İlker Kül: Bir çocuğa gofret hediye ettik, ‘O ne?’ diye sordu

1000 Motorcu 1000 Çocuk projesiyle tanınan İlker Kül'le konuştuk. Kül, "Çocuklar iki yıl bile geçse beni unutmuyor. Çok duygulanıyorum. Hatta ailesiyle birlikte beni telefonla arayıp, ara ara konuşan çocuklarım bile var" dedi.

Google Haberlere Abone ol

Serpil Kurtay

DUVAR - Daha ilkokuldayken arkadaşı naylon çizme giyiyor diye babasına aynısından aldıran İlker Kül, yıllar sonra da işini, evini, kısaca her şeyini bırakıp kendisini ihtiyacı olan çocuklara adayacaktı. Önce sadece motosikletçilerin şimdi ise projeye destek olmak isteyen herkesin fotoğraflarını çekip, karşılığında çok cüzi bir meblağ alan İlker Kül, bu ücretle köy okullarında okuyan çocuklara yardımda bulunuyor. Her ne kadar adı “1000 Motorcu 1000 Çocuk” olsa da, hem motosiklet camiasını hem de 1000 kişiyi çoktan aşan projeye destek olmak isterseniz, siz de objektifinin karşısına geçip, çocukların mutluluğuna sebep olabilirsiniz.

İlker Kül...

1000 Motorcu 1000 Çocuk projesinden önce de çocuklarla ilgili kampanyalarınız var mıydı? Nasıl oldu da çocuklara eğitim yardımında bulunmak gündeminize girdi?

2011 yılından beri köy okullarında okuyan çocuklara hediyeler götürüyorum. İlk projemiz, ablam ile birlikte başlamıştı. Projenin adı bir çocukla yaptığım telefon konuşmasıydı “Ben soğuğa alışığım, sen sadece silgi gönder yeter”. Bir buçuk yıl süren projede 110’dan fazla okula ulaşmıştık. Sanırım bu sorunun cevabı ilkokul çağlarımdan geliyor. Dördüncü sınıfta okurken yanımda oturan arkadaşımın ayağında naylon çizme vardı. Ona bot aldıramayacağım için babamdan bana naylon çizme almasını istemiş ve arkadaşıma “Bak artık aynı giyiniyoruz” demiştim.

Herkesin hayali bir ev, iş, araba, güzel bir yaşamdır. Ama siz bunları geride bırakarak, farklı bir yaşamı tercih ettiniz. Bu süreç nasıl oldu?

Sahip olmak isteyip de alamadığım bir şey kalmadı. Hatta bazı şeyleri abartmıştım da... Ama onların beni mutlu etmediğini fark ettim. Aynı markanın farklı renkleri, farklı versiyonlarından sekiz ayakkabı almak yerine iki adet alıp diğerlerinin tutarı ile onlarca çocuğu baştan aşağı giydirebiliyor olmayı öğrenmek biraz sarsıcıydı.

'SERT TEPKİLER İLE KARŞILAŞIYORUM'

Aileniz ve çevreniz nasıl tepki gösterdi?

Halâ sert tepkiler ile karşılaşıyorum. Ruhsal sağlığımı bir psikolog edasıyla hadsizce eleştirme cüretinde bile bulunanlar oldu. Ailem dâhil birçok yakınım bir yıl sonunda bunun böyle devam etmemesi gerektiğini düşünüp bana sırtını çevirdi. Ne yazık ki geçmiş yaşamımdan birçok insanla artık görüşmüyorum.

Şu anda karavanda yaşıyorsunuz değil mi? Genel olarak İstanbul’da mısınız?

Ne yazık ki karavanın maliyetleri çok fazla. Vergisi, sigortası, yaşatması derken karavan yerine bir campervan seçtim yaşam için. Hatta ilk yıl hiç yaşam alanım yoktu. Sürekli projeyi destekleyen insanların evlerinde konaklıyordum. Bu süreçte tam 189 eve misafir oldum. Son bir buçuk yıldır hayatımda campervan var. Genel yaşam alanım İstanbul Üsküdar civarları.

Peki motosikleti ne zamandır kullanıyorsunuz? Eskiden de motosiklet gezilerine çıkar mıydınız?

Altı yıldır motosiklet kullanıyorum. Eskiden yılda 30 bin kilometre gibi yollar yapardım. Şimdi bu 50-60 bin kilometrelere çıktı.

1000 Motorcu 1000 Çocuk projesi nasıl aklınıza geldi? Bu süreci biraz ayrıntılı anlatabilir misiniz?

Uzun yıllar fotoğrafçılık hobimi geliştiriyordum ve çevremdeki tüm tanıdıklarım fotoğraflarını çekmemi istiyorlardı. Çocuklar için de fon bulmakta zorlandığım dönemlerde bu çekimleri ücretli yapıp geliri ile projeyi yürütme fikri doğdu bir anda. İlk başta amacım, 1000 motorcunun fotoğrafını çekip 1000 çocuğa hediyelerini götürmekti.

.

'GELEN YOĞUN TALEBE KARŞI KOYAMADIM'

Projenin isminde “motorcu” deseniz de projeniz herkese açık. Bu zamanla gelen taleplerle mi oldu?

O kadar çok sevildi ki proje, motosiklet kullanmayan dostlarım ve destekçilerim hep itiraz ediyordu. “Bizi de çek, motosiklet olması gerekmiyor biz de bisikletimizle, sevdiğimizle veya istediğimiz konseptle katılalım” diyorlardı. Ben de gelen yoğun talebe karşı koyamadım.

Neden 1000? Sanırım sayı 1000’i çoktan geçti?

O an aklımdan 1000 çocuk geçti ama şu anda 3721 çocuk olduk ve hiç durasımız yok.

Projeye destek vermek isteyenler neler yapabilir?

Ücretli fotoğraf çekimlerime katılabilir, doğrudan hediye paketlerine maddi destekte bulunabilir ve çocuklara hediye dağıtımına bizimle katılabilirsiniz. Projeye destek olmak o kadar kolay ki. Hiçbir şey yapamazsanız Instagram’dan takip edip çevrenize tanıtmak olabilir.

107 OKUL 3721 ÇOCUK... 

Gideceğiniz okulları nasıl seçiyorsunuz? Bugüne kadar kaç okul, kaç çocuk oldu?

Genelde öğretmenler ulaşıyor bana ve çocukların durumuna bakarak seçim yapıyorum. Bugüne kadar 107 okul ve 3721 çocuğa hediyelerini dağıttık.

Siz de bir kız babasınız. Kız çocuklarına pozitif ayrımcılık yapıyor musunuz?

Bu konu, çok hassas olduğum bir konudur. Mesela sünnet düğünü çekimi için gelen arkadaşlara artık normal fiyatımın tam on katı fiyat söylüyorum. Sebebini sorduklarında ise cevabım, “Kızlarınızın ilk regl oluşunu kutladınız mı?” oluyor. Ben kutladım.

Kızınız kaç yaşında? O projenize nasıl bakıyor?

16 yaşında ve benimle okullara da geliyor. Hatta bir okulu birlikte boyadık.

Özellikle yakıt çok ciddi bir meblağ tutuyordur. Ulaşım vb. konularda sponsorlarınız var mı?

Ne yazık ki en hassas konum bu. Bugüne kadar çok küçük miktarlarda yakıt sponsorum oldu. Aylık tüketimimin yüzde onu kadar küçük hem de. Yakıt desteği için her zaman talebimiz var.

Okullara yardım götürme dışında başka nasıl projeler yaptınız?

Okul boyadık, okul sıraları boyadık. Çocukları boğazda yunus gözlemine götürdük. Kars Digor’da bir öğretmenin çabaları ile yapılan tırmanış duvarı için minder temin ettik. 70 öğretmene tablet hediye ettik. 30 okula bilgisayar teslim ettik. Bir anasınıfının halılarını karşıladık.

Bir yanda fotoğraflarını çektiğiniz binlerce liralık motor, hobi vb. sahibi olan insanlar, diğer yanda giyecek ayakkabı, yiyecek yemek bulmakta zorlanan çocuklar... Bu tezatlıkta geçiş sizin için zor olsa gerek.

Bu tezatlığı öncelikle kendi hayatımda yaşadım ve benimle okullara gelen arkadaşlarıma yaşattım. Gofret hediye eden arkadaşıma öğrenci “O ne” diye sorduğunda, arkadaşımın yüzündeki ifadeyi halâ unutamıyorum. Hele bir okulda “Benim arabam kırık çıktı” diye ağlayarak gelen çocuğun arabasının aslında üstü açık spor araba olduğunu gördüğüm anda hem ağlayıp hem gülmenin aynı anda yaşanmasına tanık oldum. Şehirlerde yaşayan insanlar ile kırsalda yaşayan insanların bu kadar büyük farklılıklar içinde olması, bana yaptığım projede daha büyük şevk getirdi her zaman. “Doğru yoldayım ve yaşadığım, yaptığım her şeye değer” dedim hep.

Çocukların size karşı yaklaşımları nasıl?

Onlara hep okumayı, ders çalışmayı, okullarını ve öğretmenlerini çok sevmeleri gerektiğini, ileride iyi yerlere gelebilmek için bunu yapmaları gerektiğini anlatıyorum. O yüzden onlara ihtiyaçları olduğu için yardım getiren değil, gerçekten hayatlarında güzel ufuklar açan ağabeyleri olarak var oldum. O yüzden bana gerçekten kendilerini çok seven bir ağabey gibi davrandılar ve sevdiler.

.

Peki ya ailelerin tepkileri…

Aileler her zaman çok ilgili yaklaştılar. Çok değer gördüm. Ancak son bir yıldır özellikle bir köy evinde kalmıyorum. Çünkü beni iyi ağırlayabilmek için onlar için çok değerli olan hayvanları kesiyorlardı. Ziyaretim ile onlara maddi külfet getirmemek için okulu kabul etmeden önce bu şartı koşuyorum.

Sonrasında çocuklarla iletişiminiz devam ediyor mu?

Gittiğim okullara sonrasında sürpriz ziyaretler yapıyorum hep. İnanılmaz karşılanıyorum. Çocuklar iki yıl bile geçse beni unutmuyor. Çok duygulanıyorum. Hatta ailesiyle birlikte beni telefonla arayıp, ara ara konuşan çocuklarım bile var.

Yaşadıklarınız içinde yüreğinizi en burkan olay ne oldu?

Birkaç tane ne yazık ki beni çok üzen olay var. Birincisi ve en çok üzen, çok sevdiğim çocuklardan birini elim bir kazada kaybetmiş olmam. Diğeri ise pilot okullarımdan birinde iki kız çocuğunun aileleri tarafından okuldan alınıp ırgat olarak çalıştırılmaya başlanması. Ne yazık ki hiçbir şekilde o çocuklara bir daha ulaşamadım.

Peki ya en huzurlu, en mutlu ve en gururlu olduğunuz an hangisiydi?

Yastığa başımı koyduğum an. Yani her gece...

Son olarak nasıl bir mesaj vermek istersiniz?

Sahip olduğumuz her şeyin değerini çok iyi bilmeliyiz. Kaybettikten sonra geri dönülmüyor.

Instagram/Facebook: 1000motorcu1000cocuk