Psikiyatrist Vamık Volkan: Gerçeğin temsilcisi olalım

Psikiyatrist Vamık Volkan, pandemi sürecinde ve sonrasında psikolojik sorunların ortaya çıkacağını belirterek insanların birbirleriyle konuşmalarının çok önemli olduğunu söyledi. Volkan, politikacıların da bu süreçte şeffaf olmaları gerektiğini vurguladı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Psikiyatrist Vamık Volkan, YouTube'dan yayınlanan 'Travma ve kayıplar' konferansında konuştu. Dünyaca ünlü ve alanının en değerli ödüllerinden 'Mary Sigourney Psikanaliz Ödülü'nün sahibi olan Volkan daha önce de travmaların yaşandığı Kuveyt, Meksika gibi birçok ülkede incelemelerde bulunmuştu. Pandemi sürecinin insanlar üzerindeki etkisiyle ilgili bilgiler veren Volkan, bu zorlu günlerin nasıl aşılacağı hakkında da önerilerde bulundu. Volkan'ın bu süreçte altını çizdiği en önemli şey ise 'Gerçeklik olgusu' oldu.

TRAVMALARIN ŞAKALAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ...

Ülkemizde olduğu gibi bütün dünya korona virüsü salgınıyla baş etmeye çalışırken travmatik durumlar da ortaya çıkıyor. İnsanların evlerinde tek başına yaşamaları, en sevdikleri insanların ölümleri, virüsü bulaştırma korkusu, duygularda ani değişimler... Bütün bunlar salgın sürecinde kendisini daha da acı bir şekilde göstermeye başladı.

Volkan ilk olarak 'Kader anlayışı büyük travma ve afetlerden sonra etkilenme biçimini nasıl etkiler?' sorusu üzerinde durdu. Daha önceki deneyimlerinden yola çıkan Volkan şunları söyledi: “İngiltere'de bir doğal afet olmuştu. Bir köyde bütün çocuklar öldü. Bu olay uzun uzun incelendi. Bu olayda kederin yaratıcılık şeklinde değiştirildiğini gördük. 5 sene içerisinde olması gerekenin üstünde çocuk doğdu. Beş sene sonra, kayıplarla yeni gelenler eşitlendi. Bu bir travma. Her felaketten sonra ortaya şakalar çıkıyor. Bunun nedeni vücudu kullanıyoruz, ağlama yerine gülüyoruz. Bu şakalara dikkate ettiğimizde travmaların nasıl sosyal etkisi olacağı hakkında da bir etkisi olur. Örneğin Meksika'da meydana gelen bir depremde 400 bin kişi öldü. Bir hafta sonra oraya gittim. Bir psikolog beni karşılamaya geldi. Arabasına bindiğimde bana ilk söylediği şey, 'Bir donatla Mexico şehri birbirine benziyor' dedikten sonra gülmeye başladı. İkisi arasındaki benzeyen şey ikisinin de ortasının boşluk olması. Mexico şehrinin ortası çökmüştü. Eğer şakalar size aitse bu uyumun daha iyi olacağını öğrendim. Saddam Hüseyin, Kuveyt'i istila ettikten sonra travma geçiren insanları incelemek için iki kere oraya gittim, orada da şakalar vardı.”

'GERÇEĞİN TEMSİLCİSİ OLALIM'

Felaketlerin yaşandığı bölgelerde şakaların da değişiklik gösterdiğini belirten Volkan şöyle devam etti: “Meksika'daki şakalar çok farklıydı. Iraklılar daha acayipti. Örneğin Iraklı askerler hayvanat bahçesine gidiyorlar ve hangi hayvanın yenilebileceğini bilmiyorlar. Hep aynı şakalar yapılıyordu. 6 ay sonra şakanın nedenini öğrendim. Bir kadını taciz edip hayvanat bahçesine götürüyorlar. Bu hanımı hayvanat bahçesinde bir kafeste kilitliyorlar. Kuveyt gibi Müslüman bir ülkede bunun nasıl etkili olacaığını düşünün. Ve kimse konuşmuyor bu konu hakkında. Herkes biliyor ama kimse konuşmuyor. Kuveyt'te Müslüman adetine göre 23 yaşında evlilik oluyordu. Ama bu evlilikler durdu. Neden? Çünkü çıplak hanımın temsili dağıldı. Bu nedenle bir felaketler üzerinden gidip şakalar üzerinde neler paylaşıldı, neler gizlendi buluyoruz. Bazı olaylar hep paylaşılıyor. Bunu anladıktan sonra felaketin en son nasıl idare edileceği hakkında bir fikrimiz oluyor. Aksi halde bilemiyoruz. Örneğin sidik içmekle virüsler kaybolacakmış! Yüzlerce insan Hindistan'da bir araya gelip sidik içmiş. Hastalığı görerek gerçeğin temsilcisi olalım. Türkiye'de de Amerika'da da acayip şeyler söyleyenler var.”

'TEDAVİCİ KİMLİĞİNİZİ KORUYUNUZ'

Sağlık çalışanları ailelerine virüs bulaştırdığı için bir suçluluk psikolojisine bürünüyor. Volkan bu konu hakkında ise şunları söyledi: “Suçluluk duygusunun farkındaysanız bu da bir gerçek. Kendi tedavici kimliğinizi koruyunuz. Sizin gibi aynı şeyleri hisseden kişilerle konuşun. Korkmayın! Önemli bir kayıp olursa bir gerçekliktir. Böyle kişiler bize gelirse onları dinleyelim. Bunlar gerçek dünyanın bir başkası. Biz de insanız, bizim de başımıza bir şey geliyor. Eğer suçluluk duygumuz varsa, yas tutmamız çok derinse lütfen bir hocanıza telefon ediniz. Birileriyle konuşun, yalnız kalmayın.”

Peki yanıbaşımızda kalan bir insan daha önce de travması varsa ve bu süreçte kendisini daha kötü hissediyorsa... Volkan bu insanlar için de, “Eğer hastanız psikoterapideyse, hasta hakkında büyük bilginiz varsa, bu yeni durumun ortaya çıktığını kişisel kayıplarla birleştiğini, bunun normal olduğunu, bunu anladığınızı konuşabilirsiniz. Gerçeğin temsilcisi olunuz” dedi.

En önemli sorunlardan bir tanesi de açlık hissi. Bu durum normal mi? Volkan bu durumun doğal olduğunu söylerken bunların her yerde olabileceğini söylüyor. Politikacıların bu süreçte şeffaf olması gerektiğinin de altını çizen Volkan, birbirimizle konuşup gerçekleri bilmemizin de önemli bir konu olduğunu söylüyor.

'PSİKOLOJİK ŞEYLER ORTAYA ÇIKACAK'

Volkan bireysel sorunların toplumsal sorunlar üzerindeki etkisi hakkında da şunları söyledi: “Mesela savaşlardan sonra anıtlar yapılıyor. Virüsün ne kadar etkisi olacak bilemiyoruz. Belki çok büyük kayıplar ortaya çıkarsa anıtlar yapılacak. Onlar bizim kayıplarımıza karşı verdiğimiz duygulara yardımcı olacak. Eğer bu olmazsa durum sonlandıktan sonra gömülen birinin mezarına taş konulabilir. Bir takım psikolojik şeyler ortaya çıkacak. Savaşlardan sonra ortaya çıkan şeyleri görmüşüzdür. Toplumsal değişim olduğu zaman da ilk olarak anıtlar, heykeller yıkılır. Temel olarak ne yapabiliriz anlamak çok zor. Hastaları dinleriz, bir şeyler yapabilir miyiz diye bakarız. Nedenleri paylaştıktan sonra öneriler de bulunmak gerekiyor. Konuştuktan sonra hastanın bunu anlaması önemli. Bunların önemli olduğunu bulursak gerçeğin temsilcisi olarak hastayla bunu paylaşabiliriz. Gerçeklere bağlı. Gerçeğin temsilcisi olalım...”