Hasta mahpuslar için ‘Adalet Nöbeti’ devam ediyor

Hasta ve infazını tamamlamasına rağmen tahliyesi engellenen mahpusların serbest bırakılması için ailelerin Diyarbakır Barosu hizmet binasında başlattığı 'Adalet Nöbeti' eylemi devam ediyor.

Google Haberlere Abone ol

DİYARBAKIR- Diyarbakır Barosu’nun toplantı salonunda 6 kadın yan yana oturuyordu. Kimi 70 yaşın üstündeydi. Kendi aralarında usulca sohbet ediyorlardı. Bu yeni bir durum değil aslında, 16 Kasım’dan bu yana sayıları değişse de her gün burada toplanıyor 'Adalet Nöbeti' tutuyorlar.

Fevziye Kolakan 71 yaşında ve “Adalet istediğimiz için buradayız” diyor. Kolakan’ın ve diğer kadınların çocukları, yakınları mahpus.

Mahpuslar ağır hasta ve yakınları 'Adalet Nöbeti' tutarak seslerini duyurmaya çalışıyor. Diyarbakır Barosu hasta mahpusların durumunu yakından takip ediyor. Baro Başkanı Nahit Eren ve yönetim kurulu üyeleri, 16 Kasım’da ailelerin taleplerini dinlediler ve hukuki destek kararı aldılar.

Mahpus yakınları o günden bu yana sağlık sorunları yoksa, mahpustaki yakınlarının görüşüne gitmemişlerse her gün baroya geliyorlar. Sivil toplum örgütü temsilcilerine, gazetecilere ve destek olmak için ziyarete gelenlere hem kendilerinin hem de mahpus yakınlarının sorunlarını anlatıyorlar.

Fevziye Kolakan

'ÇOCUKLARIMIZLA BİRLİKTE YAŞIYORUZ'

Fevziye Kolakan Kürtçe konuşuyor, “Biz çocuklarımızla birlikte yaşıyoruz” derken, mahpusların yaşadığı bütün sorunları kendilerinin de yaşadıklarını ifade etmeye çalışıyor.

Kolakan’ın Ahmet ve Mahsun adlı iki çocuğu mahpus. Ahmet 28 yıldır cezaevinde. Fevziye Kolakan “Ahmet’le birlikte gezmediğimiz hapishane kalmadı. Her şehre gittik. Onu yarım saat görebilmek için otellerde, camilerde, garajlarda uyuduk” diyor.

Kolakan’ın sağlık durumu iyi değil. Kalbinden, gözünden, kulaklarından rahatsız. “Ahmet şimdi Bartın’da, ben bu halimle nasıl gideyim Bartın’a kadar” diyor.

Açık görüş mümkün olsa sağlık durumunu bir kenara bırakıp gidecek oğlunu görmeye. Uzun zamandır korona virüsü nedeniyle açık görüşün engellendiğini hatırlatıyor ve “Bu yasak kalksın, insanlar çocuklarını açık görüşte doya doya görebilsin istiyoruz” diyor.

AHMET’İN KALP KAPAKÇIĞI

Ama Fevziye Kolakan’ın esas derdi, 28 yıldır hapis oğlu Ahmet’in sağlık durumu. Dediğine göre Ahmet’in kalp kapakçığında sorun var, ameliyat olması gerekiyor ve bu ameliyat yaklaşık 10 yıldır bir türlü gerçekleşmedi. Kolakan, “Bıraksınlar Ahmet’i, biz onu tedavi ederiz” diyor. Ahmet’in cezaevinde çıkan yemeklerden yiyemediğini, bu yüzden beslenemediğini belirtiyor, “Bu koşullarda daha ne kadar kalabilir hapishanede?” diye soruyor.

Kolakan, son yıllarda çok sayıda hasta mahpusun cezaevinde vefat ettiğine dikkat çekerek kamuoyuna da şöyle sesleniyor: “Biz istiyoruz ki hasta mahpuslar hapiste ölmesin. Artık yeter, hapishanelerden cenazeler çıkmasın. Ben anneyim, evlat acısını biliyorum. Bütün annelerin çocukları evlerine dönsün istiyorum. Benim oğlum 28 yıldır hapiste ve hasta. Onu serbest bıraksınlar, tedavisini biz yaparız. Adalet böyle olur. Çocuklarımızın hapiste ölmesine kimse göz yummasın. Avukatlar, doktorlar herkes bir şey yapsın hasta mahpuslar için. Biz burada oturuyoruz ki herkes sesimizi duysun, herkes elimizi tutsun.”

Daha ne kadar Diyarbakır’da Adalet Nöbeti tutacaklar? Fevziye Kolakan “18 gündür burada oturuyoruz. Onurumuzla, çocuklarımızın onuruyla gerekirse 18 yıl her gün gelip otururuz. Ama onlar hasta, onlar 18 yıl bekleyebilir mi? Hasta tutuklular serbest bırakılsın. İnfazları tamamlanan mahpuslar tahliye edilsin. Çocuklu ya da hamile kadınlar hapiste olmasın. Biz bunu istiyoruz ve bu oluncaya kadar oturtmaya devam edeceğiz” diye karşılık veriyor.

İHTİYACINI KARŞILAYAMAYAN MAHPUSLAR

İçi dolmuş, kederi de öfkesi de büyümüş Kolakan sözü uzatınca, yanında oturan kadın “Sen de hastasın, yorma kendini” diye uyarıyor onu. Hepsinin ortak derdi ve talebi, cezaevlerindeki hasta tutuklular ve infazını tamamlamasına rağmen tahliyesi engellenen tutukluların serbest bırakılması.

Herdem Merwanî

Yüzde 87 engelli raporu olmasına rağmen tahliye edilmeyen 83 yaşındaki Mehmet Emin Özkan’ın kelepçeli fotoğrafı basında yer alınca kamuoyu tarafından da tanındı. Ailesi, Özkan’ın artık telefonlara bile çıkamadığını belirterek bir an önce tahliye edilmesini talep ediyor.

Yakınları 'Adalet Nöbeti’ne katılan mahpuslardan Sıddık Güler iki kez anjiyo oldu, tekerlekli sandalyeye bağımlı ve ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Güler, iki kez korona virüsüne yakalandı.

Civan Boltan’ın bir gözü görmüyor ve bir eli yok. Beyninde şarapnel parçası olan Boltan, kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Adalet Nöbeti’ne katılan annesi, “Oğlum onursuz bir şey yapmadı, başımız dik. İhtiyaçlarını karşılayamadığı için serbest bırakılmalı. O ve diğer hasta tutuklular serbest bırakılıncaya kadar nöbet tutacağız” diyor.

Adalet Nöbeti’ne katılan kadınlardan biri de şair Herdem Merwanî. Merwanî’nin babası 30 yıldır hapiste. Babası hapisteyken büyüyen Merwanî, babasının ve diğer hasta mahpusların durumuna dikkat çekmek için daha önce açlık grevi yaptığını belirterek, Adalet Nöbeti’ne neden katıldığını şöyle anlatıyor: “Şimdi buradayım, 'Adalet Nöbeti’ndeyim. Ben de buradaki herkes gibi cezaevlerinden artık cenaze çıkmasını istemiyorum. Bu adaletsizliğe, zulme son verilsin istiyorum.”