Anadolu’nun bütün inançları birleşin!
Anadolu inançlarından yola çıktılar... Samatya’da Ermeni ezgilerini ararken, 15. yüzyıla dönerek Sefarad ilahileriyle tanıştılar. Rumi’nin dizelerindeki Sufi’yi bir Alevi semahında buldular, setarı bas gitarla buluşturdular.
Aynur Tekin [email protected]
DUVAR - Alevi, Ezidi, Katolik, Ortodoks, Protestan, Sefarad, Sufi, Süryani, Şaman, Zerdüşt melodilerinin peşine düşen İnanış Ezgileri yaklaşık 25 kişilik bir ekiple yola çıkmış. Tamamına yakını profesyonel müzisyenlerden oluşan ekip sitar, tambur, bağlama, ney, piyano, kontrbas, viyola, çello, viyolonsel, keman, gitar, bas gitar, perküsyon icracıları ve koristlerden oluşuyor. Klasik Batı sazlarıyla geleneksel Anadolu sazlarını bir arada kullanıyorlar ve ezgilerin geleneksel formlarını bozmamak için önemli bir çaba sarf ediyorlar.
KONSERLER İNANÇ MEKÂNLARINDA
1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Kartal Ermeni Surp Nışan Kilisesi’nde sahne alan İnanış Ezgileri, bundan sonraki konserlerini de inanç mekânlarında verecek. İlk konserin, Heybeliada Ruhban Okulu ve Burgazada Cemevi’nin katkılarıyla verilmesi planlansa da, darbe girişimi sebebiyle bu durum hayata geçememiş. Bu sürecin ardından Kartal Belediyesi’nden gelen teklif üzerine ilk konseri Kartal Surp Nışan Kilisesi’nde düzenlemeye karar vermişler.
Proje ilk olarak Şef Gülcan Koca ve Korist Mürsel Ünder tarafından başlatılmış. Zaman içerisinde profesyonel icracılardan oluşan geniş bir müzisyen katılımı olmuş. Projenin Basın Sorumlusu Mürsel Ünder, Anadolu’da yaşayan ve yaşamış olan tüm halkların inanç müziklerini yapmaya çalıştıklarına dikkat çekiyor ve şöyle diyor: “Çok eksik kaldığımızın farkındayız. Şu anda icra edilen Anadolu inançlarının çok sınırlı bir kısmı ama bu bir başlangıç oldu. Sonrası için daha farklı inanç mekânlarında, daha farklı etkinlik ve konserler yapmak istiyoruz.”
PEK ÇOK ALBÜM İNCELENDİ
İnanış Ezgileri, repertuarını oluştururken görsel ve işitsel kaynakları kullanmış. Anadolu inanç ezgilerinin yer aldığı pek çok albümü incelemiş. Ayrıca inanç cemaatleriyle de iletişime geçerek fikir alışverişinde bulunmuş. Ekipte yer alan profesyonel icracıların birçoğu da müzisyen kimlikleriyle araştırmalar yapmış. Bütün bu yöntemler birleşerek İnanış Ezgileri’ni oluşturmuş.
DOKUZ PARÇALIK REPERTUAR
Dokuz parçadan oluşan bir repertuarla seyirciyle buluşan İnanış Ezgileri, ilk konserinde Ermeni, Süryani, Sefarad, Alevi, Sunni, Sufi ve Şafii inanışlarının müziğine yer verdi. Bütün bu toplulukların Anadolu kültürel mirasındaki iz düşümü, farklılıkları ve ortaklıkları etkinlik boyunca paylaşıldı.
21 ARALIK BAYRAMI VE NAR BEREKETİ
Konserde, Ermenilerin düğün bayram gibi özel günlerde söylediği Khorhurt Khorin ilahisi seslendirildi. Bu özel günlerden biri de Anadolu’da 21 Aralık gecesi Ermeniler tarafından kutlanan bayram. Yeni yılın habercisi olan bu bayramın sabahında ne kadar uykusuz olduğunuzun hiçbir önemi yoktur. Çünkü iş yerleri sabahın erken saatlerinde açılır ve evden getirilen nar kırılarak etrafa saçılır. Saçılır ki nar yıl boyu bereket getirsin.
İŞTAR VE TEMMUZ AŞKINA
Anadolu’nun kadim halklarından Süryanilerin baharı karşılamak için söylediği “Mo Shibi Hot Aito” ilahisi de repertuarda yer aldı. Aramilerin 21 Nisan’da kutlamaya başladığı yeni yıl bayramı 12 gün boyunca sürüyordu. Bayramın coşkusu Tanrı Temmuz (Tammuz) ve tanrıça İştar’ın aşkı ile birleşiyor ve hayatın dirilişini selamlıyordu.
EVRENİN DİLİNİ İŞİTEN SEMA
Raksı ibadetle birleştiren sema, Mevlevilik'te kelime anlamının ötesine geçiyor. Gök, evren gibi anlamlardan sıyrılıyor ve 'evrenin dilini işitmek' olarak kendini yeniden tanımlıyor. Raks eden semazen 'Dinle Sözüm Sana Direm' ilahisiyle duyduğu sese cevap vermeye çalışıyor.
1492 yılında İspanya’dan Osmanlı’ya gelen ve sayıları 200 bini bulan Yahudiler, kendilerine İbranice'de 'İspanya' anlamına gelen Sefarad adını vermiş. Uzun yıllardır Anadolu’da yaşayan Sefaradlar, ilahilerinde ezana çok benzer makamları kullanıyor. İki kültür arasındaki etkileşimin müziğe yansımasının en güzel örneklerinden biri, konserde seslendirilen Sefarad ilahisi Yslach mi Shammayyim. Ayrıca Sefaradlar Anadolu’da birlikte yaşadığı toplulukların batıl inançlarını da paylaşıyor ve diğer toplumlarla aynı kutsal mekânları ziyaret ediyorlar.
AY ÂLİ’DİR GÜN MUHAMMED
Venüs -diğer bir deyişle Zühre- Alevilik inancında Hazreti Ali’nin güzelliğini simgeliyor. Rivayet olunur ki Ali’nin alnında Zühre yıldızı vardır ve bu yıldız Ali’nin tanınmasında nişan olarak kabul görür. Ali sırrı olduğu için aydır ve karanlığı aydınlatır. Ali’nin eşi Fatma ise Zühre yıldızı gibi parlak ve güzel olarak anlatılır. Güneş batınca Ay’dan, Ay batınca Zühre’den, Zühre de batınca da iki Kutup Yıldızı’ndan medet umulur ve hepsi nur olarak kabul edilir. Bu nurların kimler olduğu sorusu Muhammed Peygamber’e sorulur. Peygamber şu cevabı verir: “Ben Güneşim, Ali Aydır, Fatma Zühre, Hasan ve Hüseyin iki kutup yıldızıdır.” Programın 5. Eseri olan Alevi semahı “Bugün Yasta Gördüm” Ali’nin alnındaki yıldızın hikâyesini anlatıyor.
Etkinliğin son eseri, Şafii Kürtlerin sözlü kültüründe önemli bir yer tutan Veysel Karani ilahisi oldu. İlahi, ekipten Esat Utku Acar tarafından bestelenmiş. Acar’ın anneannesinden duyduğu ve yok olmaya yüz tutmuş bu ilahi ilk kez bu konserle gün yüzüne çıkmış.
İnanış Ezgileri, yeni çalışmalar ve programlarla inanç müziği yolculuğuna devam edecek. Aldıkları yol boyunca mihmandarları hep Anadolu olacak.