Saadet Öğretmen dernek kurdu: Birlikte başaralım
Türkiye'nin gündemine oturan cinsel istismar olayını ortaya çıkaran Saadet Öğretmen dernek kurdu: "Çocukken yaşadıkları olayları anlatan kadınlar da var. Böyle bir dernek gerekliydi. Hep birlikte bunu başaralım..." Saadet Özkan, Suriyeli çocuklara da ulaşacaklarını söyledi.
DUVAR - İzmir'in Menderes ilçesindeki bir okulda yaşları 6 ile 11 arasında değişen 6 kız öğrenciye cinsel istismar olayını ortaya çıkartan Saadet öğretmen Mersin'de, 'Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği' (UCİM) açtı. Saadet Öğretmen ABD’den aldığı, 'Uluslararası Kadınlar Cesaret Ödülü'nün yanı sıra toplumun farklı kesimlerinden destek gelmeye devam ediyor.
Saadet Özkan açtıkları derneğin kuruluş amacını şöyle açıklıyor, “Beni arayarak çocukken bu gibi durumları yaşayan kadın mağdurlar da var. Bizler hem çocuklara, öğrencilere hem de kadınlara destek olmak için UCİM'i kurduk.”
'HEDEFİMİZ ÇOCUKLARI KORUYUP KOLLAMAK'
Özkan, UCİM'in kuruluş amaçlarının arasında, bireyin doğumundan ve büyüme dönemine kadar bireyin sağlıklı yetişmesine öncelik verdiklerini anlatıyor. Saadet Özkan, bu süreçte kendisine başvuruda bulunan, çocukken yaşadıkları süreçleri anlatan birçok kadın olduğunu söyleyerek böyle bir dernek açmanın gerekli olduğunu belirtiyor: “Sorunumuz sadece cinsel istismar değil, fiziksel, duygusal gibi birçok istismar türü var. Çocuklara hukuki ve psikolojik destek olmak zorundayız. Bu mağdurların rehabilitasyonlarını da gerçekleştirmek zorundayız. Hedefimiz, çocukları her türlü tehlikeden koruyup ve kollamak. Bunun yanında da korucu önlemler alıp bu durumu yaşayan öğrencilere ya da çocuklara destek olmak istiyoruz. Koruyucu önlemler alırken de rehber öğretmenler, öğretmenler, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, üniversiteler ve akademisyenlerden yardım alarak çok kapsamlı bir çalışmayı içine alacak.”
'EĞER EĞİTİMLE BAŞLARSAK...'
“Eğitimle başlarsak ve insanları bilinçlendirirsek bu anlamda aydın, kendini anlatabilen nesiller yetiştirebiliriz” diyen Özkan, kendilerine Türkiye'nin her yerinden başvurular olduğunu, tek başına bu durumun üstesinden gelmenin zor olduğunu da anlattı: “Çocuklarla iletişim halinde olmadan burada çocuklara büyük bir destek vermemiz zorlaşacak. Çok fazla doktor, hukukçu, öğretmen, psikiyatr ve psikologlardan büyük bir talep alıyoruz. Biz de devletle ortak bir şekilde çocuklara destek olursak daha güçlü bir şekilde bunu başaracağız. UCİM'i kurmadan önce her yere koşa koşa giderken uçak bileti lazım şu lazım bu lazım derken birçok insan işin içerisine girdi. Ülkemizin güzel insanları çok inanılmaz derece yüce gönüllü. Hep birlikte çalışacağız.”
'SURİYELİ ÇOCUKLARA DA GİDECEĞİZ'
Saadet Özkan, böyle bir derneğe ihtiyaç olduğunu söylerken, derneği neden açtıklarını da şöyle anlattı: “Beni birçok mağdur aradı. Sayının çokluğunu gördüğümde insan olarak tek başıma gücüm yetmedi. Mersinli işadamı Yücel Ceylan'a ulaştım. Bana destek verebileceğini söyledi. Şu an Mersin'de çok güzel bir kadro kurduk. Yücel beyin, her zaman söylediği bir cümlesi var: 'Hocam beni bu işe soktunuz, saçlarım beyazladı. Ne zor bir şeymiş bu...' Bizler birlikte çocukların rehabilitasyonu için, çocukları sinemaya, tatile götürmek ve çocukları ayakta tutmak için çok yardım aldık.”
Derneğin neden Mersin'de kurulduğu sorusuna ise Özkan, “Mersin Türkiye'nin küçük bir portresi gibi” yanıtını veriyor: “Türkiye'nin her bölgesinden insanları burada bulmak mümkün. Mersin'deki insanlar bizlere destek olmak için inanılmaz derecede istekli. Aynı zamanda Türkiye'nin tamamındaki mülteci çocuklarla da iletişim halinde olacağız. İç savaştan kaçmış çocuklarla iletişim halinde olacağız. Bu iş çocuklara şeker veya çikolata alarak çözülmez. Bu iş güzel gönüllü insanlarla birlikte o çocukların hayatlarına dokunarak çözülür. Çünkü o çocuklar bizlerle iç içe olacaklar. Bizler de o çocukları dışlayarak değil, kendi içimizde onlara yol göstererek okumalarını sağlamalıyız. Bahsettiğimiz bu çocuklar savaşta anne ve babalarını kaybetmiş, bazı çocukların kolları, bacakları kopmuş. Bu çocukların hikayelerini dinledim. Bu çocukların resimlerine baktığımda, 'Evet buraya gideceğim' dedim. Bütün çocuklar bizim çocuklarımız ve çocuklar siyaset üstüdür. Kaybetmekten korkanlar değil, mücadele edenler kazanırlar. Bu anlamda halkımızın desteğine ihtiyacımız var.”