Çeyrek asrı devirdi 4 yıl için gün sayıyor

DUVAR - Ayşe Topçu, 25 yıldır Kadıköy Moda sahilinde, seyyar tezgâhında çekirdek satıyor. Kastamonu’nun Bozkurt kasabasından henüz dört yaşındayken ailece göç etmişler. “Babam evlatlık büyümüş,” diye başlıyor Ayşe Teyze ve devam ediyor: “Bir gemi kaptanının yanında evlatlıkmış. O yardım etmiş de Kavacık’tan bir gecekondu almışız. Bir göz odası vardı. Dokuz kardeşiz, üç yıl o şekilde yaşadık. Sonra yavaş yavaş diğer odaları ekledik.”

Hayat gailesi erken başlayınca evlilik de erken yaşta olmuş, “Eşim askere gittiğinde iki çocuğumuz vardı,” diyor.

'DAHA UCUZA SATIYOR DAHA ÇOK KAZANIYORDUK'

Eşi askerden dönünce Acıbadem’de kapıcılığa başlamışlar. Zaman gelmiş, ek iş yapmak gerekmiş. O sıralarda 12-13 yaşlarındaki oğlunun “Okul ihtiyaçlarımı karşılarım” demesiyle çekirdek işine başlıyorlar. “Bu sahildeki ilk satıcı bizdik,” diyor “ilk başladığımızda bardağı 5 kuruştan veriyorduk, şimdi 1 lira. Ama o zaman daha ucuza satsak da bugünden çok kazanıyorduk. Şimdi beyim öbür tarafta ikinci bir tezgâhta duruyor ama yine de eskisi gibi iş olmuyor.”

GECE YARILARINA KADAR AÇIK KALIRDI

Tabii bunda geçmişte sahil alanının daha geniş olmasının, ailelerin hafta sonlarını daha çok sahilde geçirmelerinin de etkisi var. Şimdi yine tabancayla balon patlatma, topla kutu devirme gibi eskiden beri süregelen açık hava eğlenceleri mevcut, ama o aileler yok. Yine de Ayşe Teyze’yi o günlerden beri tanıyanlar, şimdi onu gördüklerinde “Bu teyze hâlâ burada!” diyerek çekirdek alırlarmış. Yazın sıcakta saat 3-4 gibi açılan tezgâh, gece -01.00’e kadar açık kalırmış.

Ayşe Topçu 'nun fovorisi siyah çekirdek.

YA BARDAK BÜYÜMELİ YA FİYAT İNMELİ

“Gece o saatte eve gelince aç karnımızı doyurup hemen yatarız. Öyle öyle çok kilo aldım,” diyor Ayşe teyze “bir de gündüzleri ağzım hiç durmazdı, hep çekirdek çitlerdim beklerken. O da yağlı ve kilo aldırıyor. Son bir senedir şekerim çıktı da, kilo vermek için hiç ağzıma sürmüyorum. Yoksa çok yedim” diye anlatıyor.

Bu süre zarfında 114 kilodan, 103 kiloya düşmüş. Ayrıca kendisi siyah çekirdeği çok sevdiğini söylüyor. “15 yıldır aynı yerden alırız malı, çok memnunuz,” diyen Ayşe Teyze’nin çekirdeğinden çitliyorum ben de; gerçekten lezzetli. Yine de ya bardağını büyütmeli ya da biraz fiyatı indirmeli derim.

'EN ZOR YANI BELEDİYE İLE UĞRAŞMAK'

En çok iş yaptığı mevsim ilkbaharmış. “Kış boyu içeride kalan insanlar dışarıya akın eder. O dönem çok iş olur,” diyor Ayşe teyze ama her daim belediye ile sorun yaşamış. “Hafta sonları biraz gevşetiyorlar ama bazen gelip malımızı alırlar, bazen ceza yazarlar. Bu işin en zor yanı belediyeyle uğraşmak” diye anlatıyor.

“Bu işi seve seve yaptık,” diyen Ayşe teyze, Kadıköy için “hem en güzel hem de en çirkin yer,” diyor. “Türlü türlü insan mevcut, iyisi de burada kötüsü de,” diye devam eden Ayşe teyze, geçmişte küçük kızıyla birlikte çalıştığı dönemlerde bile “ne balicilerle ne de tinercilerle” bir sorun yaşamış.

Ayşe, topçu eskiden bardağını 5 kuruşa sattıklarını ama daha çok kazındıklarını söylüyor.

'BÜTÜN SÜLALE KAVACIK'TA'

Hâlâ Kavacık’ta bahçeli bir gecekonduda yaşayan Ayşe teyzenin vaktini en çok torunları alıyormuş; tam dokuz tane. “Bizim bütün sülale Kavacık’ta, yürüme mesafesi. Sık sık görüşürüz,” diyen Ayşe Teyze kışın tezgâhı açmadığı dönemleri kendine ayırmaya çalışırmış.

İbadetinden geri kaldığı için üzüldüğünü söyleyince “Çalışmak ibadetin yarısıdır” diyecek oluyorum, ama o da “Kendimi öyle avutuyorum ama insan avunmuyor. İçim rahat etmiyor,” diyor.

Bahçesindeki meyve ağaçlarıyla, yeşilliklerle uğraşmayı çok sevdiğini söylüyor.  Hâlâ sigorta prim günlerinin dolmasını bekliyor. “Cahillik ettik, sigorta şeysi yapmadık. Daha 4 senem var. Bitsin ben de artık bırakırım,” diye noktalıyor.

Hayatın alırken verdiğinin, iniş çıkışlarla, mücadeleyle geçtiğinin canlı bir kanıtı 58 yaşındaki Ayşe Topçu. Umarım bir an önce keyifle çok sevdiği siyah çekirdekleri çitleyecek kiloya ve boş günlere kavuşur...