Sağlık ve çevrede plastik alarmı!

İçtiğimiz suyun içinde de plastik parçaları çıkınca sağlık ve çevre kuruluşları alarma geçti. Dünyanın çeşitli ülkeleri plastik kullanımını sınırlandırmanın yollarını arıyor. Nasıl mı? Cevabı Yeşil Gündem'de...

Google Haberlere Abone ol

DUVAR -  Gazetecilik kuruluşu Orb Media tarafından geçen hafta 9 farklı ülkeden 250 plastik su şişesinin incelenmesinin ardından her bir litre suda ortalama 10 plastik parçacığının bulunduğu, her birinin de insan saçından daha kalın olduğu ortaya çıkmıştı. WHO'nun küresel su ve kanalizasyon işleri koordinatörü Bruce Gordon, bir ömür boyunca plastiklere maruz kalmanın önünde sonunda bir etkisi olacağına vurgu yaparak parçacıkların içinde ne kadar zararlı bileşen olduğu ve insan vücuduna ne derece etki ettiği konusunda kapsamlı bir araştırma bulunmadığına dikkat çekti.

PLASTİK SAĞLIĞIMIZI NASIL ETKİLİYOR?

King's College Üniversitesi Çevre ve Sağlık Merkezi'nden Stephanie Wright ise "Şu andaki önceliğimiz ne kadar mikroplastiğe maruz kaldığımız ve vücudumuza neler olduğunu anlayabilmek." diyor. Wright söz konusu mikro parçacıkların kan dolaşımına girip akciğerde birikebileceğini veya lenf sistemine geçebileceğini söylüyor. Plastiğin çözünemediğini hatırlatan Wright dolaşıma giren parçacıkların yerel dokuya da zarar verebileceğini ifade etti. Plastik şişeden su içmenin tehlikeli olup olmadığı sorusunu ise New York Eyalet Üniversitesi'nden Sherri Mason, "Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (ADHD), belli tip kanserler, otizm ve düşük sperm sayımı gibi sağlık sorunları ve hastalıklarla sentetik plastikler arasında bir bağlantı olduğu  biliniyor." şeklinde cevap veriyor.

Euromonitor verilerine göre her dakika bir milyon, her saniye 20 bin plastik şişe satın alıyoruz. Sadece 2016 yılında 480 milyar plastik şişe satılmış. Orb Media grubu araştırmasında, Aqua (Danone), Aquafina (Pepsi),  Dasani (Coca-Cola), Epura (Pepsi), Evian (Danone), Nestlé Pure Life (Nestlé), ve San Pellegrino (Nestlé) gibi büyük markaları mercek altına aldı. Bu gelişmenin ardından Dünya Sağlık Örgütü (WHO) plastiğin insan sağlığı etkileri üzerine bir çalışma başlatacağını açıkladı. Tüketiciler tarafından alınmış olan bu şişelerin 110 milyarı Coca Cola firmasına ait ve söz konusu plastiklerin sadece yüzde 7'si yeni şişeye dönüşmüş. Halihazırda plastiklerin yüzde 50'sinden daha azı geri dönüştürülmek üzere toplanıyor.

PLASTİK ÜRETİMİ VE TOPLANMASI MODERNİZE EDİLECEK

Bütün bu gelişmelerin ardından harekete geçen ülkeler ve kurumlar da oldu tabii ki. Avrupa Birliği (AB) tek kullanımlık plastiklere karşı topyekun bir savaş açtı. Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans, kullan at türü plastikler konusunda şimdi harekete geçilmezse elli sene içinde denizlerde balıklardan daha çok plastiklerin olacağını vurguluyor. Bu yüzden AB, 2030 yılına kadar plastik materyallerin yüzde 55'inin geri dönüştürülebilir olmasını ve 2026 yılına kadar senelik kişi başı plastik torba kullanımının kişi başına 90 torbadan, kişi başı 40 torbaya düşmesini hedefliyor. Avrupa, Çin'in plastik atık ithaline yönelik getirdiği yasaktan sonra plastik üretimini ve toplanmasını modernize edebilmek için 350 milyon euroluk bir fon ayırmayı planlıyor. AB ayrıca, kıtadaki ülkelerin denizdeki plastik çöp miktarını takip edip, düşürme yükümlülüklerini yerine getirebilmeleri için 100 milyon euroluk ayrı bir bütçeyi kullanıma sokuyor. Buna ek olarak Avrupa'nın en önemli rock festivallerinden biri olan Glastonbury'de plastik şişe kullanımı yasaklanıyor. Son olarak Tayvan da 2019 yılından itibaren kademeli olarak itibaren plastik pipetlerin mağazalarda satışı ve restoranlarda kullanımını yasaklamaya hazırlanıyor. 2025 yılında çanta kupa ve mutfak kapları da dahil bütün plastik materyaller için yüksek ücretler koymayı planlayan Tayvan, 2030 yılında da plastikleri tamamen tedavülden kaldırıp yerine geri dönüşebilen ve biyoçözünür materyalleri kullanıma sokan bir sistem öngörüyor.

Bütün bu adımlara rağmen yasakların çözüm olmayacağını savunanlar da var. Aberystwyth Universitesi'nde doktora araştırmacısı olan Martin Burgess, meseleye bir emisyon azaltım hedefi olarak yaklaşarak 2017 yılının Ekim ayında Galler Meclisi girişiminde (Welsh Assembly) gündeme gelmiş olan kişisel karbon hesabı önerisinin ciddiye alınması gerektiğini söylüyor. Kişisel karbon hesabında, hükümetler bireylere her ay bedava karbon puanı veriyor. Araba kullanmak, yaşanılan evin çeşidi gibi değişkenlere göre bu puanlar giderek azalıyor ve en sonunda bedava limitini aşan tüketici ekstra bir ücret ödemek zorunda kalıyor. Burgess, bu yöntemle hem basit hem de etkin bir biçimde hem İngiltere'nin kendisinde hem de kürsel düzeyde emisyon salımlarının önüne geçilebileceğini söylüyor.

Kaynaklar: 

http://www.bbc.com/news/science-environment-43389031

https://www.theguardian.com/environment/2018/mar/15/microplastics-found-in-more-than-90-of-bottled-water-study-says

https://www.cnbc.com/2018/03/15/that-bottled-water-may-contain-tiny-particles-of-plastic.html

http://www.independent.co.uk/environment/plastic-ban-bags-carbon-wales-reduce-emissions-a8171721.html

https://www.weforum.org/agenda/2018/02/taiwan-commits-to-banning-plastic-items-by-2030

https://www.theguardian.com/environment/2018/jan/16/eu-declares-war-on-plastic-waste-2030

https://www.businessgreen.com/bg/news/3026889/glastonbury-to-ban-plastic-water-bottles