Diyarbakır Fi Butik’te kahve molası!

Çanakkale Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler okuyan Reşat Yücel, Bağlar Belediyesi’ndeki işinden atılınca Mardin Kapı’da Fi Butik’i açtı. Yücel, Fi Butik’te keten elbiseler ve yemeniler satıyor. Kendisi de kahve tiryakisi olan Yücel, dükkanın üst katında, yapımı 'uzun süren iyi kahve'ler de sunmaya hazırlanıyor...

Google Haberlere Abone ol

DİYARBAKIR - Gazi Caddesi’nden Mardin Kapı’ya doğru giderken, Kervansaray Oteli’ne varmadan hemen önce, küçük bir dükkanın vitrinindeki keten elbiseler ve yemeni ayakkabılar dikkat çekiyor. Dükkanın önündeki kahve malzemeleri de öyle. Dükkan dikkat çekiyor çünkü buradaki esnaf daha çok Sur ilçesine ve çevre köylerden gelen insanlara hitap ediyor. Yıkılmış mahalleye çıkan sokağın girişi beton blokla kapatılmış ama yıllardır aynı sokakta, Dicle’de tuttuğu balıkları satan adam yine orada duruyor. Müşterileri çevredeki esnaftır, yakın köylülerdir, Sur ilçesinden geriye kalan mahallelerde yaşayan insanlardır. Hepsini tanıyordur adam, muhabbet ederek temizler balıkları.

Caddenin öbür tarafı Lalebey’e, Turistik Caddesi’ne açılıyor. Kentsel dönüşümle yıkılan Lalebey mahallesinin önünde, hava güneşliyse kursilerde oturan, çay içen, dünyanın ahvalini gözden geçiren adamlar vardır her zaman. Sur’un henüz yıkılmamış mahallesinde oturuyordur bu adamlar ya da köylerine dönmek için minibüs bekleyenlerdir. Çay ocakları, dönerciler, küçük bakkallar, tütün hepsinin tanıdığıdır, bu nedenle selamsız geçmezler dükkanların önünden.

Caddede, özellikle hafta sonları bir insan kalabalığı göze çarpar. Bu kalabalık, surların dışında kalan kafelerde vakit geçirmek insanlar oluşturur. Çoğu gençtir ve Kırklar Dağı ile Hevsel Bahçeleri manzaralı kafelerde, cep telefonlarıyla bol bol fotoğraf çekerler.

KETEN ELBİSENİN GÜZELLİĞİ

Fi Butik bunların hepsini görür ve bu manzarada kendisine mütevazı bir yer açar. Hafif ayrıksı görünür çünkü burada sattığı ürünler ketendir ve keten modaya pek uygun düşmez. Buradan elbise almak için keten ürünlere biraz düşkün olmak gerekiyor. Fi Butik’in işletmecisi Reşat Yücel de bunu söylüyor zaten. “Benim ketene bir düşkünlüğüm var” diyor Yücel, “Burayı açarken ‘batarsın’ dediler ama dinlemedim. Sevmediğim bir işi yapacaksam hiç yapmayayım daha iyi.”

Reşat Yücel aslen Urfa Bozovalı. Ailesi ekonomik nedenlerle Antep’in Nizip ilçesine taşınınca, kendisi de burada büyümüş. Liseyi bitirinceye kadar yaz aylarında Amik ve Çukurova’da mevsimlik işçi olarak çalışmış. “Sonra, bütün Anadolu üniversiteleri gibi vasat bir üniversitede, Çanakkale Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler okudum. Okul vasattı, yabancı dil, araştırma yapma olanakları ve sosyal hayat kısıtlıydı. Ama yine de zihinsel şekillenmem, entelektüel birikimimi bu sırada edindiğimi söyleyebilirim” diyor Yücel.

‘YAVAŞ YAVAŞ ÖLÜRLER’

Akademik kariyer yapmak istese de 2013’te, Ankara’da PTT’de memur olarak çalışmaya başlıyor Yücel. Diyarbakır’a yerleşme sürecini ise şöyle anlatıyor: “Masa başında çalışıyordum ve kısa sürede memurluğun hiç bana göre olmadığını anladım. İşten çıkınca, nerede bir konferans, bir panel varsa oraya gidiyordum. İki hayatım vardı, biri PTT’de, diğeri de sosyal alandaki etkinlikleri izleyerek geçiyordu. Sonra Pablo Neruda’nın ‘Yavaş Yavaş Ölürler’ şiiri beni baştan çıkardı. İşten ayrıldım. Belediyelere kayyım atanmadan önce GAP Belediyeler Birliği’nden davet aldım ve Diyarbakır’a yerleştim.”

Belediyelere kayyım atanınca bir süre işsiz kalan Yücel, kayyım atanmayan ender belediyelerden biri olan Bağlar Belediyesi’nde işe giriyor. Kültür müdürlüğü bünyesinde 8 ay kadar çalışıyor. 8 ayın sonunda 250 kişi ile birlikte işten çıkarılıyor. Fi Butik’i açma fikri, Yücel bir kez daha işsiz kalınca hayata geçiyor.

.

YEMENİLER ANTEP, KETENLER İSTANBUL’DAN

Ketenin kendisi için çok özel olduğunu bir kez daha söylüyor Reşat Yücel. Çok üretilmiyor, büyük bir pazarı yok. Keten elbisenin üreticisi de alıcısı da sınırlı. Fi Butik’te satılan elbiseler İstanbul’dan geliyor. Dükkanın camekanını bir de rengarenk yemeniler süslüyor. “Eskiden Diyarbakır’da da üretilirdi yemeniler ama artık bir tane bile ustası kalmadı. Tıpkı Bakırcılar Çarşısı’nda bakır ustasının kalmamış olması gibi” diyor Yücel.

Yemeniler Antep’te, Nizip’te, Maraş’ta üretiliyor. Reşat Yücel de buralardan getirtiyor yemenileri. Ancak yemeni de moda değil. Ne bir reklamı yapılır ne de mağazalarda sergilenir. Bu Antep’te de böyledir. Meraklısı, yemenilerin üretildiği çarşıya gidip almak zorundadır. Ayağındaki yemeniyi gösteren Yücel, “Ben bunlarla çok rahat ediyorum” diyor ve yemeninin artık çok bilinen bir ayakkabı olmadığı için giyilmediğine dikkat çekiyor. Deri çanta ve cüzdanlar ise Diyarbakır’da el emeği ile üretiliyor. Birkaç arkadaşı yapıyor bu işi. Fi Butik’i açınca rica etmiş arkadaşlarından, onun için de üretmeye başlamışlar.

3’ÜNCÜ NESİL KAHVECİ

Fi Butik, Gazi Caddesi üzerindeki birçok dükkan gibi küçük bir yer. Ancak dekoru sayesinde, aynı zamanda ferah bir yer. Üst üste, yan yana istif edilmiş bir kalabalık yok dükkanda. Elbiseler ve yemeniler rahatça görülebilecek şekilde sergileniyor.

Fi Butik’in bir de üst katı var. Dar bir merdivenle çıkılıyor buraya. Birkaç masanın sığdığı yine ferah bir mekana dönüştürülmüş burası da. “Burasını bir kafe olarak tasarladım” diyor Reşat Yücel, “Henüz gelen giden fazla değil, bu yüzden pek işlemiyor burası. Ama ileride biraz daha genişleterek faal hale getirmeyi düşünüyorum. O zaman aşağıda gördüğün kahve malzemelerini de buraya taşıyacağım.”

Aşağıda gördüğüm kahve malzemeleri ilginçti sahiden. İtalyan işi, Japon işi kahve makinelerinde hazırlanan kahvelerden içtim. Örneğin küçük bir cezve gibi olan alet, alttaki elektrikle ısıtılan kumda gezdiriliyor ve kahve bu şekilde hazırlanıyor. İçtiğim en iyi kahvelerden biriydi. Diğer alet, Japon işi olan, daha teferruatlı bir şeydi. Cam bir kabın içindeki su, alttaki ateşle buharlaşıyor, üstteki kahve ile buluşuyor. Suyla buluşan kahveyi bir süre karıştırmak gerekiyor. Bundan da içtim ve “Çok iyi ama biraz daha koyu olmasını tercih ederdim” dedim Reşat Yücel’e. Kahvenin kıvamı isteğe bağlıymış, önceden bilse daha koyu yapabilirmiş.

Yaptığı kahveyi “3’üncü nesil” olarak tarif ediyor Yücel ve şöyle devam ediyor: “İlk nesil, daha ilkel aletlerle hazırlardı kahveyi. 2’inci nesil, bildiğimiz kahve zincirleri. Biz ise kahvenin gerçek tadını almaya çalışan 3’üncü nesli temsil ediyoruz. Az kişiye, acele etmeden, keyifle hazırlanan kahve ikram etmek istiyoruz.”

.

SUR TEDİRGİNLİĞİ

Fi Butik’in arkasında kalan 6 mahallede çatışmalar yaşandı. Çatışmalardan dolayı tescilli binalar dahil çok sayıda ev zarar gördü. Çatışmaların ardından devlet, 6 mahalledeki bütün evleri yıktı. Yıkılan evlerin yerine TOKİ yeni evler yapıyor. Diyarbakır mimarisine uygun yapıldığı ileri sürülen bu evleri görmek mümkün değil, çünkü bu bölgeye girmek 2 yıldır yasak.

Şehir, bu yasak gerginliğini hâlâ üstünden atabilmiş değil. Dağkapı’dan Ulu Cami’ye kadar Gazi Caddesi bir yoğunluk gösteriyor. Ancak Sûka Şevitî’den Mardin Kapı’ya kadar olan bölümde giderek sakinleşiyor cadde. Dükkanlara yapılan tabela makyajı da bu bölgenin canlanmasına yetmedi.

Dolayısıyla Fi Butik’in ticari olarak iyi bir yerde açıldığını söylemek mümkün değil. Reşat Yücel, “Diyarbakır dediğiniz Suriçi’dir. Diyarbakır’ı görmek istiyorsanız buraya gelmeniz gerekiyor. Bu yüzden zengin muhitlerde oturanlar da buraya geliyor, şehir dışından gelenler de. Ben de eğer bir yer açacaksam Sur’da açmalıyım diye düşündüm. Başka yerde iş yapmak aklıma bile gelmedi” diyor.

Çatışmaların üzerinden epey zaman geçmesine ve son yapılan çevre düzenlemelere rağmen güneş battıktan sonra Suriçi’nin boşaldığını söyleyen Yücel, “İnsanlarda hâlâ bir tedirginlik var. Akşamları birden boşalıyor burası. Bizim de çalışma saatlerimiz güneşin batma saatine bağlı, güneş batınca kapatıp gidiyoruz dükkanı.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yakın zamanda Diyarbakır’a geldiğinde Suriçi’nde yapılan yeni evleri de görmüştü. Caddenin Cumhurbaşkanı’nın fotoğrafları ve bayraklarla donatıldığını söyleyen Yücel, “Selamsız Bandosu filmindeki manzara gibiydi. Bütün caddeler günlerce temizlendi, ışıklandırıldı, hazırlıklar yapıldı. Cumhurbaşkanı gelip geçti, her şey eski haline döndü. Ne burada ne de Turistik caddesinde ışıklar yanmıyor şimdi. Çünkü ne Cumhurbaşkanı ne de diğer bürokratlar Sur’u bilmiyor, hissetmiyor. Yeni evler yaparak, aslında hissetmedikleri Sur’u kendi kafalarına göre dönüştürüyorlar. Yemeni ya da keten elbise için uğrayabilirsiniz Fi Butik’e. Ama aynı zamanda, Diyarbakır’ı solumak için çıktığınız yürüyüş sırasında, kahve molası verip sohbet edebileceğiniz butik bir mekan.