aynı zamanda kısmi de olsa bir yumuşama demek olur. Bu yumuşama Karadeniz bölgesinin güvenliğine hizmet eder ve tansiyonu düşürür."

Askeroğlu, Ukrayna ile Rusya arasında er ya da geç bir ateşkes sağlanacağını çünkü savaşın bir duraksamaya girdiğini ve iki taraf için de bir yorgunluğun söz konusu olduğunu ifade ederek, "Türkiye bu inisiyatifi üstlenmek ve süreci yönetmek istiyor" diyor.

Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin başladığı 24 Şubat 2022'den sonra Ankara iki ülke dışişleri bakanlarını 10 Mart 2022'de Antalya'da bir araya getirmişti. Ancak toplantıdan sorunların çözümü ya da ateşkes için olumlu bir sonuç çıkmamıştı.

TAHIL ANLAŞMASININ ALTERNATİFİ OLABİLİR Mİ?

Savaş devam ederken taraflar tahıl anlaşması için alternatifler de arama çabası içinde. Ancak Ankara'ya göre en iyi ve güvenilir alternatif yine Karadeniz olarak öne çıkıyor.

Tahıl anlaşmasının askıya alınmasının ardından Rusya Ukrayna'nın alternatif olarak kullanmak istediği Tuna Nehri'ndeki limanlara saldırılar düzenlemişti.

Adıbelli, Karadeniz'in hem Batı ülkeleri hem de Rusya tarafından en iyi güzergâh olduğunun bilindiğini ve bu nedenle yeniden devreye sokulmak istendiğini söyleyerek, bu anlaşmada yeniden bir uzlaşı sağlanmasının ateşkes ve barış için sinerji yaratabileceği görüşünü şu sözlerle aktarıyor:

"Bu koridor yeniden canlandırılabilirse ardından da belki barış görüşmelerine kapı aralanabilir. Çünkü 2024 tüm liderler için seçim yılı olacak. ABD Başkanı Joe Biden da seçime barışı sağlayan bir başkan olarak gitmek ya da kendisinden sonraya barışı miras bırakmak isteyebilir."

Kremlin'in tahıl anlaşmasına Kiev yönetiminin ihracatını kesecek bir alternatif aradığı iddiası 21 Temmuz'da Financial Times tarafından ortaya atılmasının ardından Alman Bild gazetesi de Rusya, Türkiye ve Katar'ın alternatif bir anlaşma için çalıştığını yazmıştı.

Sputnik Türkiye'de çıkan bir habere göre ise Cumhurbaşkanlığı'ndan bir yetkili Türkiye'nin basında öne sürüldüğü gibi tahıl anlaşmasıyla ilgili gizli görüşmeler yürütmediğini kaydetmişti.

Öte yandan ABD'nin Ankara Büyükelçisi Jeff Flake yazılı bir açıklama yaparak Karadeniz Tahıl Girişimi ile ilgili "Türkiye'nin, küresel gıda güvenliğini savunma konusunda oynadığı kritik liderlik rolünü sürdüreceğine eminim" ifadelerini kullandı. (HABER MERKEZİ)