Yeşil Gündem: Tavukçuluğa GDO bombardımanı!
Tavuklara verilen GDO'lu yem çeşidi 36'ya yükseldi... Fosil yakıtlara verilen sübvansiyonlar yüzünden yenilenebilir enerji yatırımı yapılamıyor... Çocuklar Trump'a neden dava açtı? Hepsi Yeşil Gündem'de...
DUVAR - Tavukçuluk endüstrisini bünyesinde toplayan Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği’nin (BESD-BİR) Biyogüvenlik Kurulu’na hayvan yeminde genetiği değiştirilmiş 3 soya ve 1 mısır çeşidinin kullanımı için yaptığı izin başvurusu kabul edildi.
Greenpeace'in internet sitesinde yer alan habere göre tavukçuluk endüstrisinin kabul edilen bu talebiyle Türkiye’de hayvan yeminde izin verilen genetiği değiştirilmiş mısır ve soya sayısı 36’ya yükseldi.
Greeenpeace, tavukçuluk endüstrisinin sırada bekleyen 20 GDO çeşidi için daha izin talebinin sırada beklediğine vurgu yapıyor.
KAMUOYU GDO'YLA BESLENEN TAVUKLARA TEPKİLİ
Uluslararası çevre örgütü doğal koşullardan uzak, yapay şekilde yetiştirilen tavuklarla ilgili kamuoyunda ciddi bir tepki duyulduğunu ifade ediyor. Greenpeace kamuoyunun artık GDO'lu, ilaçlı, antibiyotikli; her bir hayvana bir A4 kağıdı kadar yer düşen 'hapishane koşulları'nda tavukçuluk yapılmasını kabullenemediğini vurgulayarak tavukçuluk endüstrisinin GDO ithalatı yerine, yerel kaynakları kullanan, çevre ve insan sağlığına duyarlı, hayvan haklarına saygılı sürdürülebilir bir üretim modeline geçiş yapması gerektiğini söylüyor.
Greenpeace, Türkiye'nin böyle bir üretimi yapacak tarım topraklarına fazlasıyla sahip olduğunu söyleyerek son 15 yılda Türkiye’nin kaybettiği toplam tarım arazisi 3 milyon hektar olduğunu ifade ediyor. Söz konusunu arazi alanı 3 Kıbrıs adası büyüklüğüne denk geliyor.
Fosil yakıtlar 5 trilyon dolarlık yük yaratıyor
Fosil yakıtların iklim değişikliğine sebep olmanın dışında ekonomik bütçelere de ciddi yük bindirdiği ortaya çıktı. Dünya Kalkınması (World Development) dergisinin yayınladığı bir araştırmaya göre küresel olarak fosil yakıtlara verilen teşvikler hesaplandığında 2013 yılında yapılan toplam sübvansiyonların 4.9 trilyon dolar olduğu ortaya çıktı. 2013'ten sadece iki sene sonra ise bu rakam 5.3 trilyona kadar çıktı.
YENİLENEBİLİR ENERJİ YATIRIMI YAPILAMIYOR
Araştırmayı yapan bilim insanlarına göre bu teşviklerle hem çevreye hasar veren yatırımlar desteklenmiş oluyor hem de bu kirli kaynaklara harcanan para çok fazla. Bu durum, dışarıdan destek gören enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji girişimcilerinin hevesini kırıyor.
Guardian gazetesinin haberine göre bu kadar maliyetli olmasına rağmen teşviklerde vazgeçilmemesinin en temel sebebi tüketicinin bu konuda yeterince bilinçli olmaması. Dünya Kalkınması araştırmacıları fosil yakıt kullanan tüketicilerin faturalarına küresel ısınmaya bağlı maliyetlerin ve hava kirliliği nedeniyle yaşanan ölümler gibi maddelerin de eklenmesi gerektiğini düşünüyor.
Çocuklar ve gençler 'iklim adaleti' istiyor
ABD’nin çeşitli eyaletlerinde yaşayan 21 çocuk ve genç kürsel ısınma ve iklim değişikliğine karşı harekete geçmedikleri ABD başkanı Donald Trump'a karşı dava açtı. Dava açan grup içinde en küçük çocuk 9 yaşında. Hükümete dava açan gençler istikrarlı bir iklim ve sağlıklı bir atmosfer ortamından hem mevcut hem de gelecek kuşakların istifade edebilmesini hedeflediklerini söylüyorlar.
Hükümete karşı ilk dava 2015 yılında Oregon eyaletinde Obama yönetimine karşı açılmıştı. Our Children Trust (Çocuklarımız Güvencemiz) adlı STK arafından temsil edilen çocuklar 29 Nisan'da Washington'daki büyük İklim Yürüyüşü'ne de katılmıştı.
Davacı gençlerden biri olan 16 yaşındaki Xiuhtzcatl Martinez, "Birileri bizim sesimiz olsun diye beklemeyeceğiz" diyor. On yıllardır dünyanın yaşayabildiğimiz tek gezegen olduğunu yok saydığımızı söyleyenen Martinez, " Bu yüzden bugün yaşadığımız sorunları da aynen biz miras alacağız. İklim değişikliğinde ana paydaşın gençler olduğunu söylüyoruz ama seslerimiz yok sayılıyor" diyor.
'SÜREKLİ KABUSLAR GÖRÜYORUM'
En genç davacı olan Levi Draheim ise sürekli evlerinin sular altında kaldığına dair kabuslar gördüğünü söylüyor.
Çocuklar tarafından açılan davada iklim değişikliğinin özgürlük, yaşam ve mülkiyet haklarını ihlal ettiğini savunuyor. Davaya bakan avukatlar çocuklara yönelik ayrımcılık yapıldığını savunarak yaşları genç olduğu için iklim değişikliğinin esas sonuçlarını bu çocukların yaşayacağını söylüyorlar. Trump yönetimine açılan davanın temelinde yaşanabilir bir iklim düzeninin bir hak olduğun ve temiz havanın da kamuoyu güvenliği için gerekli olduğu ifade ediliyor.
Yeşilist'ten Görkem Gömeç'in haberine göre dava süreci devam ediyor olsa da, geçtiğimiz Temmuz ayında dava hakkında geçici bir ara kararı alındı. Bu karanın arkasında ise Trump hükümetinin daha önce çok nadir durumlarda kullanılan bir başvuru hakkını kullanması var. Çevre aktivistleri 350. org'un kurucusu Bill Mc Kibben ve gazeteci Naomi Klein bu davanın gezegenin en önemli hukuk mücadelesi olduğunu ifade ediyorlar. Davacılar hükümetten kapalı bir iklim değişikliği planı istiyor. Gençle eğer seslerini duyurmayı başarırsa mahkemeler standart bir karbon salım limiti seviyesi belirleyecek
.