'Plastiğe sıfır tolerans' yolda

Türkiye'nin de dahil olduğu gelişmekte olan ülkeler güneşe yöneliyor. Plastik atıklar konusunda uluslararası düzenleme geliyor, Türkiye'de ise Buket Uzuner'den mektup var. İngiltere, ABD ve Japonya'da elektrikli araba benzinli arabadan ucuz. Hepsi Yeşil Gündem'de...

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - BM Çevre Zirvesi'nde plastiklere sıfır tolerans politikasında uzlaşma sağlandı. Şu anda gemilerin denize plastik boşaltmaları yasaklanmış durumda ama karadan gelip deniz üstünde dağlar oluşturan plastik yığınları için uluslarası hukuki bir düzenleme henüz yok .

Gelcek hafta BM ülkelerinin çevre bakanlarının yapacağı toplantıda plastik konusunda genel bir anlaşma metni üzerinde uzlaşmaya varması bekleniyor. BM'nin halihazırda 2025'e kadar plastik atık oranını ciddi oranda düşürmeyi hedefliyor. Şimdi de Norveç uzun vadede sıfır plastik atık hedefini ortaya koyuyor. İngiltere'den ise Dışişleri bakanı Philip Hammond tek kullanımlık bardaklar, kahve fincanları ve poşetlere 5 pennylik ek vergi koymayı planladıklarını açıkladı.

BUKET UZUNER'DEN COCA COLA'YA PLASTİK MEKTUBU

Çevreyle ilgili en büyük küresel STK'lardan Greenpeace ise ünlü yazar Buket Uzuner tarafından kaleme alınan mektubu yayınlayarak denizleri plastikten kurtarmak için imza kampanyası başlattı.

Buket Uzuner kampanya mektubunda şöyle diyor:

" İşten veya okuldan yorgun argın eve dönerken yolda sizi heyecanla çevirip şöyle desem: Affedersiniz, acaba haberiniz oldu mu; bugün çok kötü bir şey duydum, Önce meraklanırsınız, 'Denizlerimize her dakika bir kamyon dolusu plastik dökülüyormuş! Şu anda biz konuşurken oluyor bu iş, şimdi mesela.' Büyük olasılıkla deli miyim diye, dikkatle yüzüme bakarsınız.

'Bilim insanlarına göre denizlerimize her yıl 12 milyon ton plastik döküyoruz. Bizim BEŞ dakika kullanıp attığımız o plastik şişeler, kutular, torbalar, tabiatta yüzlerce yıl erimeden kalıyor ve binlerce canlı türüne zarar veriyor. Üstelik sadece başka canlılara değil, sonunda dönüp bizi de vuruyor.”

Uzuner, mektubun devamında bu gezegenin bizim evimiz olduğunu söyleyerek şunları söylüyor:

"Eğer biz bu konuşmayı yaptığımız sırada Ankara, Kayseri, Çorum, Gaziantep, Konya, Diyarbakır gibi denize kıyısı olmayan bir şehirdeysek:

'Ne denizi, bizim denizimiz yok ki!'' diye benimle eğlenebilirsiniz. Ya da 'bizim denizlerimize mi?' diye şaşırırsınız. Denizlerimiz; Akdeniz, Kızıldeniz, Atlas, Pasifik, Hint Okyanusları falan... Bizim denizlerimiz, bizim gezegenimiz...

'Bırak bu süslü sözleri. Zaten yorgunum, bırak evime gideyim, yemeğimi yiyip, ayaklarımı uzatayım, biraz dinlenip internete gireyim, oyun oynayıp veya film izleyip eğleneyim, sonra da uyuyayım. İşim gücüm var benim. Hayatımı kazanıp aileme bakacağım. Çocuklarımın geleceğini düşünüyorum ben! -eğer öğrenciyseniz- Daha ödevlerim, sınavlarım var benim. Okulu bitirip iş arayacağım, kendi hayatımı kuracağım. Ohoooo, çok ciddi işlerim var benim!' Böyle diyeceksiniz, büyük olasılıkla çoğunluğunuz böyle diyeceksiniz.' Fakat durun! Burası, bu gezegen bizim evimiz, evimizdeki tüm sular bizim denizlerimiz; yaşadığınız şehirde deniz olmasa da denizlerdeki hayatın devamlılığı, yediğiniz içtiğiniz ve soluduğumuz havayla, hatta gıdalarımızın yuvası toprakla yakından ilişkili."

Buket Uzuner'in plastik şişelere dikkat çekmesinin sebebi ise denize en çok attığımız plastik çeşidinin tek kullanımlık plastik şişeler olması.  Şu anda dünyada her dakikada tam 1 milyon plastik şişe satılıyor. Her yıl üretilen 500 milyar plastik şişenin yarısından fazlası sadece tek kullanımdan sonra çevreye atılıyor, oradan da sahillere, denizlere karışıyor.

Greenpeace’in son raporları dünyanın en büyük alkolsüz içecek şirketlerinin her yıl 2 milyon ton plastik şişe ürettiğini gösteriyor. Bu şirketlerin en büyüğü olan Coca-Cola, her yıl 110 milyardan fazla tek kullanımlık plastik şişe üretiyor ve bu da saniyede tam 3400 şişe anlamına geliyor. Bu yüzden Greenpeace, Coca Cola'nın  Coca-Cola tek kullanımlık plastik üretimini azaltması, yeniden kullanılabilir ambalajı öncelik haline getirmesi ve yeniden kullanıma dayalı dağıtım sistemleri geliştirmesi için imza kampanyası yapıyor.

PASİFİK OKYANUSU'NDA 100 MİLYON TON PLASTİK

Son yarım yüzyıl içinde plastik üretimi istikrarlı bir biçimde artıyor. 2013 yılında dünyada 299 milyon plastik üretildi. Bu rakam 2012 yılındaki üretimden yüzde 4 daha fazlaydı. Her yıl okyanuslarda 8 milyon metre ton  plastik okyanuslarda birikiyor. bu rakamda bir sahilde yürüdüğümüz her adımda 100 poşete rastlamamıza denk geliyor.  Uzun süredir bir plastik çöplüğü haline gelmiş olan Pasifik Okyanusu'nda 100 milyon tonluk bir yığın bulunuyor. Denizlerdeki plastikler 30 metre derinliğe kadar çöküp su ekosistemlerini tahrip edebiliyor.


Gelişmekte olan ülkeler güneşte rekor kırıyor

 Bloomberg Yeni Enerji Finansmanı (BNEF) kuruluşu tarafından yayımlanmış olan kapsamlı bir araştırmaya göre , 2016’da fotovoltaik güneş santrallerinin  kurulu gücü az gelişmiş ülkelerde yeni rekorlar kırdı.

İklim İncelemesi 2017 (Climate Scope 2017) başlıklı rapora göre yeni güneş enerjisine dayalı elektrik üretim kapasitesi gelişmekte olan piyasalarda son derece büyük bir hızla büyüyor. BNEF tarafından yayımlanan ve gelişmekte olan kilit ülkelerde temiz enerji faaliyetlerini ele alan kapsamlı çalışmaya göre, bu büyümenin arkasında milyonlara enerji erişimi sağlayan düşük fiyatlı ekipman ve yenilikçi uygulamalar yatıyor.

Şangay’da düzenlenen BNEF Enerjinin Geleceği Zirvesi’nde açıklanan yıllık Climatescope araştırmasına, 71 tane gelişmekte olan ülke dahil edildi. Türkiye'nin de dahil olduğu bu ülkeler,küresel gayrı safi hasılanın yüzde 32,5'unu ve nüfusun da 72,4'ünü elinde tutuyor.  Araştırma yapılan ülkelerde 2016 yılı içinde toplam 34 gigawatt (GW) kurulu gücünde yeni güneş enerji santrali devreye sokuldu. Yeni güneş santrali kurulu gücü 2015 yılında 22 GW, 2011 yılında ise 3 GW idi. Toplam kümülatif güneş enerjisi kurulu gücü bir yıl içinde  yüzde 54 artarken, üç yıl içinde de en az üç misli artış yaşandı. Sadece 2016 yılında devreye sokulan tesislerin güç kapasitesi, Hindistan’da 45 milyon konutun ya da Peru veya Nijerya’daki tüm konutların toplam yıllık elektrik ihtiyacını karşılamaya yetiyor..

2016 yılında eklenen 27 GW’ın büyük kısmı açık arayla Çin’e ait.  Hindistan fotovoltaik kurulu gücüne 4,2 GW eklerken, Brezilya, Şili, Ürdün, Meksika, Pakistan ve dokuz ülke 2016 yılında fotovoltaik kurulu gücünü en az iki misli artırdı. Genel olarak bakıldığında güneş enerjisi, Climatescope’un listeye dahil ettiği ülkelerde geçen yıl eklenen tüm yeni elektrik üretim kapasitesinin yüzde 19’unu teşkil etti. Bu oran 2015’te yüzde 0,6, 2011 yılında ise yüzde 2 idi.

Bugün Afrika’da 1,5 milyondan fazla evde, mobil ödeme finansman planıyla satın alınmış ev tipi güneş enerji sistemi kullanılıyor. 2015’in sonunda bu rakam sadece 600 bin idi. Afrika’nın güneş enerjisi finansman piyasasında bu iş modeli artık niş bir model olmaktan çıktı ve bu yıl en büyük anlaşmalardan bazılarını gerçekleştirdi. Güneş enerjisi, nihai tüketici finansmanı ve akıllı teknoloji kombinasyonu evleri aşarak çiftliklere ve bağlantı merkezlerine yayılıyor. Örneğin, Hindistan’da güneş enerjisiyle çalışan sulama pompalarının sayısı, Nisan 2014’teki 12 bin iken, Mayıs 2016’da 128 bine yükseldi.

BNEF Amerika Direktörü Ethan Zindler araştırmayla ilgili yaptığı açıklamada  “Fotovoltaik modül fiyatlarındaki büyük düşüşün yansımaları gelişmekte olan ülkelerde devam ediyor. Bu, şebekeye elektrik sağlayan milyon dolarlık projelerden çiftçilerin daha iyi sulama sistemleriyle verim artırmasına ve internete bağlanmasını sağlayan küçük ölçekli kurulumlara kadar birçok fırsat yaratıyor”. dedi.

TÜRKİYE İLK KEZ DAHİL EDİLDİ

BNEF'nin yıllık olarak hazırladığı Climatescope raporund Türkiye bu sene ilk defa yer aldı.  2017’ye göre Türkiye aldığı 1,58 puan ile listede 15. sıraya yerleşti. Listenin ilk sırasında 2,52 puanla Çin yer alıyor. BNEF, 42 veri göstergesi ve 179 alt göstergeyi baz alarak, her ülkenin 0 ile 5 arası puanını belirliyor ve ardından bu ülkeleri sıralıyor.

Listedeki ülkeler arasında yer alan Senegal'in puaanı 2016'da imza attığı temiz enerji ihaleleri sayesinde 0,59'dan 1,68'e yükseldi. Mısır ise yeni yaptığı tarife garantisi düzenlemeleriyle 0,44 olan puanını 1,41'e yükselterek 19. sıraya yerleşti.

Türkiye’nin en yüksek puan topladığı alan ise Düşük Karbonlu Şirketler ve Temiz Enerji Değer Zinciri (Değer Zinciri Parametresi) oldu.

Kolaylaştırıcı Yasal Çerçeve’de ise Türkiye 1,30 puanla 33. sırada yer aldı. Türkiye bu puanı temiz enerji hedefi, enerji ihaleleri ve tarife garantileriyle aldı. Yeni piyasa reformları ve sistemin bağımsız elektrik üreticilerine nispeten açık olması da puanını destekledi. Türkiye'de emiz enerji üretim kurulu gücü 2016 yılında 2GW artarak, 14,5GW’a çıktı.

Türkiye Temiz Enerji Yatırımı ve İklim Finansmanı ise dünyada 20. oldu. Sektöre yapılan yeni fon akışı puana yansıdı. 2016 yılında, büyük kısmı rüzgar ve jeotermale olmak üzere, yaklaşık 1.6 milyar  dolar yatırım yapıldı ve yatırım toplamı 2012’den bu yana yüzde 17 artarak 10,8 milyar ABD doları oldu.

Türkiye Değer Zinciri iyi bir performans sergiledi ve gelişmiş temiz enerji sektörü sayesinde dünya sıralamasında 9. sıraya oturdu. Türkiye’de rüzgar türbini kanadı imalatından biyoyakıt üretim ve dağıtımına kadar 36 farklı tedarik zinciri ve 20 tür hizmet tedarikçisi bulunuyor.

Türkiye Sera Gazı Yönetimi Faaliyetleri’nde ise 29. sırada yer aldı. Türkiye bu puanı sera gazı emisyonlarını 2012 referans senaryoya göre yüzde 21 azaltım hedefinin yer aldığı Ulusal Katkı Beyanı ile aldı. Yerli iklim değişikliği politikalarına sahip olmaması ise Türkiye’nin puanını düşürdü.


Elektrikli araba artık daha ucuz

İngiltere ABD ve Japonya'da elektrikli arabalar benzinli ve dizel arabalardan daha ucuz hale gelmiş durumda.

Elektrikli arabalarda özellikle yakıt maliyetinin olmaması elektrik gücünün benzinin maliyetinden daha ucuz olması yıllık maliyetlerinin yüzde 10 daha ucuz olmasını sağlıyor. Trafiğin yoğun olduğu anlarda benzin motoru yerine elektrik motorunu devreye soktuğu için cazip görülen  hibrid arabalar ise prize takılamadığı için benzinli ve dizel arabalardan daha pahalı.

İngiltere'de elektrikli arabalar 5 bin sterlin (6736 dolar) teşvik alırken ABD ve Japonya'da ise 6500 sterlin (8756 dolar) teşvik alıyor.  Leeds Üniversitesi tarafından yapılan araştırmaya göre 2020 yılında Renault'nun 2025 yılında da Nissan'ın elektrikli araçları ucuzlayacak ve artık teşvike ihtiyaçları olmayacak. İngiltere'de, hava kiriliğine dair duyarlılığın da atmasıyla şimdiden dizel araba satışları yüzde 30 düştü, elektrikli otomobil satışları ise yüzde 37 yükseldi.

EN BÜYÜK PAZAR ÇİN OLACAK

Hava kirliliği konusunda en büyük sıkıntı yaşayan ülkelerden biri olan Çin'in elektrikli arabalarda en büyük pazarlardan biri olması bekleniyor. Sektördeki büyüme aslen bir cep telefonu bataryaları üreticisi olan BYD, Geely ve Beijing Auto gibi markalar vasıtasıyla gerçekleşiyor.