Hasret Gültekin Çiğli'de anıldı
Çiğli Belediyesi, 2 Temmuz 1993'te Sivas'ta katledilen Hasret Gültekin'i doğum gününde andı.
DUVAR - Çiğli Belediyesi, 1993 yılında Sivas Madımak Oteli’nde katledilen 33 aydından biri olan ozan Hasret Gültekin’i özel bir geceyle andı. Doğum günü 1 Mayıs olan Gültekin’in hayatını ve türkülerini müzisyen Deniz Türkan’ın sahneye koyduğu geceye eşi Yeter Gültekin de katıldı. Çiğli Belediyesi Fakir Baykurt Salonu’nda düzenlenen anma gecesi Sivas’ta hayatını kaybeden 33 aydın için saygı duruşu ile başladı.
Etkinliğe ev sahipliği yapan Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız, yaptığı konuşmada derin duygular yaşadığını vurgulayarak şunları söyledi:
"Sivas’la bağım, geçmişe dayalı. 18 Yaşında, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’ni kazandım ve o kadim coğrafyayla yolum kesişti. Pir Sultan’ın yetiştiği topraklarda yaşamış olmak, beni ben yapan değerleri kazanmamda etkili oldu. Madımak Oteli’nde yaşananlar, toplumun vicdanında kanayan bir yara olmayı sürdürüyor. Bugün burada, Hasret Ağabeyi anarken derin duygular yaşıyorum. Nesimi Çimen’ler, Muhlis Akarsular toplumun aynası insanlar. Aydınlığın karanlıkla mücadelesi sürüyor. Bu anlamlı geceye katkı sunan, katılan herkese teşekkür ederim. Yeter Ablamıza tüm Çiğli için bir kez daha sarılmak istiyorum. Çiğli, Madımak’ta yanan ateşin semahına dönenleri asla unutmayacak, unutturmayacak."
Gecede, Şirin Aktemur’un yazıp yönettiği müzikalde Hasret Gültekin’i, müzisyen Deniz Türkan canlandırdı. Türkan, bağlaması ile Gültekin’in annesi, oğlu ve eşi Yeter Gültekin ile Mazlum Çimen gibi yakın arkadaşlarının anılarını seyirciyle buluşturdu.
'GERÇEK SUÇLULARIN YAKALANDIĞINI DÜŞÜNMÜYORUZ'
Hasret Gültekin’in eşi Yeter Gültekin ise Deniz Türkan’a ve müzikalin yazarı Şirin Aktemur’a teşekkür ederek şu ifadeleri kullandı:
“Şirin Aktemur, Uğur Mumcu’yu, Nazım Hikmet’i yazdı. Hasret Gültekin’i de yazmak ona çok yakıştı. Deniz Türkan, Hasret’i yaşatmayı benimle birlikte omuzlamış bir kardeşimiz. Hasret’in katledilişin 31’inci yılındayız. Bu yalnız aydın katliamı değil aynı zamanda çocuk katliamı. 30 yıldır mahkemedeyiz. Duruşmalar bitmek bilmiyor, dosyalar kapatılıyor. Duruşma salonlarında katledildiğimiz için suçluymuşuz gibi muamele görüyoruz. Kimi hastalıktan kimi yaş nedeniyle affediliyor. Geçtiğimiz yıl Cumhurbaşkanı’nın hastalık nedeniyle affettiği son sanıklardan biri ile ilgili adıma itiraz dilekçesi verildi. Henüz cevap yok. Gerçek suçluların yakalandığını düşünmüyoruz. Biz, bu bozuk düzende sağlam çark aramıyoruz. Duruşmaları sahipsiz bırakmayacağız, bırakmıyoruz. Kendi tarihimizi, bu kadar belgeli bir katliamı doğru yazmak zorundayız. Bizim derdimiz toplumun vicdanıdır. Evlatlarımızı barışa; hak, hukuk, eşit yurttaşlığa inanan bireyler olarak yetiştireceğiz. Bu türküleri söylemeye devam edeceğiz.”