'Muavin Niyazi' telif haklarını istiyor

Yönetmenliğini Selma Savaş Çekiç’in yaptığı Fikret Bey filmiyle 2008’de Sadri Alışık Sinema En iyi Oyuncu Ödülü'nü de alan Ahmet Fuat Onan yıllar boyunca farklı projelerde yer alırken aktivist kimliğini hep korumuş. Şu anda aktif olarak oyuncuların telif haklarını alabilmesi için mücadele ediyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Çiçek Abbas’ın Muavin Niyazi’si Ahmet Fuat Onan, telif haklarını istiyor. 45 yıldır oyunculuk yapan Onan, alamadığı telif hakları ve ödenmeyen sigorta primleri sebebiyle geçim sıkıntısı çekiyor. Yeşilçam’ın tanıdık yüzlerinden çok yönlü sanatçı Ahmet Fuat Onan, oyunculuğun yanı sıra palyaçoluk da yapıyor. Ayrıca Türkiye’nin ilk yoga öğretmenlerinden. 1985’ten beri yoga yapıyor ve öğretiyor.

ahmet55 .

Yönetmenliğini Selma Savaş Çekiç’in yaptığı Fikret Bey filmiyle 2008’de Sadri Alışık Sinema En iyi Oyuncu Ödülü'nü de alan Onan, yıllar boyunca farklı projelerde yer alırken aktivist kimliğini hep korumuş. Oyunculuğu aktivistlikten hiç ayırmamış. Şu anda aktif olarak oyuncuların telif haklarını alabilmesi için mücadele ediyor. Mesele telif haklarına gelince bir iç çekiyor ve şöyle diyor: “Ah bu telif hakları! Sadece binlerce kez gösterilen ‘Çiçek Abbas’ filmindeki ‘Muavin Niyazi’ rolümden teliflerimi alsaydım, bu sıkıntılı günlerimi yaşamazdım.”

'SANA ÖDERSEK DİĞERLERİ DE İSTER'

6 ay önce gönüllü avukatı Sedef Erken, Çiçek Abbas’ın telifi için Cumhuriyet Başsavcılığına başvurmuş. Başvuruya yanıt alamayınca diğer gönüllü avukat Ceren Kali bu konuyu görüşmek için Cumhuriyet Başsavcılığı’na gitmiş ve şu yanıtı almış: “Şimdi bu oyuncunun telif haklarını verirsek, diğer oyuncular da ister.” Onan, bu kararı hayretle karşılıyor ve şöyle diyor: “Emsal olurmuş. Şaka gibi. Mesele tam da bu ya… Telif haklarını ben de alacağım, diğer oyuncular da alacak. 2017 yılına girerken bu nasıl bir zihniyet anlam veremiyorum. Bir mevzuat çıkması gerekiyor. 2008’de ödül alırken yaptığım konuşmada salondaki Kültür Bakanına ‘Ne zaman çıkacak bizim telifler efendim?’ dedim ama cevap alamadım. Aynur, sence ne zaman çıkar bu telifler? Ben de terk-i diyar ettikten sonra mı?”

Birleşik Oyuncular Meslek Birliği’nin (BİROY) çabalarıyla, İspanya, Şili ve Arjantin’de gösterilen filmlerinin telifini aldığını ifade ediyor Onan ve şöyle diyor: “Gezegende, telif haklarının ödenmediği ender ülkelerden biriyiz. Türkiye’deki tüm hükümetler döneminde, Kültür Bakanlığı oyuncuların telif haklarını erteledi. Biz oyuncular mevsimlik işçi gibiyiz. Bazen 15 gün çalışır, 3 ay işsiz kalırız. Ekonomik sıkıntılarımız da bundan ve ödenmeyen teliflerden.”

'SİGORTASIZ ÇALIŞMAMA GÖZ YUMAN DEVLET ÖDESİN'

aynur-2

Yıllarca sigorta primleri ödenmeden çalıştırıldığı için sağlık güvencesi yok ve emekli olamıyor. Keşanlı Ali Destanı müzikali turnesinden sonra, ağır bir bağırsak ameliyatı geçirmiş ve önüne bir borç senedi konulmuş. O an hissettiklerini şöyle anlatıyor: “Ben ağrılar çekerken ameliyattan önce karşıma bir senet çıkarıldı. Ne sigorta var, ne bir güvence. Seneti yere attım. Yıllardır benim sigortasız çalışmama göz yuman devlet ödesin’ diyerek. Daha sonra duyarlı bir doktor arkadaş ve Oyuncular Sendikası’nın müdahalesiyle ‘istisnai durum’ tespiti yapılarak ücret alınmamış.” Onan bu yaşadıklarının kendisine çok ağır geldiğini belirtiyor.

MEVZUAT GEREKİYOR

Ahmet Fuat Onan, oyuncuların telif hakları mağduriyetini her fısatta dile getiriyor, bunun için bir mücadele yürütüyor ve herkesi dayanışmaya çağırıyor. Telif hakları sorunu daha önceden Ayşen Gruda ve Eşref Kolçak gibi isimler tarafından da gündeme getirilmişti. Onan, bu sorunun gerekli mevzuatların çıkarılmasıyla bir an önce çözüleceğini belirtiyor.

ÇEKİRDEKTEN SİNEMACI

Sinema macerası, Sadri Alışık’ın siyah-beyaz filmlerinin Ankara’da oynadığı yıllara dayanıyor. O yıllarda henüz ilkokula giden Ahmet Fuat Onan, bir açık hava sinemasında çekirdek satıyormuş. “Anladığınız üzere ben çekirdekten sinemacıyım” diyor. Sinema macerasının başında siyah beyaz filmleriyle yer alan Sadri Alışık ile bir kez daha kesişmiş yolları. 2008 yılında Fikret Bey filmiyle, ‘Sadri Alışık Sinema En iyi Oyuncu Ödülü'nü almış.

12 MART’TA CEZAEVİNDE…

12 Mart 1971 darbesinde, 2 yıl cezaevinde kalmış. Sebebini şöyle açıklıyor: “O zamanın düşünce suçu olan 141. ve 142. maddelerden yargılandım.” 15 yıl ceza almış. 2 yıl cezaevinde kaldıktan sonra Anayasa Mahkemesi affıyla özgürlüğüne kavuşmuş. “Ustam” dediği Tiyatro Yönetmeni Vasıf Öngören’le aynı koğuşta kalmış ve ondan epik tiyatroyu öğrenmiş. İlk stand-up’ını cezaevi yıllarında Mamak Hapishanesi’nde bir Washington portakalı ile yapmış.

Sıkıyönetim mahkemelerinden az çekmemiş. O günlere dair bir anısını şöyle paylaşıyor: “Mahkemeye yeni tayin edilen bir albay hâkim vardı. Bir gün bir arkadaş ‘Bana işkence yaptılar hâkim bey’ dedi. Hâkim de ‘Belki de konuşturmak için yapmışlardır evladım’ demesin mi? Herkes güldü tabii. O zamanlar işkence çok doğaldı. Ama hâkim bey, bizim hapishaneden dayakla geldiğimizi görünce, artık buna dayanamadı ve istifa etti. Hakkını yemeyim dürüst bir insandı.”

ÖZGÜR SERÇE’NİN İLHAMI SEZEN’DEN

aynur3

Ateş Böceği” sinema filminin senaryosunu yazmış ve “Babaevi” dizisinin senaryo yazım grubunda yer almış. Edebiyatla da arası iyi… ‘Özgür Serçe’ isimli bir çocuk kitabı var. Öyküyü 1982’de yazmış ve ilhamını Sezen Aksu’dan almış. Kitabı resimleyecek bir illüstratör arıyor bu günlerde ve baskı için bir yayınevi…

PALYAÇOLUĞU OYUNCULUKTAN AYIRMIYOR

fuat .

1984 yılında ‘Sevgi Çocuk Evreni’ adından bir müzik grubu kurmuş. Sonra da İstanbul’da birçok yerde şenlikler düzenlemiş. Grupta kendisi de palyaçoluk yapmış ve çocuklarla şarkılar söylemiş. Palyaçoluğu asla oyunculuktan ayırmıyor. Bu mesleği çok önemsediğini her fırsatta vurguluyor. Dezavantajlı bölgelerde de palyaçoluk yapmış. 17 Ağustos 1999 Gölcük depremi ve Ekim 2011’de Van depreminden sonra bu bölgelerde çocuklar için gönüllü çalışmalara katılmış. Ayrıca, Sınır Tanımayan Palyaçolar’ın da üyesi.

Ahmet Fuat Onan, bu günlerde kulübesinde oturup iş bekliyor. En son Ocak 2016’da Şakir Gürzumar tarafından yönetilen ‘İstanbulnâme’ müzikalinde yer almış. Fakat o tarihlerde patlayan bombalar, ülkenin kültür sanat ortamını da etkilediğinden müzikal çok kısa bir süre sahnede kalabilmiş. İklim değişikliği gündeminde önemli bir yer tutuyor ve bununla ilgili Türkiye’nin her yerinde performanslar yapıyor. Ayrıca, şu sıralar pantomim sanatçısı Ulvi Arı ile birlikte bir proje hazırlığındalar.