Diyarbakır'da kadayıfın Adanalı rakibi!
Kadayıf deyince Diyarbakır geliyor insanın aklına. Ancak şehirde en çok tüketilen tatlıların başında halka tatlı geliyor. Baba mesleğini sürdüren Fahri Turan, hem fiyatı hem de lezzeti nedeniyle Diyarbakır’da halka tatlının çok tüketildiğini söylüyor. Fahri Usta halka tatlının memleketi olarak Adana’yı gösteriyor. Çünkü babası da bir Adanalı ustadan öğrenmiş işi.
DİYARBAKIR - Malum, Diyarbakır kadayıfının haklı ünü sınırları aştı. Ancak halka tatlısı da ünlüdür. Son zamanlarda ise pek çok mahallenin girişine seyyar halka tatlıcılar kuruldu. Arabasıyla tatlı yapımında kullandığı malzemeleri sokağın başına taşıyan adamlar, gece yarılarına kadar halka tatlı satıyorlar. Biraz maharetle kotarılacak en pratik işlerden biri gibi görünüyor. Ama elbette bunun da kendine göre zorlukları mutlaka vardır.
Bunun yanı sıra önü her daim kalabalık halka tatlıcılar da var. Suriçi’nde, Gazi Caddesi üzerinde birkaç tane tatlıcı vardır ki neredeyse günün her saati kalabalıktır önleri. Caddenin işlek olmasından kaynaklı olabilir bu ilgi ama öte yandan buradaki tatlılar hakikaten lezzetlidir.
Lezzetli halka tatlı yapanlardan biri de Ofis semtindeki Fahri Usta’dır. Özellikle kış aylarında Fahri Turan’ın başı kalabalıktır. Kendisi kış aylarında iyi iş yaptığını söylüyor. “Bizim işimiz kış aylarında yoğun olur. Diğer aylarda işler düşer” diyor Fahri Usta.
SABAH TATLISI
Halka tatlıcılık işi Fahri Usta’nın baba mesleği. Suriçi’nde, Alipaşa Mahallesi’nde tatlı ustasıymış babası. Fahri Usta mesleğin inceliklerini ondan öğrenmiş. Aslında Fahri Usta, hayata sokakta tatlı satarak atılmış: “Babam sabah çok erken gider dükkanı açardı, çalışırdı. O tatlıyı hazırladığında, sabah saat 6-7 gibi çocuklar giderdi ona. Tatlıyı tepsiye dizen çocuklar sokağa çıkar, bağırarak tatlı satarlardı. Ben de 17 yaşıma kadar babamdan aldığım tatlıları sokakta sattım.”
Zamanla babası yaşlanmış, iş yapamaz duruma gelmiş. Mesleği Fahri Usta devralmış. Dediğine göre 1985 yılından bu yana halka tatlı yapıp satıyor. Yaklaşık 10 yıldır Ofis semtindeki dükkana taşınmış. Yan tarafında bir tatlıcı daha vardı, bunu hatırlatıyorum kendisine. “Adam yılların yufkacısıydı, sonra halka tatlıcı oldu. Ama tutunamadı, taşındı buradan” diyor Fahri Usta.
HERKES TATLICI OLDU
Fahri Usta bunu anlatırken halka tatlı satıcısının sayı olarak çoğaldığından şikayet ediyor: “Bunların çoğu usta değildir, bir belgeleri yoktur” diyor. “İşi bilmiyorlar, tadı yoktur yaptıkları tatlının. Yediğin zaman acı bir tat kalır boğazında. Ama kimse denetlemeyince her tarafta ustalar çoğaldı.”
Fahri Usta babasının zamanında olduğu gibi erken saatte açmıyor dükkanı. Yaptığı tatlıları çocuklar aracılığıyla da satmıyor. Öğlen saatlerinde geliyor, saat 2 gibi ilk tatlılar satışa hazır oluyor. Birlikte çalıştığı Ahmet Usta genellikle satış işleriyle ilgileniyor. Fahri Usta satış tezgahının hemen ilerisinde büyük bir kazanda tatlı hamurunu, şerbeti hazırlıyor.
Biraz daha eskilere giderek, “Babam, 1930’lu yıllarda Diyarbakır’da halka tatlısı yapan bir kişinin olduğunu söylerdi. O adam da Adanalıymış. Yani aslında halka tatlının memleketi Adana’dır diyebiliriz. Babam Adanalı ustadan öğrenmiş mesleği” diyor.
Her işte olduğu gibi bu işin de bir sırrı var elbette. Ama Fahri Usta bu sırrı kendisine saklıyor, “Herkes bilmez bu işin inceliklerini” diyor gülümseyerek.
KADAYIFA KARŞI HALKA TATLI
Biz Fahri Usta ile konuşurken dükkanın önü boş kalmıyor. Yoldan geçenler, halka tatlı tepsisinin önünde duruyor, hazırlanmış kağıt parçasıyla tepsiden bir tatlı alıp tezgahın önünde yiyor. Sonra isterse bir tane daha…
Diyarbakırlıların halka tatlıya bir düşkünlüğü olduğunu söylüyor Fahri Usta. Bu konuda kadayıfla yarışıyor. Ama kadayıf ile halka tatlı fiyatları arasında da bir uçurum var. Fahri Usta’nın tanesini 1 liradan sattığı halka tatlının kilosu 14 lira, kadayıf 60 lira. Fahri Usta, “Kadayıf pahalı olduğu için herkes eve götüremiyor. Halka tatlı ucuz, bir kilo alsa bütün aileye yeter. Ama esasında insanlar halka tatlıyı da seviyorlar. Buradan geçerken yiyenler, alıp eve götürenler oluyor.”
Halka tatlı genellikle sıcak yeniyor ama Fahri Usta “Soğuk yenirse lezzeti daha iyi olur ama müşteri daha çok sıcak istiyor” diyor. Bir de aç karnına yenirse tok tuttuğunu hatırlatıyor.
ÇOCUKLAR OKUSUN, HAYATLARINI KURTARSIN
Yetişkin çocukları var Fahri Usta’nın. Onlar dede mesleğini devralırlar mı? “Yok” diyor Fahri Usta, “Bak bana, kaç yıldır çalışıyorum ama bir evim bile yok, kiradayım hâlâ. Okusunlar istiyorum, başka iş yapsınlar, para kazansınlar. Zaten onlar da benim çalışma koşullarıma bakıp, ‘Seninki hayat değil’ diyorlar.”
Hep çalışmış Fahri Usta, bundan sonra da çalışmaya devam edecek. Çünkü hiç sigortası olmamış ve emekli olma şansı pek yok. “Bundan sonra da artık çalışabildiğim kadar çalışacağım, elden ne gelir” diyor.
Aldığım tatlıların parasını verip ayrılıyorum Fahri Usta’nın dükkanından. Bu arada DTK Eş Başkanı ve Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in 30 günü aşkındır cezaevinde açlık grevinde olduğu, ona destek olmak amacıyla daha pek çok mahpusun da günlerdir açlık grevinde olduğu geliyor aklıma. Halka tatlı birden acılaşıyor... (DUVAR)