YAZARLAR

Haydi gidek Maraş’a, kurbanım kara kaşa

Hâlen deprem yaralarını sarmakla boğuşsa da kimi tarihî binaları zarar görse de hâlâ görülecek birçok yer var Kahramanmaraş’ta. Sizi zaman yolculuğuna çıkaracak sokaklarından milyonlarca uğur böceğine ev sahipliği yapan yaylalarına, biberli dondurmasından tarhana cipsine kadar birçok keşif yapabilirsiniz bu şehirde...

Tarih, 31 Ekim 1919... Yer Maraş, Uzunoluk Caddesi... Akşama doğru kışlaya dönen bir grup Fransız-Ermeni devriyesi, Uzunoluk Hamamı’ndan çıkan bir kadının peçesini yırtar ve ardından “Artık burası Türklerin değildir, Fransız memleketinde peçe ile gezilmez” der. Bu durumu gören vatandaşlar, hemen dışarı çıkıp olay yerine gelir, olaya müdahil olan Çakmakçı Sait işgalci kuvvetlerin açtığı ateş sonucu yaşamını yitirir. Bu olaya tepki gösteren Sütçü İmam da silahını çeker ve işgalci askerlerden birini vurur. İşte Sütçü İmam’ın attığı ilk kurşun, Maraş’ın kurtuluş mücadelesinin de başlangıcı olur. İşgalci kuvvetlerin kovulmasından sonra Sütçü İmam, mükâfat olarak Belediye’ye personel olarak alınır. Bu vazifesinin yanında kaledeki topun idaresi de kendisine verilir. Ama kim bilirdi ki bu mükâfatın Sütçü İmam’ın sonu olacağını? Abdülmecid Efendi halife olunca 101 pare top atmak için kaleye çıkar ve top atışları sırasında barutun ateş alması neticesinde ağır şekilde yaralanır. İki gün sonra da vefat eder. O günden bugüne adına çeşitli anıtlar dikilirken takvimler 1992’yi gösterdiğinde Kahramanmaraş’ta açılan üniversiteye adı verilecektir: Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi.

Sütçü İmam olayının resmedilişi

Sütçü İmam’ın adındaki “Sütçü” süt satmasından, “İmam” da adının “İmam” olmasından geliyor. Hâlbuki çoğu kişi kendisini imam olarak biliyor ve isminden dolayı burada okuyan öğrencilerle epey dalga geçiliyor.

Sütçü İmam'ın bilinen tek resmi

En çok da “Buradan mezun olunca hem sütçü hem imam mı olacaksın?” “espri”si yapılıyor. Sütçü İmam’dan çok daha kötü eğitim veren yerler olsa da adı çıkmış dokuza inmiyor sekize! Hepinizi Sütçü İmam’ın kim olduğu konusunda aydınlattıysam il hakkında bilgi vermeye başlayabilirim.

'KAHRAMAN' MARAŞ

Öncelikle şunu da açıklığa kavuşturalım; bu ilin adı 1973 yılına kadar Maraş’tı. Maraş adının nereden geldiği ve anlamının ne olduğuna dair birkaç görüş ileri sürülüyor ama en kabul göreni, ünlü tarihçi Herodot’un tezi. Herodot, Maraş şehrini Hitit komutanlarından Maraj adlı birisinin kurmasından dolayı şehre Maraj adı verildiğini belirtiyor. 1925’te İstiklâl Madalyası verilen şehrin adı, Türk Kurtuluş Savaşı’nın başarı ile sonuçlanmasında dolayı “Kahramanmaraş” olarak değiştirildi. Her ne kadar Maraşlılar, dışarıdan gelenlere karşı şehrin adının kısaltılması konusunda azıcık tepkili olsalar da kendileri “Nerelisin?” sorusuna genelde “Maraş” diye yanıt veriyor. Ancak Kıbrıs’taki “hayalet şehir” Maraş’la karıştırılınca uzun uzadıya memleketlerinin adını söylüyorlar.

Sarımiye Camii - Depremden önce ve sonra

Komşuları; Malatya, Adıyaman, Kayseri, Adana, Gaziantep, Osmaniye, Sivas... Doğal olarak bu iller, gençlerin günübirlik gezi istikametleri... Nüfusu bir milyonun üzerinde. Şimdi sıkı durun açıklıyorum; Maraş, Akdeniz Bölgesi’nde yer alıyor. Bu nedenle olsa gerek Maraşlılar, kendilerini Batılı olarak görüyor ama batıdan buraya gidenler, pek de onlarla aynı fikirde değil. Tabii Maraş’ın tarihinde kara bir leke gibi duran Maraş Katliamı’nın da şehre, bu şehirlilere karşı ön yargıların oluşmasında payı yok değil hani.

Abdülhamit Camii, depremden öncesi ve sonrası

DEPREMİ UNUTMAK MÜMKÜN MÜ?

2023 yılında Maraş merkezli yaşanan depremi unuttum sanmayın; kaldı ki nasıl unutur insan? Resmî rakamlara göre Türkiye’de en az 53 bin 537, Suriye’de ise en az 8 bin 476 kişinin hayatını kaybettiği; on binlerce kişinin yaralandığı; yine on binlerce evin yerle bir olduğu o korkunç depremi unutmak ne mümkün? Elbette bu deprem, Maraş başta olmak üzere civarındaki illere korkunç düzeyde zarar verdi. Hatta belki bu satırları okurken içinden “Maraş mı kaldı da Maraş’ı anlatıyorsun.” diyenler çıkabilir. Tamam, kabul, il yerle bir oldu; şehrin en eski ve en büyük camilerinden, simgelerinden biri olan Ulu Cami, Kırıkhan’ın Alabeyli köyündeki Darb-ı Sak Kalesi ve içindeki Bayezid-i Bestami Türbesi, 16. yüzyıldan kalma Sarımiye Camii ile Şeyh Camii gibi tarihî binalar ya büyük zarar gördü ya da tamamen yıkıldı ama hâlâ görülecek birçok yer var bu şehirde.

Bayezi-i Bestami Türbesi

Bu arada şunu da belirtmeliyim; iller hakkında yazmaya başlayalı epey oluyor ve elim bir türlü depremden etkilenen bu illeri yazmaya gitmiyordu. Belki de EXPO 2023’e özel tasarlanan, devasa “Toprak Ana ve Anadolu Köylüsü Sanatsal Temalı Kinetik Heykel”i depreme rağmen yapmaya devam edenlerle veyahut depremden kısa bir süre sonra davullu zurnalı seçim kutlaması yapanlarla aynı duruma düşmekten korkuyordum. Bilmiyorum...

Toprak ana ve Anadolu köylüsü sanatsal temalı kinetik heykel

THE SIMPSONS 'DEPREMİ BİLDİ' (Mİ?!)

“The Simpsons” isimli animasyon komedi dizisini bilmeyen yoktur. Nasıl olsun ki otuz beş yıldır hayatımızda. Şimdi “Maraş’la The Simpson’un ne alakası var?” diyeceksiniz; hemen açıklayayım: Dizinin on altıncı sezonunun on üçüncü bölümünde Bart ve Lisa Simpson araçlarıyla giderken bir kaza yapar. Yoldan çıkan araç, hoooop Türk bayraklı, “Ankara” isimli gemiye düşer. Homer ve Marge, kaptana seslenerek, geri dönmesini ister ama kaptan “Kuzeyde Bir Yer” isimli dizinin DVD’lerini Kahramanmaraş’a yetiştirmek zorunda olduğunu söyler. Bunun üzerine sinirlenen Homer, kaptana seslenirken “Kıbrıs’ı bölen beyzadeler” diye bir ifade kullanır.

İlk yayımlandığında çok gündem olmasa da depremden sonra komplo teorisyenleri iş başındaydı: Sürekli “geleceği bilmek”le haberlere konu olan dizinin, bu bölümde de Maraş depremini bildiği iddia edildi. Gerçi senaryo yazarlarının Türkiye’deki Maraş’la Kıbrıs’taki Maraş’ı karıştırmış olabileceğini söyleyenler de oldu ama sonuçta komplo teorileri daha çok rağbet görüyor değil mi?

Ali Kayası Cam Teras 
MARAŞ’TA BİR CADDE: TRABZON

Maraşlıların acılarını unuttuğunu, yaralarının tamamen sarıldığını, her şeyin normalleştiğini tabii ki de söylemek mümkün değil. Ama hayat devam ediyor bir şekilde. Etrafta yıkımlar olsa da hâlen şehrin en merkezî yeri; çevre düzenlemeleri yapılan Trabzon Caddesi ve Azerbaycan Bulvarı. Maraş’ta bir caddenin adının “Trabzon” olması insana garip geliyor ama öğreniyoruz ki Trabzon’da da “Maraş Caddesi” var. Zamanında Maraş Valisi’nin Trabzon’a, Trabzon Valisi’nin de Maraş’a atanması üzerine bu isimlerin konulduğuyla ilgili rivayetler var ama gerçek mi, bilmiyorum.

Trabzon Caddesi - Maraş
'ALLAH VERMİŞ PIRASA HİÇ YENİR Mİ YARASA'

Haberleri karıştırırken bakın karşıma ne çıktı: Hani pandemi zamanında epey paylaşılmıştı. Pazarda pırasa satan amcaların önünde “Allah vermiş pırasa hiç yenir mi yarasa. Zıkkımın kökünü yiyesiceler bak çöktü piyasa” yazıyordu. İşte o fotoğraf Maraş’tanmış.

Kent halkına gelirsek Maraşlılar, genelde muhafazakâr ve tutucu insanlar... Bu yüzden de sosyalleşme ya da eğlence mekânları sınırlı bir kent. Bu arada gözümden kaçmadı Antep’le aralarında bir çekişme var Maraşlıların. Kırmızı biberin hangi ilin coğrafi işaretli ürünü olduğu konusunda davalık olduklarını duymuştum ama Anteplilerin kullandığı “Gitme Maraş’a, şerefinle yaşa” sözünü ya da Maraş’taki Kurtuluş Savaşı’yla ilgili heykelde Türk askerinin arkasından, Antep’tekinin göğsünden vurulmuş vaziyette olması nedeniyle “Antepliler savaşırken vurulmuş, Maraşlılar kaçarken” dediklerini hiç işitmemiştim.

Maraş'ın tescilli coğrafi ürünleri
BİBERLİ DONDURMA, TARHANA CİPSİ

Kahramanmaraş deyince insanın aklına ilk olarak dondurma geliyor. Bu ilde aklınıza gelebilecek her şeyin dondurması var. Hatta inanmayacaksınız kırmızı biberli dondurma yapıyorlar. Zira Maraş’ın biberi de coğrafi işaretli bir ürün.

Maraş tarhanası

Tam bir tarhana memleketi burası. Peki ya tarhana cipsine ne demeli? Kurutulmuş tarhanalar, Maraş’ın millî abur cuburu desek yanlış olmaz hani.

Maraş’ın bir de yokuşları çok meşhur. Ahır Dağı eteğinde sıralanmış tepelerde Maraş’ın tarihî mahalleleri bulunuyor. Hâl böyle olunca şehrin her yerinde dik rampalar ve zorlu yokuşlar var. Bu yokuşların en meşhuru da Turan Mahallesi’ndeki Bahtiyar Yokuşu. Kurtuluş İlkokulu’ndan başlayıp kentin en yüksek tepelerinden birinde bulunan Divanlı’ya kadar uzanan yokuşun, her iki yakasında tarihe tanıklık eden evler bulunuyor.

Bahtiyar yokuşu

Maraş’ın deli poyrazını evin içine yönlendiren zikzaklı cumbaları, basık kemerli ve enikli kapıları, giyotin pencereleri ile kentin sivil mimarisinden izler taşıyan evlerin arasında bir keşfe çıkmanızı öneririm. Son yıllarda artan ilginin neticesinde, bazı konaklar restore edilerek, restoran, müze gibi çeşitli vazifelerle halka açılmış. Bu kapsamda Dedeoğlu Konakları, Kocabaşlar Konağı, Mahmut Arif-i Paşa Konağı, Deli Gönül Konağı gibi birçok konak ziyarete açık.

Dedeoğlu Konağı (solda), Deligönüller Konağı (sağda)
KALEDEN MARAŞ MANZARASI

Şehrin tam merkezinde yer alan Kahramanmaraş Kalesi, güney tarafı sivri ve yüksek, kuzey tarafı hafif meyilli bir tepe üzerinde kurulu. Üzerinde yapılan çalışmalarda Geç Hititler dönemine ait pek çok tarihî eser bulunmuş; Evliya Çelebi tarafından 17. yüzyılda kale kapısında yer aldığı belirtilen Maraş Aslanı da bu eserlerden biri.

Maraş Kalesi

Bu aslan ve çok daha fazlası Kahramanmaraş Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor. İl merkezindeki müzede, 30 bin kayıtlı eser var. Bence en enteresanları, Gâvur Gölü Bataklığı’ndan çıkarılan ve tarihi MÖ 1400’lü yıllara dayanan iki adet antik fil iskeleti...

Kahramanmaraş Arkeoloji Müzesi

Şehri tepeden gören diğer bir yer de Şairler Tepesi. Şehir merkezine beş kilometre uzaklıktaki Şairler Tepesi’nin bir tarafında şehir manzarası, geri tarafında ormanlık alanı, geniş otopark alanı, çocuk oyun parkı, açık ve kapalı restoran alanları bulunuyor.

Şairler Tepesi

Maraş’ta aynı zamanda Mahmut Arif Paşa Konağı Etnografya Müzesi ve Yedi Güzel Adam Edebiyat Müzesi var.

TARİHÎ MARAŞ ÇARŞILARI

Kahramanmaraş aynı zamanda Türkiye’de geleneksel el sanatlarının en yoğun şekilde icra edildiği merkezlerden biri... Kentin çarşılarında gezerken zaten buna tanıklık edebilirsiniz. Sim sırma işlemeciliği, bakırcılık, köşkerlik, keçecilik, külekçilik, ahşap oymacılığı, saraçlık, semercilik, bıçakçılık, kuyumculuk, demircilik, gibi geleneksel el sanatlarının birçok çeşidi doğal ortamında sergileniyor. Depremde zarar görseler de Dulkadiroğulları dönemine dayanan tarihî çarşılar hâlâ ayakta.

Katip Han (Cumhuriyet Hanı) (Solda), Taş Han (sağda)

Antik Çağ’dan beri kutsal sayılan ve Eshab-ı Kehf adıyla tanınan kayalık bir tepenin yamacındaki mağaranın çevresine kurulan Eshabı Kehf Külliyesi; Taş Han, Katip Han (Cumhuriyet Hanı), Taş Medrese ve Ceyhan Köprüsü’nü de (Taş Köprü) gezebilirsiniz.

Germanicia Antik Kenti ise Dulkadiroğlu ilçesinin Karamaraş mevkisinde. İlginçtir bu antik kent, 2007 yılı Ağustos ayında yapılan kaçak kazı ihbarı neticesinde başlatılan çalışmalarla ortaya çıkarılmış. Bu dönemde şehirde yaşanan siyasi, sosyal, kültürel ve iktisadi durumunu da yansıtan taban mozaikleri gerçekten ilginç.

Ceyhan Köprüsü (Taş Köprü) 
DOĞAL GÜZELLİKLERİ

İl merkezine otuz altı kilometre mesafedeki Yavşan Yaylası, 348 hektar büyüklüğünde bir alanı kaplıyor ve değişik türde yaban hayvanına ev sahipliği yapıyor. 600-700 yaşlarında sedir ağaçlarının, çeşitli endemik flora ve fauna türlerinin bulunduğu yaylada, iğne yapraklı türlerden ülkemizde doğal olarak yetişen Toros Göknarı (Abies cilicica), Toros Sediri (Cedrus libani), karaçam ile ardıç, yapraklılardan titrek kavak ve meşe türleri de yayılış gösteriyor.

Yavşan Yaylası

Maraş’ın meşhur diğer bir yaylası da Başkonuş Yaylası. Onikişubat ilçesinin kuzeybatısında yer alan ve ortalama 1.300 metre yüksekteki yayla, ormanla kaplı dik yamaçların çevrelediği geniş düzlüğüyle kamp, festival, şenlik vb. çeşitli aktiviteler düzenlenmesine imkân sağlayan bir yapıya sahip. Kuzeyinde bir de mesire yeri var.

Tekir Vadisi

Tekir Vadisi de yayla ve çiftlik turizmi, iklim kürleri, doğa yürüyüşleri ve mola merkezi olarak değerlendirilen bir bölge.

MİLYONLARCA UĞUR BÖCEĞİ

Maraş’ta milyonlarca uğur böceği görebilirsiniz desem... Şehir merkezine altmış beş kilometre uzaklıkta olan 2.259 metre rakımlı Uludaz Tepesi, bulutlarla kaplı zirvesi ve sürü hâlinde görülen uğur böcekleri ile doğa turizmi açısından dikkatleri üzerine çeken bir yer. Zirvede bulunan uğur böceği türü, halk arasında “gelin böceği”, “uğur böceği” veya “uç uç böceği” olarak bilinen Coccinellidae familyasına ait türlerin en önemlisi ve en çok bilineni Coccinella septempunctata, diğer bir tanımla “yedi noktalı uğur böceği”. Kışın metabolizmalarını dondurup kış uykusuna yatan uğur böcekleri, yaz aylarında yeniden uyanıyor. Her yıl yapılan festivallerde, yurt içi ve yurt dışından binlerce ziyaretçi ve fotoğrafçı bir araya geliyor.

Uludaz Tepesi, uğur böcekleri

Maraş’ın güzelliklerinden görülmesi gereken diğer yerler de buz gibi suyu, eşsiz manzarası, çınarlar ve salkım söğütleriyle Yeşilgöz; üst üste ve birbirine bağlı üç mağaradan oluşan Döngel Mağarası; harika bir şelale ve piknik alanının da bulunduğu Savruk Mağarası; doğal mineraller açısından zengin suyu ve çamur banyosu imkânıyla Ekinözü İçmeleri...

Döngel Mağarası
YEDİKUYULAR KAYAK MERKEZİ

Kahramanmaraş ili Dulkadiroğlu ilçesi Yedikuyular mevkisinde bir de kayak merkezi bulunuyor. Kent merkezine oldukça yakın mesafede (on üç kilometre) bulunan kayak merkezinde, kış sporlarıyla ilgilenenler için kayak, snowboard, doğa yürüyüşü, kızak, kar motoru gibi seçenekler sunuluyor. Bünyesinde restoran, kafe ve sosyal tesisler de hizmet veriyor.

Yedikuyular Kayak Merkezi

***

Son olarak yazıyı Kahramanmaraş’ın Ekinözü ilçesi bağımsız belediye başkanı adayı Fahrettin Bozkurt’un seçim vaadiyle bitirmek istiyorum:

“Eğer burada bekâr bir genç bırakırsam, beni burada parçalasınlar. Devletten destek alabileceğim kadar alırım, alamazsam kendi paramı kullanırım. Gençlerin bekâr kalmasına izin veremem. Genç, yaşlı demeden herkesin evlenmesini sağlayacağım.” Hadi bakalım, gelişmeleri merakla takip edeceğim.


Serpil Kurtay Kimdir?

1978 yılında Almanya’nın Esslingen kentinde doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Bilecik’te tamamladıktan sonra Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden 1999 yılında mezun oldu. 1995-2003 yılları arasında Evrensel Gazetesi’nde muhabir, istihbarat şefi ve haber müdürü olarak çalıştı. Ardından on altı yıl Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün dergisinde editörlük ve genel yayın yönetmenliği görevinde bulundu. Çeşitli dergilerde yazarlık, kitap editörlükleri yaptı, yayın süreçlerinde görevler aldı. Hâlen kitap editörlüğüne, Antalyaspor Kulübü’nün dergisinde ve Gazete Duvar’da da yazılarına devam ediyor.