DUVAR - Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Meclisi üyesi Fırat Keser, 2011 yılında açılan soruşturma kapsamında 'tanık' olarak dinlenen M.Ç.’nin ifadesini yıllar sonra değiştirmesi sonucu tutuklandı. Tutuklama kararı veren Aydın 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi, gerekçeli kararında, Keser’in yaşadığı Van ilinin sınıra yakın olmasını 'kaçma şüphesi' olarak değerlendirdi. Avukatına göre ise yıllar sonra dosyadaki hareketlilik, HDP kapatma davasıyla başladı ve emsal oluşturulmak isteniyor.

'ANKARA, KAYSERİ'DE YAŞIYOR OLSAYDI TUTUKLANMAYACAK MIYDI?'

Mezopotmaya Ajansı'ndan Cemil Uğur'un haberine göre duruma tepki gösteren Keser’in avukatı Sedat Kula, “Yani müvekkil İstanbul, Ankara ya da Kayseri’de yaşıyor olsa tutuklanmayacak mıydı?” dedi. Kula, dosyada yaşanan değişikliğin HDP’nin kapatama davası için hazırlanan iddianameye dosyanın emsal olarak konulmasıyla geliştiğine dikkati çekti.

4 YIL SONRA İDDİANANAME HAZIRLANIYOR

Soruşturmanın, örgütten ayrılıp 2011 yılında pişmanlık yasasından yararlanan bir 'tanığın' ifadesi üzerine açıldığını ve 4 yıl sonra iddianame hazırlandığını belirten Avukat Kula, süreci şöyle anlattı: 

"İlk duruşmaya müvekkilim, Aydın 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin talimatıyla Van'dan SEGBİS ile katılım sağlıyor. İlk duruşmada müvekkilim ve tanık aynı anda bulunuyor. Teşhis işleminde tanık, müvekkilimi tanımadığını söylüyor ve bu olayla ilişkisi olup olmadığını hatırlamadığını beyan ediyor. Arada geçen 6 yıl boyunca dosyada firari bir sanık için ha bire duruşmalar erteleniyor. 

6 YIL SONRA YENİDEN İFADESİ ALINIYOR

Dosyada herhangi bir gelişme olmuyor. Ne oluyorsa 2021 yılında geldiğimizde 18. duruşmada, etkin pişmanlıktan yararlanan tanığın müşteki olarak yeniden ifadesi alınıyor. Oysaki dosyada herhangi bir gelişen, değişen delil yok ve daha önce beyanları alınmış tanık 11 yıl aradan sonra bu kez aleyhte ifade veriyor. Keser'in kendisinin evinde kaldığını ve örgütü övücü sözler söylediğini öne sürüyor. Mahkeme de daha önceki ifadeyle çelişkiyi fark edip soruyor. Tanık bile diyor ki; ‘Benim daha önce verdiğim yani 2015 yılında yanında verdiğim beyanlar geçerlidir. Çünkü onlar olayın sıcağı sıcağınaydı. Bugün aradan 11 yıl geçmiş, hatırlamıyor olabilirim.’ O duruşmada müvekkilimiz de çağırılıyor. Müvekkilimin duruşmaya çağrılma sebebi ise 2015 yılında beyanlarının avukatsız alınmasıydı. Bu sefer avukat eşliğinde ifadesi alınarak, usulü bir eksikliğin tamamlanması için müvekkilim duruşmaya çağırılıyor. Fakat tutuklanıyor.

KAPIYI ÜZERİMİZE KİLİTLEDİLER

Van’da Asliye Mahkemesi’nin odasına aldıklarında kapıyı üzerimize kilitlediler. Burada kısa gerginlik yaşadık. Müvekkilim hakkında gözaltı veya yakalama kararı olmadığını, varsa tarafımıza bildirilmesini istedik. Acaba başka dosya mı var? diye sorguladık. Savunmalarımızı yaptıktan sonra ara verildi ve aradan sonra müvekkil hakkında tutuklama kararı çıktı. SEGBİS ile katıldığımız için tutuklama gerekçesini göremedik. Biz buna itiraz edip, 'tutuklama gerekçesi ne diye?' sorduğumuzda, ‘Duruşma zaptı onaylandığında bakarsınız’ denilerek, mahkeme erişim hakkımız engellendi. Aradan geçen 4 gün sonra duruşma zaptını sistemden görebildik.

Yaşanan hukuksuzlukta en büyük sorunun tutuklama gerekçesinde. Adeta kılıfına uydurularak birçok sebep sunulmuş. Biz buna itiraz ettik. En vahimi ise ayrımcılık niteliğinde olan şu gerekçe; Müvekkilimin Van ilinde yaşıyor olması, örgütün Irak ve Suriye'de faaliyet göstermesi ve Van ilinin bu ülkeye sınırının bulunması ve yakın olması...  Kaçma şüphesi iddiasıyla tutuklanıyor. Yani müvekkil İstanbul, Ankara ya da Kayseri’de yaşıyor olsa tutuklanmayacak mıydı?

Bizi şüphelendiren önemli bir konu var, o da şu; HDP kapatılma davası iddianamesinde müvekkilimiz HDP PM üyesi olduğu için kendisine siyaset yasağı isteniyor. Bu dosya iddianameye emsal gösterilen bir dosyadır. Dosyadaki bütün hareketlilik de, HDP kapatma iddianamesinde sonra başlıyor. Hukuki olmayan bir karar verilmiştir."