HDP: Erdoğan ve kabinesi istifa etmeli, erken seçime ihtiyaç var
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan istifasının yeterli olmayacağını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve kabinesinin istifa etmesi gerektiğini söyledi. Sancar, “Bu ülkede şimdi ihtiyaç erken seçimdir, bu iktidarın gitmesidir” dedi ve HDP'nin oyunun yüzde 11'in çok üzerinde olduğunu öne sürdü.
DUVAR - Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Berat Albayrak'ın istifa sürecini 'çöküş hikayesi' diye niteledi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da istifa etmesi gerektiğini söyledi.
Partisinin Meclis grubunda konuşan Sancar, “İki gündür canlı yayında bir çöküş hikayesini izlemekteyiz" dedi. Sancar şöyle devam etti:
MEDYA TALİMAT BEKLEDİ: Hazine ve Maliye Bakanı iki gün önce akşam saatlerinde sosyal medya hesaplarından bir istifa mesajı paylaştı. Bu da yeni sistemin yeni adetlerinden biri. Mesele bununla kalmadı. Birkaç saat bu mesajın gerçekten bakana ait olup olmadığı tartışıldı. Bu konuda bir belirsizlik bir kargaşa ortaya çıktı. İşin ilginç yanı ana akım dedikleri iktidar medyası bu meseleyi hiç görmedi. Saatlerce alt yazı bile geçmedi. Muhtemelen bir talimat beklediler. Bu talimat gelmedi. Birkaç tane televizyon kanalı haberi verdi. Ama onlar yandaş kanalar değil, bütün baskılara rağmen özgür yayıncılık yapmak için ellerinden geleni yapan medya kuruluşlarıydı.
SİSTEMİN İFLASI, REJİMİN ÇÖKÜŞÜ GERÇEĞİ: Ortada bir ekonomik kriz olduğunu biliyoruz ve kimse bunu saklayacak durumda değil. Bu krizin sadece bir bakan, bir şahıs meselesi olmadığını da biliyoruz. Ortada çok daha derin bir sorun var. Ortada sistemin iflası, rejimin çöküşü gerçeği var. Daha önce de bir konuşmamda söylemiştim Latin Amerika ülkelerinden çok değerli bir yazarın sözüydü. ‘Alacakaranlıkta tek bir kişi hakikati haykırmaya devam ederse mutlaka gerçekler ortaya çıkar.’ HDP bunu yapıyor. Her şart altında hakikati haykırmaya devam edeceğiz ve toplumun hafızasını köreltenlere inat hem hafızayı canlandıracağız hem de bunun üzerinde güçlü bir gelecek kuracağız.
ÇÖKÜŞÜN BAŞLADIĞI TARİH: HAZİRAN 2015: Bu sistem bu güzel ülkeye yoksulluk getirmiştir, o nedenle de sistem çöküyor diyoruz. Çöken sadece maliye bakanının koltuğu değildir, çöken sistemin kendisidir. Bu çöküşün başladığı tarih Haziran 2015'tir. O tarihte yapılan seçimlerin sonucunu geçersiz kılmak için olmadık manevralar yaptılar, olmadık oyunlara giriştiler ülke kan gölüne dönüştü. O şartlarda seçimler yenilendi. 7 Haziran 2015 seçimlerinin sonuçları ve orada çıkan halk iradesi gasp edildi. Çöküşün başlangıcı 1 Kasım seçimleriyle zaten gerçekleşmiş oldu. Orada kurulan ittifak daha sonra Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adını verilen bu pespaye düzeni getirdiler. Vaatlerin hepsinin tersinin gerçekleştiği 3 yılı bu ülkenin haklarına yaşattılar. Bu arada kimlerin hangi milyar dolarları nasıl götürdüğünü de elbette soracağız, bunun da peşini bırakmayacağız. Sistem çökerken birileri ceplerini doldurmaya devam ediyor. Bu sistemin özü esasen budur. Bir avuç sermayeye ve en çok da yandaşlara durmadan kaynak aktarmaktır.
ERKEN SEÇİME HERKESTEN DAHA HAZIRIZ: Cumhurbaşkanı, kabinesiyle birlikte istifa etmelidir. Sorumluluğu üstlenme cesaretini ve basiretini göstermesini bekliyoruz. Önümüzde yeni bir dönem var bu dönem de en önemli hedeflerinden biri erken seçim olacaktır. Bu sistem çöktü hem bu iktidarı hem bu düzeni değiştirmek için ilk fırsatta, en kısa zamanda seçime gidilmelidir. Seçime gitmenin de şu şartlarda seçime gitmenin en ahlaki yolu Cumhurbaşkanın kabinesi ile birlikte istifa etmesidir. Cumhurbaşkanı istifa edince meclisi de fesheder, biz de yeni seçim için yeni döneme başlarız. HDP yeni bir seçime erken seçime herkesten çok hazırdır. Bunu her fırsatta tekrarlayacağız. Bu ülkede şimdi ihtiyaç erken seçimdir.
KÜRT DÜŞMANLIĞI: Bu iktidarın çöküşünün belki de en büyük nedeni, Kürt düşmanlığıdır. Kürt sorununda çözümsüzlük politikası bugüne kadar bütün iktidarları çözen, çökerten en temel sebep olmuştur. Bu iktidar da çözümsüzlüğün ötesine geçerek inkar ve imha politikalarını sürekli güncellendiğinden çökmektedir. Kürt düşmanlığını hangi örneklerle anlatalım gerçekten zorluk yaşıyoruz. Geçtiğimiz günlerde bu örneklere çok acı bir örnek daha eklendi. Şerali Dereli cinayeti, Hakkari Esendere bölgesi köyünde 29 Ekim’de korkunç bir cinayet işleniyor. Evinin 50 metre ilerisinde bulunan ahırda hayvanlarına bakmaya giderken, atlarıyla birlikte 61 yaşında katlediliyor. Kim katletti onu? Ailesinin çektiği görüntüler var. Ayrıca Dereli’nin yeğeni olay esnasında bir video çekiyor. ‘Şu an yerde yatan amcam oluyor’ diyor. ‘Köyün 20-30 metre yukarısında amcama silah sıka sıka vurdular’ diyor. Biz bunu 33 kurşun olayından beri biliyoruz. Bu topraklarda Kürde reva görülen katliamı işkenceyi, cinayeti hepimiz biliyoruz. Silopi'de 6 ve 7 yaşında iki kardeş Furkan ve Muhammet Yıldırım evlerine zırhlı araç girdiği için ölmüşlerdi, ölmüşlerdi demek hafif kalır, katledilmişlerdi. Panzer ve polise 19 bin lira para cezası verildi. Geçtiğimiz gün istinaf bu cezayı onayladı. Yani bu güzelim çocukların can bedeli 19 bin lira.
KÜRT GÜÇLERİNE DÜŞEN TEK ŞEY ÇÖZÜMÜ DİYALOGDA ARAMAK: Kürde bu zulüm ne yenidir nede burayla sınırlıdır. Kürtlerin yaşadığı bütün topraklarda devletlerin zulmü her zaman kendini göstermiştir. Güneyden endişe verici, kaygı verici haberler geliyor. Orada Kürt güçleri arasında yüksek gerilim yaşandığı belirtiliyor. Buna ilişkin maalesef bazı olumsuz gelişmeler de yaşanıyor. Bir halk bir bütün olarak böyle tehlike altındayken hiçbir Kürt gücü bu gerçekliği yok sayarak kendi halkı içinde yeni acılar yaratacak gelişmelere sebep olma hakkına sahip değildir. Sorun ne olursa olsun Kürt güçlerine düşen tek şey çözümü diyalogda aramaktır. Sorunun ne olduğu değil çözümün ne olduğu önemlidir. Çünkü belki de dünyada bu kadar tehdit altında olan başka bir halk yok. Bu halkın siyasi temsilcilerinin de bu gerçeği görmezden gelme lüksleri yok, hakları yok. Biz elbette buradan sağduyu, diyalog ve müzakere çağrımızı yineliyoruz.
BİZE GELEN ANKETLER YÜZDE 11'DEN ÇOK DAHA YÜKSEK GÖSTERİYOR: Bir mücadele programı başlattık, bunu sözcülerimiz anlattılar. Ayrıca önümüzdeki günlerde zaten sahaya çıkacağız. O nedenle fazla ayrıntıya girmeyeceğim ama bu yeni mücadele programı artık halkın sabrının taştığının bir ifadesi olarak hazırlandı. HDP bir umut harekettir. Değerli halkımız mücadele etmeye umudu büyütmeye devam ediyoruz. Siz de buna inanın. Direnişten asla vazgeçmeyin çünkü direnmek şimdi onurlu yaşamanın başlıca şartıdır. Vazgeçmeyeceğiz, biz bu ülkeyi yönetmeye talibiz. En yandaş anket anketler bile bizi yüzde 11’lerde gösteriyor. Sürpriz olsun, bize gelen anketler bizi çok daha yüksek gösteriyor bizi. Bu da onların korkusu olsun, bu da onlara dert olsun. İlk seçimde bu iktidarı göndermekle kalmayacağız. (MA)