Alevilik Merkezi Wakamatsu'ya emanet
Japon antopolog Hiroki Wakamatsu, 2005 yılında doktora çalışması için Türkiye'ye geldi. Müslümanlığı seçen Wakamatsu, şimdi Toros Üniversitesi'nde kurulan Alevilik Uygulama Araştırmaları Merkezi’nin müdürlüğünü yapıyor.
Mersin Toros Üniversitesi bünyesinde bulunan Alevilik Uygulama Araştırmaları Merkezi’nin başında bir Japon’un olduğunu duyanlar şaşırıyor. Antropolog Hiroki Wakamatsu çeşitli üniversitelerde Alevilik ile ilgili çalışmalarda bulunduktan sonra Haziran 2016’da Toros Üniversitesi'nde çalışmaya başlamış.
- Sen kimsin, nesin? Ne işin var Türkiye’de?
Adım Hiroki Wakamatsu, diğer adım Ali Haydar. Müslümanım, Alevilik yolunu seçmiş bir vatandaşım.
Japon kökenliyim, Japonya’da antropoloji okudum. Buraya doktora saha çalışması için 2005 yılında geldim 2008 yılına kadar Ankara Üniversitesinde değişim öğrencisi olarak kaldım. O sırada Muş Varto civarında saha çalışmasında bulundum. Türkiye’nin çeşitli yerlerinde saha çalışması yaptım.
2011 yılında doktora mezunu oldum. Tunceli Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde ve Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümünde öğretim üyeliği yaptım.
Haziran 2016’da ise Mersin Toros Üniversitesi Alevilik Bektaşilik Uygulama Araştırma Merkezi müdürü olarak atandım.
-Aleviliği nasıl keşfettin? Japonya’da mı?
Evet Japonya’dayken.. Antropoloji bölümünde doktora için bir bölüm seçmek zorundasınız. Yani ben Arjantin’de ya da Avusturalya’nın ormanlarında olabilirdim..
Yüksek lisans ikinci sınıf öğrencisiyken Türkiye’den bir profesör gelmişti. Onu karşılamakla görevliydim, para da kazanacaktım. Ona sordum hangi alanı seçeyim diye o da "Türkiye’ye gel Aleviliği araştır" dedi. Ben zaten daha önceden bilgi sahibiydim.
- Zor oldu mu Müslümanlığı ve ardından Aleviliği seçmek?
Uzun yıllar Müslümanlığa ilgim vardı, Kuran-ı Kerim çok güzel. Tereddüdüm vardı birtakım şeylerden dolayı. Birçok kötü şey İslam ile anılıyor. Yani pratiğe baktığın zaman Kuran’da yazmayan birçok şey var Müslümanlarda. Müslümanlıkla Müslümanlar arasında çok büyük fark olduğunu görünce Müslüman olmaya, üstelik iyi bir Müslüman olmaya karar verdim..
-Aleviliği benimsemişsin, oruç tutuyor musun?
Geçen mesela Muharrem ayında tutmaya çalıştım ama bir gün tutabildim ancak. Ya tabii Muharrem orucunun şartları biraz ağır, yani Hz. Hüseyin efendimizin Kerbela’da şehit edilmesi sebebiyle. Yaş orucu olduğu için.
Hızır orucucunu tutuyorum. Tabii bu Hızır ile İlyas’ın buluşması baharın gelişini sembolize eden bir oruçtur. Her sene üç gün tutuyorum..
-Ramazan orucu tutuyor musun?
Ben tabii antropolog olduğum için Hinduların da geleneklerini bilmem lazım..Hristiyanların ayinlerini de bilmem lazım, Aborjinlerin dini törenlerini de bilmem lazım. Sosyal antropolog olarak bilmem lazım. Ramazan orucunu da bir ay tuttum, bu da katılarak gözlem yapmak amacıyla. Yani Allah kabul ederse inşallah :)
- En çok etkilendiğiniz şey ne oldu Alevilikte? Türküler? Şairler..
Ben Türkülerden hiç etkilenmedim. Müzik aletini enstrüman olarak görüyorum sadece. Sevdiğin zaman gömülürsün. Bağlanırsan objektifliğini kaybedersin. Ben bilim adamıyım. Alevilikte en çok hoşuma giden nokta cemden önce küskünlerin barıştırılmasıdır. En çok bunu sevdim.
- Peki Ali? Ali şenin için ne ifade ediyor?
Peygamberimizin sünnetine istinaden söylüyorum. Ali’den geçmeden zaten ulaşma imkanı yok diyor. Önce diyor Ali’ye ulaşın, yanı Ehli Beyt sevgisi zaten bundan kaynaklanıyor. Yani bir inanç kapısı olarak görüyorum. Yani Ali ve Ehlibeyt sevgisi olduğunda ancak yola ulaşabilirsin. Yani İslamın temeli. Çünkü Ahzab süresi 33. Ayetinde bahsediyor zaten. Onun gibi birşey yani. Yani İslamın en temelinde yer alan bir zat olarak görüyorum.
- Türkiye’de cem’i ibadet olarak görmeyenler var, siz cem’i hangi temele dayanarak ibadet sayıyorsunuz?
Arapçada “ayn” ile yazılan ibada’nın (İbadet) bir anlamı da Allah’a ulaşmaktır. Mesela Türkiye’de 5 vakit namaz ile özdeşleşmiştir bu. Ama dünyanın her yerinde “ibada” Allah’a ulaşmak anlamına gelmiyor mu?
Abada dediğin zaman Allah’a kulluk demek, Abdullah yani. Abada, ibada dediğin zaman şekli var mı? Arapça sözlükte herhangi bir şekilden bahsetmemiş. Sadece ibadet demiş.
İbada eşittir İslamın 5 şartı diyorlar. Böyle bir kural yok. Çok sayıda Hristiyan Arap var. Ee bunlar da “ibada yapıyorlar” öyle değil mi?
Türkçe’de de ibadet eşittir İslami beş kural diye bir şart yok yani. Arapça bilmeyenler sorun ediyor ama Arapça bilenler için sorun değil bu kelime.
Hristiyan ayini de ibadettir, krişmas da ibadettir, cem de ibadettir, Allah'ı anıyorlar Ehlibeyt’i anıyorlar secde ediyorlar. Bu ibadet değil mi yani?
Ha cem evleri ibadethane mi değil mi? Bunlar siyasi olaylar beni karıştırmayın bunlara.
- Ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz enstitüde?
Üç çalışma yürütüyoruz. Birincisi topluma hizmet anlamında. Madem Mersin’deyiz, Mersin yöresindeki Alevi derneklerinden temsilcilerden oluşan bir heyet ile çalışıyoruz. Bir de diğer üniversitelerden farklı olarak bizim heyette Arap Alevileri de yer alıyor. Bu ilk defa oluyor.
İkincisi diğer üniversitelerden çeşitli disiplinlerden bilim insanları ile oluşturulan bir başka heyet ile bilimsel çalışmalar yapmak. Disiplinler arası işbirliği ile Mersin’deki Aleviliği incelemek.
Üçüncüsü bu araştırmaların sonucu olarak halka açık ders vereceğiz. Yani sıradan ders değil, sadece aynı düşüncede olanların birbirine verdiği kısır döngü olur. Yani aynı düşünceden dinleyici çağırıyor, duygusal konuşmalar yapıyorlar ama bittikten sonra bilimsel açıdan öğrendikleri yeni birşey yok. O yüzden biz ders gibi, araştırma merkezinde çıkan yeni bilgi gibi şeyleri vereceğiz. Millet ile paylaşacağız.