HDP’den ‘Demokrasi krizinin ekonomik maliyeti’ raporu
HDP Ekonomi Komisyonu, Türkiye’de son yıllarda demokrasi alanında atılan adımlardan dolayı ekonominin olumsuz etkilendiğini belirterek rapor yayınladı.
ANKARA - Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ekonomi Komisyonu üyeleri Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, İstanbul Milletvekili Erol Katırcıoğlu, İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay ile Batman Milletvekili Necdet İpekyüz hazırladıkları, “Demokrasi Krizinin Ekonomik Maliyeti” başlıklı raporunu açıkladı.
Türkiye’nin uluslararası hukuk endeksinde 2015 yılında 80’inci sırayken bugün 117’nci sıraya gerilediğini belirten HDP’ye göre demokrasi alanında yaşanan “gerileme” ekonomik maliyetleri de beraberinde getirdi.
‘AFRİKA ÜLKELERİNİN GERİSİNDEYİZ’
Raporu kamuoyuna duyuran Erol Katırcıoğlu, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Demokrasi bir yönetim biçimi olmasına rağmen ekonomiyle doğrudan ilişkilidir, birebir yakın ilişkilidir. Bizim gibi ülkelerde bu daha da böyledir. Demokraside bir gerileme olduğu tespiti üzerinden bunun ekonomiye nasıl yansıdığına dair bazı istatistikleri kullanarak cevap arıyoruz” dedi.
Uluslararası bir kurumun yaptığı çalışmaya göre Türkiye demokrasisinin 2015-2022 arasında endeksteki değerinin düştüğünü, an itibariyle Uganda, Kenya, Zambiya, Senegal, Fas gibi ülkelerin yani Afrika ülkelerinin gerisinde bir demokrasi düzeyine sahip olunduğunu ifade eden Katırcıoğlu, “2015’te Çözüm Sürecinin, Kürt sorununun çözülmesi üzerine atılan adımların sona ermesi ve ondan sonra yaşadığımız olaylar var. 2016’da darbe girişimi ve ardından OHAL yasalarının geçerli olduğu bir Türkiye tablosu var. Özellikle 2011’den sonra merkezileşen yönetim tarzıyla ve de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle sistem daha da merkezileşti. 85 milyon insanın hayatını ilgilendiren kararları, bu sistemle çok az sayıda insan verir hale gelmiştir ve dolayısıyla bu kararların yanlış olma olasılığı da artmıştır” ifadelerini kaydetti.
RAPORDAKİ 4 DEĞİŞKEN
Hazırladıkları raporda dört değişkene baktıklarını, bunlardan birinin “Hukukun yaralanması, gözden düşmesi, hukukun yönetim tarafından istenildiği gibi kullanılması” olduğunu belirten Katırcıoğlu, “Hukukun sağladığı güvencelerin azalmasının ekonomik maliyetleri üzerinden bir değerlendirme yapacağız. İkincisi, demokratik çözümler yani uzlaşma yerine aksine bir politika izlendiğinde, güvenlikçi politikalara yönelindiğinde burada nasıl bir maliyet ortaya çıkıyor. Üçüncüsü, demokrasiden uzaklaştıkça ekonomik özgürlüklerden yoksun hale gelen toplumun giderek mutsuz olmasına yönelik olarak bir etki ürettiğinin altını çizeceğiz. Bir de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin katılımcılığı yok ederek tek adam kararlarıyla yönetiliyor olmasının maliyeti var” diye konuştu.
TÜRKİYE HUKUK ENDEKSİNDE 80’İNCİ SIRADAN 117’İNCİ SIRAYA GERİLEDİ
Türkiye’nin hukuk endeksinde 80’inci sıradan 117’nci sıraya gerilediğini belirten Katırcıcoğlu, “Bu veriler bize hukukun gerilediğini gösteriyor. Faizlerle ilgili olarak hukukun zedelenmesi, ekonomik ilişkilerde bizim işlem maliyeti dediğimiz ve alışveriş yaparken katlandığımız maliyetlerin artması anlamına gelen, yapılacak sözleşmelerin yargı sisteminin çalışmamasından dolayı artan maliyetler oluyor ve bu da faizin artmasına neden oluyor. 2015- 2021 yıllarında faiz giderleri 53 milyardan 181 milyar liraya yükselmiştir” dedi.
Hukukun zedelenmesinin yabancı yatırımcılar arasında da değerlendirildiğini belirten Katırcıoğlu, 2015 yılında 215 olan ülke risk priminin, 2022’de 686’ya vardığını hatırlattı ve “Bu Türkiye’nin ulaştığı en yüksek risk düzeyidir. İkinci olarak bakıldığında, güvenlik politikalarını arttırarak ülke sorunlarını çözmeye çalışmak demokraside gerilemeye neden olmuştur. Bütçe geliri artışı üç buçuk kat atmasına rağmen güvenlik harcamaları 4,6 oranında artmıştır. Borç yükü ortaya çıkmıştır. 2015’ten itibaren Türkiye demokrasisi gerilmiştir ve gerileme devam etmektedir. Demokrasideki gerileme ekonomiye yansımaktadır. Ekonomi gerilemektedir. Bugün bakıldığında Türkiye’nin asıl sorunun demokrasi olduğunu görüyoruz. Bizim gibi ülkelerde yönetimin sorunları ekonominin sorunlarından daha baskındır. Türkiye inanılmaz bir kriz yaşamaktadır, bu da demokrasinin krizidir” diye konuştu.
‘ÖTEKİLERİN SESİNİ DİNLEMEK GEREKİYOR’
Kürt illerinde yaşanan gelişmelerin bütün Türkiye’yi etkilediğini belirten HDP’li Necdet İpekyüz ise, şunları kaydetti:
“2013-2015’te Kürt meselesini konuştuk. Bu konuda adımlar atılmalıdır. Demokrasiye yaklaşım ülkelerin ekonomisine katkıda bulunmuştur. 2013-215’te enflasyon ve işsizlik tek hanelerdeydi. Şimdi geldiğimiz nokta ortada. Bunun maliyeti Kürt illerinde artmaktadır. Bölge uzun süreden beri, 12 Eylül’den bu yana OHAL rejimi ile yönetildi. Kısa bir süre kaldırıldı, refah bütün ülkeye yayıldı. Ondan sonraki sürece bakıldığında 2016’dan bu yana Van’da bir basın açıklaması halen yapılamıyor. Türkiye yüksek enflasyona, döviz kuruna mecbur mu? Siz demokrasiden uzaklaştığınız sürece o zaman sizin ekonominiz kırılgan olur. Ufacık bir rüzgarla yere bir olur. Kürt meselesi başta olmak üzere ötekilerin sesini dinlemek gerekiyor. Demokrasiden uzaklaştığımız sürece işsizlik, yoksulluk, baskı ve hukuksuzluk daha da artmakta, sadece küçük bir topluluk zengin olmaktadır." (DUVAR)