‘Her koşulda barışı savunmalıyız’ açıklaması yapan 12 baro başkanına TCK 301 soruşturması

12 baro başkanı hakkında geçen kasım ayında Suriye'nin kuzeyi ve Irak’a yönelik düzenlenen hava operasyonlarına karşı yayınladıkları ortak açıklama gerekçe gösterilerek TCK 301'den soruşturma açıldı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Aralarında Diyarbakır, Van ve Mardin Baroları’nın başkanlarının da bulunduğu 12 baro başkanı hakkında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin geçen kasım ayında Suriye'nin kuzeyi ve Irak’a yönelik düzenlediği hava operasyonlarına karşı "Her Koşulda Barışı Savunmalıyız!" başlığıyla yayınladıkları ortak açıklama gerekçe gösterilerek “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve Organlarını aşağılama (Türk Ceza Kanunu m. 301)” suçlamasıyla soruşturma açıldı. Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, barış çağrısıyla yaptıkları açıklamanın içeriğinde suç olabilecek bir ifade olmadığını belirterek “Buradaki niyet, bizleri bu faaliyet alanlarından uzak tutmaya çalışmaktır” dedi. 

MLSA'dan Deniz Tekin'in haberine göre Ağrı, Batman, Bingöl, Dersim, Diyarbakır, Hakkari, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak ve Van Barosu Başkanları, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) Suriye’nin kuzeyine yönelik 20 Kasım 2022’de hem havadan hem de karadan başlattığı “Pençe Kılıç Hava Harekatı” ismi verilen operasyona ilişkin 21 Kasım’da “Bölge Barolarından Ortak Açıklama; Her Koşulda Barışı Savunmalıyız!” başlığıyla ortak açıklama yayınlanmıştı. Açıklamada, bölgedeki sorunlara askeri müdahaleler yerine barışçıl siyasi çözümler arama çağrısı yapılmıştı. 

İNTERNET ÜZERİNDEN İHBARDA BULUNDU

Baroların bu açıklama ile PKK ve YPG’ye "destek" verdiğini savunan bir kişi, internet üzerinden Diyarbakır 112 Acil Çağrı Merkezi Müdürlüğü’ne ihbarda bulundu. İhbarda, “Ekteki görseldeki bildiriden görüleceği üzere Diyarbakır ve beraberindeki 12 baronun 21.11.2022 tarihli PKK/YPG’ye destek açıklamasıyla ilgili gereğini arz ederim” denildi. 

İHBARIN YAPILDIĞI GÜN SORUŞTURMA VE FEZLEKE

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu, ortak açıklamada ismi geçen 12 baro başkanının açık kimlik bilgilerinin tespit edilerek, haklarında Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesinde düzenlenen “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve Organlarını aşağılama” suçundan ayrı ayrı fezleke hazırlanıp, savcılığa gönderilmesi için polise talimat verdi. Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü, 12 baro başkanı hakkında yürüttüğü soruşturmayı jet hızıyla tamamlayıp hazırladığı fezlekeyi aynı gün soruşturmayı yürüten Terörle Mücadele Kanunu kapsamında yetkilendirilen savcıya gönderdi. Fezlekede yer alan “Araştırma Tutanağı”nda baroların yaptığı açıklamanın yayınlandığı haber sitelerinin ekran görüntüsü suç unsuru olarak gösterildi. 

 

BARO BAŞKANLARININ GÖREV YAPTIĞI İLLERDEKİ BAŞSAVCILIKLARA FEZLEKE GÖNDERİLDİ

Terör Suçları Soruşturma Bürosu savcısı, Ağrı Barosu Başkanı Serdar Günakın, Batman Barosu Başkanı Erkan Şenses, Bingöl Barosu Başkanı Ömer Faruk Hülakü, Dersim Barosu Başkanı Fatma Kalsen, Hakkari Barosu Başkanı Ergün Canan, Mardin Barosu Başkanı İsmail Elik, Muş Barosu Başkanı Kadir Karaçelik, Siirt Barosu Başkanı Muhammed Alptekin, Şanlıurfa Barosu Başkanı Abdullah Öncel, Şırnak Barosu Başkanı Rojhat Dilsiz ve Van Barosu Başkanı Sinan Özaraz hakkında yürüttüğü soruşturmada görevsizlik kararı verdi. 

Savcı, baro başkanları hakkında gerekli yasal işlemlerin yapılması için hukukçular hakkında hazırladığı soruşturma evraklarını, ikamet ettikleri illerin başsavcılıklarına gönderdi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Baro Başkanı Nahit Eren hakkında TCK 301 yönünden soruşturma izni verilmesi için dosyanın Adalet Bakanlığı'na gönderilip gönderilmeyeceğine dair önümüzdeki günlerde karar vermesi bekleniyor. 

DİYARBAKIR BAROSU YÖNETİMİ HAKKINDA TCK 301'DEN SORUŞTURMA İZNİ İSTENDİ

Öte yandan,  Kuzey Irak’taki Dohuk vilayetinin Zaho bölgesinde 20 Temmuz’da yaşanan ikisi çocuk en az dokuz kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırıyla ilgili Diyarbakır Barosu Başkanı Eren ve Yönetim Kurulu üyeleri hakkında TCK 301 yönünden soruşturma izni verilmesi için dosya Adalet Bakanlığı'na gönderildi. Bakanlığa gönderilen fezlekede, Diyarbakır Barosu'nun resmi Twitter hesabında yaptığı ”Kürdistan Federal Bölgesi'nin Zaho ilçesinde TSK’nın bombardımanıyla, içlerinde çocukların da olduğu siviller hayatını kaybetmiştir. Roboski’de olduğu gibi söz konusu Kürtler olunca insancıl hukuk değersizleşiyor. Yaşamını yitirenlerin ailelerine ve Kürdistan’a başsağlığı diliyoruz” paylaşımında geçen “Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sivillere yönelik bombardıman yaptığı” şeklindeki sözlerin TCK 301’de tanımlanan suç kapsamında olduğu savunuldu. 

NAHİT EREN HAKKINDA 6 SORUŞTURMA

Hakkında açılan soruşturmayı değerlendiren Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, barış çağrısıyla yaptıkları açıklamanın içeriğinde soruşturma açmayı gerektirecek hiçbir ifade bulunmadığının altını çizerek, “Tamamen kendi düşüncelerimizi ifade ettik” dedi. 

Bu tür açıklamalar gerekçe gösterilerek Diyarbakır Barosu başkanları ve yöneticileri hakkında yıllardır soruşturmalar açıldığını, yargılamalar yapıldığını hatırlatan Eren, “Başka bir örneği var mı, yok mu bilmiyorum? Türkiye’de, hakkında TCK 301. madde suçlamasıyla bugüne kadar altı defa soruşturma açılan ilk kişi ben olacağım diye tahmin ediyorum. Daha önce TCK 301’den iki defa yargılanıp beraat ettim. Son açılan soruşturma ile birlikte hakkımda TCK 301’den dört tane soruşturma bulunuyor. Maalesef, Türkiye’de farklı düşünen ya da sorunların çözümüne dair kendi bakış açısıyla bir fikir üreten, iktidarın bakış açısına ya da iktidarın hoşuna gitmeyecek tarzda düşüncesini ifade edenler için TCK 301 devreye giriyor. Bu madde ile sanki devlet aşağılanmış gibi bir duygu ve düşünce ile soruşturmalar başlatılıyor. Oysa soruşturma konusu yapılan bu açıklamada herhangi bir kuruma ya da herhangi bir millete yönelik aşağılayıcı söylem yok. Sadece yapılanın doğru olmadığı yönünde kendi düşüncemizi ifade ediyoruz. Bu soruşturma bu şekilde açılıyor ama bunların konjonktürel olarak açılan soruşturmalar olduğu kanaatindeyim. Yoksa açıklamadaki ifadelerde herhangi bir suç unsuru bulunmamakta.” (HABER MERKEZİ)