HDP’nin 5. Olağan Kongresi: Sorumluluk kongresi
HDP Türkiye halklarının ve işçi sınıfının yararına olan herhangi bir meselede geri durmayacağını ifade etti. Bu sorumluluk iki devlet fraksiyonu karşısında, üçüncü bir yolun inşası açısından da elzem.
Ahmet Saymadi*
Halkların Demokratik Partisi’nin 4. Olağan Kongresi 23 Şubat 2020 tarihinde Ankara’da gerçekleştirilmişti. 2020’de seçilen kadroların göreve gelmesinden 20 gün sonra koronavirüs pandemisi tüm dünyayla beraber Türkiye’yi de sarstı. Kongreden sonraki bir buçuk yıl karantinalar ve sokağa çıkma yasaklarıyla geçti. HDP hem 2022’nin bahar aylarında olabilecek bir erken seçim ihtimaline karşı, hem de zamanında yapılabilecek 2023 genel seçimleri ve 2024 yerel seçimlerinin arasında kongre yapmamak için kongre tarihini olması gereken tarihten 4 ay ileriye erteledi. Bu cihetle HDP’nin 5. Olağan Kongresi 3 Temmuz 2022 tarihinde Ankara’da gerçekleşti. Bu kongreyle birlikte göreve gelen kadrolar 2023 genel seçimleri ve 2024 yerel seçimlerinin tüm yükünü taşıyacak olan kadrolar. İki seçimden sonra parti, ortaya çıkan yeni dengelerle, genel bir değerlendirme yaparak 6. Olağan Kongresine gidecek.
HDP, 5. Olağan Kongre için uzun erimli planlamaları gözetirken diğer yandan da bazı talihsizliklerle karşılaştı. Haziran ayındaki üniversite sınavları kongreyi temmuz ayına sarkıttı. Kongrenin birinci talihsizliği Kurban Bayramı arifesine denk gelmesiydi. Bayram arifesinde kongre yapmak katılım noktasında partiyi epeyce zorladı. Çünkü birçok insan tatile biraz erken çıkmıştı ya da köyüne daha erken bir tarihte dönmüştü. Kongrenin ikinci talihsizliği ise yakıt fiyatlarındaki artış sebebiyle ulaşım maliyetinin çok yüksek olmasıydı, araçlardaki bayram yoğunluğu da eklenince daha sıkıntılı bir durum ortaya çıktı. Bu iki husus katılımı düşürücü bir etki yaratsa da parti kadrolarının özverili çalışması ve halkın partiyi güçlü sahiplenmesi, kongrenin katılımını ve coşkusunu yükseltti. Kongreye Avrupa’daki ve Ortadoğu’daki sol partilerden de geniş bir katılım gerçekleşti. Bu geniş katılım, HDP’nin bilinirliği ve uluslararası meşruiyeti açısından önemli bir destek teşkil ediyor.
Kongrenin ana mesajı, ‘‘Çözüm biziz, sözümüz var’’ idi. Bu slogan, sosyal medyada da ‘Çözüm HDP’de’ etiketiyle karşılık buldu. HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel kongre öncesinde verdiği bir röportajda, “Hiçbir güç bizi görmeden başarıya ulaşamaz. Türkiye’de sorunlar çözülecekse anahtar parti HDP’dir. Türkiye’nin aslında bugün iktidar kutbuna da, karşısındaki kutba da mecburiyeti yok. İki kutup da kendine has refleksleriyle devletçi politikaları aşamıyorlar. Birbirinin benzeri siyaset yapıyorlar. Biz, 3. yoluz. Kongrede daha güçlü, etkili bir duruş görecek insanlar. Kendi tutumumuzu, durduğumuz yeri daha net ortaya koyacağız.” mesajını vermişti. Eş genel başkanların konuşmaları da bu yönde oldu. Pervin Buldan konuşmasında, “Herkes şunu çok iyi bilmelidir ki; HDP salt nehri geçmek için yapılan hiçbir siyasi hesapta köprü olmayacaktır” dedi. Mithat Sancar ise, ‘‘HDP’yle kamuoyu önünde açık, şeffaf bir görüşme yapılması halinde müzakerelere ve cumhurbaşkanlığı için ortak aday fikrine açığız. Bu çağrıya yanıt alamadığımız takdirde seçimlere kendi adayımızla gideriz’’ dedi. Dolayısıyla HDP’nin kongresi hem güçlü bir fotoğraf verdi hem de siyasi mesajı net oldu.
HDP’nin 3 Temmuz’daki kongresi siyasi mecralarda da epeyce konuşuldu. Kongre sonrasında, siyasi yelpazenin farklı pozisyonlarını tutan basılı ve dijital medyada çeşitli izlenim ve değerlendirme yazıları yazıldı. HDP’nin tutuklu eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş da bir yazı yazdı. Demirtaş’ın yazısı hariç, diğer yazıların odak noktasında HDP’nin oy potansiyeli ve seçimlerdeki belirleyiciliği yer alıyor. Yazılarda sorulan tüm sorulara aslında eş başkanlar, kongrede yaptıkları konuşmalarda net cevaplar verdi.
TÜRKİYELİLEŞME
Kongrenin ardından Selahattin Demirtaş, ‘İğneyi kendimize’’ başlığıyla T24 sitesinde bir yazı yazdı. Yazıdan bir bölümü aynen alıntılıyorum, ‘‘Eğer diğer muhalefetten Kürt açılımı bekliyorsak biz de HDP olarak Türkiye açılımı yapmak zorundayız. Mağdur kimliğimizin bizi ezilmişlik veya öfke psikolojisine sokmasına izin vermeden, özgüvenle tüm Türkiye'yi kucaklamak zorundayız. Siyasetin ve şiddetin bir arada olamayacağını bizim de bildiğimizi, bütün sorunlarımıza Türkiye'nin bütünlüğü içinde çözüm aradığımızı ve onurlu bir barış için ciddiyetle çalıştığımızı tüm Türkiye'ye en uygun dille, söylemle anlatmamız gerekir. Bu sayede ekonomi, dış politika, eğitim, sağlık, tarım, adalet gibi temel başlıklarda Türkiye'yi düze çıkaracak politikalarımızı daha rahat anlatabiliriz.’’ Demirtaş Türkiyelileşme’ kavramından kast ettiği şeyi, Şubat 2020’de Artı Gerçek sitesinden Derya Okatan’a verdiği röportajda açıklamıştı. Demirtaş şöyle diyordu: -“Türkiyelilik” kavramı o kadar yanlış tartışıldı ki, Kürtler bu kavramdan “Türkleşmek” gibi bir anlam çıkarmaya başlarken, Kürt olmayanlar da “Kürt sorunundan uzaklaşmak” anlamı yüklemek istediler. Bence iki yaklaşım da yanlıştır. HDP, Kürt sorunu dahil Türkiye’nin tüm sorunlarının çözümü için mücadele ediyor, etmelidir de. Zaten tüm sorunlar bu kadar iç içe geçmişken birini diğerinden ayırarak çözmek de mümkün değildir. Bu açıdan bakıldığında HDP sadece Kürtlerin değil Türkiye’de yaşayan her yurttaşın temsilini bulabileceği bir halk partisidir.’’ Bu konuda Demirtaş’ın eleştirisi ve katkısı yerindedir. Çünkü HDP kimi zaman demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümü dışındaki konularda kendisini anlatmakta güçlük çekiyor. Eğitimden sağlığa, ekonomiden tarıma, sosyal güvenlikten işçi haklarına, kadınlardan LGBTİ haklarına, göçmenlerden dış politikaya kadar her konudaki politikasını daha açık ifade etmeye ihtiyacı var. Önümüzdeki dönemde HDP’nin görünürlüğü açısından, Demirtaş’ın bahsettiği bağlamda‘Türkiyelileşme’ meselesi önemli bir nokta.
SEÇİMLER VE SANDIK GÜVENLİĞİ
Önümüzdeki dönem en önemli konulardan birisi ise seçim güvenliği. AKP Mart 2019’da yapılan yerel seçimlerde, İstanbul’daki seçim sonucunu tanımamış, hatta seçimi kazandığını iddia ederek İstanbul’un her yerine, ‘Kazandık’ afişleri asmış, ardından da seçimleri yenileme kararı almıştı. Ancak yenilerken çoğunluğu sağladığı belediye meclisi seçimlerini yenilemeye dahil etmemiş sadece başkanlık için seçim yaptırmıştı. Yerel seçimlerdeki olaylar silsilesi, seçim güvenliğine ciddi anlamda gölge düşürdü. Seçim güvenliği Millet İttifakı’nın içinde yer aldığı 6’lı Masa’nın da gündeminde, ancak orada CHP dışındaki siyasi yapıların ya seçim deneyimi zayıf ya da örgütlüğü zayıf. Dolayısıyla seçim güvenliği noktasında HDP’ye önemli bir görev düşüyor. Partinin önündeki önemli işlerden birisi seçim güvenliği. Çünkü önümüzdeki 4 yıl boyunca hemen hemen her yıl seçim olacak. 2023 yılında genel seçimler, 2024 yılında yerel seçimler olacak. Seçimleri muhalefetin kazanması durumunda parlamenter sisteme geçiş için bir referandum yapılacak. Referandum tarihi muhtemelen yerel seçimlerden sonra, 2024 sonbaharı gibi olacak. Sistem ve güç dengeleri değiştiği için 2025 yılında bir genel seçim daha göreceğiz. Dolayısıyla güçlü bir sandık güvenliği ağı, önümüzdeki diğer seçimlerin sağlıklı geçmesi açısından elzem.
TEMİZ TOPLUM
HDP’nin önümüzdeki dönemde önündeki önemli işlerden birisi ise, ‘Temiz toplum’ çalışması. Hemen hemen her gün 1996'da yaşanan Susurluk Skandalı'nı aratmayacak düzeyde bilgiler ortalığa saçılıyor, bazıları görmezden geliniyor. Bazıları ise örtbas ediliyor. Organize suç örgütü lideri Sedat Peker geçtiğimiz günlerde; Mesut Yılmaz'ın kumar oynarken çekilmiş bir kasetinin elinde olduğunu, bunu Mehmet Cengiz aracılığıyla Mesut Yılmaz’a verdiğini karşılığında tahliye edildiğini ve 5 milyon dolar para aldığını açıkladı. Olayı o dönem Mesut Yılmaz'a danışmanlık yapan gazeteci Sebahattin Önkibar doğruladı. Demir çelik sektöründe kurulan paravan firmalar üzerinden sahte faturalarla kamunun 25 milyar lira dolandırıldığı iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında, 284 şüpheli gözaltına alındı. Gözaltına alınıp tutuklananlar arasında Erol Evcil de var. AKP’li Ticaret Bakanı Mehmet Muş’un, tutuklanan Hüseyin Eryılmaz’la fotoğrafları ortaya çıktı. Tümör operasyonu kapsamında gözaltına alınan şüphelilerden MHP Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Şahin Gürz ve iş insanı Erdal Acar'ın da aralarında bulunduğu 46 kişi tutuklandı. AKP Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli’nin, TMSF tarafından el konulan Boydak Holding'e bir yakınını kayyum olarak atadığı ve holdingin içini boşalttığı ortaya çıktı. Birçok suç örgütü üyesinin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yla fotoğrafı var. Her gün yeni bir bilgi ortaya çıkıyor. Ortaya saçılan kirli ilişkilerin, rant döngüsünün gerçek bilgilere yaslanan bir raporlamayla, TBMM gündemine taşınması, TBMM zemininde kayıt altına alınması şart. Bunu yapabilecek yegâne güç ise HDP.
ÜÇÜNCÜ YOLUN İNŞASI VE SORUMLULUK DÖNEMİ
Önümüzdeki dönem HDP açısından her halükârda riskli bir dönem. HDP, Cumhur İttifakı’nın tam karşısında yer alıyor. Diğer taraftan Millet İttifakı içerisindeki İyi Parti hem MHP’den kopması hem de devlet içerisindeki milliyetçi güçlerle teması sebebiyle HDP’ye cepheden karşı bir zeminde yer alıyor. Dolayısıyla HDP’nin seçimlerde alacağı tutum, dolaylı olarak, uzun vadede tam karşısında yer alacak olan güçlerin yararına olabilir. HDP bu riskleri görmesine rağmen, doğru bir politika üretecek olgunluğa ve sorumluluğa sahip olduğunu kongrede gösterdi. Tüm risklere rağmen Türkiye halklarının ve işçi sınıfının yararına olacak herhangi bir meselede geri durmayacağını ifade etti. Bu sorumluluk, iki devlet fraksiyonu karşısında, üçüncü bir yolun inşası açısından da elzem. Yolumuz açık olsun.
*HDP Parti Meclisi Üyesi