Hatay’daki rezerv alan uygulaması Meclis gündeminde

CHP'li Nermin Yıldırım Kara, soru önergesinde "Antakya’da rezerv alanlar içerisinde, az hasarlı ya da hasarsız olarak kayda geçirilen binalardan kaç tanesi riskli yapıya dönüştürüldü?" diye sordu.

Fotoğraf: Arşiv
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, Hatay’daki rezerv alan uygulamasına ilişkin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin cevaplaması istemiyle soru önergesi verdi.

Soru önergesinin gerekçesinde Antakya’da yapılan rezerv alan pratiğini örnek veren Nermin Yıldırım Kara, “6306 sayılı kanunda yapılan düzenlemeler ile ortaya çıkan rezerv alan, riskli alan ve riskli yapı gibi kavramlar birbiriyle ilintili olmakla birlikte pratikte birtakım problemlerin yaşanmasına sebebiyet vermektedir. Yıkımın çok olduğu Hatay’da birçok ilçe ve noktada rezerv alanlar ilan edilmiş olup özelikle Hatay’ın merkez ilçesi olan Antakya’da yurttaşlarımız rezerv alan içerisinde kalan az hasarlı ve hasarsız konut ve iş yerleri gibi yapılarla ilgili olarak kaygı yaşamaktadır. Örneğin, Antakya’da, Cumhuriyet Caddesi üzerinde yer alan; 2 blok ve 18 daireden oluşan bir apartman deprem sonrası yapılan incelemelerde az hasarlı olarak kayda geçirilmiştir. Ancak yeni düzenleme ile verilen yetkiler neticesinde; kolluk kuvveti marifeti ile binadan sürekli olarak karot örnekleri alınmış, binanın statüsünün riskli olarak değiştirilebilmesi için tüm imkanlar zorlanmıştır. Yasa gereğince; rezerv alan içerisinde kalan yapılar için öncelikle SPK tarafından lisans verilmiş firmalarca gayrimenkul değerlemesine ilişkin raporların alınması gerekmektedir. Böylece yapının değeri tespit edilerek, rezerv alanda yapılacak yeni yapıdan bu bedelin mahsuplaşma işlemi gerçekleştirilmelidir. Ancak bir yapı, riskli yapı haline gelirse Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca yıkım gerçekleştirilebilir. Dolayısıyla kat irtifakı sonlanır, değer tespit edilemeden yapı rezerv alana dahil edilmiş olur. Ancak kolluk ile sürekli karot almak, internet üzerinden yapılan tebligatların yurttaşlara ulaşmaması, kat irtifaklarının re’sen kaldırılması, yurttaşların arsa payı sahibine dönüştürülmesi, mahsuplaşma sırasında mülkiyet hakkının ihlal edilmesine neden olmakla birlikte maddi olarak da yurttaşlarımıza zarar vermektedir” dedi.

'KAROT ÖRNEĞİ ALMA İŞLEMİ ESNASINDA MALİKLERİN RIZASI ALINIYOR MU?'

Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, Bakan Mehmet Özhaseki’nin cevaplaması istemiyle şu soruları yöneltti:

"Hatay Antakya’da rezerv alanlar içerisinde, az hasarlı ya da hasarsız olarak kayda geçirilen binalardan kaç tanesi riskli yapıya dönüştürülmüştür?

Hatay Antakya’da rezerv alan içerisinde kalan kaç yapı hakkında yıkımdan önce değer tespiti yapılmıştır?

Hatay Antakya’da az hasarlı ya da hasarsız kayda geçirilen binaların riskli yapıya dönüştürülmesindeki amaç nedir?

Rezerv alanlardaki az hasarlı konut ve iş yerlerinden sürekli karot örneği alma işlemi esnasında maliklerin rızası alınmakta mıdır?

Rezerv alan içerisinde kalan az hasarlı ya da hasarsız yapılar için kamulaştırma yoluna gidilmesi düşünülmekte midir?"

'ASIL AMACINIZI AÇIKLAYIN'

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Özhaseki’nin daha önceki açıklamalarına değinen Nermin Yıldırım Kara, “Kasım 2023 tarihinde Özhaseki kendisine rezerv alanla ilgili sorulan soru neticesinde şu cevabı veriyor: ‘Bizim genellikle rezerv alan olarak ilan ettiğimiz yerler boş yerler. Siz bir yerden kentsel dönüşüm yaparken, bir de gidip de milletin oturduğu evleri rezerv alan ilan edip uğraşır mısınız?’ Aynı soruyu şimdi kendisine yöneltmek gerekir. Bu soru önergesini sunduğumuz vakitlerde gerekçede bahsettiğimiz örneğe benzer birçok örnek bize iletildi. Özellikle Antakya Akevler mahallesinde bulunan yurttaşlarımız benzer problemleri dile getiriyorlar. Yurttaşımızın apartmanı az hasarlı olarak kayda geçmiş. Yasa değişikliğinden önce kolonları fiberle kaplamış, aldıkları karot örnekleri sonucu da c35 basınç dayanıklı çıkıyor. Binaya tam 8 ay boyunca 6 milyon TL civarında masraf yapılmış. Şimdi kapısına riskli alan diye tebligat yapıştırılıyor. Bu yalnızca bir tane somut örnek. Bu pratiği uygulayanların asıl amaçları ne öğrenmek istiyoruz, şeffaf bir açıklama yapılmak zorunda.” dedi.