Samimiyetinizi göstermenin beş kolay yolu
Güvenmek ve güvenilmek, modern çağın en karmaşık sorunlarından birini oluşturuyor. Uzmanlar bu sorunu aşmak için bazı ipuçları sunarak hayatınızı kolaylaştırmanızı öneriyorlar.
Douglas Heaven *
Birisiyle tanıştığınız zaman temkinli olmak akla yatkın bir tavır. Öte yandan, çoğu insanın aslında güvenilir ve güvenmeye hazır olması da şaşırtıcı bir gerçek. Kaliforniya’da bulunan Claremont Graduate Üniversitesi’nden bilim insanı Paul Zak, on yıldan uzun bir zamandır güven duygusuna ilişkin beyindeki kimyasal faktörleri araştırıyor. Zak, oksitosin hormonunun güvenilirliği ölçmede önemli bir rol oynadığını keşfetti: Süreç, göz teması, beden dili ve hatta koku gibi ince sinyaller dâhil olmak üzere, geniş bir dizi etken tarafından gerçekleştiriliyor.
İlk temasta güven oluşturmak için bu etkenler rol oynuyor; ancak yeni tanıştığımız biriyle daha derin bir güven ilişkisi kurmak için biraz zaman geçmesi gerektiğini düşünüyoruz. Kaybedecek çok zamanınız olmadığında (o an için kararınıza güven sağlamak konusunda bir aileyle konuşmak zorunda olan bir cerrahsanız veya her gün yeni bir müşteriyi bir işlem konusunda yetkin olduğunuza ikna etmek zorunda olan bir stand görevlisiyseniz) kullanabileceğiniz birkaç kısa yol mevcut:
1. İnsanlara sarılın
Zak insanlarla tanıştığında onlara sarılma hamlesini yapıyor; hatta karşısındaki bir polis olsa bile. “Polisleri kurşun-geçirmez yelekleri içerisindeyken kucaklıyorum ve bu davranışımı seviyorlar, yüzleri gülüyor,” diyor. “Onlara, beyinlerini ‘hack’lediğim (ele geçirdiğim) için herkesin beni sevdiğini söylüyorum.” Bu davranıştaki beceri, insan ilişkileri konusunda sahip olduğumuz kimi derin ama basit varsayımlardan yararlanmak üstüne kurulu. Zak, “tipik olarak, sadece sevdiğiniz insanlara kucak açarsınız,” diyor. Dolayısıyla birine sarılmak, iki tarafın da diğerine karşı daha olumlu duygular hissetmesine yol açabilir.
2. Yakınlık gösterin
İnternet üzerinde gerçekleşen etkileşimlerimiz çoğaldıkça, fiziksel temas hayatımızda azalmaya başladı. Zak, “yüz yüze görüşürken yaşadığımız içtenlik hissi ihtimalini hiçbir şeye değişemeyiz,” diyor. Ancak sahte samimiyet gösterileri için kullanılan farklı yollar da mevcut. Mesela internet üzerinden bir şeyler satıyorsanız, ilanınıza el yazısı bir not ekleyin. Alıcının size ilişkin hislerini (olumlu yönde) değiştirebilir ve daha iyi bir izlenim bırakma ihtimalini arttırabilir.
Birçok şirket, aynı zamanda, bizimle adeta samimi bir ilişki içinde olduklarını göstermek için, ilk adımızla hitap ederek ve samimi veya eğlendirici bir dil kullanarak, yazar Leigh Alexander’ın “samimiyet ekonomisi” olarak adlandırdığı bir yanılsama yaratırlar.
3. İtibarınızı gösterin
Çevrimiçi iş yapmada güven sağlayan ana unsur itibarınızdır. Paylaşım ekonomisindeki patlama, Airbnb (kısa süreli konaklamalar için oda veya kalacak yer bulmaya yarayan bir internet platformu) ve eBay gibi platformların da temelini oluşturmuştur; bu bağlamda, ürünlerin incelenme sayısı sayesinde bir kişinin ne kadar güvenilir olduğunun görülmesi mümkündür. Bir kişinin hakkındaki olumlu yorumlar fazlaysa, daha az sayıda inceleme ve yorum alan birine veya hakkında kötü yorumlar olanlara oranla daha fazla insanın güvenini kazanma olasılığı vardır.
Ancak bu kötü yorumlar her zaman “kötü haber” anlamına gelmiyor. Bir Airbnb ev sahibinin fazla konuştuğundan yakınan bir yorum, yeni insanlarla tanışmak isteyen bir insanın gözünde artı puan olabilir. Airbnb Güven ve Risk Yönetimi Direktörü Nick Shapiro’ya göre bu bilgiler kısaca, insanların bilinmeyen kişilerle tanışmış gibi hissetmemesini ve “bilinmeyen tehdit” hislerini aşmasını sağlıyor.
4. Zayıf yönlerinizi göstermekten çekinmeyin
Kendinizden emin veya iddialı görünüyorsanız, daha güven verici birisi olarak algılandığınızı düşünebilirsiniz. Ancak bazen bir sorununuz olduğunu kabul etmek ve yardım istemek (güven sağlamak açısından) daha etkili olabilir. Yeni bir kitap olan “Güven Faktörü: Yüksek Performanslı Şirket Yaratma Bilimi”nde Zak, yöneticilerin her zaman en iyi özelliklere sahip olduklarını düşünmek yerine, mağlubiyetleri de kabul etmelerini ve mümkün olan çözümler konusunda çalışanlarından daha fazla bilgi almalarını öneriyor. “Dürüst iletişim, zayıf görünmemeye çalışmaktan çok daha etkilidir,” diyor Zak. Bunun, siyasi liderlerin de öğrenmesi gereken bir ders olduğunu ifade ediyor.
5. Öncelikle başkalarına güven duyun
Neticede, güven güveni doğurur. Yapılan araştırmalar, insanların oksitosin (duygularımızın otonomik kontrolünün olduğu beyin bölgelerinde yer alan hormonun adı) artışı yoluyla güven seviyeleri yükseldiğine, diğerlerine güvenmeye daha da eğilimli hale geldiklerini gösteriyor. Bu biyolojik mekanizmalar, muhtemelen tüm insan topluluklarında mühim bir davranış biçimi olan işbirliğini teşvik edecek biçimde gelişti. Şayet tüm girişimleriniz başarısız olursa, durumu kabullenin ve yeni birisine yönelin.
* Yazının aslı New Scientist sitesinde yayınlanmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)