HDP Diyarbakır İl Eşbaşkan Vekili İrfan Söner: Korkak siyaset kaybettirir

HDP Diyarbakır İl Eşbaşkan Vekili İrfan Söner, partilerine yönelik baskılara ayakta kalarak cevap verdiklerini söyledi. “Bize diz çöktürmeye çalışıyorlar ama nafile, biten kendileri olacak” diyen Söner, CHP'ye çağrı yaptı: "Korkak siyaset AKP’ye kazandırır. Çünkü yerel seçimlerde görüldüğü üzere birlikte hareket olursa kazanılır. Ya birlikte hareket ederek AKP’yi bitirmek ya da dağılıp AKP’nin iktidarda kalmasına neden olmak. Tercih muhalefete ait olacak."

Google Haberlere Abone ol

DİYARBAKIR - Diyarbakır’da 22 Ekim’de düzenlenen operasyonda gözaltına alınan HDP Diyarbakır İl Eş Başkanları Zeyyat Ceylan ve Hülya Alökmen Uyanık, 30 Ekim’de çıkarıldıkları mahkemede “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan tutuklandı.

Ancak HDP’nin 2020 yılı içinde karşılaştığı tek sorun, il eşbaşkanlarının tutuklanması değildi. HDP il binasının önünde kurulan çadırda bekleyen aileler, psikolojik baskı unsuru olarak desteklendi. Ailelerin bekleyişi zaman zaman fiziksel saldırıya evrildi. 2020’nin son günlerinde parti yöneticisi Tarık Yazıgan ile basın danışmanı Vedat Dağ, parti binasından çıkarken hakarete ve fiziksel saldırıya uğradılar. Sadece Diyarbakır’da yüzlerce partili yıl içinde gözaltına alındı, kimi adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı kimiyse tutuklandı. Partinin siyaset çalışmaları engellendi.

İrfan Söner, bu ortamda, HDP Diyarbakır İl Eşbaşkan Vekili olarak görev aldı. “Bize diz çöktürmeye çalışıyorlar ama nafile, biten kendileri olacak” diyen Söner, Gazete Duvar için 2020 yılını değerlendirdi.

'EŞBAŞKANLARIN TUTUKLANMASI SİYASİ BİR KARARDI'

İl eşbaşkanlarınız tutuklu. Tutuklanmalarına gerekçe neydi? Duruşmaları ne zaman gerçekleşecek?

115 sayfalık bir iddianame var. Dosyanın içine bakıldığı zaman ne kadar siyasi bir karar olduğunu görebilirsiniz. 115 sayfadan 90 sayfası internetten indirilen fotoğraflardan ve geri kalanın ise partinin basın açıklamaları, röportajlar, delege listeleri ve birkaç ailenin kayıp çocukların partiye gelip sorduğu defterden oluştuğunu söyleyebilirim. Kayıpları için bize gelen aileler, bize gelmeden önce karakola gidip yakınlarını sormuş, bize geldiklerinde tutuklu olabilirler diye gelmişlerdi. Bunlar hepsini delil olarak lanse ediyorlar. İl eşbaşkanlarımızın duruşmaları 12 Ocak 2021’de olacak. Tutuklamaları siyasi idi, duruşmalarında alınacak karar da siyasi olacak. Dosya veya delillere göre bir karar olmayacaktır.

HDP Diyarbakır İl Eşbaşkan Vekili İrfan Söner

İl eşbaşkanlarınızın tutuklu olması parti çalışmalarınızı nasıl etkiledi?
Parti çalışmalarımız aslında çok etkilenmedi. Çünkü il eşbaşkanlarımızın tutuklanması sırasında tüm il yönetiminde bulunan arkadaşlarımızla birlikte bir karar aldık. Herkes kendini çalışmalara şimdiye kadar bir katıyorsa bundan sonra iki kata çıkaracak diye birbirimize söz verdik. Biz partide bir kişi de kalsak çalışmalara devam edeceğiz ve bu bizi daha fazla motive edip daha fazla çalışmaya sevk etti.

'DOĞRU ADRES MECLİSTİR'

Yaklaşık iki yıldır il binasının önünde nöbet tutan aileler var. Bu durum parti çalışanlarını nasıl etkiliyor?

24 Ağustos 2019’da il binamızın önüne bir aile geldi ve çocuklarının bizde olduğunu iddia ederek oturdu. Daha sonra ortaya çıktı ki oğlu zorla evlendirilmek istendiği için evden kaçmış. Bunu fırsata çevirmek isteyen polis-asker aileleri de gelip oturdular. Bu ailelerin sayısı 10-15’i geçmiyor, yarısı polis-asker, diğerleri de gerilla aileleri. Biz başta onları defalarca dinledik, heyet oluşturabiliriz diye Meclis’e çağrıda bulunduk. Bunun için basın açıklaması yaptık ve hem AKP hem de CHP’ye çağrıda bulunduk ve şunu söyledik: Gelin HDP, AKP, CHP ve İHD’den oluşan bir heyet oluşturalım, PKK açıklama yapmış, bir heyet gelip bu çocukları alabilir diye. Ama herkes sessiz kaldı, aileler de Meclis’e gitmediler ve şov yapmayı seçtiler. Ayrıca zaten gidilmesine de izin verilmiyor. Bu anneler AKP’nin anneleri oldular, kapımıza geldiler, bizden yardım istediler ama her gün bize saldırıyorlar. Amaçları çalışmalarımızı engellemek. Çocuklarını alet edip mağduriyete yatıp partiye gelen vatandaşlara, bizlere hakaret edip saldırı yapmaktadırlar. Partimizin bir etkinliği olduğunda bunlar harekete geçip saldırılarını arttırıyorlar ve saldırı yaptıkları gibi şikayette de bulunuyorlar. Hemen yöneticilerimiz ifadeye çağrılıp bazen de gözaltına alıp sonra bırakıyorlar. Tabi polisin rolü önemli. Saldıran aileleri tutar gibi davranıp aslında onları değil bizi tutuyorlar, sonra sizi koruyoruz oluyor. Akşam tüm TV’lerde ‘HDP’liler ailelere saldırdı’ biçiminde yer alıyor. İşte oyun bu.

Ziyaretçileri çoktu Diyarbakır il örgütünün. Bu eylemden sonra bir azalma olduğunu söylemek mümkün mü?

İl binamıza gelmeler var ama tabi ki bu kadar saldırı olunca azalma da oluyor. Ama ziyaretçi sayısındaki bu azalma korkudan değil, bir provokasyona mahal vermemek içindir. AKP ailelerinin yüzlerini görmek istememelerinden kaynaklıdır. Tabi sırf cevap haklarını kullandıkları için, bu ailelerin şikâyeti üzerine 6 kişi tutuklandı, onlarca kişi gözaltına alındı. Bunun bir oyun olduğunu bildikleri için, bu oyuna gelmemek adına il binamıza ziyaretçi sayısında azalma olmuştur. Ama il dışında tüm çalışmalara katılım en üst boyutta yaşanmaktadır.

'POLİS, SUÇU BİLDİRMEME SUÇU İŞLEDİ'

Zaman zaman il binasının önünde arbede çıkıyor. Bunu nasıl yorumlarsınız?

Aslında bir arbede değil, tamamen planlı bir saldırı yaşanmaktadır. Bunlar sözde kapımıza gelip yardım istiyorlar ama öyle değil. Yardım istediğiniz kapıya neden her gün saldırıda bulunuyorsunuz? Amaç yardım istemek değil, bizim siyasi çalışmalarımızı engellemektir. Bakın biz bir etkinlik yapmak istediğimizde bu aileler nasıl haberleri oluyor ve saldırılarını arttırıyorlar? Yani tüm saldırılar bir plan çerçevesinde işliyor. Bu ailelere söylüyoruz, 2 yıldır bize hakaret ve saldırı dışında elinize ne geçti? Hiç. Ama size söyleyelim, değil 2 yıl 200 yıl da kalsanız, yanlış yerde duruyor olacaksınız. Meclis orda, amacınız şov değil de çözümse buyurun Meclis’e. Hatta gelin sizi biz götürelim, size yardımcı olalım, tabi amacınız şov değilse.

İl binasının önünde bekleyenler, partililer hakkında şikayetçi oldu. Siz hukuki bir süreç başlattınız mı?

Bir siyasi partinin çalışmalarını engellemek suçtur ama bu parti HDP olunca tam tersi oluyor. Saldıranlara ceza değil, ödül veriliyor. AKP’nin önünde otursan anında gözaltına alınırsın, kötü muamele görürsün hatta tutuklanırsın. Tabi ki hukuki girişimlerimiz var. Elimizdeki 30 saldırı tutanağı ve 35 görüntü ile birlikte suç duyurusunda bulunduk. Şimdiye kadar birkaç sefer girişimde bulunduk ve hukuki girişimlerimiz devam edecektir. Tabi bu saldırılar sırasında polisin de suçu bildirmeme suçu işlediği görünüyor.

HDP’li belediyelerin tamamına yakın kayyım atandı. Belediyelere yapılan kayyım atamaları seçmenlerinizle aranıza bir mesafe koymuş olabilir mi?

Kayyımlar başta seçmenlerimizin iradesine karşı bir darbedir. Kayyımlar halkın iradesini hiçe saydıkları için bizimle seçmen arasına mesafe değil, tam tersine bütünleştirmiştir. Biz iddialıyız, biz HDP olarak hiç seçim çalışması yapmayalım ama onlar tüm imkânlarını seferber etsinler ve seçime gidelim. Bakalım seçmen kiminle arasına mesafe koymuş. Halkımız oyunun ne olduğunu biliyor ve gününü bekliyor. Bize saldırmalarının altında yenileceklerini görmelerinden kaynaklanıyor. Bize diz çöktürmeye çalışıyorlar ama nafile, biten kendileri olacak.

'PARTİ KAPANIRSA DAHA GÜÇLÜ DÖNECEĞİZ'

HDP’ye yönelik ağır ithamları var hükümet kanadının. HDP’nin itibarsızlaştırılmasını hedefleyen bu yönelim, amacına ulaştı mı?

Partimize karşı saldırılar elbette bir plan çerçevesinde gelişiyor. Partimizi baraj altında bırakmak, bir başka muhalefet partisi ile yakınlaşmasının ya da birlikte hareket etmesinin önünü kapatmak hedeflenmektedir. Ayrıca başarabilirlerse HDP’nin milletvekillerini gasp edip iktidarda kalmak ve CHP’nin iktidar yolunu kapatmasını sağlama gibi hedefleri mevcuttur. Burada belki de HDP’den çok CHP düşünmelidir. Korkak siyaset AKP’ye kazandırır. Çünkü yerel seçimlerde görüldüğü üzere birlikte hareket olursa kazanılır. Burada önemli bir karar alınması gerekir, ya birlikte hareket ederek AKP’yi bitirmek ya da dağılıp AKP’nin iktidarda kalmasına neden olmak. Bu tercih muhalefete ait olacak. Şu an demokratik bir seçim olsa HDP’nin oy aranı yüzde 15 civarındadır.

Binlerce HDP’li siyasetçinin tutuklu bulunduğu ileri sürülüyor. Ayrıca HDP’nin kapatılması talep ediliyor? HDP kapatılabilir mi sizce?

Partimize karşı son yılların en büyük operasyonlarını gerçekleştirdiler ve bu operasyonlar devam ediyor. 20 bin gözaltı, 10 bin tutuklama ve her gün operasyonlarla devam ediyor. Bunların çare olmadığını gördükleri için şimdi de kapatma tehdidiyle karşı karşıya kalıyoruz. Ama tehdit de işe yaramayacaktır. İktidar HDP’yi kapatmanın çare olacağını bilse şimdiye kadar kapatırdı. Hedefleri HDP’yi ötekileştirme ve yalnızlaştırmaktır. Onlar da biliyor, partiyi kapattıklarında daha güçlü olarak geleceğimizi.

HDP’ye yönelik baskılardan söz ediyoruz. Bu durumda partinin, engellemelere rağmen, siyaset yapabildiğini söyleyebilir misiniz?

Her şeye rağmen partimiz ayakta, inandığı siyasete ve çalışmalara bu temelde devam etmektedir. En son Meclis’te, bütçe görüşmelerinde gördük, iktidarda olanlar Meclis’e şov yapmak için geldiler ama bozguna uğrayıp gittiler. HDP başta Kürt halkı olmak üzere Türkiye halkalarına, demokrasinin ilerlemesi için büyük bir şanstır. Biz HDP olarak AKP-MHP’nin şifrelerini çözdük, gerçek yüzlerini halka gösterdik, bundan dolayı bu kadar partimize saldılar gerçekleştiriyorlar.

'CEZAEVLERİNDE HAK İHLALLERİ HAD SAFHADA'

Cezaevlerinde devam eden süresiz dönüşümlü açlık grevi bir ayını geride bıraktı. Açlık greviyle ilgili partinizin tutumu nedir? Açlık grevinin son bulması için bir çalışmanız var mı?

Cezaevlerinde hak ihlalleri had safhadadır. 27 Kasım’dan beri açlık grevleri devam etmektedir. HDP olarak her zaman hak ihlallerine karşı tutsakların yanında olduk ve onların taleplerini destekledik. Parti olarak açlık grevine dikkat çekmek için yer yer basın açıklamalarıyla destek olmaya çalışıyoruz. Ayrıca gerek avukatlar gerekse sivil toplum örgütleriyle diyalog halindeyiz. Tutsakların talepleri olan tecrit ne anlama geliyor, tecridin kaldırılması, yani İmralı kapısının açılması demek, çözümün, onurlu bir barışın sağlanması demektir. Bunun için talepleri bir an önce yerine getirilmelidir.

'SAVAŞ KÜRTLERE KAYBETTİRİR'

Irak Kürdistan Bölgesi’nde ve Kuzey Suriye’de tırmanışa meyilli gerilim var. Bu konuda ne söylemek istersiniz?

Güney’de Kürdistan’da KDP’nin de içinde olduğu bir plan söz konusudur. Bir yanda Şengal, bir yanda Rojava sınırına güç yığma, diğer tarafta Rojava yönetimini karalama ve diğer tarafta ise gerilla alanlarına güç yığma yapılıyor. Bu hareketlilik elbette tesadüf değil ama herkes bunu bilsin ki bu hareketlilik Kürtlerin çıkarına değildir ve Kürtleri 100 sene geriye götürür. Bundan dolayı herkes bir adım atarken iki sefer düşünmelidir. Bir savaşın olmaması için biz parti olarak defalarca çağrılar yaptık ve yapmaya devam edeceğiz. Rojava’da ise halkımız çok bedel ödedi ve hâlâ bedel ödemeye devam ediyor. Bu bedeller elbette tüm insanlık için ödendi ama Rojava halkımızı insanlık yalnız bıraktı. Başta büyük güçler olmak üzere, tüm ilerici insanlık Rojava halkımızı yalnız bırakmamalıdır. Ayrıca dünya pandemi ile uğraşırken elbette büyük devletlerin Orta Doğu coğrafyası için planlarının olduğunu biliyoruz. ABD’nin yeni seçilen yönetimi ve geliştireceği siyaseti merak ediyoruz. ABD’nin kendi çıkarını ön planda tutacağı aşikârdır. Bunun için fazla umut bağlamamak önemli olacak. Yine de dikkat etmek gerekir.

2020 yılını nasıl değerlendirirsiniz? Hem partiniz açısından hem de dünya açısından...

2020 yılını uğurlarken elbette demokrasi ve barış mücadelesinin bedeli ağır oldu. Verilen bunca bedele rağmen partimiz ve halkımız ayakta kalmayı başardı ve tüm saldırıları boşa çıkardı.  Ayakta kalmak, saldırılara en büyük cevap olmuştur. 2021 yılının Türkiye halkları ve dünya haklarına onurlu bir barış ve sağlık getirmesi diliyor ve yeni yıl kutlu olsun, sersala nûh pîroz be diyoruz.