Karaköy'ün kafe haritası: Hangi sokakta kim var?

DUVAR - İstanbulluların gözü bir kez daha, yıllardır yılan hikâyesine dönen kentsel dönüşüm projesinin 'hız kazandığı' Karaköy'de... Semtin sakinlerini uzun zamandır çıldırtan 'inşaat furyası', tarihi Yolcu Salonu ve Paket Postahanesi'ndeki yıkımla zirve yaptı. Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi çevre binalarda çatlak ve hasar oluştuğunu söylese de, Karaköy Limanı'na yanaşan tur şirketlerinden bir bir iptal haberleri gelse de, 'Galataport' adıyla bilinen Salıpazarı Kruvaziyer Liman Projesi tam gaz devam ediyor. Karaköy'ün tanıdığımız yüzü her gün değişiyor...

Esasında, Karaköy'deki kentsel dönüşüm/soylulaştIrma, 'Galataport'un ilk kazmasının vurulmasından önce başladı. İstiklal Caddesi'ndeki değişim, Beyoğlu'ndaki alternatif mekânların Asmalımescit'ten aşağı 'sürülmesi' derken, kendimizi semtin dar sokaklarında bulur olduk. Beyoğlu kendi içinde yeni bir alternatif yaratamadı; bu arada Karaköy'ün ünü de kulaktan kulağa yayıldı. Ne de olsa vapur iskelesine daha yakındı, fiyatlar fena değildi ve kendine özgü bir kimliği vardı. Yaklaşık beş yıl sonraysa, artık her köşede beton duvarlı, desenli karolu, endüstriyel dekorlu kafeler var; eskiden 'otantik' bulunan tornacılar, nalburlar fahiş devir paralarıyla yerlerini kafe, restoran ve butiklere bıraktı. Fiyatların da giderek yükseldiğini söylemek gerek...

'Ekonomik kriz' de Karaköy'e pek uğramamış görünüyor. Beyoğlu ve Bağdat Caddesi'nde kapanan dükkanlar haber olurken, son aylarda Karaköy’de de kendini hissettiren sakinlik sedece ‘kış rehaveti’ gibi görünüyor. Zira güneşin yüzünü azıcık göstermesiyle 'kafeler bölgesi' yeniden hareketlendi.

İşte, Kılıçali Paşa Cami-Necatibey Caddesi-Maliye Caddesi- Kemankeş Caddesi arasında kalan dar sokaklardaki 'kafeler haritası':

'İLK DURAK'

Semtin ağırlık merkezi, Kılıçali Paşa Mescidi Sokak. Otopark tarafından, eski Sahi’nin bulunduğu köşeden girdiğinizde önünüzdeki tercihler sırasıyla şöyle olacak:

• Bölgede çalışanların öğle yemeklerinde vazgeçmediği Kervan Karaköy Kebap Köfte; Kehribar Nargile ve Rose Nargile;
• Fiyatlarıyla biraz cep yaksa da şeker karşıtı duruşu ve balkabaklı ‘pumpkin spice latte’ ile gönül çelen, 2003 Türkiye Barista ve Alkollü Kahve Şampiyonu Serkan İpekli’nin yaratıcısı olduğu Lol Coffee Roasters;
• Sokağın ilk göz ağrısı, Karaköy’ün böylesine popülerleşmesinin öncülerinden Muhit;
• Hemen karşısındaki Gran;
• Eski Bando’nun yerine açılan, börekleri ‘en gerçek Boşnak böreği’ olarak yere göğe sığdırılamayan Bosnjak;
• Karaköy’ün en iyi üçüncü dalga kahvecilerinden Coffee Sapiens;
• Son dönemde popülaritesi lezzetinin önüne geçmeye başlayan Balthazar Steak House;
• Balthazar'a 'rakip' olarak yanına açılan, biraz daha geleneksel bir sunum ve dekorasyona, bir de terasa sahip olan Mezbaa Steak House;
• Hemen arkasındaki Küçük Kahve;
• Mezbaa’nın karşısında bugün-yarın kapılarını açmaya hazırlanan yeni bir steak house;
• Tadilattaki renkli ve tatlı ‘bakery’ Dan Din;
• Hemen yanında, fiyat-hizmet kalitesiyle beğenilen, burger-kumpir-waffle ekseninde bir menüsü olan Key;
• Karşısında etkileyici dekorasyonu sayesinde bir banka reklamına da ev sahipliği yapmış, yazın üzeri açılan bahçesiyle cezbeden, pita’lı seçenekleri tercih edilmesi gereken Pim Karaköy;
• Hemen yanındaki kendi pastanesi Pim Patisserie;
• İlk açıldığında odun sobasıyla Karaköy’ün eski bohem günlerini hatırlatan Odun;
• Yanında yeni açılan Frenk;
• Köşede Paprika.

'BARLAR SOKAĞI'

Devam edelim; çünkü Karaköy’ün ‘barlar sokağı’na geldik. Paprika’nın da köşesinde bulunduğu Yuva Sokak, bu yaz Karaköy gecelerinin en eğlenceli noktalarından biri olacağa benziyor. Sokaktaki mekânlar şöyle:

• Kokteyllerinin yanı sıra 80’ler-90’lar karması müzik seçkisiyle Funk,
• Sokağın en eskilerinden olup kahvaltısı kadar partileri de gidilesi Wom;
• Kadıköy, Caddebostan, Kaş ve Beylikdüzü’nün ardından Karaköy’de şube açan bira cenneti Ayı Pub;
• Çok değil iki sene öncesine kadar tavla-çay tutkunlarını ağırlarken bugün ‘yeni Karaköy’ kafasına devir olmuş Old Town.
• Tatlı ve tuzlu pancake tabaklarıyla meşhur Anda da bu sokakta.

SORRY, NOT SORRY: EN RENKLİ SOKAK

Yuva Sokak’ın, Paprika’nın bulunduğu başına geri dönelim; zira sırada, Instagram’daki Karaköy etiketlerinin birçoğuna ev sahipliği yapan, ‘Sorry, not sorry’ duvar yazısının artık bir minibüsün üzerine yazılı olduğu Murakıp Sokak var. Burası, Kılıçali Paşa Mescidi Sokak’taki kafeleri bölgenin diğer ağırlık merkezi Mumhane Caddesi’ne bağlayan bir geçiş yolu aslında. Üzerinde ne mi var?

• Her köşesindeki duvar yazılarının önünde fotoğraf/selfie çeken gençler;
• Karaköy’e ‘hipster’ kimliğini ilk kazandıran mekânlardan 'kapalı çarşı/pazar’ Souq;
• Kapanan 2 Coffee’nin yerine açılmak için gün sayan yeni bir kafe;
• Nargile ağırlıklı Ay Karaköy ve Galataporto.
• En sonundaysa, yeni açılan Nabu Hotel’in altında, sokağın köşesinde bulunan, humuslu pizzası mutlaka denenmesi gereken Nabu Cafe...

ÇORBACIDAN FRANSIZ TİPİ BRUNCH'A, 19 MEKÂN BİR SOKAKTA

Geldik Mumhane Caddesi’ne; yani neredeyse 20 mekâna ev sahipliği yapan sokağa… Yine otopark tarafından girelim; sırasıyla seçeneklerimiz şöyle:

• Yeni açılan ve Karaköy’ün kalabalıklaşmasından sıkılanlara eski, sakin ve ‘güzel’ günleri hatırlatan Kemankeş Cafe;
• Kahvaltısıyla da, ‘akşam kafası’yla da çevredeki birçok mekândan ayrışmayı bilen Naif;
• Hemen karşı köşede Köşebaşı ve Paşa Köfte;
• Sokağın devamında iskele tarafına yürümeden ‘baklavalanmanıza’ imkân tanıyan Güllüoğlu Üretim Tesisleri;
• İtalyan ağırlıklı bir mönüsü bulunan, daha ziyade ‘bar ortamı’ için tercih edilen Chez Moi;
• Eve hızlı servisiyle tanınan Burger Lab;
• Eklektik-endüstriyel dekorasyonu ve partileriyle geçmiş yazlara damga vuran Tükkan;
• Eski mahalle kahveleri Anchor ve Green Port;
• Muhit’le birlikte Karaköy’ün ilklerinden olarak ünlenen Ops Cafe;

• Hemen karşısında Fransız Geçidi’nin köşesinde, hafta sonu brunchlarıyla meşhur Mum’s;
• Onun karşısında restoran ‘eşi’ Pap’s; (Fransız Geçidi’ne daha sonra gireceğiz);
• Necatibey Caddesi’nde harika Lübnan yemekleriyle ün yaptığı 'büfe’yi restoranlaştırmaya hazırlanan Tahin’in ay sonunda açılacak yeni mekânı;
• 1867’de yılında inşa edilmiş Aya Andrea Kilisesi’nin konuk evinde ‘konuşlanan’, haliyle mimarisi ve dekorasyonuyla ilgi çeken Andrea;
• Eski Tohum’un yerine yeni bir şube açan, Eminönü’nden tanıdığımız Brew Coffeworks;
• Mahallenin çiğköftecisi;
• Beyaz yakalılar arasında da popüler olan Beşaltı Kirvem Tantuni;
• Kerevizden pancara aklınıza gelebilecek her şeyin çorbasını en lezzetlisinden yapan, ‘bol kepçeli’ Hebun Çorba Evi...

FRANSIZ GEÇİDİ

Dönelim, 1860’da inşa edilen ve adını, Karaköy Limanı’na yanaşan Fransız gemilerinin mallarını Galata’daki Fransız ticaret merkezine taşımak için kullanılmasından aldığı sanılan Fransız Geçidi’ne (Cite Français). Bu geçit bugün, Karaköy’ün en hareketli noktalarından biri. Mumhane Caddesi’nden girişinde, yukarıda da sözünü ettiğimiz gibi Mum’s ve Pap’s bulunuyor. Geçitteki diğer mekânlar şöyle:

• Pap’sın hemen yanında, Ops Cafe’nin restoran mantığıyla iki yıl önce açtığı Ops Passage;
• Soldaki ilk arada, gerçek İtalyan ‘gelato’su yapan Dondurmino;
• Üçüncü dalga kahveciler Short Black ve Espusomo Kahve;
• Fransız Geçidi’nin Kemankeş Caddesi tarafındaki girişindeyse, bir köşede mahallenin en eski kafe/restoranlarından Bej, diğer köşedeyse 40’ı aşkın çeşit rakı ve sayısız lezzetli mezesiyle ‘Meyhanecilik böyle yapılır’ dedirten Mâ’Nâ var.

'GEZİ KAFALI' PRESS'E UĞRAYIN

Sahil tarafına daha sonra ineceğiz; o nedenle dönelim üst sokaklara, Hoca Tahsin Caddesi’ne… Bu sokağa Karaköy İskelesi tarafından girdiğinizde seçenekler sırasıyla şöyle:

• Mönüsü veya ambiyansından çok konumu sayesinde müşteri kapıyor izlenimi veren Grigio;
• Kahveleri ve oreolu cheesecake’i kadar ‘Gezi kafası’ ve uygun fiyatlarıyla da tercih edilen Press;
• Karaköy’de ‘kahveciler patlaması’ yaşanırken çay kültürünü gündeme getirmeye (iyi ki de) cesaret eden Dem;
• Hande Yemer’in büyük tantanayla açtığı ‘Sebastian’ın eski yerinde konuşlanan ve kahvaltısı kadar sabaha dek süren partileriyle de adını duyuran Marjo.

ARA SOKAKLAR DA HAREKETLİ

Grigio’nun köşesinde bulunduğu Karanlık Fırın Sokak’ta, tarihi NATO Lokantası ve vegan mutfağıyla özlenecek olan Bi Nev’i’nin eski yerinde de, krep ve pancake ağırlıklı mönüsüyle Un bulunuyor. Dem’in köşesinde yer aldığı Baş Cerrah Sokak’taysa, 70’ler ve 80’lerden Türkçe şarkıları ve kokteylleriyle ‘kafa yapan’ Kapı ve Cafe Galerie & Art Atelier konuşlanmış.

INSTAGRAM 'FENOMENİ' FİL

Hoca Tahsin Caddesi’nden devam edip, Marjo’nun şemsiyelerini de geçince, Karaköy’ün bir diğer ‘ağırlık merkezi’ne geleceksiniz. Önce, ‘hipster yeşili’ ağırlıklı dekorasyonu, üst katındaki salıncağı ve kapısının önündeki bisikletiyle ilk açıldığında bir Instagram fenomeni haline gelen Fil çıkacak karşınıza. Fil’i Necatibey Caddesi’ne bağlayan sokakta, Verde ve Costa by Chef Bruno’yu göreceksiniz.

GEÇMEYEN UNTER-KARABATAK MODASI

Fil’in önünden devam edelim; karşınıza, meşhur Unter ve Karabatak çıkacak. Yemeklerinin kalitesi açıldığı günden bu yana bozulmayan ancak fiyatları biraz ‘yüksek’ bulunan Unter ile Avusturyalı kahve markası Julius Meinl’ın Osmanlı döneminde Karaköy Limanı’na getirilen kahve çekirdekleri için depo olarak kullandığı, bugün semtin en ‘moda’ kafelerinden birine ev sahipliği yapan Karabatak’ın bulunduğu ‘meydan’, Karaköy’ün en ‘piyasa’ noktalarından… Şu an üzerinde bulunduğunuz Ali Paşa Değirmeni Sokak’ın devamındaysa, yeni açılan İz Karaköy bulunuyor.

NAR DÜKKAN GİTTİ, NARGİLECİLER GELİYOR

Sokağın devamıysa, görünüşe göre bu yaz yeni bir nargileciler noktası olacak. Tarihi Karaköy Tavukçusu’nu geçtikten sonra, Rumelihisarı’ndan tanıdığımız, Karaköy’de epey popüler olmasına rağmen kapatan Nar Dükkan'ın eski yerinde artık Karaköy Nargile var. Biraz ilerideyse Sia Nargile…

ARAPOĞLAN SOKAK'A UĞRAYIN

Mitte.

Şimdi biraz ana caddeye çıkalım, zira Karaköy mekânları bu ara sokakları aşmış durumda. Necatibey Caddesi’nde Tophane tarafından Eminönü yönüne ilerlerken seçenekler sırasıyla şöyle:

• Sol kanatta Tahin;
• Sağda, esasında bir butik otel olmakla beraber kahvaltısı tercih edilebilecek Sub;
• İlerideki Kanaryalı Sokak’ta asmaların altındaki kafa dinleme mekânı Karınca Kafe;
• ‘Fine dining’in ve kulüp mantığının Karaköy’deki en iyi temsilcilerinden Mitte;
• Sağ kanatta yeni açılan Kava Kahve;
• Kava'nın köşesinde bulunduğu Arapoğlan Sokak’ta yazın şezlonglarından kalkmak istemeyeceğiniz Nano;
• Kokteylleri dillere destan Finn;
• Eski Gaspar’ın restore edilmiş taş binasında yine bir ‘fine dining’ mekânı olan Mon Ange.
• Arapoğlan Sokak’ın, Tophane tarafındaki mekânların kalabalığına karşı ‘rafine’ bir alternatif olduğunu söylemeli…

'GALATAPORT'UN KALICI YIKIMI...

Şimdi sahil tarafına, Galataport projesinin kendini en çok hissettirdiği Kemankeş Caddesi’ne dönelim. Burası, ‘korunması gereken kültür varlığı’ olarak tescilli Karaköy Yolcu Salonu’nun tamamının, Paket Postanesi binasının da cepheleri ‘korunarak’ iç kısmının 'aynısını inşa etmek vaadiyle', Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi’nin hemen karşısında ‘nazire’ yaparcasına yıkıldığı cadde… Galataport projesinin yol açtığı yıkım ve dönüşümün şu an için en belirgin olduğu, birçok binanın daha benzer biçimde ‘tadilat’ gördüğü cadde…

KARAKÖY LOKANTASI'NDAN ŞAŞMAYIN

Kemankeş Caddesi, yeme-içme mekânları açısından da ‘hipster’ cafelerden ayrışıyor. İskele tarafından sırasıyla seçenekler şöyle:

• Meraklılarının Çeşme’den tanıdığı ve Sofra London’ın yerine açılan Madeo;
• Kapanan Lokanta Maya’nın yerine dört ay önce gelen Nuran Karaköy;
• Hem öğlen hem akşam yer bulmanın giderek imkânsızlaştığı ve hiçbir zaman hayal kırıklığına uğratmayan Karaköy Lokantası;
• Fransız Geçidi’nin girişinde yukarıda adı geçen Bej ve Mâ’Nâ;
• 'Galataport' sonrası dönem için erkenden yer kapmış görünen Sushico;
• ‘Gece mekânları’ Drone, Goya ve Colonie…